DİĞER SPORLAR - 06 Temmuz 2023 Perşembe 11:25 | Son Güncelleme : 08 Temmuz 2023 Cumartesi 15:28

Avrupa şampiyonu Emine Arslan: 'Rakiplerimi aklımla yendim'

A
A
A
Avrupa şampiyonu Emine Arslan: 'Rakiplerimi aklımla yendim'

Polonya’da düzenlenen 3’üncü Avrupa Oyunları’ndan altın madalyayla yurda dönen Bağcılar Belediyesi sporcusu Emine Arslan, başarısının sırrını anlattı. Turnuva öncesi sistemden karşılaşacağı rakiplerini gördüğünü söyleyen Arslan, “Karşılaştığım sekiz sporcu da ülkelerinin en iyisiydi. Maçlarını izleyerek hocamla plan yaptık. Onlar nasıl dövüşüyor diye baktım. Tekniklerini öğrenerek, salonumuzda çalışarak onları aklımla, mantığımla yendim” dedi.

Polonya’da 21 Haziran-3 Temmuz 2023 tarihleri arasında düzenlenen 3’üncü Avrupa Oyunları’na Türkiye, 19 branşta 193 sporcu ile katılmıştı. Türk milli takımı kafilesinde Bağcılar Belediyesi sporcusu Emine Arslan da yer almıştı. Zorlu geçen Avrupa Oyunları’nda kick boks full contact kadınlar 52 kiloda Emine Arslan, finalde İtalyan rakibini 3-0 yenerek altın madalya kazandı.

"Günde çift idman yaptım"

Yurda dönen Arslan, sevenleri tarafından coşkuyla karşılandı. Spor salonunda hocası ve arkadaşlarıyla bir araya gelen Emine Arslan, sevincini onlarla paylaştı. Şampiyon olmak için çok çalıştığını söyleyen Arslan, “Turnuvada başarılı olacağım diye kendimi motive ettim. Bunun için de çok çalıştım. Sabah saat 6’da kalkıp antrenman yaptım. İşe gittim, akşam döndüğümde tekrar çalışmaya devam ettim. Günde çift idmanla yorucu bir süreç geçirdim ama sonucu güzel oldu” dedi.

Avrupa şampiyonu Emine Arslan: 'Rakiplerimi aklımla yendim'

"Eski maçları izleyerek plan yaptık"

Arslan, başarısının sırrıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Başarının sırrı çok çalışmak. Sistem üzerinden turnuvaya katılan bütün sporcuları görebiliyoruz. Ben de karşılaşacağım rakipleri buradan gördüm. Karşılaştığım sekiz sporcu da ülkelerinin en iyisiydi. Daha önceki turnuvalardan karşılaştığım Bulgar ve Norveçli sporcular da bu turnuvada karşıma çıktı. Onlara daha önce yenilmiştim. Eski maçlarını izleyerek hocamla plan yaptık. Onlar nasıl dövüşüyor diye baktım. Tekniklerini öğrenerek, salonumuzda çalışarak onları aklımla, mantığımla yendim.” İstiklal Marşı’nı okutmaktan dolayı büyük gurur yaşadığını belirten Arslan, maçı kazandıktan sonra hemen secdeye kapanıp dua ettiğini de sözlerine ekledi.

