KÜLTÜR SANAT - 04 Eylül 2022 Pazar 13:10

“Anadolu” isminin doğduğuna inanılan köy

A
A
A
“Anadolu” isminin doğduğuna inanılan köy

Anadolu isminin ilk doğduğu yer olarak adlandırılan Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca köyü, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca köyü, tarih kaynaklarında ve halk arasında “Anadolu” isminin ilk verildiği yer olarak biliniyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği köyde, Kırmızı Ebe ile oğlu Oruç Gazi'nin türbeleri, Ayran Taşı ile Gelin Kaya'sı gibi ziyaretçilerden yoğun ilgi gören efsanelere mazhar olmuş mekanlar bulunuyor.

Birçok efsaneye konu olan köyün en önemli özelliklerinden biri de her kaya ve taşın asırları aşan bir hikayesinin var olması. “Anadolu” isminin ise bu köydeki Ayran Taşı'ndan geldiğine inanan köy halkı, köye gelen ziyaretçilere bu hikayeyi anlatıyor.

“Anadolu” isminin doğduğuna inanılan köy

Ayran Taşı hikayesi

Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat, Başköy Rum Kalesini fethetmek ister ve burayı fethetmek üzere yola çıkar. Yolda ise, günümüzde Kızılcahamam sınırları içerisinde bulunan Taşlıca köyüne uğrar. Köyde, buraya yıllar öncesinden gelip yerleşmiş olan kadın erenlerden Kırmızı Ebe ile oğlu Oruç yaşar. Bu köye gelen Türk askerler, Kırmızı Ebe tarafından karşılanır ve Kırmızı Ebe askerlere ayran ikram etmek ister. İşte tam da burada keramet başlar. Kırmızı Ebe hazırladığı ayranı askerlere ikram etmek üzere orada bulunan taş oluğa döker. Askerler de bu ayrandan içmek ve kaplarını doldurmak için sıraya girer. Bütün askerler hem ayranını içer hem de kaplarını doldurur. Buna rağmen taş oluktaki ayran bitmez. Bu olay ise, Kırmızı Ebe’nin evliyadan olduğu ve üzerinde bir keramet bulunduğunun göstergesi olarak yorumlanır. Ayran içip kaplarını dolduran askerler ile Kırmızı Ebe arasında “Doldurun gazilerim, doldur ana, doldurun yavrularım, ana, dolu” diyaloğu yaşanır. İşte herkesin dilindeki "Anadolu" ismi bu diyalogdan gelir.

Askerlerin ayran içtiği Ayran Taşı ise köyün üst başındaki bir mezarlık içinde korunmaya başlanır. 2001'de türbelerin restoresi sırasında bu Ayran Taşı kafes içine alınarak yanına da Anadolu isminin nasıl ortaya çıktığını anlatan bir kitabe dikilir. Köye ziyarete gelenler, Kırmızı Ebe Türbesi, Oruç Gazi Türbesi ve Gelin Kayası ile beraber Ayran Taşını görmeden köyden ayrılmaz.

Kırmızı Ebe Türbesi

Taşlıca köyünün kurucularından olduğu söylenen Kırmızı Ebe, rivayete göre yanaklarının ve başına bağladığı örtünün kırmızı olmasından dolayı “Kırmızı Ebe” diye adlandırılmış. Herkese yardım ettiği ve çok bilge bir kişi olduğu anlatılan Kırmızı Ebe'nin, ilk Türk mutasavvıflarından Hoca Ahmet Yesevi'nin müritlerinden olduğu yönünde bilgiler de mevcut. Kırmızı Ebe'ye Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından bu köyün yurtluk olarak verildiği tarih kayıtlarında yer alıyor.

“Ana dolu mu’, ‘dolu yavrum. ‘Ana dolu mu’, ‘doldurun yiğitlerim’ diye hitap eder”

“Anadolu” isminin çıkış hikayesini anlatan Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi Taşlıca köyü Muhtarı Kadir Özdemir, askerler ile Kırmızı Ebe’nin arasındaki diyalogdan “Anadolu” isminin var olduğuna işaret ederek, “Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’ın ordusunun buradan geçeceğini duyunca bir herke ayran ile ordunun önüne geçer. Yalak taşına boşaltır, bütün ordu içer, matarasını doldurur ama hiç noksanlaşmaz. Bu Allah’ın bir takdiridir. ‘Ana dolu mu’, ‘dolu yavrum. ‘Ana dolu mu’, ‘doldurun yiğitlerim’ diye hitap eder. Bu da Keykubat’ın yaverinin dikkatini çeker. Der ki ‘bunda bir hikmet var. Bütün ordu içti, matarasını doldurdu ama bu ayran hiç noksanlaşmadı’ derken taş nazardan yarılır” dedi.

