SPOR - 09 Aralık 2019 Pazartesi 16:22

Alex de Souza'dan çarpıcı açıklamalar!

A
A
A
Alex de Souza'dan çarpıcı açıklamalar!

Fenerbahçe’nin eski yıldızı Alex de Souza, saçlarının dökülmesini önlemek adına PRP yaptırtmak için saç ekim uzmanı Dr. Emrah Cınık’la bir araya geldi. Dr. Emrah Cınık, Alex’in yalnızca Fenerbahçeliler tarafından değil tüm Türkiye tarafından sevildiğini ifade etti. Antrenörlük kursu alan Alex, Fenerbahçe’ye ne zaman döneceğiyle ilgili soruya ise, “Bu kararı ben veremem” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe tarihine geçen isimlerden olan ve Kadıköy’e heykeli dikilen Brezilyalı yıldız Alex de Souza, Fulya’da bulunan Cınık Kliniği’nde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Saçlarını korumak için PRP yaptıracağını söyleyen ve saç ekimi konusunda uzman olan Dr. Emrah Cınık’la birlikte Cınık Kliniği saç ekim merkezine gelen Alex de Souza, samimi açıklamalar yaptı. Alex’le birlikte, Brezilya’nın en ünlü komedyenlerinden birisi olan Diogo Portgual da, saç ekimi yaptırmak için İstanbul’a geldi ve basın toplantısında yer aldı. Dr. Emrah Cınık toplantıda Alex’e üzerinde ismi yazılı olan 10 numaralı A Milli Takım forması hediye ederken, Alex de Souza ve Diogo Portugal ise, Dr. Emrah Cınık’a Coritiba forması hediye etti.

Dr. Emrah Cınık: “Sadece Fenerbahçe için değil, tüm Türkiye için önemli bir oyuncu”

Alex’in saç bakımı için geldiğini söyleyen saç ekim uzmanı Dr. Emrah Cınık, “Kendisi Türk futbolunun ve dünya futbolunun en büyük isimlerinden birisi. Bugün buraya kendisi, saç tedavisi için geldi. Mevcut saçlarını korumak için PRP tedavisi uygulayacağız. Diogo Portugal, Brezilya’da çok ünlü bir komedyen. Örnek vermek gerekirse Cem Yılmaz’la eşdeğer diyebiliriz. Kendisi Alex’in tavsiyesiyle buraya geldi. Ülke olarak saç ekiminde dünyanın en iyisiyiz. Çok iyi kliniklerimiz var. Dünyanın birçok yerinden hastalarımız geliyor. Sektörün bir takım sıkıntıları var. Yönetmelikle ilgili bazı karışıklıklar var. Hükümetimiz sağlık turizmine destek veriyor. Alex sadece Fenerbahçe taraftarının değil herkesin sevdiği bir isim. Ben Galatasaraylıyım, iyi bir Galatasaraylıyım. Ama her zaman saygı duydum Alex’e” ifadelerini kullandı.

Portugal: “Buraya gelmeyen, Alex’in nasıl sevildiğini bilmez”

Tuttuğu takım ve yaşadığı şehir olan Coritiba’nın formasını getirdiğini belirterek sözlerine başlayan ünlü komedyen Diogo Portugal, “Kendi takımım ve yaşadığım şehir olan Coritiba takımının forması yanımda. Benim şehrim, Alex gibi bir yeteneği ortaya çıkardı. Alex orada yetişti. Ben de doktorumuzun ismini yazdırdım ve Alex’in de imzasını attık formaya. Doktor Emrah beyle muhabbetimiz sırasında kendi hikayemi anlatmaya başladım ve kellik hikayemin çok eskiye dayandığını söyledim.

Benim kel kaldığım zaman, aslında saç ekimi, bihaber olduğumuz bir durumdu. Birkaç kez de denedim ama çok da başarılı olamadım. Çok işe yaramadı. Aslında o zamanlar teknoloji daha farklıydı. Arkadan kesip üzerine yapıştırıyorlardı. Ama kiminle konuştuysam, ‘Çok denemişsin ve saç ekimi imkanın kalmamış’ diye söylediler. Daha sonra doktorumuzla konuşunca bir ihtimal daha olduğunu, sakaldan ya da vücudun diğer yerlerinden alınan köklerle bunun mümkün olduğunu söyledi ve bu da benim için heyecan verici bir durum oldu. Bu konuda da iyimserim. İyi ve sağlam ellerde olduğuma eminim. Brezilya halkına şunu söylemek istiyorum, burada olmadan, insanların Alex’e olan sevgisini bilemezler. Umarım en kısa zamanda Fenerbahçe Teknik Direktörü olarak görev alır” açıklamasını yaptı.

Alex: “Brezilya-Türkiye ilişkilerini güçlendirmek adına önemli”

Dr. Emrah Cınık ve Diogo’ya başarılar dileyerek sözlerine başlayan Alex de Souza, “Umarım başarılı olurlar. Emrah beyin daveti için de teşekkür ediyorum. Tekrar İstanbul’a gelme fırsatım oldu. Aslında insanların böyle bir ihtiyacı olduğunun hepimiz farkındayız. Türkiye bu konuda çok ileri seviyede. Brezilya’da bunun ihtiyacını hisseden ve uzmanları arayan insanlar var.

