KÜLTÜR SANAT - 26 Eylül 2021 Pazar 13:18

600 yıllık tarihi camiye restorasyon

A
A
A
600 yıllık tarihi camiye restorasyon

Ordu’da 1380-1390 yılları arasında inşa edilen Eskipazar (Bayrambey) Cami Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan restorasyon projesi ile aslına uygun hale getiriliyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi kentin tarihi ve kültürel mirası olan yapılara sahip çıkmaya devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in göreve gelmesinin ardından artan restorasyon çalışmaları ise tüm hızıyla sürüyor.

Bu kapsamda çalışma yapan Ordu Büyükşehir Belediyesi, Altınordu ilçesinde bulunan ve Hacıemiroğulları Beyliği zamanında muhtemelen 1380-1390 yılları arasında yaptırıldığı tahmin edilen Eskipazar Camii için restorasyon projesi hazırladı. Tarihi 600 yılı aşan ve bu dönemler içerisinde birçok kez hasar görerek onarılan cami, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan proje ile restore edilecek.

Ordu Büyükşehir Belediyesi ile Ordu Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı işbirliğinde yürütülecek restorasyon projesi kapsamında harim, mahfil, cami cephesi, çatı, minare, şadırvan, tuvalet ve çevre düzenlemelerini kapsayacak detaylı bir çalışma gerçekleştirilecek.

Kısa süre içerisinde başlanacak çalışmaların tamamlanması ile cami ibadete yeniden açılacak.

600 yıllık tarihi camiye restorasyon

Başkan’ın tarihi eserlere özel ilgisi

Başkan Güler’in göreve gelmesinin ardından geçen 29 aylık süre zarfında her biri önemli tarihi geçmişi olan 3 adet cami, Osmanlı dönemine ait 5 adet çeşme, 2 adet türbe ve 2 adet kilise de Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyon ve çevre düzenleme çalışması gerçekleştirildi.

Büyükşehir Belediyesi ayrıca 2 bin 300 yıllık tarihi Kurul Kalesi kazılarına da katkılar verirken önemli eserlerin çıkarılmasını sağlamıştı.

