POLİTİKA - 05 Mayıs 2021 Çarşamba 18:07

AK Parti Grup Başkanvekili Turan'dan yeni anayasa mesajı!

A
A
A
AK Parti Grup Başkanvekili Turan'dan yeni anayasa mesajı!

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Biz 21. yüzyılı ıskalamak istemiyoruz. Artık bize yakışmayan, adeta dar gelen, hiçbir sorunumuza çözüm üretmeyen Anayasa ile yolumuza devam etmek istemiyoruz” dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Turan, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konuları değerlendirdi. Turan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıkladığı yeni Anayasa teklifine ilişkin olarak, “MHP bizim rakibimiz değil refikimizdir. MHP’nin bu davetimize olumlu yaklaşımı büyük bir mesai verip, emek harcayıp, hızlı bir şekilde nihayete erdirip, paylaşmasını çok kıymetli buluyoruz. Önümüzde darbe ürünü bir Anayasa var, 19 defa değişmiş, milletimizi vaktini çalmış, zaman kaybettirmiş, vesayetin büyümesine en büyük katkıyı vermiş, ülkemize onlarca yıl kaybettiren sorunların temelinde yatan bir Anayasa var. Anayasa değişikliği ile ilgili tüm partilerimize Cumhurbaşkanımızın çağrısı olmuştu.

Bu çağrıdan sonra da partilerin iyi niyetle, uzlaşı zemini içinde çalışma yapacağını bir metin ortaya çıkaracağını, metinler üzerinden değerlendirme olacağını ifade etmiştik. Dün ilk adım atılmış oldu. Partimizin de özellikle Profesör Yavuz Atar hocamızın başkanlığında nitelikli bir ekibin çalıştığını, çalışmalarını nihayete erdiğini, çalışmanın parti kurullarımızca değerlendirileceğini ifade etmek isterim. Bizim de bu şekilde metnimiz ortaya çıktıktan sonra başta Cumhur İttifakı olmak üzere tam paydaşlarla paylaşacağımızı, tüm partilerin yapılmasını kıymetli bulduğumuzu ifade etmek isterim. Biz 21. yüzyılı ıskalamak istemiyoruz. Artık bize yakışmayan, adeta dar gelen, hiçbir sorunumuza çözüm üretmeyen Anayasa ile yolumuza devam etmek istemiyoruz” diye konuştu.

Turan, İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, MHP’nin Anayasa teklifini reddetmesini eleştirerek, bakmadan incelemeden reddedilemeyeceğini savundu. Turan, “Bu tarihi bir fırsat, bu fırsatı kaçırmamak lazım. Her parti farklı düşünebilir. İttifaklarımız, partilerimiz, tüzüklerimiz farklı olabilir. Bu ülkede aynı bayrağın altında yaşıyoruz. Hepimizin kıvançla, gururla, övünçle savunacağı bir metin olması lazım” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’nun açıklamalarına değinen Turan, “Psikolojik sorunları olduğunu düşündüğümüz, tedaviye muhtaç olduğunu düşündüğümüz, kavgayla, gerginlikle, iftirayla hep ev kaçakçılığıyla gündeme gelen bir milletvekilimiz. O yüzden 128 kuruşluk olduğunu düşündüğümüz bu kişinin cevabı hak etmediğini düşünüyoruz. Önümüzdeki problem var.

Biz darbeden, silahtan, dünyaya meydan okumaktan korkmadık, Aykut’tan mı korkacağız. FETÖ’ye karşı kedi gibi olanların, bize aslan kesilmelerini ibretle izliyoruz. PKK’ya karşı bir söz edemeyenlerin, PYD’ye söz kırpmaktan başka bir şey yapamayanların bize karşı aslan gibi olmalarını ibretle izliyoruz. CHP şimdiye kadar nerede durmuşsa, Aykut’ta bugün orada duruyor. 27 Mayıs’ta, 28 Şubat’ta, 24 Nisan, 15 Temmuz’da neredeyseler, oradalar” şeklinde konuştu.

Meclisin gündeminde Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun üye seçimi olacağını ifade eden Turan, TBMM’nin yedi üye seçeceğini söyledi.

