GÜNDEM - 12 Nisan 2025 Cumartesi 10:21

Tarihe tanıklık etmiş saatleri 10 metrekarelik dükkanında tamir ediyor

A
A
A
Tarihe tanıklık etmiş saatleri 10 metrekarelik dükkanında tamir ediyor

Gaziantep’te babasından kalan 10 metrekarelik dükkanında antika saatleri tamir eden 57 yaşındaki Cengiz Altunbaş, aşkla yaptığı mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor.


Yarım asırdır babasından öğrendiği mesleği ondan kalan 10 metrekarelik dükkanda yaşatmaya çalışan Cengiz Altunbaş, yıllardır baba mesleğini sürdürmenin mutluluğunu yaşıyor. Saat tamirciliğini Gaziantep’in tanınmış ustalarından olan babası merhum Ali Rıza Altunbaş’tan öğrenen Altunbaş, yıllardır kendisine getirilen eski, bozuk ve antika saatleri teknolojiye yenilmeden ve zamana direnerek tamir ediyor.


Baba mesleğini yıllardır Karagöz Mahallesi’nde bulunan Yaşayan Müze Tarihi Gümrük Han karşısında bulunan dükkanında devam ettiren Altunbaş, unutulmaya yüz tutmuş mesleğini sürdürmekle birlikte baba mesleğine de sahip çıkıyor. Henüz 7 yaşında iken saat ustası babasının yanında çırak olarak mesleğe ilk adımını atan Altunbaş, 15 yaşında iken saat tamirciliğini öğrendi. Tamamen el işçiliği ile üretilen antika değerinde olan saatlerin tamir ve onarımını yapan Altunbaş, 16’ıncı yüzyıldan günümüze kadar gelen 50-100 yıllık çalışmayan ve işlevini kaybetmiş antika saatlerin eksik ya da bozulmuş mekanik parçalarını yeniden üreterek tamir ediyor.



Tamir süreci bazen günler, haftalar hatta aylar sürüyor


Bazen günler, bazen haftalar ve bazen aylar süren tamirat süreci çok değerli olan, dekoratif anlamda da şık ve usta işi tekniğe sahip saatleri ilk günkü gibi çalıştırarak sahiplerine teslim eden Altunbaş, 50 yıldır mesleğini severek sürdürüyor. Sabahın erken saatlerinde açtığı iş yerinde ilk günkü heyecanla çalışan ve daha çok antika saatlerin tamirini yapan Altunbaş, baba yadigarı mesleğini devredecek çırak bulamamaktan yakınıyor.



"6-7 yaşlarında bu mesleğe başladım"


Saat tamirciliği mesleğini babasından devir aldığını belirten Altunbaş, "Gaziantep’te saat tamirciliği yapıyorum. 6-7 yaşlarında bu mesleğe başladım, halen de devam ediyorum. Babam rahmetli 1992’de vefat etti, ondan sonra mesleği ben devir aldım. Ortaokul düzeyine geldiğimde kalfaydım, liseyi bitirdiğimde de artık usta olmuştum. O günden beri bu mesleğe devam ediyorum" dedi.



"60-80 ve 100 yıllık saatleri tamir ediyorum"


Babasının mesleği öğrenmesi için kendisine eski saatleri verdiğini, çoğu saati tamir etmeyi de deneme yanılma yoluyla tamir ettiğini ve saat tamirciliğini bu şekilde öğrendiğini belirten Altunbaş, "60-80 ve 100 yıllık saatleri tamir ediyorum. Mesleğimiz çok güzel bir meslek. Zaten severek yapmadığın zaman mesleği yapamıyorsun. Bu mesleği severek yapacaksın ve kendini mesleğe vereceksin" diye konuştu.



"Antika saatleri, duvar saati, kol saati, cep saati ve diğer tüm saatleri tamir ediyorum"


Antika saatlerden tamir edemediği saat olmadığını ifade eden Altunbaş, "Antika saatleri, duvar saati, kol saati, cep saati ve diğer tüm saatleri tamir ediyoruz. 60-70 ve 100 yıllık saatler tamir için geliyor. Dededen ve babadan kalmış, artık eskimiş saatler geliyor. Bu saatleri tekrar çalıştırıyoruz. Antika olan saatlerin tamirini ve bakımını yapıyoruz" şeklinde konuştu.