Metin Akyürek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas “Doğanın iki gözü”, kar yağışıyla hayran bıraktı Sivas’ın Zara ilçesinde yan yana yer alan ve iki gözü andıran Ağgöl ile Karagöl, beyaz örtüyle birlikte masalsı bir güzelliğe büründü. Geçtiğimiz günlerde etkili olan kar yağışı sonrası Sivas adeta beyaz gelinliğini giydi. Zara ilçesine bağlı Canova köyünde bulunan doğa harikası Ağgöl ve Karagöl, kar örtüsüyle bütünleşerek büyüleyici bir manzara sundu. Yaz aylarında iki farklı su rengiyle dikkat çeken Ağgöl ve Karagöl, kış mevsiminde ise karla bütünleşerek eşsiz bir güzelliğe büründü. Çukur bir alanda bulunan ve “doğanın iki gözü” olarak anılan bu göller, dron ile görüntülendi. Görülmeye değer iki farklı göl Göllerin görülmeye değer olduğunu ifade eden köy sakinlerinden Bekir Başar, “Hava şartlarından dolayı Ağgöl’ün suyu siyahımsı gözüküyor ama normal şartlar da masmavi gökyüzünü andıran bir suyu var. Hafif tuzlu bir suyu vardır. İçerisinde sazan ve gümüş dediğimiz balıklar vardır. Derinliği ortalama 16 metre kadardır. Güzel bir gölümüzdür. Görülmesi gereken bir yerdir. Karagöl’ün göründüğü gibi simsiyah bir rengi vardır. Adının hakkını veren bir göldür. Zemini de simsiyah olduğu için dalgıçlarımız burada bir araştırma yapamadılar. Derinliğini bilmiyoruz. Gümüş ve sazan dediğimiz balıklar burada da mevcut. Burada ki balıklar Ağgöl’e göre daha iri. İki göl arasında 100 metre gibi bir mesafe olmasına rağmen Karagöl’ün suyunun simsiyah Ağgöl’ün suyunun ise masmavi olmasıdır. Zeminden bir birine bağlantılı olup olmadığını bilmiyoruz. Göllerimiz çukurda. Turistlerimiz buraya gelerek fotoğraf çekiyorlar” dedi.
Bitlis Sibirya soğuklarının başladığı Bitlis’te araçlar naylon brandalarla sarıldı Bitlis’in Güroymak ilçesinde hava sıcaklığının gece saatlerinde eksi 15 derecelere kadar düşmesi nedeniyle sürücüler araçlarını soğuktan korumak için üzerlerini naylon brandalarla kapatmaya başladı. Sibirya soğuklarının etkili olmaya başladığı yerlerden biri olan Güroymak ilçesinde, soğuk havalar hayatı zorluyor. İlçede, özellikle gece saatlerinde hava sıcaklığının eksi 15 dereceye kadar düşmesi, günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Gece sıcaklıklarının hızla düşmesiyle birlikte, don olayları sabah saatlerinde araç sahipleri için büyük zorluklar yaşatıyor. Soğuk hava nedeniyle araçlar ve ağaçlar tamamen donarken, araç sahipleri soğuktan korunmak için farklı yöntemler arıyor. Araçların camları ve hatta motor bölümleri tamamen donarken, sürücüler için ciddi bir ulaşım engeli oluşturuyor. Bunun önüne geçmek isteyen bazı vatandaşlar, pratik bir çözüm olarak araçlarını naylon brandalarla örtmeye başladı. Bu uygulama, araçların donmasını engellemese de, soğuk havanın etkilerini bir nebze olsun hafifletmiş oluyor. Araçlarını soğuktan korumak için naylon brandayla kapattıklarını anlatan Mustafa Kaya, bu sayede araçlarını soğuktan havanın olumsuz etkilerinden bir nebze olsun koruduklarını ifade etti. Son günlerde hava sıcaklığının eksi 15 derecelere kadar düştüğüne dikkat çeken Mehmet Okay ise sabahları araçlarını daha kolay çalıştırmak için zorunlu olarak üzerini kapattıklarını dile getirdi. Öte yandan, Güroymak’ta etkili olan bu soğuk hava dalgası sadece araçlar için değil, günlük yaşamın birçok alanında zorluklara neden oluyor. İlçe genelinde etkili olan soğuklardan ağaçlarda nasibini aldı. Kentte bulunan ağaçların dalları tamamen buz ve kırağı ile kaplandı.
Karaman KETEM erken teşhiste kritik rol oynuyor Karaman’da Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi (KETEM) kansere karşı taramalarını sürdürürken, vatandaşlar da bilinçlendiriyor. İl Sağlık Müdürlüğü, Merkez Toplum Sağlığı Merkezi ve Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi iş birliğiyle kurulan KETEM, temas noktaları ile ayakta tedavi gören hastalar, yatan hastalar, hasta refakatçileri, hastane çalışanları ve hastane ziyaretçileri başta olmak üzere başvuru nedeni ne olursa olsun, ilgili yaş grubundaki vatandaşlara kanser taramaları yapıyor. Kadın hastalıkları ve doğum poliklinikleri içerisinde yer alan KETEM temas noktası odasında 30-65 yaş aralığındaki kadınlara HPV-DNA testi, radyolojik görüntüleme bölümünde de 40-69 yaş