GÜNDEM - 13 Haziran 2022 Pazartesi 13:12

Bursa ve Bandırma'dan İstanbul'a yolcu taşıyan İDO arabalı vapur seferlerini iptal etti

A
A
A
Bursa ve Bandırma'dan İstanbul'a yolcu taşıyan İDO arabalı vapur seferlerini iptal etti

Bursa'nın Mudanya ve Balıkesir’in Bandırma ilçesinde arabalı vapur seferlerini yürüten İstanbul Deniz Otobüsü arabalı seferlerini iptal etti.

Yakıt, bakım-onarım ve işçilik maliyetlerini gerekçe gösteren İDO, 20 yıldır Mudanya ve Bandırma’ya araç taşıyan feribotlarını hattan çıkartarak İBB’ye iade etti. Osmangazi Köprüsü’nün açılmasıyla Bursa ve Yalova’ya karayolunun kısalması, yakıt, bakım-onarım ve işçilik maliyetlerini gerekçe gösteren İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi (İDO), 20 yıldır Mudanya ve Bandırma’ya araç taşıyan Orhan Gazi -1 ve Osman Gazi -1 feribotlarını hattan çıkartarak İBB’ye iade etti.

Yenikapı’ya bağlanan iki feribotun sigorta, bakım gibi masrafları İBB’ye kalmış oldu. İBB, İstanbul içinde çalışamayacak kadar büyük olan feribotların 10 yılı geçmeyecek süreyle kiralayabilmek ya da satabilmek için İBB Meclisi’nden yetki istedi. Teklifi inceleyen Hukuk - Plan ve Bütçe ortak komisyonu, satışı talep edilen gemilerin Ticaret Kanunu’na göre taşınmaz mal sayılamayacağını değerlendirip, satış için meclisin yetkisine gerek olmadığı gerekçesiyle dosyayı iade etti. Yani İBB, Meclis onayına gerek olmadan gemileri satabilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ETÜ’de Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü FEDEK tarafından 2 yıl akredite edildi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Lisans Programı, iki yıl süreyle akredite edildi. Öğretim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaparak, programların kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren Fen, Edebiyat, Fen-Edebiyat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakülteleri Öğretim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (FEDEK), ETÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Lisans Programını iki yıl süreyle akredite etti. 2024 yılı değerlendirme sürecinde FEDEK tarafından ilk kez genel değerlendirmeye tabi tutulan Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans Programı, yapılan incelemeler sonucunda 11 Nisan 2025 ile 30 Eylül 2027 tarihleri arasında geçerli olmak üzere akredite olmaya hak kazandı. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans Programının Fen Fakültesi bünyesinde akredite olan ilk program olduğuna dikkat çekerek: "Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans Programımız 2024 yılı değerlendirme sürecinde FEDEK tarafından ilk kez genel değerlendirmeye tabi tutularak iki yıl süreyle akredite oldu. Üniversitemiz genelinde başlattığımız akreditasyon süreçlerinin meyvelerini almaya başlamaktan ötürü memnuniyet duyuyoruz. Önümüzdeki süreçte başvuru süreci devam eden diğer programlarımız için de olumlu sonuçlar bekliyoruz. Bu vesileyle Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans Programının akreditasyon sürecinde emeği geçen tüm akademik ve idari personelimizi gönülden tebrik ediyorum" diye konuştu.