Yusuf Eker

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Sırtına bağladığı kartonla şehri dolaşan motosikletli ilgi odağı oldu Hatay’da motosiklet tutkunu Ahmet Hamderi, 27’nci yaş gününü "Bugün benim doğum günüm, kutlamak istiyorsan korna çal" yazılı kartonla trafiğe çıkarak kutladı. Hamderi’nin trafikte insanların sempatik tavırlarıyla karşılaştığı anlar ilgi odağı oldu. Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan Ahmet Hamderi, 1 Ocak’ta 27’nci yaş gününü kutlamak için ilginç bir yöntem seçti. Motosiklet tutkunu olan Hamderi, ‘Bugün benim doğum günüm, kutlamak istiyorsan korna çal’ yazılı kartonu sırtına asarak trafiğe çıktı. Trafikte diğer sürücülerin ilgi odağı olan Hamderi, fotoğraf çekenler ve kornaya basanların sempatik tavırlarıyla karşılaştı. “Doğum günüm olduğu için böyle bir çılgınlık yapayım dedim” Doğum gününde unutulmaz bir anı yaşadığını dile getiren Ahmet Hamderi, “Benim 1 Ocak doğum günümdü. Evde oturup sosyal medya geziniyordum. Bu tarz videolar izlediğim için bir de ben çekerim diye düşündüm. Doğum günüm olduğu için böyle bir çılgınlık yapayım dedim. Trafiğe çıktım. Böyle tepkiler beklemiyordum. Trafiğe çıktığımda fotoğraf çekenler oldu, kornaya basanlar haddinden fazla oldu. Bayağı eğlenceli bir şey oldu ve gayet güzeldi. Kartonun üzerine, ‘Bugün benim doğum günüm, kutlamak istiyorsan korna çal’ diye yazdım. Kartona yazmıştım. Kartonla ortalama 2 saat gezdim. Bazı bölgelerde ve ara sokaklarda gezdim. Tepkiler çok güzeldi. Bu kadar tepki olacağını beklemiyordum. Korna çalanlar, fotoğraf çekenler oldu, durdurup konuşanlar oldu ve numaramı isteyenler bile oldu. Güzel ve unutulmaz bir gün oldu. Bir dahaki doğum günüme daha değişik aksiyonlu güzel şeyler düşünüyorum. Depremden çıktık ve insanın bazen kendi kendine tek başına da olsa mutlu olmayı bilmeli. Biraz da olsa insanlarda gülümseme olmuştur” ifadelerini kullandı.
İstanbul Kadıköy’ün simgesi ‘Oyuncaklı ev’ tarih oluyor İstanbul Kadıköy’de dış cephesi oyuncaklarla süslenerek büyük bir ilgi gören “Oyuncaklı ev” önümüzdeki aylarda yıkılarak tarihe karışacak. Evin son hali dron ile havadan görüntülendi. İstanbul Kadıköy’de Yeldeğirmeni Mahallesi Hacı Hafız Sokak’ta yaşayan Ecevit Çalışkan, yıllar önce taşımacılık yaptığı bir iş sırasında kendisine hediye edilen ilk oyuncağı evinin dış cephesine astı. Çalışkan, semti gezen ve mahalle sakinlerinin de hediye ettikleri oyuncakları da alarak evinin duvarlarını süsledi. rengarenk oyuncakların sergilendiği bu bina zamanla ‘Oyuncaklı ev’ olarak anılmaya başlandı. Hem mahalle sakinlerinin hem de İstanbul’un farklı semtlerinden gelen ziyaretçilerin uğrak noktası haline gelen bu ev, artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tarih kokan sokakta gezenlerin mutlaka fotoğrafını çektiği ‘Oyuncaklı ev’ şimdilerde son günlerini yaşıyor. Çalışkan, Mayıs ayı içerisinde binanın yıkılacağını söyleyerek, çok üzgün olduğunu ifade etti. “Tamamen yıkacaklar, oyuncaklar olmayacak artık” Ecevit Çalışkan, evinin yıkılacağına çok üzüldüğünü söyleyerek, “ Yaklaşık 15 yıldır bu binada oturuyorum. Eşya taşırken bir kardeşimizden aldığım oyuncakla evimi süslemeye başladım. Oyuncaklar zamanla çoğaldı. Müteahhit geldi. Evin yıkılacağını söyledi. Üzüntü verici bir haber aldık. Şimdi oyuncaklarımız yavaş yavaş azalıyor. İnsanlar bu duruma üzülmüş. Sen nereye gideceksin. ‘Sen mahallemizin Ecevit ağabeyisin. Gitmeni istemiyoruz’ dediler. Destek olmaya çalışıyorlar. Ben de ne yapacağım bilmiyorum. Bu durumu çok üzgünüm. Tamamen yıkacaklar, oyuncaklar olmayacak artık. Buraya benzer bir yer bulamam ama apartmanda olsa yine böyle oyuncak asacağım” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Hedeflerine İlişkin Bilgilendirme Toplantısı’nda medya kuruluşlarının ekonomi haberleri müdürleri ile bir araya gelerek soruları cevapladı. Yılmaz, “Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Suriye’nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye’yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır” dedi. “Asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz” Asgari ücret ile alakalı açıklamada bulunan Yılmaz, “Öncelikle bizim toplam istihdamımız sunumda da aktardım Ekim ayı itibariyle 32 milyon 970’ti. Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK’lı çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42’si asgari ücretli görünüyor o da 6.7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Toplam istihdam içinde Devlette çalışan var, SGK’lı ve SGK dışı çalışanlar var vs. tabii hepsini topladığınızda 32 milyon 970 bin kişiye ulaşıyorsunuz. Burada tabii kayıtlı çalışanlarda da şöyle bir durum var onu da izah etmemiz lazım: Kayıt dışılık dediğimiz şey ikiye ayrılıyor. Bir, tamamen kayıt dışı çalışma meselesi var, bir de eksik kayıtlılık dediğimiz şey var, yani kayıtlı aslında ama bir kısmı kayıtlı, bir kısmı kayıtsız diyelim. Dünyada da bu durum böyle, bizde de böyle. Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da, eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz. Ama bu faktörleri dikkate almadan yapılacak bir yorumun çok da gerçekçi olmayacağını bilmemiz lazım. Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor. Dolayısıyla, önemli olan bu verimliliği artırmak, daha sağlam bir zeminde, kalıcı bir zeminde bu gelişmeleri sağlamak. Biz bütün imkanlarımızla bu yönde gayret ettik. 2023 yılında enflasyon oranı yüzde 64,8, asgari ücrete yaptığımız artış yüzde 107.3, yani bugün yaptığımız artışlar geçmişteki bu yüksek oranların üzerine yaptığımız artışlar, bunu da dikkate almamızda fayda var. 2024 yılında bugün belli oldu yüzde yıllık enflasyon 44,4. Asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz. Asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022’de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022’de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum” dedi. “Esas olan program etkisidir Enflasyonda baz etkisi hakkında konuşan Yılmaz, “Geçen yıl yani 2024’ün Ocak-Şubat aylarında nispi olarak yüksekti enflasyon dolayısıyla baz etkisinin bu sene olumlu olacağını bu anlamda Ocak özellikle baz etkisinin olumlu olacağını düşünüyorum. Ocak’ta genelde diğer aylara göre nispeten daha yüksek olur aylık enflasyon, çünkü birçok fiyat, ücret Ocak’ta güncellendiği için Ocak ayı biraz daha normal ortalamanın üstünde gelir. Ama geçen senenin ocak ayıyla mukayese ettiğimiz zaman bu sene çok daha düşük olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla, geçen senenin Ocak’ı biraz daha beklentinin üstünde çıkmıştı onun baz etkisi olumlu olacaktır diye düşünüyorum. Geçen yıl Ocak atında yüzde 6,7 olmuş, Şubat 4,5 olmuş dolayısıyla, bu ilk aylarda bize olumlu olarak yansıyacaktır. Bazen medyadan arkadaşlarımız da söylüyorlar, baz etkisi de şu oldu, bu oldu diyorlar. Program yoksa baz etkisi de olmaz değerli arkadaşlar, esas etki program etkisidir. Çünkü program olmazsa siz bu oranı düşürmezseniz bu 6,7’nin altında bir oran çıkmazsa baz etkisi de oluşmaz zaten. Dolayısıyla, esas olan program etkisidir, ama baz etkisinin de faydalı olduğu aylar veya olumsuz etkilediği aylarda elbette olabilir. Esas olan program etkisidir, program etkisi de olumlu yöndedir” diye konuştu. “Enflasyonun ana eğiliminde aşağıya doğru bir eğilim, gidişat oluşmuş durumda” Yılmaz, “Merkez Bankası’nın faizlerle ilgili faiz indirimi oldu malum, Merkez Bankamız bir faiz indirimi yaptı. Burada Merkez Bankamız kendi kanuni çerçevesi içinde kararlarını veriyor ve bunları da toplumla paylaşıyor, izah ediyor. İki şeyin altını çiziyor yaptığı açıklamalarda, enflasyonun ana eğilimine bakıyorum diyor ve beklentilere bakıyorum diyor. Her ikisinde de bir iyileşme süreci olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bugün çıkan enflasyon oranı da yine enflasyonun ana eğiliminde özellikle hizmetlerde hep sizinle onu paylaştık biliyorsunuz, en katı olan alan hizmetler, özellikle hizmetlerde de son çeyrekte ciddi bir kırılma olduğunu görüyoruz, enflasyonun aşağıya doğru geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu enflasyonun ana eğiliminde aşağıya doğru bir eğilim, gidişat oluşmuş durumda. Bu da tabii Merkez Bankamızın politikasını etkileyecektir, başka türlü düşünmek de mümkün değil. Ama faiz politikası dışında da enstrümanları var Merkez Bankamızın. Bir taraftan da makro ihtiyati tedbirler dediğimiz başka tedbirler de alması mümkün. Sıkı tutuşunu ana çerçevede sürdürecektir tek hanede enflasyona düşünceye kadar, ama enflasyondaki bu ana eğilimlere göre de tabii ki kararlarını kendi yetkili kurullarında alacaktır. Ama genel çerçeve bu, enflasyonun ana eğilimi düşüyor, beklentiler iyileşiyor” dedi. “Suriye yeniden imar edilecek” Cevdet