GÜNDEM - 25 Mayıs 2015 Pazartesi 10:49

Altın madeni eylemcileri pes etmiyor

A
A
A
Altın madeni eylemcileri pes etmiyor

Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Yukarıbahçeler Mahallesi’nde siyanürle altın çıkarılmasına tepkiler uzun süredir devam ediyor.

Fatsa ve Ünye Doğa Koruma Platformu üyeleri maden sahası yanındaki boş alanda 213 gün önce kurdukları çadırdan maden sahası girişine kadar yürüyerek eylem yaptılar.  Fatsa ve Ünye’nin sınırları arasında bulunan Yukarı Bahçeler Mahallesi Engiz mevkisinde İngiliz Stratex International Plc ile Türkiye şirketi Bahar Madencilik ortaklığında oluşturulan Altıntepe Madencilik San. ve Tic. AŞ tarafından maden sahasında çalışmalar sürdürülüyor.  Kurdukları çadırda gece-gündüz nöbet tutarak mücadelelerine devam ettiklerini belirten mahalledeki vatandaşlar, “Madenciler gidene kadar eylemimizi burada devam ettireceğiz” dediler. 213 gündür direniş çadırımızda madencilere karşı direndiklerini belirten Rukiye Bicil, “Vatanımızı, toprağımızı, tarlamızı ve namusumuzu korumak için buradayız. Madencileri burada istemiyoruz ve biran önce gitmelerini istiyoruz. Bu yeşil doğayı bozmak için elinden geleni yapan madenciler ne istiyorlar. Çocuğumuzun çoluğumuzun geleceğinden endişeliyiz. Biz buradan kalkıp ta nere gideriz. Tarımcılıkla geçinen kişileriz bizler. Bu madenciler gidene kadar da direniş çadırımızda buradayız” diye konuştu. “Yeşil ve doğamızın ölmesini istemiyoruz” diyerek sözlerine başlayan Semiha Atar ise “Mahallemize gelerek yeşil ve mavinin temiz oksijeni burada alıyoruz. Mısırımızı, sebzemizi, meyvemizi ve en önemlisi suyumuzu içiyor ve yaşamımızı sağlıklı bir şekilde sürdürüyoruz. Bu doğamız ölürse burada yapılan çalışmalar sonucu kim hesap verecek bize” ifadelerini kullandı.

Devletin kendilerine sahip çıkmasını isteyen Ayşe Bicil, “Madencilere çok kızmamak gerekiyor, izinlerini almış çalışmalarını yapıyorlar. Biz az bir tepki gösterdiğimizde güvenlik güçleri bizlere güç gösteriyorlar. Eğer biz burada suç işliyorsak gelip bizi alsınlar o zaman” açıklamasında bulundu.  Fidan Satıroğlu da, “Madenciler burada çalışma yaptıktan sonra buranın güzel havası bozulacak ve mahallemizin hiç bir anlamı kalmayacak. Yerimize, suyumuza sahip çıkacağız. Biz kimseden bir şey istemiyoruz. Biz geceleri uyurken aklımızı hep bu sorunlarımız geliyor ve rahatsız oluyoruz. Yetkililerden talebim gelsinler buraya bizim sıkıntımıza çare olsun” şeklinde konuştu.  Maden sahası girişine kadar giderek orada bir basın açıklaması yapan Cevat Atar şunları söyledi: “Bugün önemli bir süreçten geçiyoruz. Bölgemiz çok uluslu sermaye grupları tarafından vahşi bir saldırı ile karşı karşıyadır. Burada yapılmak istenen siyanürle altın ayrıştırma işlemi, çevre ve bölgedeki bitki örtüsü ile diğer yaşamsal alanı bitirecek. Eğer maden faaliyete başlarsa, ilkönce aşağı ve yukarı Bahçeler, Tepeköy, Kocahisar ve daha sonra 12 tane köyde nüfus kalmayacak”.
Eylemciler, basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldılar. 

