GÜNDEM - 08 Mart 2017 Çarşamba 09:26

Batuhan Yaşar: 'PKK 'mayın eşeği'ne döndü'

A
A
A
Batuhan Yaşar: 'PKK 'mayın eşeği'ne döndü'

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde "PKK'nın Kandil’deki kampları neden İran sınırının dibine taşındı", "PKK/PYD Suriye'de neden 'Mayın Eşeğine' döndü", "Terör örgütü bahara girerken ne durumda?", "Karayılan’ın 'Nusaybin’e gidin' talimatına rağmen HDP ne yaptı", "TAK yalanı bugüne kadar nasıl çalıştı", "PKK niye bombalı araç eylemleri yapamıyor", "Lice kırsalı operasyonları örgütte nasıl bir etki yaptı" sorularına cevap aradı.

Batuhan Yaşar'ın "PKK 'Mayın Eşeği'ne döndü"yazısının tamamı ise şöyle:

"Türkiye’nin terörle mücadelesi 40 yıla dayandı. Öyle dönemler yaşadık ki örgüt, marjinalleşme, bitme noktasına geldiği hâlde yanlış hamlelerle kendi ellerimizle yeniden büyüttük.

9 sütuna atılan manşetleri hepimiz çok iyi hatırlıyoruz:

“PKK bitti”
“PKK bitme noktasına geldi”
Sonuç malum.. Terör örgütü her defasında daha da güçlendi. Üst düzey güvenlik birimi yöneticileri ile konuştuk. Sorular sorduk cevaplarını aldık. Terör örgütü bahara girerken ne durumda? Operasyonlar sonuç verdi mi? Öncelikle şunu hemen belirtmekte fayda var.. PKK bitti, tükendi filan diye yazacak değiliz. Ama işler gerçekten iyi gidiyor.
Gerçek şu ki, terör örgütü içeride yani Türkiye sınırları içerisinde giderek zayıflıyor. Ne zaman ki içeride olduğu gibi yurt dışında da PKK’ya benzer darbeler inmeye başlar işte o zaman o manşetleri atmanın vakti geldi demektir. İşte bu yüzden terör örgütü Türkiye’de zayıfladıkça Irak ve Suriye’de nüfus kazanmaya çalışıyor.

Ortada TAK yok ki!

Hatırlarsanız Nusaybin’de Karayılan’ın sağ kolu "Soro" kod adlı Salih Kaplan öldürüldü.
Bu terörist PKK için çok önemli biri:
- TAK’ın sorumlusu
- PKK özel kuvvet sorumlusu
- Bütün bombalı araç eylemleri "Soro" kod adlı bu terörist üzerinden gerçekleşiyordu.
Maalesef elinde 100’ün üzerinde şehit polis ve askerimizin kanı vardı.
Hemen belirtelim, aslında TAK diye bir örgüt yok. Eylem başarılı olursa "Soro" üzerinden üstleniyorlar.
Bir de "Soro"nun ikizi var.
O da öldürülen Soro ile aynı yetkilere sahip. Soro’nun ikizi Lice sorumlusu Azad Sisar da Lice kırsalında.
Şimdilerde 4 tabur askerle tepelerine binildi.
Ayrıca Mardin kırsalında örgütün kadın yapılanma sorumlusu (YJA Star) Zinarin Motan’ın (Hacire Tanhan) öldürülmesi de PKK’yı derinden sarstı. Örgüt içinde hâlâ bu iki teröristin öldürülmesinin PKK’ya vurduğu darbe konuşuluyor.
Hem Mardin hem de hâlen devam eden Lice kırsalı operasyonları PKK’nın hayat damarlarının kesilmesi olarak raporlanıyor.
PKK, niye bombalı araç eylemi yapamıyor?
Bir taraftan da sosyal medyadan referandum süreci sebebiyle örgütün bombalı eylemleri durdurduğu yayılıyor. Burada ters algı ile yani FETÖ taktiği ile “EVET”e darbe vurulacak.
Ama durum hiç de öyle değil. PKK niye bombalı araç eylemleri yapamıyor biliyor musunuz?
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ’ye vurulan darbenin ikizinin PKK’ya da vurulması nedeniyle.
- Operasyonlarla PKK’ya ve silahlı kadrosuna âdeta nefes aldırılmıyor.
- Patlayıcı depolarının neredeyse tamamı imha edildi.
- Örgütün metropollere çıkış yolları kapatıldı.
Raporlar, bölge halkı ile PKK arasındaki bağın koptuğunu gösteriyor.
Özellikle Cizre, Sur ve Silopi sonrasında PKK’ya destek veyahut sempati dibe vurdu. İşte bu noktada PKK belki de en büyük darbeyi aldı.
Yine bölgeden gelen son raporlara göre örgüt 8 aydır dağa devşirme ve yeni kadrolar oluşturamıyor. Yurt içindeki sayısı sürekli azalıyor. Bu da örgütün moralini bozuyor.
Siyasetle arasındaki bağ da neredeyse koptu. Ortada HDP diye bir parti kalmadı. Karayılan’ın "Nusaybin’e gidin" talimatına rağmen, HDP şöyle yalandan bir gözüküp geri döndü.
Kandil’de sıkıntı var...
FETÖ’nün temizlenmesiyle verilen koordinatlar tam isabetle vurulmaya başlandı.
Anlık istihbaratlarla yapılan hava operasyonları PKK’yı oldukça rahatsız etti.
Kandil’deki kamplar İran sınırının dibine taşındı.

