GÜNDEM - 14 Haziran 2023 Çarşamba 11:34

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

A
A
A
Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

İstanbul'un tarihi ve kültürel öneme sahip iki önemli simgesi olan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi ve Sultanahmet Camii'nde Fatih Sultan Mehmed’in vasiyeti olan 'karşılıklı ezan okuma' geleneği devam ediyor. Ezan 5 vakit de aynı şekilde okunurken, ezanların yükseldiği iki cami havadan görüntülendi.

Çift minaresi bulunan bütün Selatin camilerinde karşılıklı ezan okunma geleneği Fatih Sultan Mehmed'in vasiyeti üzerine Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi ve Sultanahmet Camii'nde de sürdürülüyor. Her iki camide karşılıklı okunan ezanlar, İstanbul'un tarihi yarımadasında yankılanıyor. Geleneğe göre, birinci müezzin ezanın bir bölümünü okuyup bitirdiğinde diğer caminin müezzini de aynı bölümü okuyor. Müezzinler ezanı bu şekilde bitirirken, vatandaşlar ise duygusal anlar yaşatıyor. Osmanlı döneminden günümüze kadar devam eden gelenekte ezan 5 vakit farklı makamlarda ve karşılıklı okunuyor. Her iki tarihi camiden karşılıklı olarak ezan yükselirken, o anlar havadan görüntülendi.

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

“Ezanlar en güzel şekilde okunsun diye uğraşılmış”

Karşılıklı ezan okuma geleneğini anlatan Sultanahmet Camii Müezzini Aşgın Tunca, “İşin özü şu; bir şeyi güzel yapmak yani ecdadımız her şeyin en güzelini yapmaya çalışmış. Camisiyle, türbeleriyle ve her şeyiyle bir estetik katmaya çalışmış, güzellik katmaya çalışmış. Söz konusu ezan olunca da bunu en güzel şekilde yapmaya çalışmışlar. Bunun eğitimleri verilmiş, cumhur müezzinliği yapılmış. Ezan meşkleri yapılmış zamanında. Ezanlar en güzel şekilde okunsun diye uğraşılmış. Karşılıklı ezan okuma geleneği neden olmuş? Eski zamanlarda mikrofon olmadığı için her minareden ezanlar okunmuş. Diyelim ki Sultanahmet Camii’nde 6 minare var ön tarafta oturan insanlara ezan sesinin gitmesi gerekiyor aynı zamanda arka tarafta oturan insanlara da ezan sesinin gitmesi gerekiyor onun için farklı minarelerden ezan okunmuş. Elektrik keşf edilince ve mikrofonlar devreye girince birbirine yakın olan camilerde sesler karışmasın diye daha güzel olsun diye karşılıklı ezanlar okunmaya başlanmış diyebiliriz. 12 yıldır buradayım ilk geldiğimde Ayasofya ile karşılıklı ezan okuyorduk. Oraya sesi güzel ve müsait olan, her gün farklı müezzin arkadaşımız gelip orada ezan okuyordu. Ve biz de karşılık veriyorduk” ifadelerini kullandı.

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

“Bu Osmanlı’dan gelen bir gelenektir”

Osmanlı döneminden gelen bir gelenek olduğundan bahseden Tunca, “Bu Osmanlı’dan gelen bir gelenektir. Ezanlar farklı makamlarda icra ediliyor. Sabah namazı sabah makamında, öğle çoğu zaman uşak makamında, ikindi rast makamında, akşam segah veya hüzzam yatsı namazı ise hicaz makamında okunuyor. Bu bir gelenek. Biz bazen Muhayyer Kurdi gibi Nihavend gibi bazen Hüseyni gibi muharrem ayında ezanlar okuyoruz. Bunun için tabii Selatin camilerindeki arkadaşlarımızın musiki bilgisinin ve ses güzelliğinin olması gerekiyor. Müzik kulağının olması gerekiyor. Karşılıklı ezan okumanın bir sebebi de budur. Karşıda bir müezzin bir ses ile başlarsa sizde kendi kendinize ezan okursanız karışır. Müzik kulağı iyi olan insanlar hemen etkilenirler. Dolayısıyla bu işin düzgün olabilmesi için de karşılıklı okunması gerekir. Daha önce Sultanahmet’le başlıyorduk Ayasofya ile davam ediyorduk şu an da Ayasofya Camii başlıyor. Daha önce Ayasofya’nın arkasında bir mescidimiz vardı, 1991 yılından bu yana orada ezan okunuyor. Ben geldim geleli de karşılıklı ezan okuyoruz. Ayasofya bir ezan makamında başlıyor, bizde ona ayak uyduruyoruz. Hangi sesten giriyorsa biz de aynı sesten giriyoruz. Bir güzellik ortaya çıkıyor. İşin güzel olması adına karşılıklı ezan okuma ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.