“Cumhuriyet kurulana kadar köyümüzden vergi alınmıyordu”

Anadolu isminin doğduğu olaydan sonra Keykubat’ın Kırmızı Ebe’den ‘benden bir şey iste’ dediğini, Kırmızı Ebe’nin ise Taşlıca köyünden vergi alınmamasını istediğini anlatan Özdemir, “Keykubat, Kırmızı Ebe’yi yanına çağırır ve ‘dile benden ne dilersen hatun’ diyor. ‘Padişahım sağlığını dilerim, ne dilerim. Bir yetim çocuğum var, babası şehit oldu. Sağlığınızı dilerim’ diyen Kırmızı Ebe’ye, Alaeddin Keykubat benden bir dilekte bulun diyor. Ebe de ‘benim köyüme nallı atlı girmesin’. Yani manası o devirde vergi alınmasın demek. Cumhuriyet kurulana kadar köyümüzden vergi alınmıyordu. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat ‘burayı Oruç’a yurt olarak bağışlıyorum’ diye turayı basıyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Özdemir, türbenin ne zamandan beri Taşlıca köyünde olduğunun bilinmediğini, türbe yenilendikten sonra koruma altından kalktığını kaydetti.

Huzeyfe Tarık Yaman - Ömer Faruk Karataş - Mustafa Cenik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Prof. Dr. Kök, 37 yıllık meslek hayatı deneyimlerini öğrencileriyle paylaştı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Adalet Bakanlığı Erzurum Adli Tıp Kurumu Erzurum Grup Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığının düzenlediği ’Kariyer Günleri Etkinlikleri ’ programında 37 yıllık meslek hayatı deneyimlerini öğrencileri ile paylaştı. Araştırma Hastanesi Konferans Salonundaki etkinliğe Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Melikoğlu, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Karcıoğlu, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanı Hakim Pınar Demir Yılmazel, Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyeleri, Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Fakültesinin öğrencileri katılım sağladı. Yoğun katılımın sağlandığı etkinliğin Yöneticiliğini Prof. Dr. Hakan Uslu ile Doç. Dr. Tuba Demirci yaptı. Prof. Dr. Kök’ün biyografisini yansıtan slayt gösterisinden sonra, Prof. Dr. Kök, katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Başarıda en büyük payın çalışmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kök, bir kişi için dünyadaki en büyük destek gücünün aile olduğunu ifade etti. Geniş ve çekirdek ailesinin her zaman yanına olduğuna belirten Prof. Dr. Kök, ODTÜ inşaat mühendisliğini bırakıp tıp fakültesine geçmekle rahmetli annesinin etkili olduğunu belirterek, sorulan soruları şöyle cevaplandırdı: ’’Annemim babası Ahmet Dedem Osmanlı Devleti zamanında İstanbul’da hekimlik eğitimi alıyor. İstanbul işgal edildiğinde ise memleketi Ankara’nın Kalecik İlçesine dönüyor. Oradaki herkese tıbbi yardımda bulunuyor, geç evleniyor. Annem 7 yaşındayken babasını kaybediyor. Ben dünyaya gelince annem babasının adını bana veriyor. İşte ben anneme kızım, annem de bana ’babam’ derdi. ’Sen babam gibi tabip olacaksın’ derdi. O’nun isteğini kırmadım. Allah nasip etti ben de çalıştım, tıp doktoru oldum. Babam ise mal müdürü idi, Yani Maliyeciydi. Babamdan da devlet malına saygıyı öğrendim. Halen kullanılmış kağıtların arkasına yazar, kurşun kalemle çok güzel yazı yazarım. Bu arada İlkokul Öğretmenim Seniha Sayhanı’da rahmetle anıyorum. Temelimi atan, çalışmayı, disiplini öğreten hocama, bu gün gençlerimize, öğrencilerimize söylediklerimin özü çalışmayı öğrenin, nasıl çalışılacağını öğrenin. Gençlerimiz her şeyi çok kolaylıkla başarırlar, her şeyin en iyisini yaparlar. Yeterki nasıl çalışılacağını bilerek disiplinli şekilde çalışsınlar. Para önemli bir şey ama her şey değil. Bu nedenle hayatınızda ilk sırada yeri yok.’’ dedi. Bir öğrencinin sorusu üzerine Prof. Dr. Kök, Tıp Fakültesi öğrencisinin uzmanlık istememesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti. Pratisyen hekim tanımının kullanılmaması gerektiğini ifade eden Kök,’’ Tıp Fakültesini bitiren herkes hekimdir. Meslek hayatının ilk adımdır. Çalışıp, belirli sınavları geçip uzmanlık eğitimini tamamlayınca uzman hekim olur. Uzmanlaşmak insana huzur verir, mutluluk verir. Nitelikli bilgisinin artısı ile insanlara daha yararlı olur. İnsanların en hayırlısı dokunandır. Kabul edilen değerler vardır. Bir hekim için sağlık, hakim için adalet en yüce değerdir. Her iki dalda eğitim almış bir adli tıp uzmanı olarak bende adalet’i öngörürüm. Adalet olmadan hiç bir şeyin ve hatta sağlığın da önemi olmaz. Nitekim Yüce Allah ayetinde ’Allah adaleti emreder’ meali vardır. Her Cuma hutbesinde imamlarımız bunu söyler.’’ Yapay Zeka ile ilgili sorulan bir soruya cevaplandıran Prof.Dr. Kök, ’’Yapay Zeka tıp doktorunun yerini alamaz.’’ İfadesini kullanarak Yapay Zeka’nın her alan da olduğu gibi hekimlerin de işini kolaylaştıracağını, bu nedenle öncelikle öğrencilerimizin yarınlara hazır olabilmesi için gelişen teknolojiyi ve yapay zekayı kullanmayı en iyi derecede bilmesi gerektiğini söyledi. ODTÜ İnşaat, Tıp, Hukuk sonrası, Felsefe okumak istediğini de ifade eden Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, ’’ODTÜ ya da Boğaziçi felsefe olursa çok iyi olur, ama yaşım 63 oldu. Verdiklerine ve vermediklerine Yüce Rabbime hamd ederken, Devletime, geniş aileme eşim Dilek Kök’e yolumda yürümeye çalışan kızım Münevver İrem Kök Yılmaz’a, oğlum Ömer Melih Kök’e teşekkür ediyorum. Bugünümü onurlandıran Sayın Dekanlarıma, Bölge Kurulu Başkanımıza, Öğretim Üyesi arkadaşlarıma, öğrencilerime, çalışma arkadaşlarıma sonsuz saygı ve sevgilerimi iletiyorum.’’ diye konuştu.
Bursa Başkan Ercan Özel’in çağrısı karşılık buldu: Hasta nakil aracı hizmete girdi Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından başlatılan hasta nakil aracı bağış kampanyası amacına ulaştı. Bugün itibarıyla hizmete giren araç hakkında açıklama yapan Başkan Özel, "Yenişehir’de birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri oldu" dedi. Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından göreve gelinen ilk gün başlatılan, "çiçek yerine hasta nakil ambulansı" kampanyası, Yenişehirlilerin desteğiyle amacına ulaştı. İlçenin uzun yıllardır önemli bir ihtiyacı olan hasta nakil aracı, yapılan bağışlarla Yenişehir Belediyesine kazandırıldı. "Hayati bir ihtiyacı giderdik" Göreve geldikleri ilk günden itibaren gösterişten uzak, insan odaklı bir hizmet anlayışı benimsediklerini ifade eden Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, kampanyanın gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Başkan Özel, "Çiçeklerin kısa süreli bir mutluluk yerine, ilçemizin kalıcı ve hayati bir ihtiyacına dönüşmesini istedik. Bugün bu inancın ne kadar doğru olduğunu hep birlikte görüyoruz" dedi. Her detay eksiksiz hazırlandı Yenişehir’e kazandırılan hasta nakil aracının hizmete alınmasıyla birlikte, özellikle yaşlılar, engelli bireyler ve tedavi için hastanelere ulaşmakta güçlük çeken yatalak hastalar önemli bir hizmete kavuşmuş olduğuna dikkat çeken Başkan Ercan Özel, aracın hizmete alınabilmesi için tüm yasal ve teknik süreçlerin titizlikle tamamlandığını vurguladı. Başkan Özel, "Araç içi donanım ve teknik altyapının standartların üzerinde planlandı, görevli personelimiz gerekli eğitimleri aldı ve tıbbi malzemelerden haberleşme sistemlerine kadar her detayın eksiksiz şekilde hazırlandı. İl Sağlık Müdürlüğü’nden yeterlilik belgesi de alınarak bugün itibarıyla hemşehrilerimizin hizmetine sunuldu" açıklamasını yaptı. Birlik ve beraberliğin en güzel örneği Dayanışma kampanyasına destek veren herkese teşekkür eden Başkan Özel, "Bu duyarlılık, Yenişehir’de birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri oldu. Birlik olduğumuzda neleri başarabileceğimizi bir kez daha gösterdik" diye konuştu.
