GÜNDEM - 15 Mart 2013 Cuma 13:33

CHP 'hapishane raporu'nu açıkladı

A
A
A
CHP 'hapishane raporu'nu açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bazı cezaevlerinde kapasite yetersizliği nedeniyle mahkumların üst üste yattığını, bazılarında ise mahkumların nöbetleşe uyuduğunu, mahkumları ziyarete gelen kız çocuklarının ve kadınların iç çamaşırına kadar arandığını iddia etti.


CHP Cezaevi Komisyonu üyesi Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ve Manisa Milletvekili Özgür Özel parti genel merkezinde düzenlendikleri basın toplantısıyla “hasta mahpuslar” raporunu açıkladı.

Komisyonun bir yılı aşkın bir süredir devam eden çalışmalar sonucunda 50’ye yakın cezaevinin 106 kez ziyaret edildiğini belirten Ağbaba, ziyaret edilen cezaevlerinin nüfusunun 130 bini aştığını ve cezaevlerinin tutuklu ve mahkumu ile Kilis’in, Tunceli’nin, Ardahan’ın ve Bayburt’un nüfusundan fazla olduğunu söyledi. CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri olarak en çok tutuklu milletvekilini, en çok tutuklu öğrenci, en çok tutuklu avukat, en çok tutuklu gazeteci, en çok tutuklu bilim adamını ziyaret eden milletvekili olduklarını kaydeden Ağbaba, hapishanelerde tutukluluk sayısının fazla olmasının sebebinin AK Parti hükümeti olduğunu ileri sürdü.

Ağbaba, “Zaman zaman bizim ziyaretlerimizle ve medyanın da bu konuda gösterdiği duyarlılıkla ülke gündemine ölüm, isyan, yangın, ölüm oruçları, taciz-tecavüz, işkence ve kötü muamele gibi başlıklar altında gelen hapishaneler meselesi köklü bir reformu gerektirmektedir ve bu reformun en acil boyutunu da hasta mahpuslar konusu oluşturmaktadır” dedi.

“BAZI CEZAEVLERİNDE KAPASİTE YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE MAHKUMLAR NÖBETLEŞE UYUYOR”

Raporun özelinde yer verilen hasta mahpuslar konusu dışında cezaevlerinde çok çeşitli ve acil çözüm bekleyen sorunlar da bulunduğunu dile getiren Ağbaba, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizler yaptığımız tespitler sonucunda hapishanenin ‘tipine’ veya hapishanenin idaresinin inisiyatifine bağlı olarak sorunlar çeşitlenmektedir. Bazı F tipi hapishanelerde su günün belli saatlerinde verilirken, başka bir F tipi hapishanesinde su sorunun olmadığını görüyoruz. Örneği 1 nolu cezaevinde mahkumlara günlük 50 litre sıcak su, yani yaklaşık 110 saniyede dolan bir suyla günlük ihtiyaçlarını insanlar gidermeye çalışmaktadır. Traş, günlük temizlik ihtiyaçları ve bulaşık gibi ihtiyaçlarını günlük 110 sanayide dolan bir kapla yapmaya çalışmaktadır. Bir başka cezaevinde günlük traş olma zorunluluğu bulunmakta ve olağan dışı sakal gibi sorunlar gündeme gelmektedir. Cezaevi idaresine sorduğumuz zaman olağan dışı sakaldan ne anlıyorsunuz diye sorduk, hatta Cübbeli Ahmet Hocanın sakalı olağan dışı mıdır, değil midir diye sorduğumuz zaman bize cevap veremediler. Yine F tipi hapishanelerin bir çoğunda kitap sayısında sınırlama yapılırken, bazılarında yasaklı kitap listesi oluşturulmakta. Bazı cezaevlerinde kapasite yetersizliği nedeniyle mahkumlar üst üste hatta nöbetleşe uyumaktadır. Türkiye’nin bir çok cezaevinde nöbetleşe uyuduğuna şahit olduğumuzu belirtmek isterim.”

“ÇIPLAK ARAMA F TİPLERİNİN TAMAMINDA VAR”

Bir koğuştan bir koğuşa elden kitap gönderilemediğinin altını çizen Ağbaba, “Bir koğuştan bir koğuşa kitap göndermek için kargo yolu kullanılmaktadır. Bir kitap 7.5 lira kargo parası verilerek yan hücreye 15 günde ulaştırılmaktadır” dedi.

