SPOR - 03 Ekim 2021 Pazar 20:00

Ali Koç: 'Rakipler, bizim başımıza gelenleri yaşasalar İstanbul’da kıyamet kopuyordu'

A
A
A
Ali Koç: 'Rakipler, bizim başımıza gelenleri yaşasalar İstanbul’da kıyamet kopuyordu'

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Kasımpaşa maçının ardından konuştu. Hakem kararlarıyla ilgili olarak bugüne kadar en çok canı yanan kulübün Fenerbahçe olduğunu söyleyen Ali Koç, “Rakipler, bizim başımıza gelenleri yaşasa, İstanbul’da kıyamet kopuyordu” derken, takımın da şu ana kadar iyi gittiğini ancak birkaç vites daha yükseltmeleri gerektiğini ifade etti.

Süper Lig’in 8. haftasında sahasında Kasımpaşa’yı 2-1 mağlup eden Fenerbahçe’de Başkan Ali Koç, karşılaşmanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Milli araya lider girmenin önemli olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Ali Koç, “Geçen sene de 7. hafta liderlik. Ama ondan sonra bir nebze baş aşağı gitmeye başladık. Gerek şanssızlık, gerek ciddi hakem hataları oldu. Hatırlarsanız Konyaspor maçında Pelkas’ın golü verilmemişti. Milli araya lider girmenin keyfi ayrıdır ama birkaç vites artırmamız gerekiyor. İnanıyorum ki takım birbirine alıştıkça, yeniler takıma alıştıkça, herkes hocaya alıştıkça iyi gideceğimize şüphem yok. Allah bizi kaza, bela, sakatlıktan korusun. Sağlam bir kadroyla devam ettiğimiz için şampiyonluğu sonuna kadar zorlayacak kapasitemiz var.

Taraftarımıza çok teşekkür ediyorum. İyi günde, kötü günde yanımızda olduklarını Olympiakos maçında gösterdiler. Her şeyin en iyisini hak ediyorlar. Zaman zaman maç istedikleri gibi gitmediklerinde bazı oyuncuları yuhalamalarını anlıyorum ama tasvip etmem mümkün değil. Biz kazanacaksak onlardan alacağımız güçle devam edeceğiz. Desteğe devam etmelerini hem futbolda hem de diğer branşlarda istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Tam olarak arzu ettiğimiz noktada değiliz”

Şu ana kadar doğru yolda olduklarını ifade eden Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Doğru yolda olduğumuzu söylüyorum ama arzu ettiğimiz futbola yaklaştık, tam orada değiliz. Maçları kazanıyoruz ama bundan sonraki süreçte maçları daha rahat ve daha kuvvetli skorlarla kazanmamızı diliyorum. Bunu yapacak güce sahibiz. Gerek Samandıra’da gerekse de gittiğimiz deplasmanlarda iyi bir hava yakaladık.

21-22 bin bilet satma hakkımız var. İnşallah bu rakamlar yükselir. Bugün 20 bine yakın taraftar vardı. İlk haftalarda 8-10 bin kişiye oynuyorduk. Biz en azından maksimuma yaklaştık ama diğer statlarda görüyorum ki çok fazla boşluklar var. Ben tam tersini düşünüyordum. 1,5 sene sonra statlara hücum edilir diye düşünüyordum. En azından bizim statta ibre ful kapasiteyi görmüş durumda. İnşallah federasyon kapasiteyi yüzde 60, 70’e çıkarır. Futbol taraftarla güzel oluyor” diye konuştu.

“Bizim yaşadıklarımızı yaşasalar, İstanbul’da kıyamet kopuyordu”

Hakemlerin kararlarıyla ilgili sorulan soruyu yanıtlayarak sözlerini sürdüren Ali Koç, “Kendimle tartışıyorum, kendimle çelişki içindeyim hakem konusuna girip girmeme konusunda. Ama bizim de sabrımızın bir noktası var. Biz yönetime geldikten sonra, burada konuşacak ve şikayet edecek bir takım varsa, açık ara bu Fenerbahçe’dir. Bizim geçen sene en kötü hesapladığımızda 10-12 puanımız gitti. Hakkımız yendi. Biz de zaman zaman sesimizi çıkardık, ‘Az konuşuyorsunuz, masaya yumruk vurmuyorsunuz’ diye eleştirildik.