aralığındaki kadınlara mamografi çekimleri yapılıyor. Ayrıca servislerde yatan hastalar ziyaret edilerek, hem hastalara hem de hasta yakınlarına GGK testi bilgilendirilmesi yapılarak uygun kişilere test uygulanıyor. KETEM temas noktası ile kanser taramaları daha ulaşılabilir hale gelmesi ve Karaman’daki tarama oranlarında önemli bir artış sağlanması hedefleniyor. “Amacımız kanserle mücadele bilincini artırmak” Karaman İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mehmet Serkan Yurdakul, KETEM’in önemine değinerek, “KETEM temas noktamız, toplumun kanserle mücadele bilincini artırmak ve erken tanıyı mümkün kılmak amacıyla hizmet vermektedir” dedi. “Taramalar randevusuz ve ücretsiz yapılıyor” Karaman Toplum Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Dr. Beyzanur Korkmaz Karaman, “Hastanemizdeki KETEM temas noktasında, hastalarımızın taramalarını daha hızlı ve daha etkin bir şekilde gerçekleştirmek için hizmet sunuyoruz. Burada, vatandaşlarımızı ücretsiz ve randevusuz bir şekilde kanser taramalarına yönlendirmek amacıyla çalışıyoruz” diye konuştu. KETEM hizmetinden faydalanan 60 yaşındaki Suzan Sapan ise memnuniyetini dile getirirken, “Ben yengemin yanında refakatçi olarak bulunmak için Karaman’a geldim. Bizi gelip bilgilendirdiler, ben de hemen taramalarımı yaptırdım. Çok memnun kaldım. Herkesin Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelip bu hizmetten faydalanmasını tavsiye ediyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.
Bursa Çocukların yılda 6-8 kez hastalanmaları normal kabul edilebilir Kreş ve okul çağındaki çocukların yılda 6 ila 8 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmelerinin normal kabul edilebileceğini belirten Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Alper Tunga Özbek “Dirençli ya da yüksek ateş, halsizlik, iştahsızlık ve sıvı tüketiminde azalma gözlemlerseniz çocuğunuzu mutlaka doktora götürün” dedi. Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Alper Tunga Özbek kışın havaların soğuması ve hava kirliliğinin artması gibi sebeplerle kalabalık ortamlarda geçirilen süre arttığında özellikle çocuklarda soğuk algınlığı, grip, nezle gibi hastalıkların daha sık görüldüğüne dikkat çekerek “Özellikle kreşe ve okula başlayan çocukların ilk senelerde daha sık hastalanması, çoğu kış ve sonbahar aylarında olmak üzere senede ortalama 6-8 kere üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri doğal ve normal kabul edilebilecek bir durumdur” dedi. “Gereksiz antibiyotik kullanmayın” Enfeksiyon döneminde öncelikle etkenin viral mi yoksa bakteriyel bir enfeksiyon mu olduğu ayrımının doktor tarafından yapılması ve tedavi sürecinin buna göre planlanması gerektiğinin altını çizen Dr. Özbek “Bu dönemde geçirilen enfeksiyonların büyük bir kısmının viral kaynaklı olduğundan dolayı antibiyotik tedavilerinin sadece süreci takip eden doktorun uygun görmesi durumunda kullanımı daha doğru olacaktır. Gereksiz antibiyotik kullanımı hem antibiyotiğe direnç kazanılmasına sebep olur hem de florayı etkileyerek bağışıklık sistemini bozmaktadır” diye konuştu. Antibiyotikler dışında solunum yolu enfeksiyonlarında ihtiyaca göre ateş düşürücü kullanılması, bol sıvı tüketilmesi, burun kanallarının açık tutulması, özellikle 2 yaş altı çocuklarda anne sütünün sık sık verilmeye çalışılması, daha büyük çocuklar için ise bitki çaylarının verilmesinin daha hızlı bir iyileşme sürecini sağlamaya yardımcı olacağını dile getirdi. “Bebeklerin koruyucusu anne sütü” Kış aylarında küçük bebekler için bu hastalıklardan korunmada en önemli silahın “anne sütü ile beslenme” olduğunu vurgulayan Dr. Özbek o dönemde hasta bile olsa annenin vücudunda oluşturduğu koruyucu faktörlerin bebeğe geçtiğini ve ve bağışıklık sistemini desteklediğini ifade etti. Solunum yolu enfeksiyonları sırasında bebeğin iştahının bir kaç gün azalması ve annesini daha sık emmesinin de doğal olduğunu söyleyen Dr. Özbek hastalık sırasında bebeğini bol bol emzirmeye çalışan annenin bu şekilde hem bebeğe o hastalığa karşı savunma faktörlerini verdiğini hem de uygun bir şekilde beslenmesini, sıvısız kalmamasını sağladığını anlattı. Anne sütünün dışında dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni sağlanarak, taze