Sohbet sürelerinin her cezaevinde farklı uygulandığını kaydeden Ağbaba, hiçbir cezaevinde kanunda yazan 10 saatin kullandırılmadığını aktardı. Bazı cezaevlerinde mahkumların istediği kanalların izletilmediğini vurgulayan Ağbaba, bir çok cezaevinde gazetelerin geç verildiğini söyledi. Ziyaret edilen F tipi cezaevlerinde hapishaneye ilk girişte çıplak arama yapıldığını belirten Ağbaba, “Örneği platin olan bir mahkum x-ray cihazından geçerken sürekli öttüğü için her giriş çıkışta çıplak aramaya tabi tutulmaktadır. Bazı hapishanelerde Türkiye’nin gerçeği olan oyuk araması var. Bir cezaevinde bu tespit edildi ve görevlileri değiştirildi. Çıplak arama F tiplerinin tamamında var. Bu kadar teknoloji gelişmiş iken bunların yapılması açıkçası insan bedenin dokunulmazlığının ihlalidir. F tipi hapishanelerde revire veya telefona giderken ayakkabı araması yapılmaktadır. Bazı hapishanelerde yazarlara, sanatçılara, TBMM’ye hitaben yazılan mektuplara el konulmaktadır. Bunları sakıncalı mektup olarak değerlendiriliyor” şeklinde konuştu.

“KIZ ÇOCUKLARI İÇ ÇAMAŞIRLARINA KADAR ARANIYOR”

Mahkumları ziyarete gelen insanların sıkı aramalardan geçirildiğini ve tacizlerle yüz yüze kaldığını öne süren Ağbaba, ziyaret gelen kız çocuklarının ve kadınların iç çamaşırlarına kadar arandığını söyledi. Sincan Cezaevi’nde islami bir davadan yatan bir mahkumun, kız çocuğunu 5 yıldır görmediğini ifade eden Ağbaba, mahkum babanın bunun sebebi olarak kız çocuğunun cezaevine geldiğinde iç çamaşırına kadar soyulduğunu söylediğini kaydetti. Bazı cezaevlerinde renk yasakları konduğuna dikkat çeken Ağbaba, “Bazı cezaevlerinde Ceza İnfaz Koruma Memurlarının kıyafetine benziyor diye mavi gömlek giymek yasak. Kırmızı renk sol örgütlerin propagandasını çağrıştırıyor diye, yeşil renk askeri kıyafete benziyor diye yasaklı durumdadır. Cezaevlerinde öyle yasaklar var ki, iki taneden fazla kazan giymek yasak. Kuru kalem dahil olmak üzere her türlü kalem yasak, renkli kalem yasak, türkü söylemek yasak. Eski bir atletle yer silerseniz, atleti amaç dışı kullandığınızdan disiplin suçu alıyorsunuz. Hapishanelerde, insanların suç tipine ve siyasi görüşlerine göre özel ayrımcılıklar da üretilmiş durumda. Örneğin Silivri Cezaevi’ndeki mahkumlar, sohbet hakkı, sosyal etkinlik ve kurs benzeri hiçbir etkinlikten faydalanamamaktadır” dedi.

“EŞCİNSEL MAHKUMLARA ONUR KIRICI UYGULAMALAR YAPILIYOR”