"Çok sabır gerektiren bir meslek"


Mesleğinin kolay bir meslek olmadığını belirten Altunbaş, "Mesleğimiz çok sabır gerektiren bir meslek. Tamir için bir saat getiriliyor, tamiri için saatlerce emek veriyoruz. Yarım gün veya bir gün tamiri süren saatler oluyor. Bozuk olan bir saati tamir edip çalıştırmak çok güzel bir duygu ve o saatin yeniden çalışması insana haz veriyor" diye konuştu.



Tarihe tanıklık etmiş saatleri 10 metrekarelik dükkanında tamir ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla YÖK 2025 raporu açıklandı: MSKÜ 4 alanda öne çıktı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), YÖK’ün 2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporunda 4 kategoride ilk 20’de yer almayı başardı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, Türkiye’deki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge doğrultusunda değerlendirildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" kamuoyu ile paylaşıldı. Eğitim-öğretimden sürdürülebilirliğe, uluslararasılaşmadan toplumsal katkıya kadar geniş bir perspektifte hazırlanan raporda, MSKÜ, "Eğitim-Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslarasılaşma" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" alanlarında çalışmalarındaki verilerle Türkiye’nin önde gelen Üniversiteleri arasında yerini aldı. Aktif öğrenci toplulukları ile sosyal Üniversite MSKÜ, öğrencilerin sadece akademik değil sosyal gelişimlerine de verdiği önemi sıralamadaki yeriyle kanıtladı. Rapordaki "Öğrenci Topluluğu Sayısı" göstergesine göre MSKÜ, bünyesindeki 218 öğrenci topluluğu ile devlet ve vakıf üniversiteleri arasında Türkiye genelinde 7. sırada yer aldı. Sanattan spora, bilimden kültüre kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren toplulukları, kampüsün yaşayan bir ekosisteme sahip olduğunu tescilledi. Bilimsel araştırmaların desteklenmesi Araştırma kültürünü teşvik eden Üniversitemiz, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları (BİDEB) kapsamında sağlanan desteklerde de üst sıralarda yer aldı. Rapora göre MSKÜ, toplam 330 BİDEB desteği (burs ve proje) ile Türkiye’nin en çok destek alan üniversiteler arasında 18. sırada yer aldı. Bu veri, öğrencilerin ve araştırmacıların proje üretme kapasitesinin ve bilimsel yetkinliğinin yüksekliğini gözler önüne serdi. Uluslararasılaşma: Akademik hareketliliğin desteklenmesi Uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren MSKÜ, akademik kadrosunun küresel deneyimini artırmada önemli bir başarı elde etti. "Değişim Programları Kapsamında Giden Öğretim Elemanı Sayısı" göstergesinde 15. sırada yer alan Üniversitemiz, akademisyenlerinin yurt dışı tecrübesini artırarak evrensel bilim standartlarını kampüse taşımaya devam ediyor. Engelleri Kaldıran Kampüs: Güçlü erişilebilirlik envanteri Son olarak, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden MSKÜ, raporda yer alan Erişilebilirlik Envanteri Sayısında 200’ün üzerinde envanter kaydıyla Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında 11. sırada yer aldı.