Niye mi?

Türk savaş uçakları İran sınırını ihlal edemez, dolayısıyla bizi bombalayamaz biz de rahat ederiz, diye.
Ama hemen belirtelim ki Irak’ta Şengal’i ikinci bir Kandil hâline getirmeye çalışan PKK, İran milisleri Haşdi-Şabi ile tam bir ittifak içinde.
Örgüt Türkiye içinde sıkıştığı ölçüde yurt dışında yabancı istihbarat örgütlerinin güdümüne giriyor.
Suriye’de PKK/PYD için “Mayın Eşeği” benzetmesi yapılıyor.
Hani kaçakçılar sınırı geçerken mayınlı araziye eşekleri sürüp kendilerine güvenli yol açarlar ya.. Bir gün ABD, diğer gün Rus bayrakları ile kendisini korumaya çalışan, İran ve Suriye rejimine sempatik görünmeye çalışan PKK/PYD’nin Membiç’teki 450’ye ulaşan zayiatı ve 800 yaralısı bugünlerde terör örgütüne ciddi sıkıntı oluşturmaya başladı bile.
"Fırat Kalkanı"nın ne kadar doğru bir hamle olduğu ortaya çıktı.
Çünkü Türkiye artık kendi göbeğini kendisi kesiyor.
İçeride PKK’yı kullanamayan birileri sakın çıldırmış olmasın!
İçeride güçlü PKK istiyorlardı ama yok artık!
Suriye ve Irak’ta güçlenen PKK onlar için değersiz..
Onlar içeride güçlü PKK istiyorlardı ama yok artık!"  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Mardin’in geleneksel tatları Sinop’ta tanıtıldı Güneydoğu Anadolu’nun köklü mutfak kültürü, Karadeniz’de lezzet dolu bir etkinlikle tanıtıldı. Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği iş birliğinde düzenlenen uygulamalı workshopta, Mardin’e özgü geleneksel tatlar Sinoplu öğrenciler ve akademisyenlerle buluşturuldu. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, alanında deneyimli şeflerin rehberliğinde Mardin mutfağının simge yemeklerinden lebeniye çorbası, etli bulgur pilavı ve zerde tatlısını uygulamalı olarak hazırladı. Etkinlik boyunca öğrenciler hem yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi edindi hem de geleneksel pişirme tekniklerini birebir deneyimleme imkânı buldu. Yaklaşık bin kişilik hazırlanan Mardin yöresel yemekleri, Öğrenci Yaşam Merkezi’nde üniversite personeli ve öğrencilere ikram edildi. Yoğun ilgi gören programa Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Sinop Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rıza Bayrak da katıldı. Etkinlikte yapılan değerlendirmelerde, bu tür uygulamalı çalışmaların öğrencilerin mesleki yeterliliklerini artırdığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin farklı yörelerine ait gastronomi mirasının yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt’ın koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği Başkanı Muzaffer Elik, Sinop Şube Başkanı Handan Yılmazer Turan, Dernek Genel Sekreteri Yüksel Kalyoncu ile Deniz Ürünleri İşletmecisi Deniz Akpınar da katıldı.
Muğla Muğla’da hokey sınırları aşıyor Muğla’nın hokey kulüpleri ile Gürcistan Hokey Federasyonu arasında imzalanan tarihi protokol sayesinde, iki ülke arasında sporcu transferi ve ortak gelişim kamplarının yolu açıldı. Muğla, hokey sporunda uluslararası bir başarıya daha imza atarak spor diplomasisinde çıtayı yükseltti. Gürcistan’da düzenlenen Uluslararası Tiflis Kupası sırasında gerçekleşen görüşmeler neticesinde, Muğla’daki hokey kulüpleri ile Gürcistan Hokey Federasyonu arasında kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı. Muğla Hokey İl Temsilcisi Serkan Şen, Tiflis’te Gürcistan Hokey Federasyonu Başkanı Avtandil Tevdoradze ve Genel Sekreter Toko Tevdoradze ile bir araya gelerek anlaşmanın detaylarını karara bağladı. Protokol; Muğla’yı temsil eden Ege Yıldızları, Köyceğiz Göl, Bodrum Gündoğan, MY