Bizim yoğurt yiyişimizin böyle olduğunu söylemiştik. Ama bizim başımıza gelenler, bugün sistematik şekilde hakem üzerinden algı oluşturmaya çalışan takımların başına gelseydi, bugün İstanbul’da, Türk futbolunda kıyamet kopuyordu. Kendinize olan ve haksız olduğunu düşündüğünüz konular oluyorsa, rakibinizin de hakkının yendiğinde konuşmanız gerekir. Tek taraflı olmaz. Fenerbahçe olarak, özellikle bir rakibimizin sistematik şekilde, geçen sezonun sonlarına doğru maçlarına atanan hakemler üzerinde kurmak istedikleri baskı, gerekse de şampiyonluğa oynayan rakiplerinin maçlarında algı oluşturmaları kimsenin gözünden kaçmıyor.

Geçenlerde bir kulübümüz de bu konuyla ilgili açıklama yaptık. Biz artık bunları sakin olarak karşılamayacağız. Olay tribünlere oynamaksa, bizim de söz konusu kulüpten daha fazla taraftarımız var. Bizim de sorumluluklarımız var ama ağzımızdan çıkan laflara gerek ben, gerekse de yöneticilerimiz dikkat etmek zorunda. Evet hepimiz hakemlerden şikayet ediyoruz, seviyeleri çok daha yükseğe çıkarmaları gerekiyor. Sadece 90 dakikadan bahsetmiyorum, VAR’daki performansa kadar yükseltilmesi gerekiyor performansların.

Atamalar 1-2 kişinin iki dudağı arasında olmasın. Hatta ben bir adım daha öteye gideyim, kura çekimiyle hakem atansın. Herkes şikayet ediyor, biz de memnun değiliz. Burada Sivasspor ile maç yapıyoruz, 12 dakika maç durdu, 7 dakika maç uzadı. Biz başımıza gelenlerden şikayet etmiyoruz ama bu rakibimiz daha başına bir şey gelmeden olabilecekleri öngörüp yakışıksız şekilde bu olayları gündeme getirmeye başladı. Geçen sene teşvik şikesi imasından bir hakemin, Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyor olmasıyla ilgili bir sürü laf ettiler. Tamam da bizim burada 4-3 yenildiğimiz maçta ve dün oynanan Beşiktaş-Sivasspor maçında Josef’in yaptığı dünyanın her yerinde kırmızı kart. O zaman da ‘Bizim hakkımız yendi ama rakibin de hakkı yendi’ diyeceksin. 2 haftadan başladılar.

Herkesin penaltı dediği pozisyonda bile bize dokundular. Artık dursunlar. Durmazlarsa biz de başka konulara girmek zorundayız. Bu sefer de herkes kaybeder. Hepimiz söylemlerimize dikkat edelim. Bir kişinin gayriihtiyari konuşmasına bakacak insan değilim ama bu sistematik hale geldi. Bakalım milli arada neler söylenecek” açıklamasını yaptı.

“Berisha ve Rossi çok zeki oyuncular”

Yeni transferlerden beklentilerin yüksek olduğunu söyleyen Ali Koç, “Onlar da bunu yavaş yavaş yerine getirecekler. Ama ne hikmetse Fenerbahçe’ye gelen santrforlar, daha sonra gittiklerinde başka bir noktaya ulaşıyorlar. Bunu ne ile açıklayacağım bilmiyorum. Berisha’nın sadece attığı gol değil, yaptığı baskı ve attığı ara paslar önemli. Berisha ve Rossi çok zeki oyuncular.. Hocamızın iki önceliği vardı transferde. Zeki olacak ve ‘Pır pır’ diye tabir ettiğimiz oyuncu olacak demişti. Hareketli ve 90 dakika yer değiştiren oyuncular istemişti. Bu 2 oyuncu da bu tarz futbolcular. İnşallah böyle devam ederler” dedi.

Mesut Özil ve Teknik Direktör Vitor Pereira arasında problem olduğu yönündeki iddialar hakkında da konuşan Koç, “Fenerbahçe’nin büyüklüğü ve konumu gereği bizde sürekli bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bunu Mesut’a da hocaya da söyledim. Hocanın en büyük hayali Mesut’un önderliğinde Perşembe günü maça çıkmaktı.

