DÜNYADAN FUTBOL - 17 Kasım 2014 Pazartesi 16:49

Çirkin saldırının mağduru gazeteciler İHA’ya konuştu

A
A
A
Çirkin saldırının mağduru gazeteciler İHA’ya konuştu

Dün akşam oynanan Türkiye - Kazakistan maçı sonrası, milli kaleci Volkan Demirel'in koruması olduğu iddia edilen şahısların saldırdığı gazeteciler İHA’ya konuştu.

 Sorumluların cezalandırılmasını isteyen gazeteciler, yetkililerden radikal kararlar almalarını talep etti. 

Dün TT Arena’da oynanan Kazakistan maçının arından futbolcular Volkan Demirel ve Emre Belezoğlu’nu görüntülemek isteyen gazeteciler Gökhan Kılınçer ve Halit Kayacan özel güvenlik görevlilerinin saldırısına uğradı. Gazeteciler, dün gece yaşanan olayları İHA’ya anlattı. Gazeteci Gökhan Kılınçer, her şeyin görüntülerde olduğunu belirterek, "Güvenlikçilerin terörüne maruz kaldık. Ortada hiçbir şey yokken gelip bizi darp ettiler. Şiddetin azı çoğu olmuyor. Gittik şikayetçi olduk. Bundan sonrasını adalete bıraktık. Statlarda bu tarz şiddet olaylarının olmaması gerekiyor. Sporda Şiddet Yasası çıktı ama hala önüne geçilemedi. En olmaması gereken yerde, takım çıkışında bile bu tarz olaylar oluyorsa bazı şeylerin tekrar düşünülmesi gerekiyor. Şiddetin engellenmesi için bazı radikal kararların alınması gerekiyor. Yapılanlar, yapanların yanına kar kalmamalı" dedi.

KAYACAN: "BÖYLE BİR OLAYA KARIŞMAKTAN ÜZGÜNÜZ"

Vatan Gazetesi Foto Muhabiri Halit Kayacan ise özel güvenlik görevlilerinin gazetecileri darp etmesinden önce yaşanan olayları anlattı. Kayacan, spor medyası çalışanları olarak böyle bir olaya karıştıkları için üzüntü içerisinde olduğunu dile getirerek, "Sorgulanması gereken çok şey var ama bu işin neresinden başlayacağız sorgulamaya? Milli Takım çalışanları tarafından Volkan Demirel ve Emre Belözoğlu'na otoparktan çıkmaları, gazetecilerin kendilerini beklediği yönünde bilgi verildiği ve tarz olayların yaşanabileceğinin önceden bilindiği yönünde haberler geldi bize. Bunları bildikleri halde kendileri tekrar medyanın içinden çıkmak istediler, medya da tabii burada görevini yapmak istedi. Orada çok dar bir alan vardı. 50’nin üzerinde kameraman ve foto muhabiri vardı, herkes bir şeyler çekmek istiyor, herkesin kurumuna karşı bir sorumluluğu var ve bunu yerine getirmeye çalışıyor. O kalabalıkta bir arbede yaşandı. Sözlü tartışmalar oldu. Bizim aramızda da işini yaparken biraz abartanlar var. Onlar da söylememesi gereken söylemlerde bulununca ortam biraz gerildi. Arkasından bu görüntüler ortaya çıktı" şeklinde konuştu.

"KRALDAN ÇOK KRALCI VAR"

Darp edilen foto muhabiri Halit Kayacan, bazı medya organlarının kendilerinden reyting sağlamaya çalıştıklarını savunarak, "Bu olayların yaşanmaması için yetkililerin bir an önce bu işlere bir çözüm bulması gerekiyor. Maalesef aramızda da dışarıda, sporcuların arasında da sporcuları koruyanların içinde de bizim medyamızda da kraldan çok kralcı insan var. En çok üzüldüğüm şey dün gece internet sitelerinden ve televizyondan üzerimizden reyting yapmaya çalışan bazı insanlar var. Emre’yi olsun, İsmail Hoca’yı olsun, Aziz Yıldırım olsun koruyan insanlarla sürekli yan yanayız, yan yana çalışıyoruz o insanların bize acımasızca vurmalarına son derece üzüldüm ve orada sahipsiz kalmamıza son derece üzüldüm" ifadelerini kullandı.

"SPOR BÜRO ZAMANINDA MÜDAHALE ETMEDİ"

Kayacan, Spor Büro çalışanlarının olaya zamanında müdahale etmediği için darp olayının yaşandığını belirterek, "3-4 seneden beri Spor Büro var. Bu arkadaşlar Spor Büro adı altında bütün statlarda görev yapıyorlar. Biz orada dayak yiyoruz, biz orada darp ediliyoruz, bir şeylere maruz kalıyoruz kenarda bizi izliyorlar. Ben en son niye durduklarını sorduktan sonra olaya müdahale ettiler. Ondan sonra yere düşen arkadaşlarımızı o şahısların ellerinden aldılar. Ardından olaylar biraz daha yatışmaya başladı ama iş işten geçmişti. Spor Büro görevlileri zamanında müdahale etseydi olaylar bu kadar büyümezdi. Bunların sorgulanmasını istiyorum" açıklamasında bulundu. 

METİN BAŞAR
İSTANBUL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da hava kirliliği alarm veriyor Hava kirliliği oranının hem yaz hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerinin üzerinde olduğu Iğdır’da hava kirliliği alarm vermeye devam ediyor. Hava kirliliğinde Avrupa’da birinci sırada yer alan Iğdır’da kış ayı ile birlikte artan hava kirliliği yeniden alarm veriyor. Iğdır’da hava kirliliğinde coğrafi konum, rüzgâr erozyonu, Ermenistan’daki Metzamor Nükleer Santrali, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ayrıca Iğdır’da ölümlerin başında yine kirli hava yer alıyor. Iğdırlı vatandaşlar şehir genelinde doğal gazın yaygınlaştırılmasını istiyor. Bazı vatandaşlar da hava kirliliğine neden olan kişilere para cezası, yeri geldiğinde hapis cezası verilmesini istiyor. Iğdır’da alınan verilere göre ölçülen parametrelerden PM10 (Partikül madde) değerlerinin hem yaz mevsiminde hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerin üzerinde olduğu ortaya çıktı. Dünyada meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilim adamları araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çekti. Iğdır’da esnaf olan Ekrem Eray şehirde zehirli bir hava soluduklarını belirterek, “Iğdır’da hava kirliliği sorununu biz Iğdırlılar hepimiz yaşıyoruz. Zaten son yıllarda da hastalıklar özellikle kanser çok arttı. Sobalarda çıkan kömür dumanlarına bir çözüm bulunmalı ki bu sorun bitsin.” dedi. Şehirdeki sis bulutları dron ile görüntülendi .