KÜLTÜR SANAT - 30 Eylül 2024 Pazartesi 12:43

SANKO Holding, Karkamış Antik Kenti’ne arkeoloji alanında dünyanın en özgün koruyucu çatı eserini kurdu

A
A
A
SANKO Holding, Karkamış Antik Kenti’ne arkeoloji alanında dünyanın en özgün koruyucu çatı eserini kurdu

Karkamış Antik Kenti’nin 2015 yılından beri kazı sponsorluğunu üstlenen SANKO Holding tarafından Karkamış Arkeoparkı Aşağı Saray Alanı’na yaptırılan ve arkeoloji alanında dünyanın en özgün koruyucu çatısı tamamlanarak ziyarete açıldı.


Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Karkamış Kazısı Türk-İtalyan ortak ekibi iş birliği ve SANKO Holding sponsorluğunda yapılan Karkamış Arkeoparkı Aşağı Saray Alanı koruyucu çatısı tamamlandı. Arkeoloji alanında dünyanın sayılı büyüklükteki ve en özgün koruyucu çatısı olma özelliği taşıyan eserin açılışı Karkamış Antik Kent’te gerçekleşti.



Gaziantep Valisi Kemal Çeber, programda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin dört bir yanının birbirinden güzel olduğunu belirterek, “Tarihi, kültürel, turistik her türlü zenginliğimiz var. Gaziantep bölgesi üzerinde binlerce yıldır insan yaşamının hiç kesilmediği toprakların üzerindeyiz. Burayı hem koruyacağız hem de insanlığın hizmetine sunacağız” dedi.



Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise birlikten kuvvet doğan bir Gaziantep modeli olduğuna dikkat çekerek, “Karkamış bizim dünümüz. Gılgamış destanının yazıldığı yer. Her medeniyet Fırat elinde tutmuş. Karkamış stratejidir. Kültürün başkenti olma noktasındayız. Karkamış’ın önünde muhteşem bir gelecek var. Emek veren herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.



İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ise Antik Kent’in Karkamışlılara emanet olduğunu belirterek, “Karkamış’ı bir cazibe merkezi haline getirmek onlar için büyük bir kazanım. Devamında olacak olan kazılar belki uzun yıllar devam edecek” şeklinde konuştu.



Hem Gaziantep’in hem de Karkamış’ın turistik cazibesini artırmasının önemine vurgu yapan Erdoğan, “Bu tür yerlerin açığa çıkarılması, gençlerimizin de ilgisini çekmesi açısından da önemli. Bütün emeği geçenlere çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.



AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, Gaziantep Milletvekili ve TBMM Meclis İdare Amiri Sermet Atay, Gaziantep Milletvekili Mesut Bozatlı, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ve Karkamış Belediye Başkanı Mustafa Güzel de konuşmalarında projeye katkı sunanlara teşekkür ettiler.



“Kültürel mirasımıza sahip çıkmayı önemsiyoruz”


SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ise konuşmasında Karkamış kazılarına verdikleri desteğin kültürel mirası koruma ve gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarma amacı taşıdığını belirterek, “SANKO Holding olarak kültürel zenginliklerimizi ortaya çıkaracak projeleri desteklemeyi önemsiyoruz” dedi.



Önceki yıllarda Zeugma Antik Kenti’nde gerçekleştirilen acil kurtarma kazısına da sponsor olduklarını hatırlatan Konukoğlu, “Zeugma Antik Kenti kazılarından elde ettiğimiz olumlu sonuçlar bizi memnun etti. 2015’ten beri Karkamış’ta kazı, koruma ve araştırma çalışmalarını desteklemekten de onur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.



“Saygın kurumlar ve kendini işine adamış araştırmacılarla olan ortaklığımız sayesinde, arkeolojik bilgi alanında kayda değer keşiflere ve ilerlemelere tanık oluyoruz” diyen Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yürütülen kazılarla bölgeye, uluslararası kabul görmeye başlayan, yeni bir önemli potansiyel daha kazandırılmıştır. Karkamış Arkeoparkı, Gaziantep bölgesi için çok yüksek bir değer taşımaktadır. Bundan sonraki dönemde Karkamış’ın daha fazla kişi tarafından duyulacağına ve dünyanın birçok yerinden misafirlerini ağırlayacağına yürekten inanıyorum. Güzel bir geleceğe ulaşmanın yolu, memleketimizin ortak geçmişine sahip çıkmaktan geçiyor“.


