SAĞLIK - 26 Mayıs 2017 Cuma 16:56

Akdeniz ülkelerinde görülen önemli bir halk sağlığı sorunu “Talasemi”

A
A
A
Akdeniz ülkelerinde görülen önemli bir halk sağlığı sorunu “Talasemi”

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gönül Işık Şahlı, Türkiye ve Kıbrıs’ın da içinde olduğu Akdeniz ülkelerinde önemli bir halk sağlığı sorunu olan Beta Talasemi’nin,çocuklara, anne ve babadan kalıtsal olarak geçtiğini,taşıyıcıların saptanmasının önemli olduğunu, genetik danışma ve doğum öncesi tanıyla önlenebilir bir kan hastalığı olduğunu söyledi.

Buna rağmen dünyada her yıl en az 365.000 Talasemi hastasının doğmakta olup tedavi gördüğünü belirten Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, Beta Talasemi hastalığının ağır tablolarla seyredebilen bir hastalık olduğunu,düzgün tedavi uygulanmadığında yaşam süresini belirgin şekilde kısaltabildiğini, ve ayni zamanda yaşam kalitesini olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.

Hemoglobin Yapısındaki Bozukluk Sonucu Anemi (Kansızlık) Ortaya Çıkmaktadır

Kanımızdaki kırmızı kan hücrelerinin içinde yer alan hemoglobinin,dokular için gerekli olan oksijeni taşıdığını söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, hemoglobinin molekülün ve globulin olmak üzere iki kısma ayrıldığını,hemoglobinin genlerin kontrolü altında olduğunu, ailesel ve genetik bir defekt sonucu hemoglobini oluşturan globin zincirlerinden birinin yapımında yetersizlik veya bozukluk oluştuğu zaman talaseminin ortaya çıktığını belirtti.Globin zincirlerinden hangisi sentezlenemiyorsa veya hangisinin sentezi azalmışsa talaseminin onun adıyla anıldığını söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, beta globin sentezindeki değişikliğin beta talasemi hastalığına, alfa globin sentezindeki değişikliğin ise alfa talasemiye neden olduğunu belirtti. Beta talasemide hemoglobin yapısındaki bozukluk sonucu kırmızı kan hücrelerinin hızla yıkıldığını söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, bunun sonucunda anemi yani kansızlığın ortaya çıktığını ifade etti.

Anne ve Babadan Geçen Genlerin Birinde Bozukluk Varsa Çocuklar Taşıyıcı Olarak Doğuyor

İnsanlarda bir özelliğe ait genlerden iki adet bulunduğunu söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, bu genlerin birinin anneden, diğerinin ise babadan geçtiğini belirtti.Beta talasemi için anne ve babadan geçen globin geninin normal olması durumunda çocuk normal, biri değişikliğe uğramışsa çocuğun taşıyıcı olarak doğduğunu söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, her iki gende değişikliğe uğramışsa çocuğun hasta olarak doğduğunu ifade etti.

Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı: “Taşıyıcı Kişiler Hafif Kansızdır, Demir Tedavisinden Yarar Görmezler”

Hasta veya taşıyıcı olduğu bilinen ailelerde, tarama sonucu veya kansızlık nedeniyle getirilen çocuklara tanı konulabildiğini söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı sözlerine şöyle devam etti: “Taşıyıcı kişiler hafif kansızdır, demir tedavisinden yarar görmezler. Tam kan sayımının iyi değerlendirilmesi ve hemoglobin elektroforezi yapılmasıyla tanı kolayca konulmaktadır. Hasta olanlarda ise ağır kansızlık vardır; anne, baba ve çocuğun tam kan sayımı, hemoglobin elektroforezi ve genetik tetkikleri yapılarak kesin tanı konulabilmektedir”.

''Beta Talasemi klinik olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir ''