Erzurum 2025 yılı teknik destek programı ilan edildi Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansının (KUDAKA) bölgedeki paydaşların, yerel ve bölgesel kalkınmaya katkıda bulunabilecek faaliyetlerine destek sağlamak amacıyla uygulamayı planladığı 2025 Yılı Teknik Destek Programı ilan edildi. 2025 yılı teknik destek programının amacının TRA1 Düzey 2 Bölgesi’ndeki yerel yönetimlerin başta planlama çalışmaları olmak üzere bölge plan ve programlarını uygulayıcı veya yerel kalkınma kapasitesini artırıcı faaliyetleri ile Kalkınma Ajansları Proje ve Faaliyet Destekleme Yönetmeliğinin 7/A maddesinde belirtilen başvuru sahiplerinin yerel ve bölgesel kalkınmaya katkıda bulunabilecek çalışmalarına destek sağlamak olduğu belirtildi. Destek programı ile ilgili olarak yapılan açıklamada 2025 yılı teknik destek programının öncelikleri ise şöyle aktarıldı; Turizmin geliştirilmesi İşletmelerin; yönetim ve işletme uygulamalarının iyileştirilmesi, pratik sorunlarının çözüme kavuşturulması, organizasyon performansının artırılması ile yeni iş fırsatlarının ortaya çıkarılması, kooperatifleşmenin özendirilmesi, yeşil ve dijital dönüşümün teşvik edilmesi, gençlerin ve kadınların işgücüne aktif katılımlarının sağlanması aşamasında faydalı olacak eğitim ve danışmanlık hizmetleri,Turizm sektöründe çalışan yönetici ve personel ile bölgeye gelen ziyaretçilerle doğrudan temas halinde olan insan kaynağına yönelik eğitim programları, Turizm sektörünün yardımcı hizmetlerinde faaliyet gösteren farklı meslek gruplarına yönelik olarak eğitim programları, Turizm sektöründeki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkacak insan kaynağı açığına yönelik gençlerin de sürece dâhil edilmesini öngören eğitim ve meslek edindirme kurslarının düzenlenmesi, Bölgede bulunan özellikle coğrafi işaretli ürünlerin gastronomi turizmine kazandırılması, yöresel ve doğal ürünlerin üretiminin geliştirilmesine yönelik eğitim ve danışmanlık faaliyetleri, Bölgede faaliyet gösteren işletmelerin ihtiyaç duyduğu AR-GE ve tasarım, toplam kalite yönetimi, dış ticaret, dijital pazarlama ile yeşil ve dijital dönüşüm, kaynak verimliliği, temiz ve yalın üretim, enerji verimliliği, atıkların geri kazanımı ve değerlendirilmesi gibi konularda yönetim ve yatırım danışmanlığı faaliyetleri. TRA1 Düzey 2 bölgesinde et ve süt sektörlerinin geliştirilmesi Sektördeki işletmelere yönelik kurumsallaşma, müşteri ilişkileri yönetimi, dış ticaret, e-ticaret ve dijital pazarlama, tedarik zinciri yönetimi, tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların yürütülmesi, kurumsal kaynak planlaması ve toplam kalite yönetimi gibi konularda danışmanlık hizmeti, Tarımsal verimliliği arttırıcı uygulamalar, tarımsal atıkların geri kazanımı ve değerlendirilmesi, hijyen-sanitasyon, bakım-besleme, sürdürülebilir üretim ve tüketim, kaynak verimliliği, eko-verimlilik (temiz üretim), yeşil ve dijital dönüşüm, markalaşma-pazarlama, akıllı tarım ve dijital tarım konularında eğitim programları, Bölgede bulunan özellikle coğrafi işaretli ürünlerin gastronomi turizmine kazandırılması, yöresel ve doğal ürünlerin üretiminin geliştirilmesine yönelik eğitim ve danışmanlık faaliyetleri, Özellikle kırsal alanda gençlere istihdama katılımı kolaylaştırıcı niteliklerin kazandırılması. TRA1 Düzey 2 Bölgesi’nde tabii kaynaklar ve yapı malzemeleri sektörlerinin geliştirilmesi Bölgede tabii kaynaklar ve yapı malzemeleri üretiminde AR-GE, yenilikçilik ve teknoloji kullanım seviyesinin yükseltilmesi, Tabii kaynaklar ve yapı malzemeleri sektörlerinde beşeri sermayenin geliştirilmesi ve istihdamın artırılması, Bölgede tabii kaynaklar ve yapı malzemeleri üretiminin desteklenerek üretim kapasitesinin ve katma değeri yüksek yeni ürünlerin geliştirilmesinin sağlanması. Sektörlerde faaliyet gösteren firmaların ulusal ve uluslararası alanda rekabet edebilirliğini sağlayacak; dış ticaret ve e-ihracat, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum, yalın üretim, endüstriyel simbiyoz alanlarına yönelik kapasite artırıcı uygulamalar. Kadın ve genç istihdamının arttırılması İlk 3 öncelikte yer alan sektörlere yönelik bölgede genç ve kadın istihdamı başta olmak üzere önemli düzeyde istihdam artışı sağlayacak faaliyetler. 