Arkeo parkın korunmasının önemine vurgu yapan Konukoğlu, mimari kalıntılar ve yapıların, yenilikçi çatı örtüsü projesinin, SANKO Holding şirketi Poligon İnşaat tarafından tamamlandığını söyledi. Konukoğlu, "Prof. Dr. Nicol Marchetti Başkanlığında, Prof. Dr. Hasan Peker Koordinatör Başkanlığında yürütülen çalışmalar hepimizi oldukça heyecanlandırıyor. Üstün çaba ve emekleri için kendilerini ve ekiplerini tebrik ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mız, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Bolonya Üniversitesi ile bu özel çalışmada iş birliği içinde olmaktan mutluluk duyuyoruz. Açılışımız hayırlı uğurlu olmasını diliyor, şehrimiz ve ülkemiz için büyük önem taşıyan bu anlamlı çalışmaya emek verip katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.



SANKO örnek teşkil ediyor


Bologna Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Karkamış Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Nicolo Marchetti de konuşmasında Karkamış Arkeopark’ın Gaziantep için büyük önem taşıdığını belirterek, projeyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Bu dünya mirası için turistler gelecek. Bu Karkamış ve Gaziantep’in hazinesi. Koruma amacıyla projeyi hayata geçirdik. Bu çatı ayaksız olması bakımından önemli. En önemli keşiflerimizin kümelendiği Aşağı Şehir Saray Alanını örtmek, genişliği ve belirlediğimiz sınırlama nedeniyle, yani bölgedeki önemli stratigrafi nedeniyle araziye hiçbir temelin gömülememesi nedeniyle bir mühendislik zorluğunu temsil ediyordu. Mimar Ceren Uğurluer ile birlikte, ilk olarak 1990’larda Getty Conservation Institute tarafından tasarlanan bir konsept (hexashelter) geliştirdik, bu konsepti genişlettik ve ekstra ağır beton tabanlar, çelik özel bağlantılar, güneşe karşı özel bir ultra dirençli kaplama membranı gibi sofistike teknolojilerle donattık. Çatı genişletilebilir özellikli ve hava sirkülasyonuna izin veriyor. Yeni tasarım konseptleri getiriyor. Fırat vadisi ve demiryolu köprüsü manzarasını değiştirmedik. Çatı aynı zamanda kalıntıların sürükleyici bir şekilde ziyaret edilmesine ve gelecekte turistlerin yakın mesafeden görebileceği açık bir laboratuvar olacak mikro kazılara imkan sağlayacak. SANKO’nun bu projeyi gerçekleştirmeyi kabul etmesi, bu şirketin ve liderliğinin Gaziantep’e yatırım yapma konusunda ne kadar da kararlı olduğunu gösteriyor. SANKO, Gaziantep’teki mirası koruma ve kültür turizmini geliştirme konusunda gerçekten çok istekli, bu iş dünyasında oldukça sıra dışı ve sivil toplum için çok önemli. SANKO’nun açıklık ve katılımcılık konusunda yüksek bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz”.



Program, protokol tarafından kurdele kesimi ve Prof. Nicolo Marchetti’nin anlatımıyla kazı alanının gezilmesiyle sona erdi.



Arkeoloji dünyasının en özgün koruyucu çatı eserleri arasında


Aşağı Şehir Saray Alanı’nda geniş mühendislik çözümleri içeren çatı sistemi, stratigrafiye zarar vermeden inşa edildi. Yaklaşık 2 bin metrekare alanı kapsayan çelik çatının yapımı, eserlerin korunması amacıyla dışarıda tamamlandı ve çatı, parçalar halinde antik kente getirilerek monte edildi. Kazık çakılmadan yapılan çatının, arkeoloji alanında dünyada sayılı büyüklükteki özgün koruyucu çalışmalardan biri olduğu ifade ediliyor. Bu çatı, ziyaretçilere kalıntıları daha yakından görebilecekleri bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Projenin çatı tasarımı, diğer arkeolojik alanlarda da uygulanabilir bir model sunuyor. Antik alandaki koruyucu çatının tasarımı koruma ve zarif mimariyi bir araya getiren bir yaklaşım sergiliyor.