AHMET ALTAY

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Ülkelerine dönüş hazırlığı yapan Suriyeliler yeni yaşamları için altınlarını bozduruyorlar Hatay’da yaşayan Suriyeliler ülkelerine döndüklerinde yeni bir yaşam kurabilmek için ziynet eşyalarını bozdurmaya başladılar. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, ülkelerine dönen Suriyelilerin kuracakları yeni hayatlarında nakit paraya ihtiyaç duyarak ziynet eşyalarını dönüş için satmaya başladıklarını söyledi. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeliler, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasının ardından ülkelerine dönmeye başladı. Ülkelerine dönen Suriyelilerin en çok ihtiyaç duydukları şeyse yeni yaşamları için gerekli olan nakit para olmuş durumda. Hatay’da yaşayan Suriyeliler, emek vererek biriktirdikleri altınlarını yeni yaşamlarını kurmak için bozdurmaya başladılar. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, Suriyelilerin yeni yaşamları için altınlarını bozdurduklarını ifade ederek altının fiyatının bir süre daha yükselmesini öngörmediklerini söyledi. Suriyelilerin nakit ihtiyacını karşılamak için emek vererek ziynet eşyalarını bozduklarını dile getiren Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, “Savaştan sığınarak Türkiye’ye gelen insanlar, Esad rejiminin devrilmesinin ardından ülkelerine dönmeye başladılar. Ülkemizde yaşayan ve emek vererek birikim yapan Suriyeliler, ülkelerine döndüklerinde hayatlarına devam ettirebilmek ve yeni bir yaşama başlamak için nakit paraya ihtiyaç duyacaklar. İnsanlar nakit para ihtiyaçlarını karşılamak için emek vererek biriktirdikleri altınlarını bozdurmaya başladılar. Bu bozdurulan altınlar tekrar piyasamızda geri dönüşüme geçip yeni modeller şeklinde vitrinlerimizde yerini alıyor. Bu olaylar öncesinde talep daha fazlaydı, üretim yaparken külçe altınları kullanıyorduk. Şimdi durum değişti ve bu sefer Suriyelilerden gelen yoğun altın bozdurmalarından kaynaklı talep azaldı, nakite olan ihtiyaç arttı. İnsanlar altın bozdurarak elde ettikleri paralarla Suriye’de gidip; evlerini, iş yerlerini ve tarlalarını işler hale getirmeye çalışacaklar” dedi. “Altın şuan durağan seviyede ve bir süre daha düşer ardından da tekrar toparlar diye düşünüyoruz” Altında bir süre daha yükseliş beklemediklerini dile getiren sarraf Güney, “Arz talep dengesinde Suriyelilerin yoğun altın bozdurmasından dolayı altının bir süre yükselmesini öngörmüyoruz. Bir süre daha stabil bir şekilde hareket eder. Suriyelilerin Esad’ı devirmesiyle altın gerileme süreci yaşadı. Altın şuan durağan seviyede ve bir süre daha düşer ardından da tekrar toparlar diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. “Suriye’ye dönen herkesin hasarı var ve insanlar yeniden yaşam kuracak, insanların elinde kağıt para olması gerekiyor” İnsanların dönüş için altınlarını kağıt paraya çevirmeye başladıklarını dile getiren Suriyeli kuyumcu Amir Kindavi, “Esad rejimi düştükten sonra burada yaşayan Suriyeliler ülkelerine dönmeye başladılar. Burada satın aldıkları altınları da kağıt paraya çevirmek için satmaya başladılar. Orada altını kullanması zor. Türkiye içinde güzel bir gelişme olacak. Suriye’ye dönen herkesin hasarı var ve insanlar yeniden yaşam kuracak, insanların elinde kağıt para olması gerekiyor. Daha ilk haftada çok yoğunluk olmadı ama ilerleyen zamanda yoğunluk olacak. Şuan altınlarını dolara dönüştürmek için gelenler oldu” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin’deki rüşvet operasyonu zanlıları adliyeye sevk edildi Mersin’de ’zincir’ adı verilen rüşvet operasyonunda gözaltına alınan ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 114 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce, Mersin Gümrük İdaresinde görevli memurlar, gümrük müşavirleri ve müşavirlik çalışanlarına yönelik menfaat sağlama şüphesiyle yürütülen ve yaklaşık 10 ay süren projeli soruşturma kapsamında düzenlenen rüşvet operasyonunda gözaltına alınan 114 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. İşlemleri tamamlanan 34’ü kamu görevlisi toplam 114 şüpheli, bu sabah erken saatlerde sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Zanlıların sevki sırasında adliye önünde toplanan yakınlarının alkışla tempo tutması dikkat çekti. Rüşvetin tarifeye bağlandığı iddia edildi İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince yaklaşık 10 aydır devam eden projeli çalışmada, gümrük müşavirlerinin ve müşavirlik çalışanlarının gümrük görevlilerine her işlem başına rüşvet verdikleri, rüşvet ilişkisinin belli bir tarifeye ve rutine bağlandığı belirlendi. Ayrıca herhangi bir usulsüzlük olmayan işlemlerden sabit bir ücretin alındığı, usulsüzlük olması halinde ise işin mahiyetine göre döviz olarak rüşvet alındığı ortaya çıkartıldı. 