Beta talasemininklinik olarak 4 şekilde ortaya çıkabildiğini belirten Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, şunları söyledi: “ 1. Klinik şekil olan Talasemi Major yani ağır hasta tipinde anne ve baba taşıyıcıdır ve çocuğa geçen iki globin geni de defektlidir.Genellikle bebek 6 aylık olduğunda ağır bir kansızlık ortaya çıkar ve hayatın ilk 4 - 12 ayında tanı konur. Halsizlik, solukluk, iştahsızlık, huzursuzluk, karaciğer, dalak büyümesi sonucu karın şişliği, kemiklerde genişleme ve incelme, burun kökü basıklığı, alın ve diğer yüz kemiklerinde çıkıntı ile anormal yüz görünümü ortaya çıkar. Bu hastalar hayatları boyunca düzenli tedavi görmek zorundadırlar. 2. Klinik şekil Talasemiİntermedia yani orta -ağır hasta grubu ; Bu şekilde de anne ve baba taşıyıcıdır, çocuğa geçen iki beta globin geni de defektlidir ancak talasemi majordan farkı genlerdeki değişim daha hafif bir klinik tabloya yol açan tiptedir. Kliniği daha ılımlıdır. 3. şekil Talasemi Minör yani Talasemi taşıyıcılığıdır. Bu kişilerin hafif derecede kansızlık dışında sorunları olmaz. 4. şekil ise Talasemi Minima yani Talasemi taşıyıcılığıdır. Bu şekilde ise bulgular Talasemi minördeki gibidir, ancak hemoglobin elektroforezi normal saptanır, tanı, gen analizi ile konur”.

Beta Talasemi Hastalarına Ömür Boyu Her 3 - 4 Haftada Bir Kan Desteği Şart

Beta talasemi hastasının ömür boyu her 3-4 haftada bir kan desteğine ihtiyaç duyduğunu söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı,hemoglobinin 9,5 g/dl’nin üzerinde tutulması gerektiğini belirtti. Kansızlığı düzeltmek için verilen kan transfüzyonlarının vücutta demir birikmesine yol açtığını söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, kalp, karaciğer, tiroid, pankreas ve dalak gibi organlarda da birikerek hücre hasarına yol açabileceğini belirtti.
Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı; “Talasemi Hastalarında Kalp Yetmezliği, Şeker Hastalığı, Gelişme Geriliği ve Hormonal Yetersizlik Problemleri Gelişebilmektedir”

Talasemi hastalarında kalp yetmezliği, şeker hastalığı, gelişme geriliği ve hormonal yetersizlik gibi problemlerin gelişebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, bunların gelişmemesi için demir birikimini önlemek amacıyla hastalara genellikle 3 yaş civarında özel bir pompa ile haftanın en az 5 günü, 8-12 saat süren deri altı infüzyonu ile verilen bir ilaç (desferrioksamin) başlanıldığını belirtti. Son yıllarda ağızdan alınan tablet şeklindeki ilaçların da doktorun uygun gördüğü hastalarda kullanılmaya başlandığını ifade eden Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, kemik iliği naklinin hastalığı düzeltebilen bir tedavi yöntemi olduğunu belirtti.Özellikle iyi tedavi edilen, karaciğerde hasar oluşmamış hastalarda, doku tipi uygun sağlıklı kardeşten yapılan kemik ilik naklinin başarılı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, ancak bazı olgularda kemik iliği nakli sırasında veya sonrasında çeşitli ciddi problemlerin ortaya çıkabildiğini veya naklin başarısızlıkla sonuçlandığını da ifade etti.