SANKO, insanlığın ortak kültürel değerlerine sahip çıkıyor


SANKO Holding, 120 yıllık köklü geçmişinden aldığı ilhamla insana, topluma ve ekonomiye değer oluşturmaya odaklanıyor. “Geçmişine sahip çıkmayanın geleceği olmaz” anlayışıyla geçmişle gelecek arasında köprü kuran SANKO Holding, insanlığın ortak kültürel değerlerine sahip çıkıyor. Büyük çaplı ve Türkiye için önemli ilkleri yansıtan kültürel miras projelerine destek veriyor. Yakın geçmişte Zeugma Antik Kenti’ndeki eşsiz mozaiklerin su altında kalmaması için başlatılan kurtarma kazılarına sponsor olarak, eşsiz mozaiklerin kurtarılması çalışmalarına katkı sağladı.


2015 yılından bu yana T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayelerinde, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi ve Bolonya Üniversitesi iş birliğinde bir arkeolojik hazine olan Karkamış Antik Kenti’nde, Türk-İtalyan Komitesi tarafından gerçekleştirilen arkeolojik kazı çalışmalarına SANKO Holding, koruma ve restorasyon çerçevesinde destek veriyor. Bolonya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nicolo Marchetti Başkanlığında, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Peker Koordinatör Başkanlığında, devam eden kazılarda çok sayıda bulguya ulaşılan Karkamış Antik Kenti ile Gaziantep’in turizm değerlerine yeni bir halka daha eklendi.


Antik kent alanı içinde yer alan arkeoparkın yıllar boyu donanımını sağlayan SANKO Holding, antik yapıların koruma süreçlerine entegre edilen teknolojileri kullanıyor. Peyzajı değiştiren müdahaleler yapmak yerine arkeolojik ve çevresel mirasın orijinal haliyle muhafaza edilmesi anlayışına bağlı kalan SANKO Holding, restorasyon çalışmalarında düşük profilli, az görünür, yerin ruhuna saygılı çözümler sağlıyor. Bu kapsamda araziye hiçbir temelin gömülememesi nedeniyle en önemli keşiflerin kümelendiği Aşağı Şehir Saray Alanını örtmek noktasındaki mühendislik zorluğu özel bir projeyle giderildi. Mevcut tarihi eserlerin yerleri ve dokusuna dokunulmadan, hassas bir çalışmayla antik kentin koruma altına alındığı özel çatı örtüsü, SANKO Holding şirketlerinden Poligon İnşaat tarafından tamamlandı.



Karkamış Antik Kenti’nde gerçekleştirilen törene Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Karataş, Gaziantep İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Halil Şen, SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, Gaziantep İl Emniyet Müdürü Celal Özcan, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Nizip Belediye Başkanı Ali Doğan, Gaziantep OSB Başkanı Cengiz Şimşek, Karkamış Höyük Koordinatör Kazı Başkanı Prof. Dr. Hasan Peker, SANKO Holding Mali Koordinatörü Tekin Alpay, SANKO Üniversitesi Genel Sekreteri Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Poligon İnşaat Genel Müdürü Ahmet Sayın, akademisyenler ve çok sayıda davetli katıldı.



