ASAYİŞ - 29 Aralık 2019 Pazar 09:24

11 saatten fazla çalışan işçi 1.5 saat mola yapacak

A
A
A
11 saatten fazla çalışan işçi 1.5 saat mola yapacak

Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren karar Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi'nden geldi. Çalışanların öğle tatili veya ara tatilinin ne kadar olması gerektiği tartışmalarına son noktayı koyan Yüksek Mahkeme, günde 11 saate kadar çalışan işçinin öğle molasının 1 saat, 11 saatten fazla çalışan işçilerin ise 1.5 saat öğle molası yapması gerektiğine hükmetti.

Çalıştığı işyerinden kapı önüne konulan işçi, soluğu İş Mahkemesi'nde aldı. Çalışma saatlerinin 8 saat olması gerekirken 12 saat çalıştırıldığını, hiçbir hakkının ödenmediğini öne süren davacı işçi, işverenin noter kanalıyla gönderdiği ihtarnâmedeki iddiaları kabul etmediğini, zorla işten çıkartıldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesâi ücreti alacağını talep etti.

Davalı şirket avukatı ise davacı hakkında tutulan tutanakların hukuka uygun olduğunu, öğlen yemeği verilmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, haftalık ve yıllık izinlerin kullanıldığını, 8 saatten fazla çalışma iddiasının gerçekle bağdaşmadığını belirterek, iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğunu savundu. İş Mahkemesi, davanın kısmen kabûlüne hükmetti. Kararı davalı şirket temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi girdi.

İşçilerin öğle (ara) molası süresine dair tartışmalara son noktayı koyan Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi, işçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışmasının beklenemeyeceğine dikkat çekti. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı olduğunun vurgulandığı kararda, ara dinlenmenin 4857 sayılı İş Kanununun 68'inci maddesinde düzenlendiği hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi:

"Yasada, ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir.

Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63'üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68'inci maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.".

İşçinin ara dinlenme süresine dâir akıllara takılan sorulara da açıklık getirilen kararda; işçinin ara dinlenme saatinde tamamen serbest olduğu, bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebileceği ifade edildi. İşçinin ara dinlenme süresini iş yerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesinin verilmemiş sayılacağı belirtildi.

Kararda, "Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz. Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir.

Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması hâlinde ise, zamlı ücret ödenmelidir. Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür.

Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir" denildi.

İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nde ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağının hüküm altına alındığının dile getirildiği kararda şu ifadeler yer aldı:

"Somut uyuşmazlıkta davacı dava dilekçesinde günde 12 saat çalıştığını iddia etmiş, davacı şahitleri de bu çalışma süresini doğrulamışlardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının günde 12 saat çalıştığı kabul edilmiş ise de ara dinlenme süresinin 1 saat olarak düşüldüğü görülmüştür. 11 saatten fazla çalışmalarda 1,5 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekir.

Buna göre, günlük 10,5 saat çalışma ile 6 günde 63 saat çalışma ve haftalık 18 saat fazla mesai hesaplanması gerekirken, 1 saat ara dinlenmesi düşülerek haftalık 21 saat fazla mesai hesabı yapılması hatâlı olup, bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