Mesut’un en büyük hayali, Avrupa’da kendisini tekrar göstermekti. Ama olmadı, çünkü hastalandı. 2 gün evvel Pelkas da hastalandı. Ama Pelkas yetişti maça, ne yazık ki Mesut yetişemedi maça. Mesut buraya, 7 yıl sonra Fenerbahçe’yi şampiyon yapacak olan kadronun kaptanı olarak geldi. Mesut’tan Arda’ya kadar bütün futbolcular bu takımın önemli bir değeridir” diye konuştu.

“Kim’i 1 sezondan fazla tutabilirsek ne ala”

Genç oyunculardan Ferdi Kadıoğlu’ndan çok memnun olduklarını ve bu futbolcunun sözleşmesiyle ilgili zamanı gelince gerekenin yapılacağını söyleyen Ali Koç, Kim Min Jae’nin sözleşmesindeki opsiyon maddesi iddiaları ile ilgili olarak da “Kim Min Jae’nin ya da herhangi bir futbolcumuzun ticari sır olan sözleşme maddelerini açıklamayacağım. Fenerbahçe taraftarı endişe etmesin, Kim dünya çapında bir futbolcu ve onu 1 seneden fazla burada tutarsak ne ala. Şu anda yüzde 60, 70’le oynuyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla YÖK 2025 raporu açıklandı: MSKÜ 4 alanda öne çıktı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), YÖK’ün 2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporunda 4 kategoride ilk 20’de yer almayı başardı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, Türkiye’deki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge doğrultusunda değerlendirildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" kamuoyu ile paylaşıldı. Eğitim-öğretimden sürdürülebilirliğe, uluslararasılaşmadan toplumsal katkıya kadar geniş bir perspektifte hazırlanan raporda, MSKÜ, "Eğitim-Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslarasılaşma" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" alanlarında çalışmalarındaki verilerle Türkiye’nin önde gelen Üniversiteleri arasında yerini aldı. Aktif öğrenci toplulukları ile sosyal Üniversite MSKÜ, öğrencilerin sadece akademik değil sosyal gelişimlerine de verdiği önemi sıralamadaki yeriyle kanıtladı. Rapordaki "Öğrenci Topluluğu Sayısı" göstergesine göre MSKÜ, bünyesindeki 218 öğrenci topluluğu ile devlet ve vakıf üniversiteleri arasında Türkiye genelinde 7. sırada yer aldı. Sanattan spora, bilimden kültüre kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren toplulukları, kampüsün yaşayan bir ekosisteme sahip olduğunu tescilledi. Bilimsel araştırmaların desteklenmesi Araştırma kültürünü teşvik eden Üniversitemiz, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları (BİDEB) kapsamında sağlanan desteklerde de üst sıralarda yer aldı. Rapora göre MSKÜ, toplam 330 BİDEB desteği (burs ve proje) ile Türkiye’nin en çok destek alan üniversiteler arasında 18. sırada yer aldı. Bu veri, öğrencilerin ve araştırmacıların proje üretme kapasitesinin ve bilimsel yetkinliğinin yüksekliğini gözler önüne serdi. Uluslararasılaşma: Akademik hareketliliğin desteklenmesi Uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren MSKÜ, akademik kadrosunun küresel deneyimini artırmada önemli bir başarı elde etti. "Değişim Programları Kapsamında Giden Öğretim Elemanı Sayısı" göstergesinde 15. sırada yer alan Üniversitemiz, akademisyenlerinin yurt dışı tecrübesini artırarak evrensel bilim standartlarını kampüse taşımaya devam ediyor. Engelleri Kaldıran Kampüs: Güçlü erişilebilirlik envanteri Son olarak, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden MSKÜ, raporda yer alan Erişilebilirlik Envanteri Sayısında 200’ün üzerinde envanter kaydıyla Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında 11. sırada yer aldı.
