DÜNYA - 02 Ağustos 2020 Pazar 00:05

Berlin’de Covid-19 kısıtlamaları protesto edildi

A
A
A
Berlin’de Covid-19 kısıtlamaları protesto edildi

Almanya’nın başkenti Berlin’de korona virüs salgını ile mücadele kapsamında alınan önlemler binlerce kişi tarafından protesto edildi.

Avrupa’da korona virüs salgını etkisini yeniden arttırırken, birçok ülke salgın kısıtlamalarını geri getirmeye başladı. Almanya’nın başkenti Berlin’deki Zafer Anıtı’nın önünde bulunan 17 Juni Caddesi’nde bir araya gelen binlerce kişi Covid-19 kısıtlamalarını protesto etti. Querdenken 711 isimli oluşum tarafından “Pandeminin Sonu: Özgürlük Günü” adı altında organize edilen gösteriye içlerinde farklı eyaletlerden gelenlerinde bulunduğu yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Eylemciler, protesto sırasında “Özgürlük” ve “Direniş” sloganlarını atarken, ellerinde “En büyük komplo teorisi korona pandemisidir”, “İkinci dalga biziz” ve “Özgürlüğünüz için ayağa kalkın” yazılı pankartlar taşıdı.

Göstericiler, hükümetin salgını bahane ederek, temek hak ve özgürlükleri kısıtladığını dile getirdi. Polis, göstericilerin maske takmaması ve sosyal mesafe kuralına uymaması nedeni ile eylemi sonlandırmaları çağrısında bulunurken, polis ve göstericiler arasında gergin anlar yaşandı. Çıkan arbede sonucu polis göstericilere biber gazı ile müdahale ederken, çok sayıda göstericiyi ise gözaltına aldı. Çıkan olaylarda bazı eylemciler ise yaralandı.

SPD Genel Başkanı Saskia Esken sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Binlerce Covid ahmağı (Covidiots) Berlin’de maskesiz, mesafesiz ikinci dalgayı kutluyor. Onlar sadece sağlığımızı tehlikeye atmakla kalmıyorlar, aynı zamanda pandemiye karşı başarılarımızı, ekonominin, eğitimin ve toplumun yeniden canlandırılmasına yönelik çabalarımızı da tehlikeye atıyorlar. Sorumsuzluk” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı, korona karşıtı bu eylemleri kendi amaçları doğrultusun da kullanmak isteyen bazı radikal grupları ise gözlem altına aldı.

Mahmut Tosun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Yunusemre Belediyesi Melek Gökmen’in ismini Manisa’da yaşatacak Yunusemre Belediyesi, Medeni Kanunun kabul edilişinin 99. yılında Mareşal Fevzi Çakmak Kadın Dayanışma ve Eğitim Merkezi’ne Manisa ve Türkiye’de kadın hareketinin önemli isimlerinden biri olan Melek Gökmen’in ismini verdi. Yunusemre Belediyesi, Medeni Kanun’un kabul edilişinin 99. yılı dolayısıyla anlamlı bir adım attı. Türkiye’de kadın hareketinin öncü isimlerinden biri olan Melek Gökmen’in adı, Mareşal Fevzi Çakmak Kadın Dayanışma ve Eğitim Merkezi’ne verildi. Merkezin isminin değiştirilmesi dolayısıyla düzenlenen törene, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban Eşi Serap Balaban, Melek Gökmen’in torunu Prof. Dr. Fatmagül Berktay, Belediye Başkan Yardımcılarından Emine Özge Arslan ile Hakan Gürtunca, müdürler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, belediye meclis üyeleri, kursiyerler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende konuşan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, bu