Brezilya-Türkiye arasında iş ilişkilerini güçlendirmek ve insanların bilinçlenmesini sağlamak adına iyi bir işbirliği olduğunu düşünüyorum” dedi. Daha önce formasını giydiği Cruzeiro’nun küme düşmesiyle ilgili konuşan Alex, “Benim desteğim her zaman, daha önceden oynadığım takımlara var. Benim yaşadığım şehirden 1500 KM uzaklıkta Cruzeiro ama yine de üzüntümü sunuyorum. Dün gece desteğim onlarla birlikteydi ama maalesef futbolda bu durum var. Cruzeiro alt lige düştü ama Coritiba tekrar 1. Lig’e çıktı” diye konuştu. Fenerbahçe’yle ilgili olarak söyleyeceklerinin çok kısıtlı olduğunu da ifade eden Alex, “Brezilya’da sadece skorları takip ediyorum. Antrenmanları, haberleri ve maçları gün gün takip edemiyorum. Ama Fenerbahçe büyüklüğündeki bir kulübün hedefi her zaman şampiyonluk olur. Planlarımda bir değişiklik olmazsa, 2021’in ortasına doğru teknik direktörlükle ilgili bütün belgelerimi tamamlamış olacağım ve bu konuda hazır olacağım” açıklamasını yaptı.

“Bunun kararını ben değil, yetkililer verir”

Fenerbahçe’ye teknik direktör olarak dönüp dönmeyeceği yönündeki soruyu yanıtlayan Alex, “Aslında biraz komik buluyorum bu soruları, çünkü Fenerbahçe’nin şu anda bir teknik direktörü ve başkanı var. Ben Alex olarak kendimi Fenerbahçe’ye ya da başka bir takıma transfer edemiyorum. Bunları karar veren kişilerin bu kararları alması lazım. Futbol kariyerimi bitirdikten sonra, sahalardan kaynaklı yıpranmışlığı gidermek adına ailemle vakit geçirmek istemiştim. Teknik direktörlük de zamanla bakacağım bir olaydı. Bu da şu anda benim için sıcak bir fikir olarak ortaya çıkıyor.

Bunun için bir süreç var ve bunu işletiyorum. Ben ‘geliyorum’ dediğim zaman tabii ki Fenerbahçe’ye gelemeyeceğim. Bu takdir edilirse, o zaman konuşulur. Emre hala aktif oynuyor. Milli takımı Euro 2020’ye taşıdı. Volkan teknik ekiple çalışıyor. Ben kurslarıma devam edeceğim ve belgelerimi alacağım. Sonrasına bakacağız. Şu anda 2021’e kadar diplomamı alıp, kurslarımı tamamlayıp ve yapmam gerekenleri yapıp sonrasına bakmak istiyorum. Benim kendimle ilgili planlarım bu iken, sizler benden daha aceleci davranıp benim yerime planları yapıyorsunuz. Kurslarımı tamamlayıp, benim için zamanın ne göstereceğine bakmak istiyorum” dedi.

Fenerbahçe ile bu gelişinde bir temasının olmayacağını da söyleyen Alex, “Bu gelişimde Dr. Emrah beyi ziyarete geldim. Fenerbahçe ile ilgili fazla ziyaretim olmayacak, çok uzun süre de kalmayacağım. Daha sonra da Brezilya’ya döneceğim. Benim Fenerbahçe’yle, başkan Ali Koç’la olan ilişkim sabit. Fırsat buldukça mutlaka fikir alışverişinde bulunuyoruz, Almanya’daki turnuvaya da gittim Fikirlerimi hiçbir zaman esirgemedim. Ancak Fenerbahçe’nin transfer ekibiyle hiçbir bağlantım yok. Fenerbahçe’nin bu konuyla ilgilenen profesyonelleri var” ifadelerini kullandı.

“Futbolculara haksızlık yapılıyor”

Galatasaray’ın kadrosunda yer alan Falcao’yla ilgili soruyu da yanıtlayan Alex, “Falcao’yu tanımıyorum. Sadece başarılarını ve saha içinde gördüğüm kadarıyla tanıyorum. Ama Fransa’da İspanya’da başarılı olan bir isim. Ancak Galatasaray’a gelen bir oyuncunun Hagi’yle, Fenerbahçe’ye gelen bir oyuncunun da Alex’le karşılaştırılması haksızlık. Biz uzun süre takımlarımızda oynadık ve hikayemiz bitti. Hikayesi yeni başlayan insanları böyle karşılaştırmak çok büyük haksızlık diye düşünüyorum. Karşılaştırma yapmak yanlış olur” diyerek sözlerini tamamladı. Alex, kendisine hediye edilen A Milli Takım formasını giyerek basın mensuplarına poz verdikten sonra sevenleriyle fotoğraf çektirdi.

Bozhan Memiş - Güven Mert Ercan - Uygar Aydın

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.