GÜNDEM - 30 Ağustos 2016 Salı 09:26

Balıkesir bir yılda 21 şehit verdi

A
A
A
Balıkesir bir yılda 21 şehit verdi

Türkiye'de yürütülen terörle mücadele kapsamında Balıkesir son 1 yılda 21 şehit verdi. 5'i polis, 16'sı asker olan şehitler Şırnak, Diyarbakır, Bitlis, Van, Hakkari, Mardin, Ankara ve Tunceli'de görevliydi.

Terör örgütü PKK'ya yönelik yürütülen operasyonlarda Balıkesir son 1 yılda 21 evladını şehit verdi. İlk şehadet haberi 7 Eylül'de Hakkari Dağlıca'dan geldi. Dağlıca'da şehit olan 16 askerden biri olan 22 yaşındaki Astsubay Deniz Göçkün'ün acısı Adnan Menderes Mahallesi'nde yaşayan ailesi ile birlikte bütün Balıkesir'i yasa boğdu. Sosyal medyada bir araya gelen vatandaşlar şehidin evine saygı yürüyüşü gerçekleştirirken, cenaze namazına on binlerce vatandaş katıldı.

İkinci şehadet haberi ise 10 Eylül'de Tunceli'den geldi. Tunceli'de polis lojmanlarına saldıran teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan 22 yaşındaki Polis Aydın Nazillioğlu'nun acısı Bayat Kırsal Mahallesi'ne düştü.
22 Ekim 2015 tarihinde 25 yaşındaki Astsubay Fatih Tomuşoğlu'nun şehadet haberi ile Balıkesir sarsıldı. Hakkari Yüksekova'da operasyon hazırlığı sırasında meydana gelen kazada el bombasının patlaması ile şehit olan Astsubay Çavuş Fatih Tomuşoğlu'nun cenazesi İvrindi ilçesinin Sofular Kırsal Mahallesi'nde son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin yeni anjiyo olan babası Sefer Tomuşoğlu cenazeye ambulansla katıldı. Kısa süre önce evlenen şehit Tomuşoğlu, izninde düğün yapmayı planlıyordu.

14 Kasım 2015 tarihinde Van’ın Erciş ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK’lı teröristler arasında çıkan çatışmada da Astsubay Başçavuş Ahmet Çelik şehit düştü. Şehit Çelik, memleketi Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde göz yaşları içinde toprağa verildi.

27 Aralık 2015 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesinde teröristlerce yola döşenen mayının patlaması sonucu şehit olan Uzman Çavuş Faruk Gezen'in acı haberi Dursunbey ilçesine bağlı Durabeyler kırsal Mahallesi'ne düştü.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör örgütüne yönelik devam eden operasyonlarda ise çıkan çatışma sonucu 3 asker ve 1 polis şehit oldu. 27 Ocak 2016 tarihinde gerçekleşen operasyonda şehit olan Özel Harekat Polisi Zekeriya Bilgen'in acı haberi Balıkesir'in Susurluk ilçesindeki ailesine ulaştı. 43 yaşında ve 4 çocuk babası olduğu öğrenilen Zekeriya Bilgen'in cenazesi Susurluk ilçesinde defnedildi.

1 Şubat 2016'da Şırnak'ın Cizre ilçesinde yürütülen operasyonlarda Astsubay Ahmet Semerci'nin şehadet haberi Balıkesir'in Sındırgı ilçesine bağlı İbiller Kırsal Mahallesi'ne ulaştı. Nişanlı olan ve yaz ayında düğün planlayan şehit astsubay Semerci, gözyaşları ile toprağa verildi.
9 Şubat 2016 tarihinde Diyarbakır'ın Sur ilçesinde teröristlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralanan ve tedavi için kaldırıldığı Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) şehit olan Uzman Çavuş Hasan Talay'ın ateşi de Balıkesir'e düştü.

Uzman Çavuş Hasan Talay'ın, 1. Komando Tugayı'nda görevli olan silah arkadaşları Yüzbaşı Yiğitcan Çiğa, Astsubay Üstçavuş Özgür Erdoğan ve Uzman Onbaşı Osman Ateş'in şehadete ulaşmasının ardından, sosyal paylaşım sitesinde kendi hesabından, arkadaşlarının da fotoğrafını paylaşarak, "Allah rahmet eylesin komutanlarım kardeşim. Allah sizin mertebenizi bize de nasip eder inşallah" notunu düştüğü ortaya çıkmıştı.
18 Şubat 2016 tarihinde Ankara'da askeri araçlara yönelik saldırıda şehit düşen Jandarma Başçavuş Mehmet Kutlu'nun memleketi Balıkesir’in Bandırma ilçesine ateş düştü. Ankara'daki terör saldırısında şehit düşen Kutlu'nun Genelkurmay Başkanlığı'nda Foto Film bölümünde çalıştığı öğrenildi. Aslen Susurluk ilçesine bağlı Ümiteli Mahallesi’ne kayıtlı olan ve Bandırma'da ikamet eden Astsubay Mehmet Kutlu'nun acı haberi Susurluk'taki baba ocağına ulaştı.