etkinliğin tarihi bir anlam taşıdığını belirterek şunları söyledi: "İsimlerini vererek onları saygıyla anmak adına böyle bir etkinlik başlattık ve ilk adımı da Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki değerli dostlarımızla birlikte atmaya karar verdik. Böylece hep birlikte olmanın onurunu yaşıyoruz. Melek Gökmen kimdir dersek; kendisi Manisa Kadınlar Cemiyeti’nin kurucu başkanıdır ve aynı zamanda Kuvâyı Milliye’nin Manisa’daki örgütlenmesinde aktif rol üstlenmiştir. Emperyalist işgale karşı Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen önemli bir kadın kanaat önderidir. Cumhuriyetle birlikte Yardımseverler Derneği ve Halkevi başkanlığı gibi önemli görevler üstlenmiş ve yaklaşık bir asır önce Manisa’da kadın mücadelesinin temel taşlarını döşemiştir." Başkan Balaban ayrıca, Melek Gökmen’in torunu Prof. Dr. Fatmagül Berktay’ın da kadın hakları ve kadın hareketi konusunda önemli bir teorisyen ve aktivist olduğunu belirterek, onun anneannesinin adını taşıyan bir merkezin açılışına katılmasının kendileri için büyük bir onur olduğunu ifade etti. Belediye Başkanı Balaban, Berktay’ın sadece teorik olarak değil, aktif mücadeleyle de kadın hakları konusunda önemli katkılar sunduğunu, toplumsal haklar için verdiği mücadele nedeniyle cezaevinde dahi kaldığını vurguladı. Prof. Dr. Fatmagül Berktay ise yaptığı konuşmada, anneannesinin isminin böyle önemli bir merkeze verilmesinin kendisi için son derece duygusal ve gurur verici olduğunu belirterek, Yunusemre Belediyesi’ne teşekkür etti. Tören, konuşmaların ardından merkezin yeni isminin yer aldığı tabelanın açılışı ile sona erdi.
Eskişehir Eskişehir’de Tohum Takas Günleri başlıyor Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Bir avuç tohum, bir ömür bağımsızlıktır’ sloganıyla Yerel Tohum Merkezi’nde üretilen yerel tohumlar, 20 Şubat-22 Mart tarihleri arasında kent merkezinin yanı sıra kırsal ilçelerde vatandaşlarla buluşacak. Tarım ve hayvancılıkta üreticilere destek olmaya devam eden Büyükşehir Belediyesi, yerel tohumun yaygınlaştırılması amacıyla da çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Yerel Tohum Merkezi’nde üretilen ve Türkiye’nin çeşitli kentlerinde düzenlenen tohum takas şenliklerine gönderilen yerel tohumlar, kent merkezi dışında kalan 12 ilçedeki vatandaşlarla da buluşacak. Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekiplerince gerçekleştirilecek yerel tohum dağıtımları 20 Şubat’ta başlayacak ve 22 Mart’ta tamamlanacak. Yerel tohumun önemine dikkat çeken Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, "Yerel tohumun önemi, tarımsal çeşitliliğin korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir miras bırakma mücadelemizi yerel tohum dağıtımı ile sürdürüyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak Eskişehir’imizden ülkemizin dört bir yanına umut ekmeye ve sürdürülebilir tarımı desteklemeye devam edeceğiz. Yerel tohum ile üretim yapan veya yapmak isteyen tüm hemşehrilerimi 20 Şubat-22 Mart tarihleri arasında dağıtım noktalarımıza bekliyorum" dedi.