İstanbul Mirasımız Kudüs Derneğinin "Genişletilmiş 2025 Kudüs raporu" açıklandı Mirasımız Kudüs Derneğinin "Genişletilmiş 2025 Kudüs Raporu" başlığı ile hazırladığı Kudüs raporunu açıkladı. 2025 yılında Mescid-i Aksa’daki soykırımın çarpıcı verilerine değinen Dernek Başkanı Muhammet Demirci, "İsrail İşgal Devleti daha yoğun bir saldırılarla Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kimliğini, tarihini silmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı. Mirasımız Kudüs Derneği tarafından hazırlanan "2025 Genişletilmiş Kudüs Raporu" Fatih’te bir otelde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Mescid-i Aksa Tufanı Ekseninde 2025 Kudüs Raporu" başlığı ile hazırlanan raporda İsrail’in Kudüslüler üzerinde uyguladığı soykırım Kudüs’ün Yahudileştirilmesine yönelik çalışmalar, 7 Ekim’de başlayan insanlık dışı katliamlar, İsrail’in Kudüslüler üzerinde uyguladığı hak ihlalleri, baskın, yıkım ve tutuklamalarla derneğin yıl boyunca Kudüs’te yaptığı faaliyetler yer aldı. Her yıl olduğu gibi İsrail Devleti’nin zulmünü daha da artırdığını dile getiren Mirasımız Kudüs Derneği Başkanı Muhammet Demirci, aslında son 2 sene ve 2025 yılında Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, zulüm, insan hakları ihlalleri geçtiğimiz yıllara göre çok daha fazla İsrail bir önceki yıllarda yapmadığını bu sene yaptı. Dünya kamuoyu Gazze’ye yapılan saldırıları izlerken İsrail, istediğini istediği şekilde özellikle Kudüs’te ve Batı Şeria’da yapmaya devam ediyor, İsrail İşgal Devleti daha yoğun bir saldırılarla Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kimliğini, tarihini özellikle Müslümanların zihninde, kalbinden ve yüreğinden tamamen silmeye çalışıyor" açıklamasında bulundu. "2025 yılında İsrail istediğini istediği şekilde yaptı" 2025 yılı Kudüs raporu verilerine değinen Dernek Başkanı Demirci, "Tablo bir önceki yıllara göre çok daha vahim, çok daha acı verici rakamlar var. Gazze’de Batı Şeria’da özelikle Kudüs’te bu yıl İsrail istediğini istediği şekilde yaptı. Dünya kamuoyu Gazze ile meşgul iken bu fırsatı İsrail değerlendirdi. İsrail Kudüs’te tarihi boyunca yapamadığı, cesaret edemediği zulmü ve Yahudileştirme planlarını bu sene Kudüs’te yaptı" dedi. Soykırım karşısında Müslümanların görev ve sorumlulukların önemini ifade eden Demirci, "Dünyada Müslümanlar olarak bunlara sessiz kalmadık 2025 yılında biz de çalışmalarımızı bir önceki seneye göre bir kat daha artırarak Kudüs’teki yetimleri ve yoksul aileleri ihtiyaç sahiplerini korumaya çalıştık, tarihi eserlerimizin restorasyon ve imarlarını yaparak Kudüs’ün Osmanlı kimliğini korumaya çalıştık. Türkiye çapında Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı zihinlerde diri olması için anlattık. Bu yıl içerisinde Türkiye çapında hem okullarda hem evlerde hem salon programlarında yaklaşık 2 bine yakın etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinliklerde yaklaşık 120 bin insanımıza Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı anlattık. Bizim derdimiz ve hedefimiz İsrail Kudüs’te işgallerini 2 katına çıkarırken biz de burada çalışmalarımızı ikiye, üçe katlayacağız. 2026 yılına ilişkin dernek olarak planlarını anlatan Muhammet Demirci, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı her platformda anlatacağız 350 bin Kudüslü Müslüman bizim emanetimizdir" şeklinde konuştu. Son olarak tüm İslam alemine seslenen Demirci, "Hepimiz Kudüs ile ilgili en az günde bir faaliyet veya etkinlik yapılması gerekmektedir, bizler bunları yapabilirsek İsrail’in planına göre karşı bir plan yapmış oluruz. Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkacağız, koruyacağız yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz ifadelerini kullandı. Raporda açıklanan verilere 7 Ekim 2023’ten bugüne kadar Filistin genelinde soykırım nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 70 bin iken yaralı sayısının ise 171 binin üzerinde olduğu belirtildi.