Yılmaz, “Suriye bizi nasıl etkiler? Bir defa geçmişten daha kötü etkilemez. O kadar kötü bir dönemden geliyoruz ki Suriye’de, bir diktatörün olduğu, savaşların, çatışmaların yaşandığı, bize dönük neler yaşadığımızı 13 yılda hepiniz biliyorsunuz. O kötü tabloların geride kaldığı bir dönemdeyiz. Bir diktatörlük yıkıldı, yeni bir düzen oluşuyor. Bugün orada yaşanan bir halk devrimi tabii. Şu anda acil konu buradaki siyasi istikrarın sağlanması, güvenlik ortamının pekiştirilmesi, iç kavgaların olmadığı, bütün etnik grupların, mezheplerin, dinlerin kapsandığı kapsayıcı bir siyasi yapının oluşması, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik teşkilatıyla birlikte Suriye’nin siyasi ve güvenlik bakımından istikrarının sağlanması. Bunun inşası bizim için başlı başına büyük bir artı değer. Çünkü böyle bir Suriye, Türkiye’ye yönelik güvenlik risklerini bir defa azaltacaktır, göç riskini azaltacaktır, güvenlik risklerini azaltacaktır, Türkiye çok daha emniyetli sınırlarla karşı karşıya kalacaktır. Bütün bunlar bir defa güvenlik açısından, siyasi açıdan, terör bakımından, birçok açıdan Türkiye’ye faydalar doğuracak. Ekonomik boyutuna bakacak olursak, kısa vadede Türkiye’den oraya giden bir takım işgücü veya sermayesini alıp giden bazı Suriyeli vatandaşlar olabilir. Bunlar ekonomik etki bakımından farklı değerlendirilebilir, ama orta vadeli bir perspektifle yine bakarsanız, Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Ben buradan dış ticaretimizin de, lojistiğimizin de çok çok olumlu etkileneceğini düşünüyorum. Suriye’nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye’yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır. Dünyada da bunun örneklerini biliyoruz, komşuları istikrar içinde olan ve büyüyen ülkeler bundan olumlu etkilenirler. Dolayısıyla daha istikrarlı bir Suriye, daha müreffeh bir Suriye, Türkiye için de ekonomik anlamda da son derece olumlu olacaktır diye ifade etmek isterim. Çok detaylarına girmeyeyim, ama şunu da söyleyeyim: Komşumuz Suriye’nin bu yeni döneminde yanında olacağız. Özellikle kurumsal anlamda tecrübe birikimimizi Suriyeli kardeşlerimizle her alanda paylaşacağız. Burada tabii dünyaya da büyük bir rol düştüğünü ifade etmek isterim. Esad döneminde ortaya konan yaptırımlar var bir diktatör döneminde. Şimdi yeni bir Suriye var, artık eski kalıplarla Suriye’ye bakılması doğru değil, eski tanımlamalarla bakılması da doğru değil, yeni bir ortam var” şeklinde konuştu. “Bahçeli her zaman ‘önce milletim, devletim, sonra partim, sonra ben’ diyen bir siyasetçi” Yılmaz, “ Sayın Bahçeli her zaman önce milletim, devletim, sonra partim, sonra ben diyen bir siyasetçi. Siyasi hesaplarla değil, ülkenin geleceğiyle düşünen, uzun vadeli geleceği açısından doğru bulduklarını ortaya koyan bir devlet insanı. Dolayısıyla, buradaki perspektifi de şu: Terörsüz bir Türkiye. Bir taraftan da bölgemizdeki emperyalist gelişmeleri, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve bunların bölgemizde oluşturduğu riskleri bütün bunları görerek aslında iç cephemizi bütünleştirmemiz, kardeşliğimizi güçlendirmemiz ve terörsüz bir Türkiye olarak çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerektiğinin bir ifadesi. Bunun zaten ana vizyonunu da Cumhurbaşkanımız ortaya koymuş durumda, bu da Türkiye yüzyılı vizyonu. 100 yıllık bir cumhuriyetimiz var, çok büyük kazanımlarımız var, şimdi yeni bir yüzyıla girdik ve bu yüzyıl birçok alt başlığı var, ama bir tanesi de en temel başlıklarından biri huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacak diyor Cumhurbaşkanımız. Dolayısıyla, ana vizyonumuz da bu, bu vizyon çerçevesinde hareket ediyoruz. Terörün gölgesinde olmayan bir siyaset istiyoruz. Şunun da hep altını çiziyorum ben: Terör demokrasinin de, kalkınmanın da düşmanıdır. Terörün olmadığı bir ortam ise demokrasiye de, kalkınmaya da güç verir. Terör varsa bir ortamda siz seyahat etme özgürlüğünüzü kullanamazsınız, düşüncelerinizi ifade etme özgürlüğünüzü kullanamazsınız, girişimcilik özgürlüğünüzü kullanamazsınız, yatırım ortamı gelişmez. Dolayısıyla, terörsüz bir Türkiye aynı zamanda daha hızlı kalkınan, demokratik standartlarını daha hızlı yükselten bir Türkiye demek. Biz artık terörün gündemden çıkmasını istiyoruz. Terörün hiçbir siyasi parti üzerinde, hiçbir siyasi grup üzerinde gölgesinin devam etmesini istemiyoruz” dedi.