2025 yılı teknik destek programı kapsamında yapılabilecek faaliyet türleri Eğitim verme, Program ve proje hazırlanmasına katkı sağlama, Danışmanlık sağlama, Geçici uzman personel görevlendirme, Lobi faaliyetleri ve uluslararası ilişkiler kurma gibi kurumsal nitelikli ve kapasite geliştirici faaliyetler. 2025 yılı teknik destek programına kimler başvurabilir? Ajans tarafından sağlanacak teknik desteklerden Kalkınma Ajansları Proje ve Faaliyet Destekleme Yönetmeliğinin 7/A maddesinde belirtilen aşağıdaki başvuru sahipleri yararlanabilir: Yerel yönetimler, Üniversiteler, Diğer kamu kurum ve kuruluşları, Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, Sivil toplum kuruluşları, Organize sanayi bölgeleri, Sanayi siteleri, Teknoparklar, Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketleri, Endüstri bölgesi yönetici şirketleri, Teknoloji transfer ofisi yönetici şirketleri, İş geliştirme merkezleri yönetici şirketleri, Birlikler ve kooperatifler, Kar amacı güden işletmeler 2025 yılı teknik destek programının bütçesi ve süresi Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı 2025 yılı bütçesinden teknik destek faaliyetleri için ayrılan toplam yıllık tutar 9.000.000 TL’dir. Teknik destek faaliyetleri mevcut bütçe ve personel imkânları çerçevesinde Ajans uzmanları tarafından veya hizmet alımı yoluyla sağlanabilir. Teknik desteğin hizmet alımı yoluyla sağlanması durumunda her bir teknik desteğin Ajansa toplam maliyeti danışmanlık faaliyetleri için (KDV Dâhil) 400.000 TL’yi; eğitim vb. diğer faaliyetler için (KDV Dâhil) 150.000 TL’yi aşamaz. Program kapsamında yararlanıcı kuruluşa herhangi bir doğrudan mali destek verilmemektedir. Teknik Destek Başvuruları yıl boyunca sürekli alınır. Ancak başvurular, ikişer aylık dönemler halinde değerlendirilir. 2025 yılı için Nisan-Mayıs döneminden başlanarak yılsonuna kadar 5 farklı dönem için başvuru alınacaktır. Teknik destek başvuruları her bir dönemin tamamlanmasını takip eden ilk on beş iş günü içerisinde değerlendirilecektir. Başvuru sürecinde gerekli dokümanlar ve başvuru formu öncelikle, https://kudaka.gov.tr ve https://kaysuygulama.sanayi.gov.tr adreslerinden ulaşılabilecek olan Kalkınma Ajansları Yönetim Sistemi (KAYS) üzerinden elektronik ortamda doldurulacaktır. Başvurular taahhütnamenin teslim edilmesi ile birlikte tamamlanmış olacaktır.
Düzce Sivrisinek ısırığı ile gelen tehlike Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nevin İnce, ülkemizde bazı ithal vakaların hala görülebildiğine dikkat çekerek sıtmanın tedavi edilmediğinde ciddi ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Doç. Dr. Nevin İnce; sıtmanın, sivrisinek ısırığıyla bulaşan bir hastalık olduğu bilgisini verdi. En yaygın olarak Anofel türü dişi sivrisinekler aracılığıyla insanlara bulaştığını ifade eden İnce, "Sıtma özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde (Afrika, Güney Asya, Güney Amerika) yaygındır. Hastalar sıklıkla yüksek ateş, titreme, terleme, baş ağrısı, kas ağrıları, bulantı, kusma, halsizlik vb. belirtiler ile başvururlar. Belirtiler genellikle enfekte sivrisinek ısırığından birkaç gün ila birkaç hafta sonra başlar" dedi. "En