Beta Talasemi hastalığından korunma yollarına da değinen Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı, öncelikle toplum eğitiminin önemli olduğunu, mutlaka taşıyıcıların tespit edilmesi gerektiğini, bu bağlamda, genetik danışmanlığa ve prenatal (doğum öncesi) tanıya dikkat çekti. Uzm. Dr. Gönül Işık Şahlı iki taşıyıcının evliliği söz konusu ise çiftlerin mutlaka her gebeliğin erken döneminde (özellkle ilk 2 ay) doktora başvurmalarının ve ilgili testleri yaptırmalarının gerekli olduğunu söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Mardin’in geleneksel tatları Sinop’ta tanıtıldı Güneydoğu Anadolu’nun köklü mutfak kültürü, Karadeniz’de lezzet dolu bir etkinlikle tanıtıldı. Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği iş birliğinde düzenlenen uygulamalı workshopta, Mardin’e özgü geleneksel tatlar Sinoplu öğrenciler ve akademisyenlerle buluşturuldu. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, alanında deneyimli şeflerin rehberliğinde Mardin mutfağının simge yemeklerinden lebeniye çorbası, etli bulgur pilavı ve zerde tatlısını uygulamalı olarak hazırladı. Etkinlik boyunca öğrenciler hem yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi edindi hem de geleneksel pişirme tekniklerini birebir deneyimleme imkânı buldu. Yaklaşık bin kişilik hazırlanan Mardin yöresel yemekleri, Öğrenci Yaşam Merkezi’nde üniversite personeli ve öğrencilere ikram edildi. Yoğun ilgi gören programa Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Sinop Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rıza Bayrak da katıldı. Etkinlikte yapılan değerlendirmelerde, bu tür uygulamalı çalışmaların öğrencilerin mesleki yeterliliklerini artırdığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin farklı yörelerine ait gastronomi mirasının yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt’ın koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği Başkanı Muzaffer Elik, Sinop Şube Başkanı Handan Yılmazer Turan, Dernek Genel Sekreteri Yüksel Kalyoncu ile Deniz Ürünleri İşletmecisi Deniz Akpınar da katıldı.
Muğla Muğla’da hokey sınırları aşıyor Muğla’nın hokey kulüpleri ile Gürcistan Hokey Federasyonu arasında imzalanan tarihi protokol sayesinde, iki ülke arasında sporcu transferi ve ortak gelişim kamplarının yolu açıldı. Muğla, hokey sporunda uluslararası bir başarıya daha imza atarak spor diplomasisinde çıtayı yükseltti. Gürcistan’da düzenlenen Uluslararası Tiflis Kupası sırasında gerçekleşen görüşmeler neticesinde, Muğla’daki hokey kulüpleri ile Gürcistan Hokey Federasyonu arasında kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı. Muğla Hokey İl Temsilcisi Serkan Şen, Tiflis’te Gürcistan Hokey Federasyonu Başkanı Avtandil Tevdoradze ve Genel Sekreter Toko Tevdoradze ile bir araya gelerek anlaşmanın detaylarını karara bağladı. Protokol; Muğla’yı temsil eden Ege Yıldızları, Köyceğiz Göl, Bodrum Gündoğan, MY Bozüyük, Muğla Hokey Kulübü ve Yatağan Muğla Olimpik Spor Kulüpleri adına imzalandı. İmzalanan protokol sonrası açıklamalarda bulunan Muğla Hokey İl Temsilcisi Serkan Şen, Muğla’nın hokeydeki potansiyeline vurgu yaparak şunları söyledi: "Muğla ilimizin hokeydeki potansiyeli çok fazla. Daha önce İran ve Tayland ile hayata geçirdiğimiz başarılı iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek bu kez Gürcistan ile el sıkıştık. Bu iş birliği, ilerleyen aşamalarda her iki ülkenin kulüplerinin ve sporcularının performansını ciddi anlamda artıracaktır. Muğla hokeyini dünya standartlarına taşımaya kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Eskişehir ESOGÜ‘de anlamlı sergi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Servisinde tedavi gören çocuklara harcanacak olan ve 2 gün sürecek El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi geliri kanserli çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Bilim Dalı’nın El İşi ve El Sanatları Sergisi’nin açılışı yapıldı. Açılışa Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy, Başhekim yardımcısı Prof. Dr. Pınar Yıldız , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, Hastane Yönetimi ve bölüm çalışanları ile hasta yakınları hastane öğretmenleri katıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencileri, doktorlar, sağlık çalışanları ve gönüllü vatandaşların ürün verdiği sergi 24 ve 25 Aralık tarihlerinde sürecek. "Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi" Sergi ile ilgili Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, "Biz hastanede bir el sanatları atölyesi kurduk ve bu el sanatları atölyesinde ben de dahil olmak üzere tüm çalışan arkadaşlarım, hemşirelerimize, öğretmenlerimiz el emeğiyle ürünler ortaya çıkardık. Tabii bunun yanında annelerimizin de çok fazla desteği oldu. Dışarıdan destek olan başka insanlar da oldu. Profesyonel destek aldık bu amaçla. Hepimizin el emeğiyle ortaya çıkardığımız eserler bunlar. Bu yeni yıl sergisinin amacı şu; Yeni yılı umutla beklediğimiz bu günlerde umudu ve dayanışmayı çoğaltmak için bu sergiyi düzenledik. Tabii ki kanserli çocuklar yararına etkinlik bu. Gelirleri oraya gidecek. Hatta bir çocuğumuza bilgisayar sözü vermiştik. Bilgisayarı olmayan bir çocuğumuza. Sergiden elde ettiğimiz gelirle çocuğumuzun ihtiyacını karşılayacağız. Tabii burada gördüğünüz her eser her bir çocuğa umut ve ailelerine destek olmak onların yalnız olmadığını hissettirmek için hazırladık bu sergiyi. Ben çok mutluyum, gururluyum. Gerçekten çok büyük bir dayanışma sergiledi. Herkes bu serginin oluşumunda pay sahibi. İnşallah güzel de satışlar yaparız ve çocuklarımıza bir nebze olsun katkımız olur" dedi.
