SAĞLIK - 29 Kasım 2016 Salı 10:18

Çernobilden kurtuldu Türkiye'yi uyardı

A
A
A
Çernobilden kurtuldu Türkiye'yi uyardı

Çernobil faciasında sağ kurtulduktan sonra bölgedeki sağlık çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Vasiliy Nikolovayevic Melnicenko, İstanbul’da en az Çernobil kadar tehlike saçan iyot eksikliğini anlattı.

Başta kanser, otizim ve zeka geriliğinin temelinde iyot eksikliğinin yattığını açıklayan Prof. Dr. Melnicenko, “Türkiye iyot kullanımı açısından dünya ortalamasının çok gerisinde” dedi. Çözüm olarak iyotun tarımla kullanılması gerektiğini ve gıda zincirine dahil olmasını önerdi. 

İstanbul’da Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Kocatepe Salonu’nda düzenlenen “Bir damla İyotta Hayat Vardır” seminerine katılan Prof. Dr. Vasiliy Nikolovayevic Melnicenko, iyot eksikliğinin Çernobil felaketinin davetiye çıkardığı ağır hastalıklarla eş değer nitelikte olduğunu söyledi.

Türkiye 30 kat daha düşük
İyot eksikliğinin dünya genelinde en önemli üç problem arasında yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Melnicenko, “ Bu sadece Türkiye'nin değil dünyanın önde gelen üç probleminden biridir. Genel olarak Türk nüfusu 100 mg iyot kullanıyor.Gelişmiş ülkelerden biri olan Japonya ile kıyaslarsak, Japonlar ortalama olarak 3 bin mg iyot alıyorlar. Onun için dünyada en uzun ömürlü Japonlar ve en az hastalanan onlardır. Herkesin mutfağında bir zeka ürünü varsa bu Japonların keşfidir” dedi.

130 ülke mücadele ediyor
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 130 ülkenin iyot eksikliğiyle ilgili olarak mücadele eylem planlarını hayata geçirdiklerini aktaran Prof. Dr. Vasiliy Nikolovayevic Melnicenko, zeka geriliği ve diyabet gibi birçok hastalığın temelinde de iyot eksikliğinin yattığına dikkat çekti. Prof. Dr. Melnicenko, eksikliğin giderilmesi için günlük gıdaların içerisinde normal seviyede iyot bulundurulmasına bunun da tarımla mümkün olabileceğini açıkladı.

Avrupa 15 yıldır tarımla kullanıyor
Seminere katılan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rasime Ece de, iyot eksikliği denilince akla ilk olarak tuz geldiğini ancak tuz tüketiminin azaltılması açısından yapılan çalışmaların doğru anlatılmadığına bu yüzden iyot eksikliğinde artış yaşandığına dikkat çekti. Dr. Rasime Ece iyot eksikliğinin yol açtığı hastalıkları sıralayarak, “ Başta kanser, diyabet, obezite ,otizm, down sendromu, gibi ağır ve neredeyse tedavisi mümkün olmayan hastalıklara sebebiyet verdiğini söyledi ve , " Dr. vasiliyi iyonize edilmiş iyotun mucididir.Tüm dünya kendisini tanıyor. Ancak bu kadar tanınan birisini Türkiye tanımıyor. Türkiye'de iyottan kaynaklanan bir çok hastalık var .İyot eksikliğini düzeltirsek sağlıklı ,mutlu, zeki bir kuşağa sahip oluruz. Avrupa'da gelişmiş ülkelerde 15 senedir bu tarımda kullanıliyor. Bunlardan Almanya ,Fransa, İspanya,İtalya, İngiltere, Romanya, Bulgaristan,Sırbistan,Beyaz Rusya,Rsuya Ukrayna ve ABD başında geliyor. Türkiye bu kadar yakınken halen başlamadık" dedi.

Belirtileri Nelerdir?
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rasime Ece vatandaşların iyot eksikliğine karşı özellikle günde 6 adet ceviz ve sıklıkla balık tüketilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Dr. Rasime Ece yapılacak testler sonrasında vücutta iyot eksikliğinin ortaya çıkabileceğini ancak hızla kilo almak, sık sık yorgunluk hissi ve sabahları mutsuz uyanmanın bariz belirtiler arasında da yer aldığını söyledi. Dr. Rasime Ece şunları söyledi: “ Tüm bunların sebebi iyot eksikliği. Çünkü iyot eksikliği bütün organların çalışmasını engelliyor.Vücudumuzda troit bezinin Türkçe’deki karşılığı kalkan bezesidir. Kalkan, yani koruyucu demektir. Bugün koruyucu kalkanımız aç, iyot olmadığı için.”