yaygın bulaşma şekli, sivrisinek ısırığı" Sıtma hastalığının en yaygın bulaşma şeklinin sivrisinek ısırığı olduğu yineleyen Nevin İnce, enfekte kanın nakli ya da steril olmayan iğnelerin kullanımı ve nadir de olsa sıtmalı bir annenin doğum sırasında paraziti bebeğe geçirme riski olduğunu kaydetti. Sıtmanın belirtilerinin, genellikle enfekte sivrisinek ısırığından 7-30 gün sonra ortaya çıktığını söyleyen İnce, "Belirtiler arasında ateş, titreme ve üşüme atakları, terleme, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, halsizlik, bulantı, kusma, ishal, arın ağrısı, kansızlık, sarılık, nöbetler vardır" ifadelerini kullandı. "Erken tanı hayat kurtarıcıdır" Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nevin İnce, "Son haftalarda sıtmanın yaygın olduğu bir bölgeye (Afrika, Güneydoğu Asya, Orta ve Güney Amerika gibi) seyahat edilmişse, yüksek ateş, titreme ve halsizlik belirtileriniz varsa, ateşle birlikte şiddetli baş ağrısı, bilinç değişikliği, nöbet, nefes darlığı ya da sürekli kusma varsa, tedaviye rağmen belirtiler devam ediyor ya da kötüleşiyorsa mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Erken tanı hayat kurtarıcıdır. Bu nedenle sıtmanın yaygın olduğu bölgelere seyahat eden kişilerin, dönüş sonrası herhangi bir hastalık belirtisi gösterdiklerinde gecikmeden doktora başvurmaları çok önemlidir" şeklinde konuştu. "En riskli gruplar" Sıtmanın (malarya), tedavi edilmediğinde ciddi ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabilen bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Nevin İnce, "Tedavi edilmediği takdirde parazitler kırmızı kan hücrelerini tahrip eder. Bu da ciddi düzeyde kansızlığa yol açar. Anemi; halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı gibi semptomlara neden olabilir. Özellikle Plasmodium falciparum türünün neden olduğu durumda, parazitler beyin damarlarını tıkayarak ensefalopatiye yol açabilir. Bu, nöbetler, bilinç kaybı, komaya girme ve ölümle sonuçlanabilir. Karaciğer ve dalak büyümesi, karaciğer yetmezliği, akut böbrek yetmezliği neden olabilir. Akciğerlerde sıvı birikimi (pulmoner ödem) gelişebilir. Bu durum, ciddi solunum sıkıntısına yol açar. Özellikle hamilelerde ve çocuklarda ciddi kan şekeri düşüklüğü görülebilir. Şuur kaybı ve nöbetlerle seyredebilir. Hamilelerde düşük, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, anne ölüm riski gelişebilir. Tedavi edilmediği takdirde özellikle Plasmodium falciparum kaynaklı sıtma hızla ilerleyerek ölüme neden olabilir. En riskli gruplar; çocuklar, hamile kadınlar ve bağışıklığı zayıf bireylerdir" ifadelerine yer verdi. "Ülkemizde bazı ithal vakalar hala görülmektedir" Sıtmanın, Türkiye’de geçmişte daha yaygın olmakla birlikte, günümüzde nadir görülen bir hastalık olduğu bilgisini paylaşan Doç. Dr. İnce, "Özellikle 2000’li yıllardan itibaren alınan sağlık önlemleri, vektör kontrol programları ve ilaç tedavileri sayesinde sıtmanın yerli bulaşı büyük oranda kontrol altına alınmıştır. Ülkemizde sıtma, geçmişte en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi (özellikle Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır) ve Çukurova gibi sıcak ve nemli bölgelerde görülüyordu. Türkiye’de yerli sıtma vakaları neredeyse tamamen ortadan kalkmıştır. Ancak bazı ithal vakalar hala görülmektedir. İthal vakalar genellikle Afrika, Güney Asya veya Orta Doğu ülkelerinden gelen işçiler ya da seyahat eden kişilerde rastlanabilir" dedi. İklim, sivrisinek varlığı, yetersiz sağlık hizmetleri, göç ve seyahat, su birikintileri ve çevresel şartların sıtmanın yayılmasına neden olan faktörler arasında sıralayan Doç. Dr. İnce, "Sıtmadan korunmak için geliştirilen aşılar mevcuttur, ancak henüz tüm