İstanbul Başakşehir’de 12. Living Lab inovasyon ödülleri sahiplerini buldu Başakşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda dereceye giren projelerin sahipleri ödüllerin kavuştu. Başakşehir Belediyesi tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda dereceye giren projelerin sahiplerine ödülleri verildi. Başakşehir Şehir Sanat Konferans Salonu’nda düzenlenen törene İstanbul Valisi Davut Gül, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Başakşehir Kaymakamı Cemil Özgür Öney ve AK Parti Başakşehir İlçe Başkanı Fethi Ahmet Balin, öğrenciler ve yarışmacılar katıldı. Yarışmaya bu yıl Türkiye’nin dört bir yanından 60 şehirden bin 202 proje başvurdu. Ortaokul, lise, üniversite ve akademisyen/öğretmen kategorilerinde dereceye giren katılımcılar ödüllerini alırken, toplamda 2 milyon TL’nin üzerinde ödül desteği sağlandı. Tören kapsamında "En Başarılı Okul", "Başvurusu En Çok Kabul Edilen Okul" ve "En Başarılı Danışman" kategorilerinde de özel ödüller verildi. "Buradaki fikirler ülkemizin yerli ve milli projelerine dönüşecek" Törende konuşan Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, yarışmanın artık ülke genelinde büyük bir marka haline geldiğini belirterek şunları söyledi, "Önce arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Bu yıl 12’ncisini düzenlediğimiz yarışmamız birazdan ödül törenimize geçeceğiz. Katılımcılarımız bizleri bekliyor. İnşallah çok güzel bir program olacak. 60 şehirden 1202 proje yarıştı ve ödül kazanan, hak eden arkadaşlarımıza bugün ödül töreninde ödüllerini takdim edeceğiz. Aynı zamanda bu sadece ödül töreni değil, burada yeteneklileriyle ön plana çıkan arkadaşlarımıza Başakşehir Belediye’mizin inovasyon ve teknoloji merkezinde kuluçka hizmeti veren bir start-up’ımız var. Orada da buradaki ödül alan arkadaşlarımıza her türlü lojistik desteği verme imkanı sunacağız. Bence en önemli kısmı da bu. Eğer başka şehirlerden bu işlerle ilgilenen, teknolojiyle ilgilenen arkadaşlarımız varsa, öğrencilerimiz varsa, akademisyenlerimiz varsa onları da her yıl yapılan bu yarışmaları bekliyoruz. Bugün dört kategorimiz var: ilkokul, ortaokul, lise ve akademi tarafı. Farklı farklı ödüllerimiz olacak ve bu ödüller içerisinde aynı zamanda burada katılan tüm yarışmacı arkadaşlarımıza da melek yatırımcı olabilecek kişileri de buluşturmuş ve onlarla tanıştırmış olacağız. Buradaki hedefimiz ve amacımız ülkemizin yerli ve milli teknolojiye ulaşması için gereken altyapıyı oluşturmak ve fikirlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak. Buradaki gün yüzüne çıkan fikirler de kuluçka merkezinde vücut bulacak, yatırımcılarla birlikte inşallah ülkemiz adına yeni projeler olarak ortaya çıkacak. İsteğimiz ve dileğimiz ülkemizin yerli ve milli projeler noktasında çok daha büyük adımlar atmasıdır" ifadelerini kullandı. "Kimseyi arkada bırakmadan hizmet eden bir belediyecilik anlayışı var" Törende konuşan İstanbul Valisi Davut Gül ise, Başakşehir Belediyesi’nin örnek projelere imza attığını belirterek şu ifadeleri kullandı, "Şunu da yapsak, keşke bu da olsun dediğimiz hemen hemen her şey Başakşehir’de daha önceden yapılmaya başlanmış ve en güzeli başlanmış. Çocuğu, gençleri, kadınları, yetişkinleri, yaşlıları, engellileri, özetle hiç kimseyi arkada bırakmadan, herkesin sorununu, herkesin beklentisini, herkesin ihtiyacını vatandaşın ihtiyacı olarak kabul edip buna politika geliştiren bir yapı var. Belediye başkanımızı ve çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Ona destek veren, bu işleri koordine eden kaymakamımızı, kamu görevlilerini, daha da önemlisi Başakşehirlileri tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. İnşallah el birliğiyle daha iyisi olacak. Biraz önce belediye başkanımız da söyledi, aslında bu tür çalışmalar 5 yaşında, 3 yaşında, 10 yaşında yaşına bakmadan ama bir iklimin oluşması lazım. TEKNOFEST’te gördünüz. Çocuklarımız memleketin ihtiyacı neyse, kimi zaman terörle mücadelede şehit verdiğimiz askerlerimizin, polislerimizin derdine çare bulmak için bir şey icat etmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu. Törende dereceye giren öğrencilere ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi. Program sonunda finalist projelerin sergilendiği alanda öğrencilerle fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.