Bursa Çevre Yönetimi Genel Müdürü Turan: "Yıl sonuna kadar 30 bin depozito makinesi ülkemizin çeşitli noktalarında karşınıza çıkacak" Bursa’da düzenlenen Tekstil Sektöründe Hava Emisyonu Temiz Üretim Konferansı’nda hava kirliliğinin azaltılması için hayata geçirilecek projelere destek çağrısı yapıldı. Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, "Depozito sistemini hayata geçiriyoruz. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından yıl sonuna kadar 30 bin tane depozito makinesi, ülkemizin çeşitli noktalarında karşınıza çıkacak. Marketler başta olmak üzere cam şişe, metal meşrubat kutusu ve pet şişeleri getirip attığınızda belli bir ücret verilecek" dedi. Bursa’da hava kirliliğinin hassas olarak ölçüldüğü Kestel’de Tekstil Sektöründe Hava Emisyonu Temiz Üretim Konferansı gerçekleştirildi. Kestel Belediyesi Ek Hizmet Binası’nda yapılan konferansa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, sanayiciler ve Kestel halkı katıldı. Tekstil fabrikalarının yoğun olduğu ilçede havanın temizlenmesinin ancak yeşil dönüşümle olacağı belirtilerek, ilçe halkından hayata geçirilecek projelere destek istendi. "İhracatımızı sürdürülebilir hale getirmek için kriterleri kendimize uyarlamalıyız" Sanayide dijital dönüşümün yanı sıra yeşil dönüşümün de bir an evvel gerçekleşmesi gerektiğini kaydeden Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, "İklim değişikliğinin etkilerini her gün yaşıyoruz. Sel felaketi, afetler, kurak geçen sezonlar, artan yangınlar ve buzullarda meydana gelen erimeler gibi bir dolu etkileri hissediyoruz. Dünyanın aldığı ortak karara göre 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerini yakalamak için birtakım taahhütler ortaya koyuyor ülkeler. Burada bizim sektörler olarak baktığımızda tarım sektörü, sanayi ve ticaretle ilgili yapmamız gereken hususlar var. Bu çerçevede baktığımızda bizim de bunu ıskalamamamız gerekiyor. 14 Ocak’ta yayımlanan yönetmelik, sanayide yeşil dönüşüm belgesinin süreçlerini anlatıyor. Yönetmelik, Türkiye Yüzyılı vizyonları arasında sanayide yeşil dönüşümle alakalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilen görev sonucu ortaya çıkmış bir şey. O sırada tüm bakanlıklarla beraber Avrupa’daki ve dünyadaki uygulamalarla birlikte ulusal mevzuatımız oluşturuluyor. Yıl sonunda başvuruları alacağız ve kademeli ön geçişi görecek sanayimizin bir anlamda ikiz dönüşümü ile hem yeşil hem de dijital dönüşümü içeriyor. Aynı zamanda hava, su, enerji verimliliği gibi bir dolu parametreye göre bir puanlama olacak. Bu uluslararası geçerliliği olan bir belge olacak. Belge olmadığı takdirde 2026 yılında bazı sektörler öncelikle sınırda karbon düzenlemesine tabi tutulacak ve ihracat yapamayacağız. İhracatımızı sürdürülebilir hale getirmek için bu kriterleri kendimize göre uyarlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu. Depozito Saha Yönetim Sistemi hayata geçiyor Depozito Saha Yönetim Sistemi ile birlikte geri dönüşüm anlamında bir adım daha atılacağını söyleyen Turan, "Depozito sistemini hayata geçiriyoruz. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından yıl sonuna kadar 30 bin tane depozito makinesi, ülkemizin çeşitli noktalarında karşınıza çıkacak. Marketler başta olmak üzere cam şişe, metal meşrubat kutusu ve pet şişeleri getirip attığınızda belli bir ücret verilecek. Akıllı telefonunuzdaki uygulamadan bu miktarı aldıktan sonra dilediğiniz alışveriş mecrasında bunu harcayabileceksiniz. Bu atıkların çevre kirliliği oluşturmadan ekonomiye yeniden kazandırılması sağlanacak" ifadelerini kullandı. Sıfır Atık Projesi ülkemizi küresel marka haline getirdi 2017 yılından bu yana uygulanan Sıfır Atık Projesi’nin Türkiye’yi küresel bir marka haline getirdiğini belirten Turan, "En kıymetli projelerimiz arasında Sıfır Atık Projesi var. 2017’den beri 7 yıl oldu ve aslında ülkemizde 7 bölgemizi ve dünyada 7 kıtayı şu an küresel marka haline getiren sıfır atık hareketi, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 30 Mart Dünya Sıfır Atık Günü olarak dünyada da kutlanan bir etkinlik. Sıfır atığın mantığı aslında döngüsel ekonomi. Son dönemde vizyon olarak önümüzde duran bu yaklaşım, önceki ekonomik yaklaşımdan farklı olarak doğrusal ekonomi anlayışına dayanmıyor. Doğrusal ekonomi ‘al, kullan, tüket, at’ yerine, ‘al, kullan, atma, geri döndür, yeniden ekonomiye kazandır’ anlayışını benimsiyor" dedi.