Vatandaşlar bilmiyor
Seminere katılan vatandaşların ortak talebi ise ilaç kullanmadan gıdalarla iyot eksikliğinin giderilmesi oldu. Çoğu vatandaş ise iyot eksikliği ve yol açtığı olumsuz tablodan birhaber olduğunu dile getirdi. Şükriye Atagöz isimli ev hanımı da iyot eksikliğinden dolayı hipotroid hastası olduğunu dile getirerek; “ İyot eksikliğini önceden bilmiyordum. Kızım sağlıkçı olduğu için test yaptırdım. Her gün iyot eksikliğini bir ilaçla almaya çalışıyorum. İlaç almadan bunun üstesinden gelmek isterim tabiî ki de” dedi. Erkan Tan isimli vatandaş da; “ Uyot eksikliğini ilk kez duyuyorum” dedi. Mimar Eylem Özer ise iyot denilinde akla ilk olarak “tuz” geldiğini belirterek; “ Gerçekten iyot eksikliği hakkında bilgi sahibi değilim. Her yerde tuz tüketmeyin diyorlar ama” dedi.

İyot nedir?
İyot Yunanca "Mor" anlamına gelen kimyada bir element. Özellikle deniz suyunda bazı topraklarda, minerallerde ve bazı deniz ürünlerinde de bulunur. Element deniz suyunda seyrek bulunmasına rağmen kelp ve bazı başka deniz bitkileri iyodu bünyelerinde biriktirme yeteneğine sahiptirler. Bu sayede iyot gıda zincirine girer, ayrıca ucuz yoldan da saflaştırılabilir, ve ayrıca balıkta da bulunur.

Çernobil Faciası
Çernobil Reaktör Kazası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi. Buna rağmen, facianın yarattığı yıkımın boyutları tartışmalı. Olayın etkilerine ilişkin olarak sürekli yeni raporlar yayımlanıyor, yeni araştırmalar yapılıyor ama kazanın tam olarak kaç kişinin ölümüne yol açtığı bile hala net değil. Resmi açıklamalara göre kazayla doğrudan bağlantılı olarak ilk aşamada 31 kişi öldü. Birleşmiş Milletler'e bağlı organizasyonlar olan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kaza sonucu 4 bin kişinin öldüğünü belirtiyor.  