Bozüyük, Muğla Hokey Kulübü ve Yatağan Muğla Olimpik Spor Kulüpleri adına imzalandı. İmzalanan protokol sonrası açıklamalarda bulunan Muğla Hokey İl Temsilcisi Serkan Şen, Muğla’nın hokeydeki potansiyeline vurgu yaparak şunları söyledi: "Muğla ilimizin hokeydeki potansiyeli çok fazla. Daha önce İran ve Tayland ile hayata geçirdiğimiz başarılı iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek bu kez Gürcistan ile el sıkıştık. Bu iş birliği, ilerleyen aşamalarda her iki ülkenin kulüplerinin ve sporcularının performansını ciddi anlamda artıracaktır. Muğla hokeyini dünya standartlarına taşımaya kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Eskişehir ESOGÜ‘de anlamlı sergi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Servisinde tedavi gören çocuklara harcanacak olan ve 2 gün sürecek El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri kanserli çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Bilim Dalı’nın El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Açılışa Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy, Başhekim yardımcısı Prof. Dr. Pınar Yıldız , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, Hastane Yönetimi ve bölüm çalışanları ile hasta yakınları hastane öğretmenleri katıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencileri, doktorlar, sağlık çalışanları ve gönüllü vatandaşların ürün verdiği sergi 24 ve 25 Aralık tarihlerinde sürecek. "Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi" Sergi ile ilgili Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, "Biz hastanede bir el sanatları atölyesi kurduk ve bu el sanatları atölyesinde ben de dahil olmak üzere tüm çalışan arkadaşlarım, hemşirelerimize, öğretmenlerimiz el emeğiyle ürünler ortaya çıkardık. Tabii bunun yanında annelerimizin de çok fazla desteği oldu. Dışarıdan destek olan başka insanlar da oldu. Profesyonel destek aldık bu amaçla. Hepimizin el emeğiyle ortaya çıkardığımız eserler bunlar. Bu yeni yıl sergisinin amacı şu; Yeni yılı umutla beklediğimiz bu günlerde umudu ve dayanışmayı çoğaltmak için bu sergiyi düzenledik. Tabii ki kanserli çocuklar yararına etkinlik bu. Gelirleri oraya gidecek. Hatta bir çocuğumuza bilgisayar sözü vermiştik. Bilgisayarı olmayan bir çocuğumuza. Sergiden elde ettiğimiz gelirle çocuğumuzun ihtiyacını karşılayacağız. Tabii burada gördüğünüz her eser her bir çocuğa umut ve ailelerine destek olmak onların yalnız olmadığını hissettirmek için hazırladık bu sergiyi. Ben çok mutluyum, gururluyum. Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi. Herkes bu serginin oluşumunda pay sahibi. İnşallah güzel de satışlar yaparız ve çocuklarımıza bir nebze olsun katkımız olur" dedi.
İstanbul Başakşehir’de 12. Living Lab inovasyon ödülleri sahiplerini buldu Başakşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda dereceye giren projelerin sahipleri ödüllerin kavuştu. Başakşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda dereceye giren projelerin sahiplerine ödülleri verildi. Başakşehir Şehir Sanat Konferans Salonu’nda düzenlenen törene İstanbul Valisi Davut Gül, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Başakşehir Kaymakamı Cemil Özgür Öney ve AK Parti Başakşehir İlçe Başkanı Fethi Ahmet Balin, öğrenciler ve yarışmacılar katıldı. Yarışmaya bu yıl Türkiye’nin dört bir yanından 60 şehirden bin 202 proje başvurdu. Ortaokul, lise, üniversite ve akademisyen/öğretmen kategorilerinde dereceye giren katılımcılar ödüllerini alırken, toplamda 2 milyon