meyve-sebzelerle vitamin alımını arttırmak gerektiğini vurgulayan Dr. Özbek özellikle C ve D vitamini bu dönemde önemli olsa da sağlıklı beslenen bir çocuğun sürekli vitamin takviyesi almasına gerek olmadığını dile getirdi. “Çocuklarınıza el yıkamayı, hapşırırken ağız kapatmayı öğretin” Solunum yolu enfeksiyonlarının hasta çocuğun öksürme ve hapşırmasıyla; direkt temas veya çocuğun salgılarına temas etmiş eşyalar yoluyla bulaştığını belirten Dr. Özbek “Çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı ve hapşırma ya da öksürme sırasında ağız kapatılması öğretilmelidir, hasta çocukların hastalığın aktif döneminde okula kreşe gönderilmemeleri hastalığın bulaşmasının önlenmesi açısından önemlidir. Mümkün olduğunca kapalı, kalabalık ortamlardan kaçınılmalıdır. Sigara, çocukların hastalık riskini arttıracağı için sigara dumanından ve hava kirliliğinden çocukları uzak tutmak gerekmektedir. Ev, ofis gibi çok vakit geçirilen kapalı alanların düzenli havalandırılması, havasının kuru olmaması, nem ölçümü yapılarak gerekirse nem seviyelerinin artırılması yararlı olacaktır” dedi. Düzenli ve yeterli uyku ile açık havada yapılan kısa yürüyüş ve fiziksel aktivitelerin çocukların bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklarla mücadeleyi kolaylaştırdığını sözlerine ekledi. Hastalıklardan korunmanın en etkili yollarından birisi olan aşılamanın da ihmal edilmemesi, çocukluk çağı aşılarının mutlaka yapılmalı, ayrıca risk grubunda olan çocuklar için grip aşısının da uygulanması uyarısında bulundu. “Şu üç durumda doktora başvurun” Anne babaların doktora ne zaman başvuracağını bilemediğine değinen Dr. Özbek şu bilgileri paylaştı: “3 aydan küçük bebeklerde her ateşlenmede mutlaka doktora gidilmelidir. 3 aydan büyük çocuklar için dirençli ya da yüksek seyreden ateş, halsizlik, beslenememe ve sıvı tüketiminde azalma gibi ek durumlar varsa mutlaka doktora götürülmelidir. Ayrıca öksürükle birlikte nefes almakta zorluk, hırıltılı ve sık nefes alıyor olması öksürüğün uzun süre devam etmesi çocukları doktora gecikmeden götürmek için uyarıcı sebeplerdir."
Balıkesir Prof. Dr. Nilay Şahin, “Bazen iltihapların altından farklı romatolojik veya nörolojik hastalıklar çıkabilir” Türkiye’nin önde gelen akademisyenlerinin katıldığı İnflamasyona ve Ağrıya Bakış Sempozyumu Balıkesir de 100 katılımcının katılmasıyla yapıldı. Sempozyumda Prof. Dr. Nilay Şahin, “Bazen iltihapların altından farklı romatolojik veya iç organlara ait hastalıklar çıkabilir” dedi. Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilay Şahin, Dahiliye Öğretim üyesi Doç Dr Hacer Şen ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Geriatri Anabilim Dalından Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, artık günümüzde hastalara ve hastalıklara tek bir pencereden değil de bütüncül olarak bakılması, her yönüyle hastaların değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Nilay Şahin, “Bazen iltihapların altından farklı romatolojik veya nörolojik hastalıklar çıkabilir” Balıkesir Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilay Şahin, iltihabın pek çok kas-iskelet sistemi sorununa yol açarak insan sağlığını çok olumsuz yönde etkilediğini, yaşam kalitesini bozarak günlük yapılması gerek işlerin hastalar tarafından yapılamadığı için hayatın çok sıkıntılı hale geldiğini vurguladı. Prof. Dr. Şahin, vücutta bazen kendiliğinden oluşan bazen de bir enfeksiyon ardından gelişen iltihabın büyük sıkıntılara sebebiyet verebileceğini belirterek, "Bazen iltihapların altından farklı romatolojik veya nörolojik hastalıklar çıkabiliyor. Bu nedenle öncelikle hastanın vücudunda neden iltihap olduğunu tespit etmeliyiz. İşte bu nedenle hastalığa erken dönemde müdahale etmek ve hastayı her yönüyle değerlendirerek tedaviye almak önemlidir. İltihapların çok çeşitli tedavi şekilleri vardır ve özellikle romatoloji, genel dahiliye, geriatri ve fizik tedavi gibi farklı branşların bazen ortak bir değerlendirme ile bu hastalığa yaklaşımı tedavi başarısını arttıracaktır" dedi. Ve sözlerine şöyle devam etti “İşte bu düşüncelerle çıktığımız yolda düzenlenen İnflamasyona ve Ağrıya Çok Yönlü Bakış Sempozyumu yaklaşık 100 katılımcı ile gerçekleştirildi” Alanında uzman genel