Alev Hamitoğulları - Uğur Gülboy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İkinci dalga influenzada karın ağrısına dikkat Bu yıl yaşanan ikinci dalga influenza salgınında, yaygın görülen karın ağrısı, mide bulantısı ve ateş, apandisit belirtileri ile karıştırılabiliyor. Can Hastanesi Çocuk Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nihan Akar, "Çocuklardaki influenza belirtileri, apandisitin belirtilerine çok benziyor. Influenza belirtisi sanılan şikayetler için ağrı kesici, ateş düşürücü kullanımı apandisitin fark edilmeden patlamasına yol açabiliyor ya da apandisit şüphesiyle acil tetkikler istendiğinde aileler paniğe kapılabiliyor" dedi. "Aileler paniğe kapılmasın" İkinci dalga influenza, çocuklarda da yaygınlaşırken en sık olarak karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve ateş görülüyor. Bu belirtilerin aynı zamanda apandisit belirtileri de olduğuna değinen Op. Dr. Nihan Akar, bu yakınmalar için ağrı kesici ve ateş düşürücü kullanmanın apandisitin belirtilerini gölgeleyerek tehlikeli sonuçlar doğurabildiğini söyledi. Bu benzerliğin tam tersi bir durum oluşturduğuna da değinen Akar, şöyle devam etti: "Benzer belirtiler görüldüğünde ve apandisitten şüphelenildiğinde acilen ultrason ve kan tahlilleri gibi bazı tetkikler yapılması gerekiyor. Ancak aileler çoğu zaman ‘çocuğum ameliyat olacak’ korkusuyla paniğe kapılıyor. Genelde bu durum influenza tanısı ile sonuçlanıyor. Ailelerin hemen paniğe kapılmasına gerek yok ama yine de bu durumlarda, bir çocuk cerrahi uzmanının detaylı muayenesinde fayda var." Sebebi bilinmeyen karın ağrısında ağrı kesici kullanılmamalı Karın boşluğunun sağ alt kısmında yer alan apandisin iltihaplanmasıyla ortaya çıkan apandisitin, en önemli belirtisi olan karın ağrısının vücutta önemli bir bulgu olduğuna dikkati çeken Dr. Nihan Akar, sebebi bilinmeyen karın ağrısı durumunda ağrı kesici kullanmanın tehlikeli olduğu uyarısında bulundu. Akar, "Apandisit geliştiği durumlarda ilk 24 ila 48 saat arasında acil müdahale edilmesi gerekiyor. Bu ameliyatlar kapalı yöntemle yapılarak 1 ya da 2 gün hastanede yatışın ardından hızlı iyileşme sağlanıyor" diye konuştu.
Mersin MSK puan cetvelindeki yerini korumak istiyor Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde A. Efes ile karşılaşacak olan Mersin Spor Kulübü (MSK), puan cetvelinde 6. sıradaki yerini koruyup play-off’a doğrudan katılmayı hedefliyor. Hafta sonu oynayacakları maça bu bilinçle hazırlandıklarını belirten yardımcı antrenör Ali Ruhi Balkanlı, "Kolay lokma olmadığımızı göstereceğiz" dedi. Türkiye Sigorta Basketbol Süper Lig’in 21. haftasında A. Efes ile deplasmanda oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdüren MSK’da sakatlığı bulunan oyuncular iyileşirken, yeni transfer Will Magnay da çalışmalara dahil oldu. Puan cetvelinde 6. sıradaki yerini koruyup, play-off’a doğrudan katılmayı hedefleyen Mersin temsilcisi, karşılaşmadan galip ayrılmanın planlarını yapıyor. Ali Ruhi Balkanlı: "Kolay lokma olmadığımızı göstereceğiz" Bulundukları noktanın sezon başındaki hedeflerinden biri olduğunu belirten yardımcı antrenör Ali Ruhi Balkanlı, "Şu anda ligde ilk 6 içerisindeyiz. Bu bizim sezon başında belirlediğimiz hedeflerimizden biriydi. Bu pozisyonumuzu korumak istiyoruz. Onun için Efes maçı çok önemli. Sakat oyuncularımız iyileşti, yeni transferimiz de geldi. Onun da lisansı çıktı. Kolay lokma olmadığımızı göstereceğiz" diye konuştu. Ligde bugüne kadar iç sahada sadece 3 mağlubiyet aldıklarının altını çizen Balkanlı, elde edilen galibiyetlerde taraftarların katkısının çok önemli olduğunu söyledi. Balkanlı, "Biz maçları taraftarlarımız sayesinde kazandık. Basketbolseverleri iç sahadaki bütün maçlarımıza bekliyoruz" dedi. Tevfik Akdamar: "Bizim için çok önemli bir maç olacak" Oyunculardan Tevfik Akdamar da geçen hafta alınan Beşiktaş mağlubiyetini unutarak, A. Efes maçına odaklandıklarını söyledi. Geçen hafta istemedikleri bir mağlubiyet yaşadıklarını dile getiren Akdamar, "Avrupa’nın formlu, iyi takımlarından biri ile mücadele edeceğiz. Bu maçın reaksiyon maçı olmasını istiyoruz. Dersimize çok iyi çalışıyoruz. Umarım sahaya istediklerimizi yansıtıp kazanan taraf biz oluruz. Sezon sonunda play-off’a direkt kalma hedefimiz var. Bu hedef doğrultusunda bizim için çok önemli bir maç olacak" diye konuştu.