Bursa Nilüfer’de ’ortak akıl’ toplantısı Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, ilçede yapılan çalışmalar ve planlanan projelerle ilgili CHP’li eski ve yeni dönem milletvekilleri, PM Üyeleri, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri ve CHP İlçe Başkanı’nın katılımıyla ’Ortak Akıl’ toplantısı düzenledi. 10 ayda hayata geçirilen çalışmaları şeffaf bir şekilde paylaşan Başkan Şadi Özdemir, gelecek vizyonu ile ilgili de fikir alışverişinde bulundu. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, göreve geldikleri andan itibaren yaptıkları çalışmaları ve planlanan projeleri ’Ortak Akıl’ toplantısında paylaştı. Başkan Özdemir, ilçeyi ortak akılla yönetmek istediklerini ve bu anlamda toplantılar düzenlediklerini anlatarak, "Ortak akıl vizyonu ile yola çıkmıştık. Çeşitli kesimlerin fikirlerinden faydalanmaya çalışıyoruz. Amacımız herkesin sesinin yansıdığı, hepimizin sahip çıktığı bir Nilüfer oluşturmaktı. Sloganımızı bu yönde ‘Herkesin Sesi, Hepimizin Nilüfer’i’ olarak belirlemiştik. Katılımcı, demokratik, şeffaf, adaletli, yenilikçi, erişilebilir, çözüm odaklı ve çevreye duyarlı olmak bizim değerlerimiz" şeklinde konuştu. Göreve geldiklerinden bu yana geçen 10 aylık süreçte çok yol kat ettiklerini ifade eden Başkan Şadi Özdemir, Nilüfer’in 8’inci en gelişmiş kent olduğunu belirterek, bayrağı daha yukarı taşımak istediklerini dile getirdi. Nilüfer’in afetlere karşı hazırlıklı, bilinçli bir kent olması için planlamalar yaptıklarını dile getiren Başkan Şadi Özdemir, "Depreme dayanıklı malzemelerin olacağı deprem lojistik merkezi kuracağız. Gıda dağıtım merkezi, deprem lojistik merkezi, ağır araç parkının bir arada olduğu bütünsel bir yer yapmaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra deprem parkları oluşturacağız. İçinde acil durumlarda kullanılabilecek tuvalet, elektrik ve gıda ihtiyacını karşılamak için malzemeler bulunacak" dedi. Nilüfer Bostan daha aktif olacak Nilüfer Bostan satış noktalarının daha aktif olması için işlevselliğini artıracaklarını vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, "Çalışma saatlerini düzenleyerek, konsepti değiştireceğiz. Bununla ilgili ciddi mesai harcıyoruz. Besaş ürünleri de raflarımızda olacak. İyi hizmetle, tüketimi de artıracağız" diye konuştu.