Malatya Çilesiz Kütüphanesi gençlerin buluşma noktası oldu Yeşilyurt Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan Çilesiz Kütüphanesi, modern yapısı, zengin içerikleri ve sunduğu imkânlarla kısa sürede gençlerin yoğun ilgi gösterdiği önemli bir eğitim ve kültür merkezi haline geldi. Ders çalışmak, araştırma yapmak ve kitaplarla buluşmak isteyen öğrencilerin uğrak noktası olan kütüphane, her yaştan ziyaretçiye hitap eden yapısıyla dikkat çekiyor. Gençlerin sessiz ve verimli bir ortamda ders çalışabilmesi için özenle tasarlanan, eğitim ve kültür odaklı yapısıyla Yeşilyurt’un sosyal yaşamına değer katan Çilesiz Kütüphanesi, ferah çalışma salonları, bireysel ve grup çalışma alanları, güncel yayınlardan oluşan kitap koleksiyonu ve teknolojik altyapısıyla eğitim hayatına önemli katkılar sunuyor. Özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler tarafından yoğun olarak tercih edilen kütüphane, hafta boyunca doluluk oranıyla öne çıkıyor. Kütüphanede edebiyat, tarih, kültür, bilim ve kişisel gelişim başta olmak üzere birçok alanda binlerce kitap yer alırken, internet erişimi ve bilgisayar destekli çalışma alanları da gençlerin hizmetine sunuluyor. Sessiz çalışma salonlarının yanı sıra okuma ve dinlenme alanlarıyla da ziyaretçilerine konforlu bir ortam sağlanıyor. Yeşilyurt Belediyesi, gençlerin eğitimine ve kişisel gelişimine katkı sunan projeleriyle dikkat çekerken, Çilesiz Kütüphanesi bu vizyonun önemli bir örneği olarak öne çıkıyor. Yeşilyurt Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüğü yetkilileri, gençlerin kitapla buluşmasını, bilgiye daha kolay ulaşmasını ve sosyal anlamda gelişimini desteklemeyi amaçladıklarını belirterek, benzer projelerin artarak devam edeceğini ifade etti. Gençler ise Çilesiz Kütüphanesi’nin sunduğu imkânlardan duydukları memnuniyeti dile getirerek, kendilerine böylesine donanımlı ve nezih bir çalışma ortamı sunan Yeşilyurt Belediyesi’ne teşekkür etti.
Malatya Battalgazi’de asırlık hikayeleriyle Malatya türküleri gecesi Battalgazi Belediyesi tarafından düzenlenen "Asırlık Hikâyeleriyle Malatya Türküleri" musiki programı, sanatseverlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Battalgazi Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Müdürlüğü ile İnönü Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından ortaklaşa hazırlanan programda, Malatya’nın kültürel hafızasında derin izler bırakan türküler, tarihi arka planları ve hikâyeleriyle birlikte dinleyicilerle buluşturuldu. Battalgazi Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen gecede, Anadolu’nun kadim ezgilerini yansıtan eserler koro ve solistlerin güçlü yorumlarıyla sahnede yeniden hayat buldu. Gecede seslendirilen türküler, sadece müzikal yönüyle değil, taşıdığı anlam ve anlatımlarla da izleyicilerden büyük ilgi gördü. Türk musikisinin seçkin örneklerinin yer aldığı programda, salonu dolduran sanatseverler zaman zaman duygulu anlar yaşarken, performanslar uzun süre alkışlandı. Yoğun katılımla gerçekleşen musiki şöleni, Malatya’nın zengin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasına katkı sunarken, kültür ve sanatın toplumsal hafızadaki birleştirici gücünü bir kez daha ortaya koydu. Program sonunda, sahne alan sanatçılara ve emeği geçenlere teşekkür edilirken, etkinliğe ilgi gösteren tüm sanatseverlere de memnuniyet dilekleri iletildi. Battalgazi Belediyesi’nin kültür-sanat odaklı etkinliklerinin önümüzdeki süreçte de devam edeceği belirtildi.