10 ay süren hassas ve titiz çalışmaların arından düzenlenen operasyonda, 34’ü kamu görevlisi 114 şüpheli gözaltına alındı. Yüklü miktarda para ve altın ele geçirildi Polisin gözaltına aldığı şüphelilerden bir kısmı dolar olmak üzere 1,5 milyon TL , 42 gram külçe altın, 18 bilezik, 1 altın kemer, 2 altın zincir kolye,1 reşat altını, 64 tam altın, 11 yarım altın, 63 çeyrek altın, 3 ruhsatsız tabanca, 9 adet lüks marka saat ve uyuşturucu hap ele geçirildi.
Konya Konya Ovası’nda ‘fare zararı’ uyarısı Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda yaklaşık 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapıldı. Uzmanlar, yağışsız geçen kış sezonunda çiftçileri arazilerdeki fare zararına karşı uyararak arazi kontrolüne dikkat çekiyor. Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan ve tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu alanda tarımsal üretim yapılıyor. Uzmanlar, beklenen yağışların periyodunda olmaması durumunda, çiftçilere fare zararına karşı uyarıda bulundu. “Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir” Kar yağışının olmamasıyla beraber meydana gelen zararları anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu olan Konya Ovasında hububat alanlarında bu dönemlerde yağışların önemi çok fazla. Şu anda beklediğimiz yağışları alamadık maalesef. Halen daha kar yağışı yeterli miktarda yağmadı. Bu da önümüzdeki yıl hububatların verimlerinde belli bir oranda düşüşe neden olabilir lakin şu anda rekolteyle ilgili herhangi bir tahminde bulunmak için erken. Çünkü 1. ayda ve nisan ayında yağacak yağışlarla rekoltenin de ne kadar çıkacağı o dönemde belirlenecek. Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız fare zararının olup olmadığı ile ilgili kontrollerini yapmaları gerekiyor. Çünkü kar yağışının az olduğu dönemlerde bu tarz zararlıların popülasyonlarında da artmalar meydana geliyor. Bundan sonraki dönemde eğer yağışlar bu şekilde az bir oranla devam ederse hastalık ve böcek zararı da fazla olur diye tahmin ediyoruz. Bununla ilgili de sürekli arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. Bu dönemde çiftçilerimizin yapabilecekleri çok fazla bir şey yok” dedi. “Yağışlar iyi olursa bol bereketli bir sezon geçiririz” Kıraç alanlarda ekim yapan çiftçilerin yağışlarla beraber ürünlerinin çimlenmesinin gerçekleştiğini belirten Başkan Kırkgöz, “Toprağın yüzüne çıktı tohumlar. Yağışların orantısız düştüğü bazı topraklarda tohumların ölme ve zayiata uğrama durumları meydana gelebiliyor. Burada arazilerinin sık sık kontrol etmeleri lazım çiftçilerin. Arazilerde çok fazla açıklık olursa bu dönemlerde o açıklıkları kapatmak için o bölgeleri tekrardan ekmeleri gerekebilir. Toprağın yüzeyi açık olduğundan arpa için bu dönemler biraz riskli. Gece donları çok yüksek olursa üşümeler de meydana gelebilir. Bunun için mutlaka bir ziraat mühendisiyle beraber çiftçilerimizin arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte kar yağışları iyi olur ve arkasından nisan yağmurlarımız iyi olarak bol bereketli bir sezon geçiririz. Aksi takdirde tabii yüzde 70’i kıraç alan olan Konya bölgesinde iklime bağlı ve yağışlara bağlı olarak eğer yağışlarımız az olursa maalesef rekoltemizde düşüş olur. İnşallah öyle bir senaryoyla karşılaşmayız, yağmurlarımız iyi yağar. Bu yıl alanlarımızda da giriş alanlarında da geçen seneye oranla aynı seviyede seyrediyor. Herhangi bir düşüş olmadı. Hububat ekilişlerimizde herhangi bir sıkıntı yok. Tabii yağış bu konuda bizim Konya bölgesinin rekoltesini belirleyecek unsur olacak” diye konuştu.