Bursa Kestel’in kirli havası yeşil dönüşüm ile temizlenecek Bursa’da düzenlenen Tekstil Sektöründe Hava Emisyonu Temiz Üretim Konferansında, sanayiciler ve halkın katılımıyla yeşil dönüşümün önemi vurgulandı. Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan’ın da katıldığı etkinlikte, hava kirliliğinin azaltılması için hayata geçirilecek projelere destek çağrısı yapıldı. Bursa’da hava kirliliğinin hassas olarak ölçüldüğü Kestel’de Tekstil Sektöründe Hava Emisyonu Temiz Üretim Konferansı gerçekleştirildi. Kestel Belediyesi Ek Hizmet Binası’nda yapılan konferansa, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, sanayiciler ve Kestel halkı katıldı. Tekstil fabrikalarının yoğun olduğu ilçede havanın temizlenmesi ancak yeşil dönüşüm ile birlikte olacağı konuşulurken ilçe halkından hayata geçirilecek projeler için destek istendi. "İhracatımızı sürdürülebilir hale getirmek için kriterleri kendimize uyarlamalıyız" Sanayide dijital dönüşümün yanı sıra yeşil dönüşümün de bir an evvel gerçekleşmesi gerektiğini kaydeden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, "İklim değişikliğinin etkilerini her gün yaşıyoruz. Sel felaketi, afetler, kurak geçen sezonlar, artan yangınlar ve buzullarda meydana gelen erimeler gibi bir dolu etkileri hissediyoruz. Dünyanın aldığı ortak karara göre, 2053 yılına kadar net 0 emisyon hedefleri yakalamak için bir takım taahhütler ortaya koyuyor ülkeler. Burada, bizim sektörler olarak baktığımızda, tarım sektörü, sanayi ve ticaretle ilgili yapmamız gereken hususlar var. Bu çerçevede baktığımızda, bizim de bunu ıskalamamamız gerekiyor. 14 Ocak’ta yayımlanan yönetmelik, sanayide yeşil dönüşüm belgesinin süreçlerini anlatıyor. Yönetmelik, Türkiye Yüzyılı vizyonları arasında sanayide yeşil dönüşüm ile alakalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilen görev sonucu ortaya çıkmış bir şey. O sırada tüm bakanlıklarla beraber Avrupa’daki ve dünyadaki uygulamalarla birlikte, ulusal mevzuatımız oluşturuluyor. Yıl sonunda başvuruları alacağız ve kademeli ön geçişi görecek sanayimizin, bir anlamda ikiz dönüşümü ile hem yeşil hem de dijital dönüşümü içeriyor. Aynı zamanda hava, su, enerji verimliliği gibi bir dolu parametreye göre bir puanlama olacak. Bu uluslararası geçerliliği olan bir belge olacak. Belge olmadığı takdirde, 2026 yılında bazı sektörler öncelikli sınırda karbon düzenlemesine tabi tutulacak ve ihracat yapamayacağız. İhracatımızı sürdürülebilir hale getirmek için bu kriterleri kendimize göre uyarlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu. Depozito Saha Yönetim Sistemi hayata geçiyor Depozito Saha Yönetim Sistemi ile birlikte geri dönüşüm anlamında bir adım daha atılacağını söyleyen Turan, "Depozito sistemini hayata geçiriyoruz. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından yılsonuna kadar 30 bin tane depozito makinesi, ülkemizin çeşitli noktalarında karşınıza çıkacak. Marketler başta olmak üzere, cam şişe, metal meşrubat kutusu ve pet şişeleri getirip attığınızda belli bir ücret verilecek. Akıllı telefonunuzdaki uygulamadan bu miktarı aldıktan sonra, dilediğiniz alışveriş mecrasında bunu harcayabileceksiniz. Bu atıkların çevre kirliliği oluşturmadan ekonomiye yeniden kazandırılması sağlanacak" ifadelerini kullandı. Sıfır Atık projesi ülkemizi küresel marka haline getirdi 2017 yılından bu yana uygulanan Sıfır Atık projesinin Türkiye’yi küresel bir marka haline getirdiğini belirten Turan, "En kıymetli projelerimiz arasında Sıfır Atık projesi var. 2017’den beri 7 yıl oldu ve aslında ülkemizde 7 bölgemizi ve dünyada 7 kıtayı şu an küresel marka haline getiren sıfır atık hareketi, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 30 Mart Dünya Sıfır Atık Günü olarak dünyada da kutlanan bir etkinlik. Sıfır atığın mantığı aslında döngüsel ekonomi. Son dönemde vizyon olarak önümüzde duran bu yaklaşım, önceki ekonomik yaklaşımdan farklı olarak doğrusal ekonomi anlayışına dayanmıyor. Doğrusal ekonomi ‘al, kullan, tüket, at’ yerine, ‘al, kullan, atma, geri döndür, yeniden ekonomiye kazandır’ anlayışını benimsiyor" dedi.