Dedeli köyü Merkez mahallesinden akan Ganak Deresi üzerinde sulama suyunu karşıya geçirerek bahçeleri sulamak için yapılan mühendislik harikası köprü yüzyıllardır doğanın ve zamanın zorlu koşullarına direnerek hâlâ dimdik ayakta duruyor.
Boyu 16 metre, genişliği de yaklaşık 2 metre olan köprü tek gözlü ve yuvarlak kemerli yapıda yapılırken, üzerinde bulunan 3 adet yükselti su naklinde kullanıldı.
Köyün yaşlıları bir zamanlar ağaçtan oluklarla sulama suyunun bu köprünün üzerinden geçtiğini anlatırken, yapının Bizans döneminden kaldığını söyledi.
Yüksekliği 12 metreye ulaşan dere yatağının karşısına suyu geçirmek için yaklaşık 20 metre uzunluğunda yapılan köprüyle ilgili bildiklerini anlatan İlhan Şahin (71), “Bu köprü, Bizans’tan kaldığı söylenen, daha ziyade sulama amaçlı kullanıldığı iddia edilen bir eserdir. Yapılışı hakkında gelen yetkili ve ilgililerin verdiği bilgiye göre kesinlikle Bizans eseri olduğu söylenmiştir. Sulama amaçlı kullanıldı. Karşıdan gelen su kanalı köprünün üzerinden ağaç oluklardan karşıya taşıyordu suyu. Bunu devlet boruyla getirdi şu anda” dedi.
“Ulaşım için olsa biraz daha geniş olurdu”
Kendisinin de ağaç oluklarla suyun taşındığı dönemi hatırladığını ve bazı arkadaşlarının cambaz gibi olukların üzerinden geçtiğini ifade eden Şahin, “Bu sulama amaçlı yapılan bir yapı. Ulaşım için olsa biraz daha geniş olurdu. Dar bir köprü. Üstteki dereden suyu alıp buradaki bahçeleri sulamak için yapılmıştı” ifadelerini kullandı.
“Çok özel bir yapı”
İnşaat mühendisi Yusuf Oral ise eserin köprüden ziyade bir su kemeri olduğunu belirterek “Burada çok derin bir vadi var. O derin vadiyi geçmek için kullanılan bir su kemeri. Çok özel bir yapı. Mühendislik olarak baktığımızda yaklaşık 12 metrelik bir düşeyde ve yatayda da yaklaşık yine 15-16 metrelik hatta bazı yerlerde 20 metreyi bulan bir açıklık var. Mühendislik olarak en sağlam yapıdır çünkü basınca dayanıklıdır. Kırılması için taşın kırılması, patlaması lazım. Bugün bir taşın betondan daha sağlam olduğunu düşündüğümüzde çok daha yeni, modern betonarme düz köprülere göre çok daha sağlam ve o devrin şartlarında bu açıklığı geçmek için ideal bir yöntem kullanılmış” diye konuştu.
Oral, Gümüşhane’nin diğer bölgelerinde hala ayakta duran bu tarz bir köprü olmadığını sözlerine ekledi.
Recep Ergin