ASAYİŞ - 08 Eylül 2021 Çarşamba 23:54

Boşanma aşamasındaki eşini ailesinin gözü önünde zorla kaçırdı

A
A
A
Boşanma aşamasındaki eşini ailesinin gözü önünde zorla kaçırdı

Şişli'de bir kadın boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından sokak ortasında ailesinin gözü önünde zorla taksiye bindirilerek kaçırıldı. Kadının taksiye yaka paça bindirilme anları güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.

Olay, dün saat 20.00 sıralarında Şişli Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Güney 3 Sokak’ta yaşandı. İddiaya göre, bir çocuk annesi Şilan Topal (22) ailesinin evinin önünde oturduğu esnada 9 ay önce boşanma davası açtığı Mithat Topal, ticari taksi ile yanlarına geldi. Mithat Topal geldiği araçtan inerek Şilan Topal’ı ailesinin gözünün önünde zorla taksiye bindirdi. Ailesi ve komşuları, Mithat Topal ve beraberinde gelen 3 kişiye engel olmaya çalışsa da şahıs taksiye bindirdiği kadınla birlikte olay yerinden uzaklaştı. Korku ve panik yaşayan yakınları durumu polise bildirdi.

Boşanma aşamasındaki eşini ailesinin gözü önünde zorla kaçırdı

“Kardeşim İstanbul’un göbeğinde kaçırılıyorsa gerçekten bundan bütün İstanbul’un utanması gerekiyor”

Şilan Topal’ın ağabeyi Ahmet Narman, “Yıllardır biz bu muhabbetle uğraşıyoruz ve yıllardır da hemen hemen iki ayda bir, gerek ilgili makamlara, gerek karakola, gerek adliyeye gidip başvurumuzu yapıyoruz, şikayetlerimizi ediyoruz. Yeterli belge de var elimizde şuan. Ne yaptıysak ne ettiysek, özellikle savcı beye de burada bir selam göndermek istiyorum. Lütfen daha ne kadar, kaç defa daha salacaksınız siz bu adamı, kaç defa geldim size ve kaç defa beni geri gönderdiniz. Kaçırma olayı defalarca oldu. Her seferinde tehdit ederek ve çocuğunu alarak, kaçırmak suretiyle gelip buradan çocuğunun peşinden gitmek zorunda kalıyor. Darp raporlarımız mevcut, onunla ilgili raporlar da her şey burada mevcut. Yani bu kadar dosya, bu kadar şikayet dilekçesi herhalde yani benim tek bir dilekçem var ama ben onun için ifadeye gidiyorum ama 20 tane ayrı ayrı suç dosyası olan bir kişiyi eğer ki ilgili makamlar götürmüyorsa ve benim kız kardeşim İstanbul’un göbeğinde kaçırılıyorsa gerçekten bundan bütün İstanbul’un utanması gerekiyor” diye konuştu.

Boşanma aşamasındaki eşini ailesinin gözü önünde zorla kaçırdı

“Adaletin yerini bulmasını ve kızımın bulunmasını istiyorum”

Kızının bulunması için yetkililere seslenen acılı anne, “Devletten yardım istiyorum. Bu olay için adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Bu kadar evrak boşuna değil hepimiz şikayetçiyiz bundan. Bu sadece bizim kızımıza yapılan bir şey değil, tüm kadınlara yapılan şeyler. Daha önce bu adam evlenmiş, boşanmış ve o kadına şiddet uygulamış, çocuğunu kaçırmış. Biz herkesten destek bekliyoruz, olayın yayılmasını istiyoruz. En kısa zamanda da bulunmasını istiyoruz’’ dedi.

Boşanma aşamasındaki kadının, kocası tarafından kaçırılması kamerada

Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, bir ticari taksinin sokağa girdiği, taksiden inen şahsın kısa bir süre sonra kadını araca bindirmeye çalıştığı görüldü. Görüntülerin devamında ise kadının ve yakınlarının direndiği ancak şahsın kadını taksiye bindirip kaçırdığı anlar kameralar tarafından saniye saniye kaydedildi.
Polis ekipleri ihbar sonrası Şilan Topal’ı kaçıran Mithat Topal ve beraberindeki 3 kişiyi yakalamak için çalışma başlattı.

Muhammet Emin Arslan - Abdullah Altunbaş - Yunus Emre Şeker

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."