TL’nin üzerinde ödül desteği sağlandı. Tören kapsamında "En Başarılı Okul", "Başvurusu En Çok Kabul Edilen Okul" ve "En Başarılı Danışman" kategorilerinde de özel ödüller verildi. "Buradaki fikirler ülkemizin yerli ve milli projelerine dönüşecek" Törende konuşan Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, yarışmanın artık ülke genelinde büyük bir marka haline geldiğini belirterek şunları söyledi, "Önce arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Bu yıl 12’ncisini düzenlediğimiz yarışmamız birazdan ödül törenimize geçeceğiz. Katılımcılarımız bizleri bekliyor. İnşallah çok güzel bir program olacak. 60 şehirden 1202 proje yarıştı ve ödül kazanan, hak eden arkadaşlarımıza bugün ödül töreninde ödüllerini takdim edeceğiz. Aynı zamanda bu sadece ödül töreni değil, burada yeteneklileriyle ön plana çıkan arkadaşlarımıza Başakşehir Belediye’mizin inovasyon ve teknoloji merkezinde kuluçka hizmeti veren bir start-up’ımız var. Orada da buradaki ödül alan arkadaşlarımıza her türlü lojistik desteği verme imkanı sunacağız. Bence en önemli kısmı da bu. Eğer başka şehirlerden bu işlerle ilgilenen, teknolojiyle ilgilenen arkadaşlarımız varsa, öğrencilerimiz varsa, akademisyenlerimiz varsa onları da her yıl yapılan bu yarışmaları bekliyoruz. Bugün dört kategorimiz var: ilkokul, ortaokul, lise ve akademi tarafı. Farklı farklı ödüllerimiz olacak ve bu ödüller içerisinde aynı zamanda burada katılan tüm yarışmacı arkadaşlarımıza da melek yatırımcı olabilecek kişileri de buluşturmuş ve onlarla tanıştırmış olacağız. Buradaki hedefimiz ve amacımız ülkemizin yerli ve milli teknolojiye ulaşması için gereken altyapıyı oluşturmak ve fikirlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak. Buradaki gün yüzüne çıkan fikirler de kuluçka merkezinde vücut bulacak, yatırımcılarla birlikte inşallah ülkemiz adına yeni projeler olarak ortaya çıkacak. İsteğimiz ve dileğimiz ülkemizin yerli ve milli projeler noktasında çok daha büyük adımlar atmasıdır" ifadelerini kullandı. "Kimseyi arkada bırakmadan hizmet eden bir belediyecilik anlayışı var" Törende konuşan İstanbul Valisi Davut Gül ise, Başakşehir Belediyesi’nin örnek projelere imza attığını belirterek şu ifadeleri kullandı, "Şunu da yapsak, keşke bu da olsun dediğimiz hemen hemen her şey Başakşehir’de daha önceden yapılmaya başlanmış ve en güzeli başlanmış. Çocuğu, gençleri, kadınları, yetişkinleri, yaşlıları, engellileri, özetle hiç kimseyi arkada bırakmadan, herkesin sorununu, herkesin beklentisini, herkesin ihtiyacını vatandaşın ihtiyacı olarak kabul edip buna politika geliştiren bir yapı var. Belediye başkanımızı ve çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Ona destek veren, bu işleri koordine eden kaymakamımızı, kamu görevlilerini, daha da önemlisi Başakşehirlileri tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. İnşallah el birliğiyle daha iyisi olacak. Biraz önce belediye başkanımız da söyledi, aslında bu tür çalışmalar 5 yaşında, 3 yaşında, 10 yaşında yaşına bakmadan ama bir iklimin oluşması lazım. TEKNOFEST’te gördünüz. Çocuklarımız memleketin ihtiyacı neyse, kimi zaman terörle mücadelede şehit verdiğimiz askerlerimizin, polislerimizin derdine çare bulmak için bir şey icat etmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu. Törende dereceye giren öğrencilere ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi. Program sonunda finalist projelerin sergilendiği alanda öğrencilerle fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.