dünyada yaygın şekilde kullanılmaya başlanmamıştır. Son yıllarda sıtma aşısı konusunda önemli ilerlemeler kaydedildi" dedi. "Popülasyonunu azaltmak, sıtmanın yayılmasını ciddi oranda azaltır" Sıtmanın bulaşmasını engellemek için alınması gereken genel önlemler hakkında bilgi veren Doç. Dr. İnce, "Anofel sivrisineklerinin ürediği alanlar (bataklık, durgun sular) kurutulmalı veya ilaçlanmalı. Larvasit uygulamaları ile sivrisinek larvaları yok edilmelidir. Sivrisinek popülasyonunu azaltmak, sıtmanın yayılmasını ciddi oranda azaltır. Sıtma taşıyan kişilere erken teşhis ve etkili tedavi uygulanarak bulaş zinciri kırılır. Gerekirse temaslı kişilere koruyucu ilaçlar verilir. Riskli bölgelerde yaşayanlara sivrisinekten korunma yolları öğretilmeli. Belirtiler hakkında farkındalık artırılmalıdır" tavsiyelerinde bulundu. Sivrisinek ısırıklarından korunmak için alınacak önlemler Sivrisinek ısırıklarından korunmak için tavsiyelerine devam eden Doç. Dr. İnce, "Cibinlik kullanın. Pencerelere sineklik takın veya akşamları kapalı tutun. Sivrisinek kovucu spreyler ve losyonlar kullanın. Uzun kollu, açık renkli giysiler giyin. Akşam saatlerinde dışarıda bulunmamaya özen gösterin. Yüksek riskli ülkelere gidecek olanlar, seyahat öncesi doktor kontrolünde koruyucu ilaç kullanmaya başlayabilir. Bu ilaçlar, seyahatten önce başlanır ve döndükten sonra bir süre daha kullanılır. Şu anda yaygın değil, ama Afrika’da bazı çocuklara sıtma aşıları uygulanıyor. İlerleyen yıllarda yaygınlaşırsa bireysel koruma için önemli bir araç olabilir" şeklinde açıklamasını tamamladı.
Samsun Meslekte 25 yılı dolduran harita mühendislerine plaket Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Samsun Şubesi meslekte 25 yılını dolduran üyeleri plaket takdimi ile onurlandırdı. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Samsun Şubesi düzenlediği akşam yemeği ile meslektaşlarını bir araya getirdi. İlkadım ilçesi Samsun Büyükşehir Belediyesi Ömer Halisdemir Salonu’nda gerçekleşen etkinlik meslek mensubu üyeler ve aileleri ile protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Programda konuşma yapan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı İbrahim Özdemir, İstanbul merkezli 6,2 şiddetindeki depremden etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek sözlerine başladı. Harita mühendisliğinin her geçen gün önemini koruyan ve artıran bir meslek olduğunu dile getiren İbrahim Özdemir, "Harita mühendisliği, gelişen ve hızla değişen teknolojiyle ilk buluşan mesleklerden biridir. Mekânsal veriye dayalı tüm sektörel çalışmaların giderek artması ve teknolojik gelişmeler, bu mesleği daha da önemli hale getirmekte olup, kuşkusuz ki harita mühendislerine yakın gelecekte daha fazla ihtiyaç duyulacaktır, gelecekte önem derecesini daha da artırabilecektir" dedi. Meslekte 25 yılını dolduran üyeleri kutlayan Özdemir, "Harita mühendisliği 100 yıldır bu ülkenin imarında, altyapısında, kalkınmasında, gelişiminde anahtar görevler üstlenmiştir. Bugün 25. meslek yılını kutladığımız üstatlarımız sayesinde ülkemizin ve halkımızın birçok sorunu çözüme kavuşmuştur. Meslekte 25. hizmet yılını dolduran üyelerimize, ülkemize ve mesleğimize vermiş oldukları katkıları, hizmetleri ve emeklerinden ötürü sonsuz teşekkür ediyor, 25. hizmet yıllarını kutluyorum" diye konuştu. CHP Samsun Milletvekili Murat Çan da programda yaptığı konuşma ile harita mühendisliğinin emektarlarını kutladı. Akşam yemeğinin sonunda meslekte 25. yıl plaket töreni düzenlenerek harita mühendisliğinde 25. yılını dolduran 30 üyeler sahnede tanıtıldı. Mesleğin 25 yıllık emektarları için pasta kesilerek her birine plaket takdim edildi. Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.