İstanbul Mirasımız Kudüs Derneğinin "Genişletilmiş 2025 Kudüs raporu" açıklandı Mirasımız Kudüs Derneğinin "Genişletilmiş 2025 Kudüs Raporu" başlığı ile hazırladığı Kudüs raporunu açıkladı. 2025 yılında Mescid-i Aksa’daki soykırımın çarpıcı verilerine değinen Dernek Başkanı Muhammet Demirci, "İsrail İşgal Devleti daha yoğun bir saldırılarla Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kimliğini, tarihini silmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı. Mirasımız Kudüs Derneği tarafından hazırlanan "2025 Genişletilmiş Kudüs Raporu" Fatih’te bir otelde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Mescid-i Aksa Tufanı Ekseninde 2025 Kudüs Raporu" başlığı ile hazırlanan raporda İsrail’in Kudüslüler üzerinde uyguladığı soykırım Kudüs’ün Yahudileştirilmesine yönelik çalışmalar, 7 Ekim’de başlayan insanlık dışı katliamlar, İsrail’in Kudüslüler üzerinde uyguladığı hak ihlalleri, baskın, yıkım ve tutuklamalarla derneğin yıl boyunca Kudüs’te yaptığı faaliyetler yer aldı. Her yıl olduğu gibi İsrail Devleti’nin zulmünü daha da artırdığını dile getiren Mirasımız Kudüs Derneği Başkanı Muhammet Demirci, aslında son 2 sene ve 2025 yılında Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılar, zulüm, insan hakları ihlalleri geçtiğimiz yıllara göre çok daha fazla İsrail bir önceki yıllarda yapmadığını bu sene yaptı. Dünya kamuoyu Gazze’ye yapılan saldırıları izlerken İsrail, istediğini istediği şekilde özellikle Kudüs’te ve Batı Şeria’da yapmaya devam ediyor, İsrail İşgal Devleti daha yoğun bir saldırılarla Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kimliğini, tarihini özellikle Müslümanların zihninde, kalbinden ve yüreğinden tamamen silmeye çalışıyor" açıklamasında bulundu. "2025 yılında İsrail istediğini istediği şekilde yaptı" 2025 yılı Kudüs raporu verilerine değinen Dernek Başkanı Demirci, "Tablo bir önceki yıllara göre çok daha vahim, çok daha acı verici rakamlar var. Gazze’de Batı Şeria’da özelikle Kudüs’te bu yıl İsrail istediğini istediği şekilde yaptı. Dünya kamuoyu Gazze ile meşgul iken bu fırsatı İsrail değerlendirdi. İsrail Kudüs’te tarihi boyunca yapamadığı, cesaret edemediği zulmü ve Yahudileştirme planlarını bu sene Kudüs’te yaptı" dedi. Soykırım karşısında Müslümanların görev ve sorumlulukların önemini ifade eden Demirci, "Dünyada Müslümanlar olarak bunlara sessiz kalmadık 2025 yılında biz de çalışmalarımızı bir önceki seneye göre bir kat daha artırarak Kudüs’teki yetimleri ve yoksul aileleri ihtiyaç sahiplerini korumaya çalıştık, tarihi eserlerimizin restorasyon ve imarlarını yaparak Kudüs’ün Osmanlı kimliğini korumaya çalıştık. Türkiye çapında Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı zihinlerde diri olması için anlattık. Bu yıl içerisinde Türkiye çapında hem okullarda hem evlerde hem salon programlarında yaklaşık 2 bine yakın etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinliklerde yaklaşık 120 bin insanımıza Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı anlattık. Bizim derdimiz ve hedefimiz İsrail Kudüs’te işgallerini 2 katına çıkarırken biz de burada çalışmalarımızı ikiye, üçe katlayacağız. 2026 yılına ilişkin dernek olarak planlarını anlatan Muhammet Demirci, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı her platformda anlatacağız 350 bin Kudüslü Müslüman bizim emanetimizdir" şeklinde konuştu. Son olarak tüm İslam alemine seslenen Demirci, "Hepimiz Kudüs ile ilgili en az günde bir faaliyet veya etkinlik yapılması gerekmektedir, bizler bunları yapabilirsek İsrail’in planına göre karşı bir plan yapmış oluruz. Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkacağız, koruyacağız yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz ifadelerini kullandı. Raporda açıklanan verilere 7 Ekim 2023’ten bugüne kadar Filistin genelinde soykırım nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 70 bin iken yaralı sayısının ise 171 binin üzerinde olduğu belirtildi.