Süleyman Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eski sevgilisini darp ettiği iddia edilen Batuhan Karadeniz’in yargılanmasına başlandı Sosyal medya fenomeni eski sevgilisi Feyza Aleyna Eroğlu’nu darp ettiği iddia edilen eski futbolcu Batuhan Karadeniz’in yargılanmasına başlandı. Müşteki Eroğlu, "Borç parayı istemek için gitmiştim, beni darp etti" dedi. Sosyal medya fenomeni Feyza Aleyna Eroğlu (27), eski sevgilisi olan eski futbolcu şimdilerde ise futbol yorumculuğu yapan Batuhan Karadeniz (33) tarafından 21 Mart 2023 tarihinde Ataşehir’de bulunan bir otelde darp edildiğini iddia etmişti. Erdoğdu’nun şikayetinin ardından Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 66.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk celseye müşteki Aleyna Erdoğdu katılırken tutuksuz sanık Batuhan Karadeniz ise katılmadı. Borcunu istemek için gitti, darp edildi Duruşmada söz verilen müşteki Feyza Aleyna Eroğlu, “Olay günü sanığa daha önce vermiş olduğum borç parayı istemek için gitmiştim. O gün kendisi beni darp etti" dedi. "Darba maruz kaldığına dair bir belirti görmedim" Tanık olarak dinlenen otel görevlisi İsmail Tanrıverdi, “O gün müşteki gece 3 gibi otele geldi. Daha evvelinde sanıkla birlikte otele gelmelerinden dolayı kendisini tanıyordum. Batuhan Karadeniz’in kaldığı odaya gideceğini söyledi. Yaklaşık bir iki dakika sonra Batuhan bey beni arayıp müştekiyi aşağı indirmemi rica etti. Müşteki sanığın kaldığı odanın önündeydi. Aşağı inmesi için ricada bulundum ancak inmedi. Ben tarafların yanındayken yüz yüze gelmediler. Darba maruz kaldığına dair bir belirti görmedim” dedi. Mahkeme, tutuksuz sanık Batuhan Karadeniz’in gelecek celse hazır edilmesi için süre verdi. Sanığın gelecek celse hazır edilmemesi durumunda hakkında yakalama kararı çıkartılacağını belirten mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. İddianameden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan Adli Tıp Kurumu’ndan alınan darp raporunda, Eroğlu’nun basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığı ifade edildi. Batuhan Karadeniz’in çeşitli tarihlerde WhatsApp üzerinden sinkaflı küfürler ederek "Kahpe, o..." şeklinde kelimeler sarf ettiği, küfür içerikli tehdit mesajları da iddianamede yer aldı. İddianamede, Batuhan Karadeniz’e ’Zincirleme tehdit’ ve ’Kadına karşı basit yaralama’ suçlarından 4 yıl 6 aya kadar hapsi istendi.
Kayseri AK Partili kadınlar Filistinli anneler için toplandı AK Parti Kayseri Kadın Kolları üyeleri, Anneler Günü dolayısıyla Filistinli anneler için toplandı. Açıklama yapan İl Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar; "Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı" dedi. Kayseri Kadın Kolları üyeleri ve partililer; cumhuriyet meydanında Gazzeli anneler için bir araya geldi. Filistin’de yaşanan soykırım nedeniyle anne olmanın zorluklarına dikkat çeken Başkan Koşar; "Pazar günü anneler günü. Günlerdir her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. anneler günü öksüzlerin ve evladını kaybeden annelerin de ağır imtihanı. Fakat bir yandan da dünyanın orta yerinde, yanı başımızda Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Biz bugün okuldan gelecek çocuklarımızı, Gazzeli anneler ise çocuklarına verecek bir lokma ekmeği bekliyor. Bizler karışmasın diye çocuklarımızın defterlerine, kitaplarına isim yazarken, Gazzeli anneler ise cesetleri teşhis edilebilsin diye çocuklarının kollarına isim yazıyor. Bir kadın, bir anne olarak çok net ifade ediyorum; her can tek, her can biricik ve ’bir cana kıyan tüm insanlığa kıymış gibidir’. Filistin Sağlık Bakanlığının 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya göre; İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü, günde ortalama 63 kadın hâlâ ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100. Peki ya sağ kalan ve yaşam savaşını sürdürmeye, çocukları için hayata tutunmaya çalışan kadınlar, anneler? Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Ne diyordu Gazzeli anne; ’Ben 6 çocuk doğurmakla yükümlüyüm. Çünkü 2’sini İsrail öldürecek, 2’si eve ekmek getirmek için çalışacak, 2’si de okusun ki ülke için işe yarasın’. Ya anne olduğunu göremeden, karnında bebeği ile ölen kadınlar, ölen annesinin bedeninden ameliyatla alınan bebekler. Zor şartlar, ölümle burun buruna yaşamak ve yetersiz beslenme nedeniyle erken doğum yapan, sütü kesilen anneler. Gazze’deki her 5 kadından 4’ü, aile bireylerinden en az birinin üst üste iki öğün yiyemediğini ifade ediyor. Çocuklar, annelerinin gözü önünde eriyor" dedi. Ülkesi için ayakta dura Filistinli annelerin kazanacağını da sözlerine ekleyen Kayseri Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar; "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi ’savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz’. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum; vaat edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz? Bizler bugün AK Parti İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız. O anneler için soruyoruz; yaşamayacağını bile bile çocuk doğuran Gazzeli anneler için susmuyoruz. Yaşanan tüm zulme, acıya rağmen eşini, evladını, ailesini kaybetmesine rağmen çocukları için, ülkesi için dimdik ayakta duran Filistinli anneler, er ya da geç kazanacak. Anneler bitmeden bu direniş bitmez. Ve kalbi Gazzeli anneler için çarpan kadınlar olarak haykırıyoruz; bu zulüm daha ne kadar sürecek? Yeter artık İsrail, kanlı ellerini sivillerin, annelerin, çocukların üzerinden çek" ifadelerini kullandı. Filistinli anneler için düzenlenen basın açıklamasına AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, AK Parti İl Başkanı Fatih Üzüm ve partililer katıldı.