GÜNDEM - 04 Haziran 2024 Salı 11:21

Durdukça değer kazanan otomobillere yeniden hayat veriyor

A
A
A
Durdukça değer kazanan otomobillere yeniden hayat veriyor

Giresun’un Tirebolu ilçesinde klasik otomobillerin bölgedeki tek tamircisi olan Kibar Yazıcı, yaşlandıkça değer kazanan klasik otomobillere yeniden hayat vermeye devam ediyor.


Klasik araba tutkunlarının ve hurdaya ayrılmış arabaları orijinaline uygun onararak değerlerine değer kattıklarını ifade eden Kibar Yazıcı, Türkiye’de sayılı klasik otomobil tamircileri arasında yer alıyor.


İlçede yaklaşık 50 yıldır kaporta tamircisi olarak çalıştığını anlatan Kibar Yazıcı, “Tirebolu’ya ilk gelişim 1976 yılıdır. O yıldan beri burada hem çıraklık yaptım hem de kendi dükkanımı açarak ustalık yapmaktayım. Klasik otomobil restorasyonuna ise oğlum Umut’un klasik otomobil merakıyla başladık. Oğlumun benim kendi klasik bir aracımı restore etmesiyle ilden, il dışından klasik otomobiller getirmeye başladılar. Biz de tamamen klasik otomobil işine yönelmiş olduk. Şimdi Türkiye’de İstanbul, İzmir, Ankara, Adana gibi birkaç şehirlin dışında Karadeniz bölgesinde tek olarak bu işi yapıyoruz. Klasik otomobiller bir zanaat işidir. Biz bu arabaları söküp dağıtıp, kuru şase yapıyoruz. Kaporta ve boya işini yapıyoruz. Sadece orijinal döşeme işini yapan Kayseri’de olduğu için oraya gidiyor. Yaptığın işin güzelliğini, inceliğini görünce insan mutlu oluyor. Bize Türkiye’nin her yerinden klasik otomobiller restorasyon için geliyor” dedi.



Klasikleri, sıfır otomobillerden daha pahalı


Tamirini yaptıkları klasik otomobillerin sıradan sıfır otomobillerden daha pahalı olduğunu da kaydeden Yazıcı “Bugüne kadar en orijinal halde tamirini yaptığımız klasik otomobilimiz 1955 model Chevrolet olmuştur. Ondan daha eskisi henüz gelmedi. Bakımını, boya ve kaportasını yaptığımız klasik otomobiller bugün sıfır arabalardan daha pahalı hale geliyor. Bugün elimizdeki bazı araçlar dört dörtlük bittiği an 1.5 milyon lira değerinde olacaktır. Yani sıradan sıfır otomobillerin üzerindedir klasik arabaların fiyatı. Bu otomobiller yaşlandıkça değer kaybetmiyor aksine daha da değerli hale geliyor. Klasik alacaklar mutlaka orijinalliğine dikkat etmelidir. Bir vidası dahi değişmiş olsa cazibesini kaybetmiş oluyor” diye konuştu.



Klasik otomobiller daha güvenli


Klasik otomobillerin gerek tamiri, gerekse sağlamlığı açısından günümüz otomobillerden daha iyi olduğunu da ileri süren Yazıcı, “Klasik otomobillerle günümüz otomobillerini kıyaslamak mümkün değil bana göre. Klasik otomobillerde ölüm olayı olmaz. Yeni model araçlarda bugün meydana gelen kaza olaylarının çoğunda ölüm oranı daha yüksek. Klasik otomobillerde ise ölüm oranları daha düşük çünkü bunlardaki şase kamyon şasesi kadar güçlü ve sağlam. Yine klasik otomobiller daha uzun ömürlü ve daha dayanıklıdır. Bu klasiklerin motorları bozulduğunda her zaman yapılabilir. Daha çok mekanik ağırlıklıdır. Yolda arıza yapsa tamiri yapılır yola devam edilir. Şimdiki teknolojide ise elektronik ağırlıklı ve daha pahalıdır. Yolda arızalansa orada bırakmak zorunda kalırsın. Kaputu açınca motoru bile görmüyorsun. Mutlaka bir parçasını bulup değiştirmek zorunda kalıyorsun” ifadelerini kullandı.