Sivas Sivas’ın en büyük taş ocağında üretime başlandı Sivas Belediyesi tarafından yapılan kentin en büyük taş kırma ve eleme tesisi hizmete açıldı. Yaklaşık 100 milyon TL’lik maliyetle inşa edilen tesisin, 10 ayda kurulum maliyetini karşılaması hedefleniyor. Üretken Belediyecilik vizyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Sivas Belediyesi, yeni bir tesis daha hizmete açtı. Belediye’nin ihtiyacı olan hammaddeyi temin etmek amacıyla kurulan Tecer Taş Ocağı’nın açılışı gerçekleştirildi. Kentin en büyük Taş Kırma ve Eleme Tesisi olan Tecer Taş Ocağı’nın açılışına Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun ve protokol üyeleri katıldı. "Sivas Belediyesi’ne 250-300 milyon TL civarında kâr sağlayan bir tesis kuruyoruz" Saygı duruşu bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, "Burası 610 dönümden oluşan bir taş ocağı alanıdır. Tesis 240 dönümü oluşturuyor, geri kalanını da bizim tahsis aldığımız taş ocağı alanı oluşturmakta. Baktığımız zaman bu tesisi açmak için 1 yıldır mücadele veriyoruz. Alanı düzenledik, yollarını açtık, tesisin ihalesini yaptık. Saatte 375 ton taş üreteceğiz. Bu şu demek; Sivas’a senelik 1,5 milyon tonun üzerinde taş üretim ve kırma tesisini kazandırıyoruz. Taş işi yapanlar bilirler 140’lık bir çeneye sahip olan bir taş tesisini kuruyoruz. Bunun dışında 0 milimetreden istediğimiz taş örtüsünde taşı kırabileceğimiz bir tesis. Bunların yanında baktığımız zaman tesisin en önemli özelliklerinden birisi de çevreci olması. Toz ünitelerinden tutun da su sistemlerine kadar Sivas’ın en modern, çevreci tesisini kazandırmış oluyoruz. Bununla birlikte yapmış olduğumuz yatırım yaklaşık 100 milyon TL. Altını özellikle çizmek istiyorum, Sivas Belediyesi olarak şimdiye kadar yollar, altyapı, park ve bahçe alanları oluşturuyoruz ama bu tesisin bir özelliği var. Bu tesis Sivas Belediyesine kar sağlayacaktır. İşhan’daki ocakta bu sene 95 milyon kar elde etmişiz, bu tesisten gelecek seneki hedefimiz 150 milyon sağlamak. Bakın iki taş ocağından 250-300 milyon civarında Sivas Belediyesine kâr sağlayan bir tesis kuruyoruz" dedi. Destici: 100 milyonluk yatırım, 10 ayda kendini amorti edecek Sivas Belediyesi’nin son yapılan kamuoyu araştırmalarında da Türkiye’nin en başarılı ilk 3 belediyesi arasında olduğuna dikkat çeken BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Ne demiş atalarımız? ’At binenin kılıç kuşananın. Şu anda bizim Belediye Başkanımız atada iyi biliyor, kılıcı da iyi kuşanıyor. Dolayısıyla da böyle bir yiğide, Yiğido’ya destek olmak bizim de, sizin de, hepimizin de boynunun borcudur diyorum. Bakın iş adamları daha iyi bilir. Bir tesis yapıyorsanız, bir yatırım yapıyorsanız, hatta müteahhitler bilebilir. Bir daire yapıyorsanız bunun geliri kaç senede kendisini çıkarıyor ya da amorti ediyor. 10 senede kendini amorti ediyorsa çok iyi derler. Bakın bu tesis ne kadar sürede kendini amorti edecek biliyor musunuz? 100 milyonluk yatırım 10 ayda amorti edecek. 1 yıl bile değil. Çünkü her yıl 250-300 milyonluk dışarıdan bu malzemeyi belediye alıyordu. Bundan sonra bu para belediyenin kasında kalacak ve Sivaslıya yatırım ve sosyal destek olarak verilecek. Onun için bu yatırım çok önemli. Yani üç yüz milyona yakın para bundan sonra belediyenin kasasında kalacak. Sivas şu anda zaten Türkiye’nin yıldızı. Ama biz o yıldızı parlatmaya, büyütmeye devam edeceğiz. Sivas’ın, Sivaslının memnuniyeti bizim için en üst düzeydedir sözlerimin içinde de söyledim. Bizim Sivas’a her daim bir vefa borcumuz var. Biz hizmet etme aşkıyla inşallah yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu. Konuşmaların ardından Kur’an’ı Kerim tilavet edilerek dualar eşliğinde kurdele kesildi. Tecer Taş Ocağı, faaliyete açıldı.