dahiliye, geriatrist, fizik tedavi ve rehabilitasyon ve romatoloji uzmanları, akademisyenler ve asistanlar, sivil toplum kuruluşları sempozyumuma çeşitli düzeylerde katkı sağladı. Tıp Fakültesi Fırat Yılmaz Çakıroğlu Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte, inflamasyon ve ağrıya ilişkin güncel yaklaşımlar, alanlarında uzman isimlerin katılımlarıyla ele alındı. Sempozyum açılışına Balıkesir Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. Fatih Satıl, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Özgen Şafak, Başhekim yardımcıları Doç. Dr. Süha Seren ve Doç. Dr. Bülent Atik’de destek vermiştir. Sempozyum başkanlığını Fizik tedavi ve rehabilitasyon anabilim dalından Prof. Dr. Nilay Şahin ve iç hastalıkları anabilim dalı başkanı Doç. Dr. Hacer Şen’in yaptığı toplantıya Türkiye’nin farklı illerinden Hocalar da konuşmacı ve oturum başkanı olarak katılım sağladı.
İstanbul Silivri’de market açılışında verilecek bin TL’lik hediye çeki için vatandaşlar akşamdan çadır kurup bekledi Silivri’de bir zincir marketin açılışa özel bin kişiye bin TL hediye alışveriş çeki ve indirim kampanyasını duyan vatandaşlar akşamdan gelip çadır kurdular. Sabahın erken saatlerinde yüzlerce kişinin market önüne gitmesiyle metrelerce uzunluğunda sıra oluştu. Yaşanan yoğunluk dron ile havadan görüntülendi. Mimar Sinan Mahallesinde bir market zincirine ait şubenin açılışına özel yüzde kırk indirim ve bin kişiye bin TL hediye alışveriş çeki kampanyasını duyan vatandaşlar gece gelip marketin önünde çadır kurdular. Sabahın erken saatlerinde marketin önünde uzun sıralar oluşturan vatandaşlar, uzun bekleyiş sonrasında bin TL’lik Hediye alışveriş çekini aldıktan sonra markete akın etti. Açılış ile birlikte markete giren vatandaşlar yaşanan yoğunluk nedeniyle alışveriş yapmakta zorlandı. Çoğunlukla gıda ve mutfak ürünlerini tercih eden vatandaşlar, kasap reyonlarını adeta yağmaladı. Yaşanan yoğunluk kameralara yansırken, onlarca metre uzayan alışveriş sırası dron ile havadan görüntülendi. Kampanyalardan yararlanmak için akşam gelip marketin önünde çadır kuran bir vatandaş, “Öncelikle kişi başı bin TL’lik bir hediye çeki var ve ayrıca içeride harici çekilişler olacakmış, kampanyalar olacakmış, bunun için de buradayız. Hediye çekimimizi alacağız. Sabah erkenden sırada çok fazla insan olacağını düşünüyoruz, biz yani güzel bir vakit geçirelim hediye çekimizi alalım istiyoruz” dedi. Sabahın erken saatlerinde sıraya giren Doğan Altun, “Biz 06.30’dan beri buradayız bekliyoruz. Daha çok temel ihtiyaç gıdaları un, şeker, yağ gibi temel ihtiyaç gıdalarını almayı düşünüyoruz” dedi. Uzun bir bekleyiş sonrasında alışveriş yapmak için hediye çeki alan Hatice Tiryaki, “Güzel, hayırlı olsun Silivri halkına, burası bizim için çok iyi oldu. Çocuğumla geldim onun isteklerine göre alışveriş yapacağız. Sabah saat 07.00’de geldim bu saate kadar bekledim. En son abi saydığımda 300 kişi vardı şuanda bilmiyorum. Allah geride kalanlara yardım etsin” şeklinde konuştu. Market önündeki kalabalık kısa süre sonra binlerce kişiye ulaştı. Kuyruğu aşarak hediye çeki alan ve markete girmeyi başaran müşterilerden Hüseyin Özgün, “Valla sevindik bu kadar beklemeye göre güzel oldu. İnşallah güzel bir alışveriş yapacağız. Sabah saat 07.00’de beri buradayız bekliyoruz. Aldık çekimizi ev ihtiyaçlarımızı göreceğiz çay, şeker, un her şeyi alacağız Allah’ın izniyle” diye konuştu. “60 bin çeşit ürünümüzün hepsinde kampanyalarımız geçerlidir” Açılış ve yoğunluk hakkında konuşan market pazarlama müdürü Uğur Ekiz, “9’uncu şubemizin açılışını gerçekleştirdik şuanda 40 bin metrekarelik alışveriş alanımızda 60 bin çeşit ürün yelpazesiyle müşterilerimize hizmet veriyoruz. Silivri’deki bu mağazamıza özel büyük açılış diye bir kampanya yaptık. İlk bin kişiye bin TL’lik hediye çeki dağıtıyoruz. Açılıştan bir gün öncesinde buraya çadırlarla kamp kurmuşlardı. Şu anda da kalabalığı görüyorsunuz çok sıra var, uzun kuyruklar oluştu. Açılışımıza özel yüzde 40’a varan indirimlerimiz de var. Tüm ürünlerimizde indirimlerimiz geçerlidir. Burada ürün yelpazemizi biraz daha geniş tuttuk, bahçe mobilya ve hırdavat ve benzeri ürünleri de ekledik. 60 bin çeşit ürünümüzün hepsinde kampanyalarımız geçerlidir” dedi.