POLİTİKA - 10 Mart 2022 Perşembe 15:26

Bakan Çavuşoğlu: 'Son derece medeni bir görüşme oldu'

A
A
A
Bakan Çavuşoğlu: 'Son derece medeni bir görüşme oldu'

Antalya’da düzenlenen üçlü barış zirvesinin ardından açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Biz bugün bu görüşmede kolaylaştırıcı rol üstlendik. Türkiye olarak özellikle insani boyutun önceliğine dikkat çektik. Her gün yıkım artıyor. Savaşın ortasında kalan sivillerin bir an önce kurtarılması gerektiğini söyledik. Taraflar kendilerini savundu. Herhangi bir gerginliğe yol açan ses tonunu yükselten bir görüşme olmadı. Son derece medeni bir görüşme oldu” sözlerine yer verdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba'nın katılımıyla Antalya’da düzenlenen üçlü barış zirvesi sona erdi. Toplantı sonrasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba, ayrı ayrı salonlarda aynı anda kameraların karşısına geçti. Daha sonra ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıklamalarda bulundu.

“Savaşın ortasında kalan sivillerin bir an önce kurtartılması gerektiğini söyledik”

Bakan Çavuşoğlu açıklamasında, “Sorunların diplomasi yolu ile çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu tür savaşların galibinin olmayacağının bilincindeyiz. Bu savaş devam etmesi durumunda kaybedenin en başta masum siviller olacağını vurguluyoruz. Bu savaştan bölge ülkeleri başta olmak üzere herkes zarar gördü ve zarar görür. Bu anlayış ile 24 Şubat’ta Rusya’nın saldırısı başladıktan sonra da sorunların diplomasi yolu ile çözüme kavuşması için çabaladık. Bu süreçte her iki taraf ile yoğun temaslarımız oldu. Tarafların ülkemizde bir araya gelmesi için davette bulundum. Her iki tarafın da kabul etmesi ile bu toplantı gerçekleşti. Bu toplantının Antalya Diplomasi Formu kapsamında gerçekleştirilmesi de anlamlı oldu. İki tarafta Türkiye’nin toplantının bulunmasını özellikle istedi. Biz bugün bu görüşmede kolaylaştırıcı rol üstlendik. Türkiye olarak özellikle insani boyutun önceliğine dikkat çektik. Her gün yıkım artıyor. Savaşın ortasında kalan sivillerin bir an önce kurtarlması gerektiğini söyledik” dedi.

“Ateşkesin eş güdümlü olması lazım”

Bir ateşkese ihtiyaç olduğunu belirten Çavuşoğlu, “İnsani ateşkesin sahada işlemesi gerekiyor. İnsani koridorların açık olması gerektiğini vurguladık. Özellikle Mariupol’da bir insani koridorun açılması gerektiğini söyledik. Taraflar bu konuyu ilgili merciler ile görüşeceklerini söylediler. Şuan Rusya bu bölgeden girdi. Ateşkesin eş güdümlü olması lazım. Tahliye edilecek siviller can tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Bu toplantı çatışmaların başlamasından sonra dışişleri bakanları düzeyince ilk üst düzey buluşma özelliğini taşıyor. Bu görüşmeden umulmadık bir şey beklememek gerekir. Bu bir başlangıçtır” açıklamasında bulundu.

“Amacımız barış ve istikrar yeniden sağlanmalıdır.”

Toplantının önemli bir başlangıç olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, “Belarus’ta devam eden bir süreç var. Bunun başlamasını da teşvik ettik. Toplantının yeri önemli değil. Müzakerelerin başlaması önemliydi. Bu süreci biz desteklemeye devam edeceğiz. Amacımız barış ve istikrar yeniden sağlanmalıdır. Bu yegane seçenektir. Türkiye olarak samimi gayretlerimizi sürdüreceğiz. Davetimi kabul eden her ikisi isime de teşekkür ediyorum. Görüşme kolay bir ortamda gerçekleşmedi. Savaş devam ediyor. Son derece medeni bir toplantı oldu. Taraflar kendilerini savundu. Herhangi bir gerginliğe yol açan ses tonunu yükselten bir görüşme olmadı. Son derece medeni bir görüşme oldu. Sonuçta bu ilk düzeyde yapılan toplantıda tüm taleplerin karşılanması yönünde bir beklentim yoktu. Bu tür toplantının devam etmesini istiyoruz. Biz ev sahipliği de yapmak isteriz. Başka yerde görüşmek isterlerse de memnun oluruz” sözlerine yer verdi.

“Sorunların çözülmesini kimse beklemiyordu”

Bakan Çavuşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Elbette bu toplantıdan tüm sorunların çözülmesini kimse beklemiyordu. Böyle bir başlangıcın da yapılması gerekiyordu. Bundan sonraki süreçte bu diyaloglar devam ederse teknik müzakerelere ilaveten son kararı siyasetçiler verecek. Biz bir neticeye varılacağına inanıyoruz. Tarafların siyasi olarak bir araya gelmesi ve bunan sonraki liderler düzeyinde görüşmeye karşı olmamaları gelecekte üst düzey toplantı gerçeklemesi yönünde umudumuzu arttırdı. Rusya ve Ukrayna arasında tarafsızlık dahil birçok müzakere ettikleri unsular var. Kapsamlı bir barış anlaşması imzalanması durumunda Ukrayna’nın bazı ülkeleri garantör istediğini biliyorsunuz. Bunlardan bir tanesi de Türkiye’dir.”

Ertuğrul Gün - Ahmet Serdar Eser
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.