Sivas Sivas’ın en büyük taş ocağında üretime başlandı Sivas Belediyesi tarafından yapılan kentin en büyük taş kırma ve eleme tesisi hizmete açıldı. Yaklaşık 100 milyon TL’lik maliyetle inşa edilen tesisin, 10 ayda kurulum maliyetini karşılaması hedefleniyor. Üretken Belediyecilik vizyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Sivas Belediyesi, yeni bir tesis daha hizmete açtı. Belediye’nin ihtiyacı olan hammaddeyi temin etmek amacıyla kurulan Tecer Taş Ocağı’nın açılışı gerçekleştirildi. Kentin en büyük Taş Kırma ve Eleme Tesisi olan Tecer Taş Ocağı’nın açılışına Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun ve protokol üyeleri katıldı. "Sivas Belediyesi’ne 250-300 milyon TL civarında kâr sağlayan bir tesis kuruyoruz" Saygı duruşu bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, "Burası 610 dönümden oluşan bir taş ocağı alanıdır. Tesis 240 dönümü oluşturuyor, geri kalanını da bizim tahsis aldığımız taş ocağı alanı oluşturmakta. Baktığımız zaman bu tesisi açmak için 1 yıldır mücadele veriyoruz. Alanı düzenledik, yollarını açtık, tesisin ihalesini yaptık. Saatte 375 ton taş üreteceğiz. Bu şu demek; Sivas’a senelik 1,5 milyon tonun üzerinde taş üretim ve kırma tesisini kazandırıyoruz. Taş işi yapanlar bilirler 140’lık bir çeneye sahip olan bir taş tesisini kuruyoruz. Bunun dışında 0 milimetreden istediğimiz taş örtüsünde taşı kırabileceğimiz bir tesis. Bunların yanında baktığımız zaman tesisin en önemli özelliklerinden birisi de çevreci olması. Toz ünitelerinden tutun da su sistemlerine kadar Sivas’ın en modern, çevreci tesisini kazandırmış oluyoruz. Bununla birlikte yapmış olduğumuz yatırım yaklaşık 100 milyon TL. Altını özellikle çizmek istiyorum, Sivas Belediyesi olarak şimdiye kadar yollar, altyapı, park ve bahçe alanları oluşturuyoruz ama bu tesisin bir özelliği var. Bu tesis Sivas Belediyesine kar sağlayacaktır. İşhan’daki ocakta bu sene 95 milyon kar elde etmişiz, bu tesisten gelecek seneki hedefimiz 150 milyon sağlamak. Bakın iki taş ocağından 250-300 milyon civarında Sivas Belediyesine kâr sağlayan bir tesis kuruyoruz" dedi. Destici: 100 milyonluk yatırım, 10 ayda kendini amorti edecek Sivas Belediyesi’nin son yapılan kamuoyu araştırmalarında da Türkiye’nin en başarılı ilk 3 belediyesi arasında olduğuna dikkat çeken BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Ne demiş atalarımız? ’At binenin kılıç kuşananın. Şu anda bizim Belediye Başkanımız atada iyi biliyor, kılıcı da iyi kuşanıyor. Dolayısıyla da böyle bir yiğide, Yiğido’ya destek olmak bizim de, sizin de, hepimizin de boynunun borcudur diyorum. Bakın iş adamları daha iyi bilir. Bir tesis yapıyorsanız, bir yatırım yapıyorsanız, hatta müteahhitler bilebilir. Bir daire yapıyorsanız bunun geliri kaç senede kendisini çıkarıyor ya da amorti ediyor. 10 senede kendini amorti ediyorsa çok iyi derler. Bakın bu tesis ne kadar sürede kendini amorti edecek biliyor musunuz? 100 milyonluk yatırım 10 ayda amorti edecek. 1 yıl bile değil. Çünkü her yıl 250-300 milyonluk dışarıdan bu malzemeyi belediye alıyordu. Bundan sonra bu para belediyenin kasında kalacak ve Sivaslıya yatırım ve sosyal destek olarak verilecek. Onun için bu yatırım çok önemli. Yani üç yüz milyona yakın para bundan sonra belediyenin kasasında kalacak. Sivas şu anda zaten Türkiye’nin yıldızı. Ama biz o yıldızı parlatmaya, büyütmeye devam edeceğiz. Sivas’ın, Sivaslının memnuniyeti bizim için en üst düzeydedir sözlerimin içinde de söyledim. Bizim Sivas’a her daim bir vefa borcumuz var. Biz hizmet etme aşkıyla inşallah yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu. Konuşmaların ardından Kur’an’ı Kerim tilavet edilerek dualar eşliğinde kurdele kesildi. Tecer Taş Ocağı, faaliyete açıldı.