Ahmet Umur Öztürk - İbrahim Berat Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Arnavutköy’de yaşlı adama, servis minibüsü çarptı İstanbul’un Arnavutköy’de sabah namazı sonrasında camiden çıkarak evine yürüyen 2 kişiye servis minibüsü çarptı. Bir kişi kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olay, 14 Ocak 2025 Salı günü sabah saatlerinde gerçekleşti. Mehmet Gümüşay ve Talat Selvili iki kişi sabah namazından çıkıp camiinin karşısında bulunan sitedeki evlerine doğru yürüdüğü esnada, kavşaktan dönüş yapan servis minibüsünün altında kaldı. Servis minibüsü önce yol kenarındaki demir korumalıklara çarptı daha sonra ise refüje çıkarak durabildi. Kazada yaralanan 2 kişi hastaneye kaldırıldı. Hastanede tedavileri devam eden 2 kişiden Mehmet Gümüşay isimli şahıs yaşamını yitirdi. Polis ekipleri kazayla alakalı çalışmasına devam ederken servis sürücüsü gözaltına alındı. Yaralı Talat Selvili’nin ise sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazadan hemen sonra yaşanan panik anları ve olaya karışan servis aracı cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Kaza gerçekleştiği esnada aynı camiden çıkan ve olayı gören Birol Özgenç isimli vatandaş, “Biz camiden çıktık oda bizimle beraberdi biz karşıya geçtik onlarda hemen arkamızdan geçiyorlardı. Sesi duyunca baktık minibüs onlara çarptı ve sürükledi. Biz koştuk baktık Mehmet yerde yatıyor, biz buraya geçtiğimizde onlarda yolun ortasındaydı. Biz geçtik onlara çarptı minibüs” ifadelerini kullandı. “Hastaneye gittiğinde vefat etmiş” Yine olayla alakalı konuşan Aykut Aktaş, “Sabah erken saatlerinde hava hala karanlık olduğu için büyük ihtimalle göremediği için iki kişiye çarpıyor. Burada yaşıyordu, ambulans ile hastaneye gittiğinde vefat etmiş. Bu yol gerçekten çok tehlikeli bir yol biz dilekçeler verdik ve bu yolun değişmesini istiyoruz buradan öğrencilerde gelip geçiyor ama bu üzücü yol oldu. İşyeri servisiydi çarpan camii cemaati olarak bu durumdan çok muzdaribiz çözülmesini talep ediyoruz.” Şeklinde konuştu.
İstanbul “Aile Yılı destekleri, 10 yıl içinde sonuçlarını verecektir” 2025 Aile Yılı kapsamında açıklanan destekler ile doğum oranlarının artmasının Türkiye için önemini vurgulayan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, ekonominin ve demografik yapının geleceğine dikkat çekti. Şahin, genç nüfusa ihtiyaç olduğunu belirterek önümüzdeki 10 yılda hedefe ulaşılması gerektiğini belirtti. 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurmak isteyen gençlere yapılacak teşvikleri açıkladı. Alınan bu kararın ekonomik ve toplumsal yönden Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine yönelik değerlendirmelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, genç nüfusun önemini vurguladı. “4 çalışanın bir emekliyi finanse etmesi gerekirken, bizde oran 1,63” “2025 yılının ilk Kabine Toplantısı’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan etti. Bunu ilan etmesindeki temel gösterge Birleşmiş Milletler nüfus verileri. Nüfus verilerimizde doğum ve doğurganlık oranı çok düştü. 2001 yılında 2.38 olan oran 2023 sonu itibariyle 1.51’lere düştü” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğum oranlarının düşmesi ve bunun süreç olarak devam etmesi, genç nüfusun azalmasına, yaşlı nüfusun artmasına neden olur. Sosyal güvenliğin finansmanı ve istihdam anlamında bir takım olumsuz etkileri olmakla birlikte ekonomik potansiyel açısından da ciddi sıkıntılar doğurur. Özellikle SGK sisteminin sürdürülebilirliği açısından dünyada kabul görmüş oran şudur: Emeklilerin finanse edilmesi noktasında 4 çalışan 1 emekliyi finanse ederken, Türkiye’de bu oran 1,63’e düştü. Bu, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği anlamında bir problem olmakla birlikte, Avrupa’da olduğu gibi nüfusun yaşlanmasına ve demografik yapının bozulmasına da neden olur. İş gücüne katılım ve ekonominin büyümesi noktasında domino etkisi yaparak olumsuz bir etkiye neden olur.” “Ekonomi iyi olursa doğurganlık hızı da yükselir” Destek ve teşviklerin doğurganlık oranı üzerinde olumlu etkisi olacağını belirten Şahin, “Genel kanı, kentleşme, sanayileşme ve de buna bağlı olarak boşanma oranlarının ve evlenme yaşının yükselmesinin doğurganlık oranını olumsuz yönde etkilediği. Yine, ekonomik durum da nedenlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ekonominiz iyi olursa çocuk doğurganlık hızı yükselebilir. Baktığınız zaman aileler çocukları bir maliyet unsuru olarak görmeye başladılar. Aileler şunu düşünüyor; bir bebeğin, çocuğun bakımını, eğitimini, kreş masraflarını anne-baba çalışarak karşılamaya çalışıyor. Babaannenin, anneannenin çocuklara baktığı bir ortam maalesef ki kalmadı. Kentleşme, sanayileşme ve hızlı bir demografik değişim, bütün bu unsurlar çocuk doğurganlığı üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor” dedi. “2030 ve 2050 hedeflerini tutturmalıyız” Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusa rağmen göçmenler vasıtasıyla istihdam oluşturulduğunu belirten Şahin, Türkiye’nin ise demografik unsurlarını etkin çalıştırarak üretim ve istihdam odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Evlilik öncesi maddi destek gibi psikolojik destek de sağlanması gerektiğini belirten Dr. Şahin, “Günümüzde bu destek rakamları düşük görünmekle birlikte ekonomik kriterlerimiz göz önüne alındığında doğum artışını makul seviyede destekler diye düşünüyoruz. Ekonomimiz biraz daha ivme kazanıp bölgesel anlamda da güçlülüğümüz artarsa kısa sürede bu problemi aşabiliriz. Birleşmiş Milletler’in nüfus verilerine göre 2030’da ve 2050’de Türkiye’nin tahminlerini tutturması gerekiyor” diye konuştu. 24 yıllık süreçte doğum oranında ciddi düşüş yaşandığını belirten Şahin, Aile Yılı kapsamında sağlanacak teşviklerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde olumlu yönde etkisini göstereceğini belirtti.