İstanbul Prof. Dr. Baş: "Sürdürülebilir yaşam için alternatif ekonomik modeller geliştirilmeli" Tüketiciler için farkındalık oluşturulması amacıyla 15 Mart’ta çeşitli etkinliklerle kutlanan "Dünya Tüketiciler Günü" ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. İsmail Melih Baş, ‘neo liberal ekonomik model’ yerine alternatif ekonomik modeller geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Her yıl farklı temalarla kutlanan Dünya Tüketiciler Günü, bu yıl "Adil Geçiş" temasıyla kutlanıyor. İstanbul Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Melih Baş, son yıllarda yaşanan iklim krizi nedeni ile tüketicilerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirterek sürdürülebilir yaşama adil geçiş için önemli önerilerde bulundu. Öncelikle ortakyaşar insan olunması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Melih Baş, alternatif ekonomik modeller geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Atıksız toplum oluşturmak ve uzay ekonomisi mantığıyla gerçek ihtiyaçlara odaklanarak tüketim yapmanın sürdürülebilir yaşam açısından önemli olduğuna değinen Baş, hızlı yaşam yerine sakin yaşam tarzına dönülmesi gerektiğini vurguladı. Sağlık ve güvenliğin korunması, bilgi edinme, seçme hakkı, sesini duyurma ve temsil edilme hakkı ile başlayan evrensel tüketici haklarının dönemin şartlarına göre güncellendiğini belirten İstanbul Arel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF), Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Melih Baş, tüketici refahının artırılması için "BM Tüketicilerin Korunması Rehberi" yayınlandığını ve kabul edildiğini ifade etti. 15 Mart 1962 yılında ABD Başkanı John F. Kenedy’nin evrensel tüketici hakları hakkında yapmış olduğu konuşmanın ardından 15 Mart 1983 ilk kez Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlandığını belirten Prof. Dr. Melih Baş, bu tarihten sonra bütün ülkelerin sahtekarlık, adil olmayan ticaret uygulamaları ve tüketicilerin kolektif mücadelenin gösterilmesi amacıyla farkındalık günü olarak kutlandığını sözlerine ekledi. "Yeme, seyahat etme, ısınma ve elektrik sağlama şeklimizde değişiklikler gerekecek" Dünya Tüketiciler Günü’nün bu yılki teması hakkında bilgiler veren Prof. Dr. İsmail Baş, şu ifadeleri kullandı: "Bu yılki ana temada vurgulanan ‘A just transition (Adil Geçiş) genişçe şöyle tanımlanabilmektedir: Düşük karbonlu ekonomiye ve çevresel olarak sürdürülebilir ekonomi ve toplumlara geçişte kimsenin geride kalmaması ya da arkaya itilmemesi, iklim eylemlerini mümkün kılacak ve ‘BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı gerçekleştirilmesini kolaylaştıracaktır. Gezegensel sınırlar içinde kalmak için, yeme şeklimizde, seyahat etme şeklimizde, evlerimizi ısıtma, soğutma ve elektrik sağlama şeklimizde ve satın aldığımız ve kullandığımız ürün ve hizmetlerde temel değişiklikler yapmamız gerekecek. Yine de tüketiciler için sürdürülebilir ve sağlıklı seçimlerin daha erişilebilir, ulaşılabilir ve uygun fiyatlı hale getirilmesi esastır. Bu geçişin insanların temel hakları ve ihtiyaçları pahasına değil, bunun yerine ilerleme için bir fırsat olması, insanlar ve gezegen için sürdürülebilir yaşam tarzları sunması şeklinde olması gerekir." "Çevre kirliliği 9 milyon erken ölüme neden olmaktadır" Çevremizi korumak için acil eylemde bulunulmazsa, tüketicilerin karşı karşıya olduğu en ciddi zorlukların çoğunun önemli ölçüde artacağı açıktır. Başarısız gıda sistemlerimiz ve fosil yakıtlara olan bağımlılığımız, dünya çapında artan gıda ve enerji fiyatlarına önemli ölçüde katkıda bulunurken, çevre kirliliği (hava, kimyasal ve plastik kirliliği dahil) her yıl en az 9 milyon erken ölüme neden olmaktadır. "Yaşam maliyetleri kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırmıştır" "GlobeScan ile birlikte yayınlanan ve 31 ülkedeki 30 bin tüketiciden alınan verilerle hazırlanan bir raporda, bunların yüzde 94’ünün daha sürdürülebilir yaşam tarzlarına geçişi desteklediği tespit edilmiş. Yine de tüketiciler eylemde bulunmanın önünde önemli engellerle karşı karşıyadır. Araştırma, yüzde 80’den fazlasının sürdürülebilir yaşam tarzlarını daha erişilebilir, ulaşılabilir ve uygun fiyatlı hale getirmek için hükümetlerden, işletmelerden ve uluslararası örgütlerden daha güçlü desteğe ihtiyaç duyduğunu söylediğini göstermiş. Son beş yılda artan yaşam maliyetleri, birçok kişinin temel ihtiyaçları karşılamasını giderek zorlaştırmış ve ek maliyetler gerektiren takdiri harcamalar veya yaşam tarzı değişiklikleri için çok az imkan bırakmıştır.