Farklı cinsel yönelimleri olan mahkumlara ayrımcılık yapıldığını vurgulayan Ağbaba, bu tür mahkumlardan eşcinsel olduğu için rapor istendiğini ve rapor alma sürecinde mahkumlara onur kırıcı uygulamalar yapıldığını söyledi. Farklı cinsel yönelimleri olan mahkumların etkinliklere katılamadığını, güvenlik gerekçesi ile açık cezaevlerine gitmelerinin engellendiğini kaydeden Ağbaba, “Bir çok cezaevlerinde keyfi disiplin cezaları veriliyor” dedi. Bir kadın mahkuma 7 yıl görüşme yasağı getirildiğini aktaran Ağbaba, keyfi uygulamalarda buna benzer örneklerin çok olduğunu belirtti.
Hapishanelerle ilgili olarak en yakıcı bir diğer sorunun tecrit olduğunu belirten Ağbaba, “Kanlı bir operasyonla hayatımıza sorulan F tipleri bütün olumsuz hapishane koşullarına, insanın insansızlaştırılmasını etkilemiştir. F tipi hapishaneler hücre hücre bölünmüştür. Her hücrede insanlar bulunmaktadır. F tipi hapishaneler insanların birbirleriyle iletişim kurmamaları için inşa edilmiştir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kocasinan, 8 yılda bin 85 kilometre yol yaptı Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Kayseri’de en yüksek kapasiteye sahip asfalt plenti ve Türkiye’de sayılı olan konkasör tesisi ile bu zamana kadar 1 milyon 275 bin ton asfalt serimi gerçekleştirdiklerini ve bin 85 kilometre yol yaptıklarını söyledi. Kocasinan Belediyesi’nin "Yol medeniyettir" anlayışıyla hizmet atağını sürdürdüğüne dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, daha geniş ve daha konforlu yollar yaparak şehrin alt ve üst yapısını geleceğe hazırladıklarını vurguladı. "Asfaltta da tarihi bir dönüm noktasına imza attık" Kocasinan’da ulaşımın kalitesini, konforunu ve güvenliğini artırarak yüksek standartlarda yol ve kaldırım yaptıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, merkezde alan bakımından en büyük ilçe olduklarının altını çizerek, "Kocasinan, 156 bin hektar alan üzerinde Kayseri’nin merkezde en büyük ilçesidir. Merkezdeki en büyük ilçe olmamız sebebiyle çok büyük bir yol ağına sahibiz. Bu kapsamda Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, gece gündüz demeden, mevsim şartları elverdiğince Kocasinan’ın dört bir yanında yol yapımı ve asfalt serimi seferberliği yapıyor. Daha çağdaş normlarda, daha geniş ve daha konforlu yollar yaparak şehrin alt ve üst yapısını geleceğe hazırlıyoruz. Bu kapsamda bu yıl 135 bin ton asfalt sererek, 115 kilometre yol yaptık. Bu zamana kadar ise 1 milyon 275 bin ton asfalt serimi gerçekleştirdik ve bin 85 kilometre yol yaptık." ifadelerini kullandı. "Üreten belediyecilikle rekor hizmet" Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, gece gündüz demeden, mevsim şartları elverdiğince Kocasinan’ın dört bir yanında yol yapımı ve asfalt serimi seferberliği yapıyor. Özellikle asfalt plenti ve agrega üretim tesisimiz, Kocasinan’a ciddi manada tasarruf imkânı sağlıyor. Kendi öz kaynaklarımızla üretim yaptığımız için asfalt plentimizle rekor tasarruf sağlıyoruz. 2017 yılında hayata geçirdiğimiz, Kayseri’de kamuda en yüksek kapasiteye sahip olan, teknolojik yapısıyla dünya standartlarında asfalt üreten ve yüzde yüz yerli üretim olan çevre dostu asfalt plenti ile Kayseri’mize ve ülkemize hizmet etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Kocasinan Belediyesi olarak vatandaşlara en iyi hizmeti sunabilmek için tesis çalışmalarına önem veriyoruz. İhtiyaç duyulan her alanda kendi tesislerimizde üretim yapma noktasında gerekli altyapıya sahip örnek bir belediyeyiz. Bütün çalışmalarımızın güzel ilçemiz Kocasinan’da yaşayan hemşehrilerime hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." Kocasinan’da her zaman en iyi ve en kaliteli hizmeti hedeflediklerini belirten Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini, "Yaptığımız hizmetler neticesinde ilçemiz daha modern bir görünüme ve daha sağlıklı bir altyapıya kavuşuyor." diyerek noktaladı.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" dedi. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 20. kez toplandı. Komisyon toplantısı Meclis Başkanı Kurtulmuş’un konuşması ile başladı. Komisyonun son eşiğine gelindiğini belirten Kurtulmuş, "Komisyonumuz, ele aldığı konunun önemi ve ağırlığı dolayısıyla tarihi bir görev icra etmiştir. Bu süreç içerisinde demokratik olgunlukla herkesin fikrini açık bir şekilde ifade ettiği ve konuşulan bütün sözlerin burada kamuoyunu açık bir şekilde cereyan etmesinin ve hepsinin tutanak altına alındığı son derece verimli bir komisyon çalışması gerçekleştirdik. Dinlemeleri, çok geniş kesimleri kapsayan sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve kanaat önderleri oluşturulmuştur. Komisyonu çalışmaları bakımından kritik eşikleri fevkalade büyük hassasiyetle ve gerçekten özverili çalışmayla aştık. Şimdi komisyonumuzun son eşiğine gelinmiştir. O da ortak bir rapor yazılması ve bu raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na verilerek buradaki tekliflerin yasalaşması ve diğer tekniklerin yerine getirilmesi. Bu çerçevede siyasi partiler raporlarını hazırladı ve Meclis Başkanlığımıza sundu. Kendileri açısından önemli gördükleri konuda açık bir şekilde raporlarını da ifade ederek bir siyasi tutum belgesi olarak Meclis Başkanlığına intikal edilmiştir. Bu raporların tamamlanması ile birlikte geçen hafta itibarıyla Meclisimizin sitesinden bütün raporlar kamuoyunu açılmıştır" ifadelerini kullandı. "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" Raporlarla ilgili tartışmaların olduğunu belirten Kurtulmuş, "Ancak bu raporlardan esas muradımız; her partinin kendi tutum belgesi olarak ortaya koyduğu raporlarla ortak bir rapor hazırlanması süreci. Bu sürecin ümit ederim ki başarıyla sonuçlanmasıyla birlikte çok önemli hayati eşit daha aşınmış olacak. Bu çerçevede, önümüzdeki süreçte partilerin farklı fikirleri daha yakınlaştırarak temasların artırılması yararlı olacaktır. Böylece ortak bir noktaya ulaşmak daha kolay olacaktır. Kısa bir süre içerisinde nihai raporu da bitirerek üzerinde ortaklaştığımız metni Türkiye kamuoyuna paylaşmak mümkün olur. Ancak bu sürede nihai raporun tamamlananabilmesi için öyle görünüyor ki, parti temsilcilerimizle yaptığımız istişarelerde ortaya çıktı. İlave bir süreye ihtiyaç olacak" dedi.
Tekirdağ Tekirdağ’da silahlı saldırı davasında karar: Sanığa müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet ve 36 yıl hapis Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde 2024 yılında, 2 kişinin hayatını kaybettiği, aralarında bir polisin de bulunduğu 3 kişinin yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin davada karar açıklandı. Mahkeme, sanık hakkında müebbet, ağırlaştırılmış müebbet ile toplam 36 yıl hapis cezası verdi. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Eren Uzuner, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Duruşmada müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Sanığın savunması dikkat çekti Savunma için söz alan sanık, mahkeme heyetine delillerin tam olarak toplanıp toplanmadığını sordu. Mahkeme başkanının yalnızca savunma yapması yönündeki uyarısı üzerine sanık, delillerin duruşmada okunmasını talep etti. Sanık, kendisiyle oynandığını ve yapay zekâ yoluyla zihninin okunduğunu iddia ederek, "Benim sürekli duygularımla oynadılar, yapay zeka ile aklımı okuyup benim Allah’a olan isyanımı şarkıcılara satıyorlar. Kliplerinde benimle dalga geçiyorlar. Beni delirtmeye çalışıyorlar. Çokça sordum, benim duygularımla neden oynuyorsunuz, beni delirtmek mi istiyorsunuz diye, yemin ettiler öyle bir şey yok diye" dedi. Acılı babadan mahkemeye çağrı Hayatını kaybeden Fatma Özdemir’in babası Kemal Özdemir, duruşmada yaptığı konuşmada kızının çocukluğundan bahsederek sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Özdemir, "Ben evladımı ne zorluklarla büyüttüm, ben cezaevinde ne acılar çektim. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Benim kızım 10 yaşına kadar kolumda uyurdu. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı. Mahkemeden ağır ceza Mahkeme heyeti, sanığa iki kişiye yönelik eylemleri nedeniyle müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca 3 kişiye yönelik ’kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ’yaralama’ suçlarından toplam 36 yıl hapis cezasına hükmedildi. İdam çağrısı Olayda hayatını kaybeden Barkın Perçin’in babası Mustafa Perçin, idam cezasının getirilmesini istedi. Fatma Özdemir’in ablası Selen Özdemir de ağırlaştırılmış müebbet kararına rağmen acılarının dinmediğini belirterek, "Ben bu cani ve katillerin hepsinin idam cezası ile cezalandırılmasını talep ediyorum. Benim annem çocuk kilosuna düştü. Vicdanımız hiçbir şekilde rahat değil. Ben her gün kız kardeşimin kabrine gidiyorum. Bu insanların yaşaması hak mıdır? Bu insanlara kısas gelmeli, idam gelmeli, başka insanların canı yanmamalı" dedi. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Evkur Mağazası’nda 2025 Ekim ayında meydana gelen silahlı saldırı olayında zanlı 2 kişiyi öldürmüş 3 kişiyi de yaralamıştı.