Ayasofya ve Sultanahmet Camii’lerinde karşılıklı ezan okuma geleneği

Semanur Kaygısız - Furkan Duman - Ahmet Faruk Sarıkoç - Senat Destanoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı Kırıkkale’de sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı. Kazada araçlar hurdaya döndü. Kamyon sürücüsü, "Telefon ışığıyla ikaz verdim ama fark etmedi, arkadan bodoslama girdi" diyerek kazayı anlattı. Kaza, gece saatlerinde Kırıkkale-Kayseri D765 karayolunun 35. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nazmi İnan, mazotu biten Isuzu marka 06 CUA 778 plakalı kamyonunu yolun banket kısmına park etti. O sırada, iş makinesi taşıyan Y.Ö. yönetimindeki 06 DST 778 plakalı MAN marka tır, park halindeki kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan tır, orta refüje devrildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan tır sürücüsü, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Trafik ekiplerince yapılan kontrollerde tır sürücüsü Y.Ö.’nün ehliyetinin olmadığı tespit edildi. Tır sürücüsüne ve araç sahibine toplamda 37 bin 412 lira para cezası uygulandı. Yapılan işlemlerin ardından araçlar vinç ve çekici yardımıyla otoparka kaldırıldı. "Bodoslama girdi" Kaza anını anlatan kamyon sürücüsü Nazmi İnan, "Keskin yolundaydım. O sırada aracımın mazotu bitti. Dörtlüleri yaktım, bekliyordum. Kendim de arkadaydım. Telefon ışığıyla araçlara ikaz veriyordum. Bu amca (tır sürücüsü) beni fark etmedi, aracı da fark etmedi. Telefonla uzun süre ikaz vermeme rağmen arkadan bodoslama girdi. Daha sonra bu şekilde kaza oluştu. Amcaya koştum, sağlık durumunu sordum" ifadelerini kullandı.
Antalya Ferdi Tayfur, şarkılarıyla uğurlandı Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sanatçı Ferdi Tayfur’un cenazesi hastaneden alındı. Hastane önünde toplanan yüzlerce kişi, usta sanatçıyı gözyaşları ve şarkılarıyla uğurladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşamını sürdüren arabesk müzik sanatçısı ve bestekar 79 yaşındaki Ferdi Tayfur, 15 Aralık’ta tansiyon rahatsızlığı sebebi ile ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Tayfur, 17 Aralık’ta ailesinin isteği ve uzman doktorların tavsiyesiyle ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edilmişti. Usta sanatçı, organ yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde hayatını kaybetti Ferdi Tayfur’un vefatının ardından sevenleri hastane önünde toplandı. Sık sık "Ferdi baba" sloganları atan sevenleri, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Klasik bir minibüsle hastaneye gelenler de, açtığı duygu yüklü şarkıları sevenlerine dinletti. Şarkılarıyla gözyaşları içinde uğurlandı Tayfur’un cenazesi 23.30 sıralarına hastanenin morgundan cenaze aracına koyulup kalabalığın bulunduğu alana getirildi. İzdihamın yaşandığı alanda Antalya Valisi Hulusi Şahin ve İlker Arslan da alana gelerek Tayfur’un ailesine baş sağlığı diledi. Bu sırada Tayfur’un yakınları ve sevenleri uzun süre gözyaşı döktü, helallik alınması ve duaların ardından Ferdi Tayfur’un cenazesi şarkıları eşliğinde hastane alanından götürüldü. Yine sevenlerine bir esnaf tarafından lokma ikramı yapıldı. Aile mezarlığına defnedilecek Öte yandan Tayfur’un cenazesinin, cumartesi günü saat 12.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek anma töreninin ardından Emirgan Çınaraltı Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası, ikindi namazını müteakiben Yeniköy’de aile mezarlığına defnedileceği belirtildi.