Durdukça değer kazanan otomobillere yeniden hayat veriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Şarkı söylerken kendinden geçen 9 yaşındaki Ahmet, söylediği şarkıyı adeta yaşıyor HATAY (İHA) – Hatay’da yaşayan ve müziğe olan merakıyla dikkat çeken 9 yaşındaki Ahmet Kazar, şarkı söylerken yaptığı hareketlerle ve performansıyla dikkat çekiyor. Defne ilçesinde yaşayan ve 4.sınıf öğrencisi olan 9 yaşındaki Ahmet Kazar, müzikle ilgilenen ailesinden de etkilenerek küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Aldığı eğitim ve ailesinin destekleriyle kendini geliştiren Kazar; bateri, gitar ve saz başta olmak üzeri çeşitli aletlerini profesyonelce çalabiliyor. Şarkı söylerken ünlü sanatçıları aratmayan ve yaptığı hareketlerle adeta kendinden geçen Kazar, performansıyla da dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Hatay Valisi Mustafa Masatlı ve eşi Esra Masatlı’dan gelen hediyeyle darbukasına kavuşan Kazar’ın en büyük hayaliyse ünlü sanatçı Haluk Levent ile birlikte aynı sahneyi paylaşmak. “Deniz Üstü Köpürür şarkısını Haluk Levent abiyle birlikte söylemeyi çok istiyorum” Kendisine hediye edilen darbuka için Vali Masatlı ve eşi Esra Masatlı’ya teşekkürlerini dile getiren Ahmet Kazar, ünlü sanatçı Haluk Levent ile birlikte şarkı söylemek istediğini belirterek “Benim dayım ve teyzem müzikle ilgileniyorlardı. Ben bebekken onlar bana gitarla şarkı çalıyordu. Annem, dayım ve teyzem benim hep arkamda durdular. Onlara yanımda oldukları için teşekkür ederim. Ben gitar ve bateri çalıyorum. Darbukayı kursuna gitmedim ama çalabiliyorum. Ayrıca saz da çalabiliyorum. En çok ‘Deniz Üstü Köpürür’ şarkısını seviyorum. 3 yıldır bu şarkıyı söylüyorum. Ben bütün sanatçıları severim ama Haluk Levent’ti çok severim. Haluk Levent abi senin ‘Deniz Üstü Köpürür’ şarkısını ve seni çok seviyorum. Bu şarkıyı Haluk Levent abiyle birlikte söylemeyi çok istiyorum. Hayalim bir sanatçıyla sahnede şarkı söylemek. Bu darbuka bana 2 gün önce geldi. Bu darbukayı bana Hatay Valisi Mustafa Masatlı ve eşi Esra Masatlı’nın hediye etti. Onlara çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar darbuka isteğimi yerine getirdiler” dedi. “Ben her şarkısını seviyorum ama ‘Güzelim Yürekten’ şarkısını ayrı seviyorum” Evladının küçük yaşlardan itibaren müziğe merakı olduğunu ifade eden anne Ezgi Kazar, Ahmet’in söylediği şarkıyı yaşadığını belirterek “Oğlum şarkı söylemeyi ve bir müzikal aletiyle uğraşmayı seviyor. Oğlumun bu ilgisi küçük yaştan beri vardı. Oğlum şarkı söylerken izleyenleri mest ediyor. Oğlum şarkıyı söylerken içinde yaşıyor. Oğlum küçükken, teyzesi ve dayısı müzikle ilgilendikleri için onları takip ediyordu. Oğlum onları rol model alıyordu. Ben her şarkısını seviyorum ama ‘Güzelim Yürekten’ şarkısını ayrı seviyorum. Hatay Valisi Mustafa Masatlı ve eşi Esra Masatlı, oğlumun hayalini gerçekleştirdiler. Oğlum kendilerinde darbuka istemiş. Onlarda sağ olsunlar bizi ziyarete geldiler. Oğlum performansına çok yorumlar alıyoruz. Oğluma güzel iltifatlar ve yorumlar geliyor” ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Tavukları için bağ evine geldi, gördüğü manzara karşısında şoke oldu: Sokak köpeği dehşeti kamerada Kırıkkale’nin Bahşılı ilçesinde bir bağ evinin bahçesine giren sokak köpeklerinin tavukları telef ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Gördüğü manzara karşısında şoke olduğunu söyleyen Halit Bişkin, köpek saldırılarının çevredeki vatandaşlar için de tehlike oluşturduğunu ifade etti. Kırıkkale’nin Bahşılı ilçesinde, bağ evinde hobi amaçlı tavuk besleyen Halit Bişkin, sabah saatlerinde yem vermek için gittiği bahçesinde şoke edici bir manzarayla karşılaştı. Sokak köpeklerinin saldırısı sonucu 46 tavuğu telef oldu. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, köpeklerin kümese girerek tavuklara saldırdığı anlar yer aldı. Bişkin’in kümesinde geriye 40 tavuğu kaldı. Özel sektörde işçi olarak çalışan Halit Bişkin, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, bağ evine gittiğinde köpeklerin hâlâ tavuklarına saldırmaya devam ettiğini belirtti. "Ne yapacağımı şaşırdım" Bahçeye geldiğinde gördüğü manzara karşısında şoke olduğunu anlatan Bişkin, "Sabah bahçeye geldiğimde şoke oldum. Ne yapacağımı şaşırdım, olduğum yerde kitlendim kaldım. Beni görünce kaçtılar. Aynı kediler gibi tel örgüden tırmanarak uzaklaştılar. Olayın ardından arkadaşlarımı ve mahalle muhtarını arayarak yardım istedim. Saatler ilerledikçe arkadaşlara haber verdim. Muhtarı aradım, ’Ne yapabiliriz?’ diye sordum" ifadelerini kullandı. "Olayın şoku üzerimde" Köpek saldırılarının yalnızca kendisini değil çevredeki diğer vatandaşları da mağdur ettiğini ifade eden Bişkin, "On tane de yese, neyse; hayvan açtır. Ama buraya girdiği zaman hepsini birden öldürüyor. Hayvan işte... Bunun çaresine bakılsın. Büyüklerimize buradan sesleniyoruz. Şu an hâlâ kelimeleri dahi telaffuz edemiyorum; olayın şoku üzerimde. Yardım bekliyoruz. Sadece ben değilim mağdur olan. Çevremdeki insanlar da aynı şekilde mağdur. Onların da kümes hayvanlarını telef ettiler. Hatta küçükbaş hayvanlara saldırıyorlar. Öğrencilere de saldırıyorlar, alışveriş yapan insanlara da" diye konuştu. Bişkin, telef olan tavuklar ve yumurtalardan dolayı da yaklaşık 30 bin lira kadar ekonomik zarara uğradığını sözlerine ekledi.