24 Mart 2016 tarihinde Mardin'in Nusaybin ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda 3 asker şehit oldu, 9 güvenlik görevlisi yaralandı. Şehit olan askerlerden Jandarma Astsubay Başçavuş Gökhan Bakır'ın ateşi Balıkesir'e düştü. Uçakla Balıkesir'e ulaşan şehidin naaşı tören alanına geldiğinde yüzlerce Balıkesirli gözyaşlarına boğuldu. Şehidin yakınları ayakta durmakta zorlanırken, annesi, babası İrfan ve eşi Yeşim Bakır tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Şehidin naaşı Aynaoğlu Kırsal Mahallesi'nde toprağa verildi.
2 Nisan 2016 tarihinde Mardin'in Nusaybin ilçesinde bir binaya tuzaklanan bombanın patlaması sonucu 5 silah arkadaşıyla birlikte şehit olan Uzman Çavuş Aycan Özdil, Balıkesir'in Edremit ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı. Aslen Çanakkale Ayvacık ilçesine kayıtlı olan şehit Uzman Çavuş Özdil, ailesinin isteği üzerine Edremit'te toprağa verildi.

3 Nisan 2016 tarihinde ise Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit olan Astsubay Atilla Kaya'nın Balıkesir'deki evine acı haber ulaştı. Balıkesir'in Altıeylül ilçesine bağlı Kuyualan kırsal mahallesinde yaşayan şehit Atilla Kaya'nın 6 ay önce evlendiği, henüz düğün yapmadığı anlaşıldı.
6 Nisan 2016 tarihinde Şırnak Uludere'deki üs bölgesinde bir tankın geri manevrası sonrasında altında kalan Tankçı Uzman Çavuş Özcan Mutlu ağır yaralı olarak Şırnak Asker Hastanesine sevk edildi. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Uzman Çavuş Özcan Mutlu, Balıkesir’in Edremit ilçesinde gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı.

FETÖ'nün hain saldırısında şehit oldular
15 Temmuz darbe girişiminde Ankara Gölbaşı'nda bulunan Özel Harekat Merkezi'ne düzenlenen saldırıda ise 2 Özel Harekat Polisi şehit oldu. Balıkesirli özel harekat polisi Turgut Solak, Altıeylül ilçesi Ovabayındır Mahallesi’nde defnedilirken, Özel Harekat Polis Memuru Mustafa Serin de Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde doğum gününde toprağa verildi.

30 Temmuz 2016 tarihinde ise Hakkari'nin Çukurca ilçesinde PKK'lı teröristlerin saldırısında şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Sercan Özkul'un cenazesi memleketi Balıkesir'e getirildi. Şehidin cenazesi, Balıkesir'in Gönen ilçesindeki Ayvalıdere mezarlığında toprağa verildi.
5 Ağustos 2016 tarihinde Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Tekeli köyündeki askeri üs bölgesine teröristler tarafından düzenlenen saldırıda şehit olan Kıdemli Jandarma Başçavuş Tuncay Küssen'in baba ocağına ateş düştü. Van’da düzenlenen törenin ardından şehit Küssen’in cenazesi İvrindi ilçesine bağlı Çarkacı Kırsal Mahallesi’ne getirildi. Şehidin annesi Fatma, babası Adnan ve 1 yıl önce evlendiği eşi Döndü Küssen ayakta durmakta güçlük çekti. 112 ekiplerinin sedyelerine oturan acılı aile gözyaşlarına boğuldu. Şehidin cenazesi ikindi namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Çarkacı Mezarlığı’na defnedildi.
9 Ağustos 2016 tarihinde Van'da görev yapan ve teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit düşen Polis Memuru Ömer Faruk Bol'un acı haberi de Balıkesir'deki baba evini yasa boğdu.

18 Ağustos 2016'da Bitlis'in Hizan ilçesindeki terör saldırısında şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Mesut Demir'in Balıkesir'in Sındırgı ilçesindeki baba ocağına acı haber ulaştı. Şehit Uzman Onbaşı Mesut Demir'in na'şı kılınan cenaze namazının ardından dualar ve tekbirler eşliğinde Dedeler Mahallesi Mezarlığı'na defnedildi.

24 Ağustos 2016 Diyarbakır’ın Lice ilçesinde terör örgütü ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada ise Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Ender Fatih Yılmaz şehit oldu. Şehit Yılmaz, Balıkesir’in Manyas ilçesinde gözyaşları arasında toprağa verildi.

Balıkesir'in son şehit haberi ise Cizre'de polis noktasına yapılan ve 11 polis memurunun şehit olduğu hain saldırıdan geldi. Saldırıda şehit olan polis memuru Gökhan Kıncak'ın acı haberi memleketi Balıkesir'in Edremit ilçesine ulaştı. Şehit Kıncak binlerce kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene; şehit annesi Hanife Kıncak'ın, "Oğlum şehit analarına yeminle özeniyordum. Sayende şehit anası oldum, kuzum" sözleri damga vurdu. 

Taşkın Sarıca

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.