SANKO Holding, Karkamış Antik Kenti’ne arkeoloji alanında dünyanın en özgün koruyucu çatı eserini kurdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç: "Ulu çınarların her zaman yanındayız" Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında; "Değerli büyüklerimiz, hayatınız boyunca bizlere kattığınız tecrübeler ve sevgiler için minnettarız. Siz büyüklerimizin bilgeliği ve sevgisi, her zaman yolumuzu aydınlatıyor. Ulu çınarlarımızın her zaman yanındayız" dedi. 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan Başkan Büyükkılıç, “Yaşlı çınarlarımızı kucaklayan bir belediyecilik anlayışı ile ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesiyle gönül belediyeciliğinin en güzel örneklerini vermeye gayret ettiğimiz yerel yönetim faaliyetlerimizde kimseyi ayırmadan, ayrıştırmadan, ötekileştirmeden ‘hep birlikte, Kayseri’yiz’ anlayışı ile bu birliğin ve beraberliğin şükürler olsun bereketini yaşıyoruz” diye konuştu. Büyükkılıç, uyum içerisinde, ortak akla ve istişareye önem vererek çalışmaları yürüttüklerini ve projeleri bir bir hayata geçirdiklerini vurgulayarak, “Şehrimizin dua kaynağı olan ulu çınarlarımızın da duaları ile muvaffak oluyor, Allah’ın yardımı ile de yolumuza devam ediyoruz. Mustafa Kumlu Ulu Çınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezimiz, Hacı Rukiye Gazioğlu Huzurevimiz, Hasta ve Hasta Yakınları Misafirhanemiz, Hospis merkezimiz, Engelli Yaşam Merkezimiz gibi bu alanlarda da ‘insan’a dair gönül belediyeciliğinin en güzel örneğini sergilemeye çalışıyoruz. Son süreçte Alzheimer Merkezi’nin de temellerini attık, inşaatı tüm hızıyla sürüyor. Türkiye’nin en modern ve donanımlı Alzheimer Merkezi olacak Naciye-Ramazan Büyükkılıç ve Kızları Alzheimer Gündüz Bakım Evi, yaşlılarımız başta olmak üzere bu rahatsızlıkla mücadele eden vatandaşlarımızın ve ailelerinin yanında olacak” ifadelerini kullandı. Mustafa Kumlu Ulu Çınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezi’nde ulu çınarların çok verimli vakit geçirdiğini hatırlatan Başkan Büyükkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu projelerimiz arasında en önemlisi olan Kayseri Büyükşehir Belediyemizin yaşlılar için önemli bir hizmeti olan Mustafa Kumlu Ulu Çınarlar Yaşlı Yaşam ve Dayanışma Merkezi’nde yaşlı çınarlarımızı en güzel şekilde ağırlamaya gayret gösteriyoruz. Merkezimiz içerisinde uğraş terapileri, kültürel, sosyal ve eğitsel faaliyetlerin gerçekleştirildiği aktivite odaları, destekleyici fizik tedavi hizmetlerinin sunulduğu fizik tedavi ünitesi, okuma faaliyetlerinin gerçekleştirildiği okuma salonları, müzik eğitimi ve koro faaliyetlerinin gerçekleştirildiği müzik odası, resim dersleri ve yağlı boya çalışmalarının yapıldığı resim odası, psikolojik destek hizmetinin sağlandığı, yaşlılara rehberlik ve yönlendirme faaliyetlerinin sunulduğu sosyal servis bulunuyor. Siz büyüklerimizin rahatı, konforu için güzel şehrimizi her geçen gün bir önceki günden daha iyi bir kent oluşturmak adına gecemizi gündüzümüze katıyoruz.” Başkan Büyükkılıç mesajını, “Bu duygu ve düşüncelerle 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nüzü kutluyor, daha nicelerine ulaşmanızı Mevla’mdan niyaz ediyorum. Bir de dualarınızı bizden esirgemeyin, eksik etmeyin diye ricada bulunuyor hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum” diyerek sonlandırdı.
İstanbul İsrail’in hedefindeki Lübnan’dan kaçış sürüyor İsrail’in saldırılarının ardından Beyrut’ta bulunan Lübnan vatandaşlarının ülkeden kaçışları sürüyor. Beyrut’tan İstanbul Havalimanı’na gelen yaklaşan 150 kişi, buradan diğer ülkelerdeki yakınlarının yanına gidiyor. İsrail’in Gazze’nin ardından Lübnan’a yönelik düzenlendiği saldırıların ardından ülkeden kaçış sürüyor. Bazı havayolları şirketleri Lübnan’a uçuşlarını askıya alırken, saldırılar nedeniyle orada yaşayanlar ülkeyi terk ediyor. Beyrut’tan kalkan Ortadoğu Havayollarına ait uçak saat 14.00 sıralarında İstanbul Havalimanı’na indi. Beyrut’tan gelen 150 kişi; ABD, Kanada ve diğer ülkelerdeki yakınlarının yanına gidecek. "Lübnan’daki durum oldukça kötü" Lübnan’daki durum oldukça kötü olduğunu söyleyen kişi, "Geçtiğimiz birkaç gün içinde Beyrut’ta çok fazla bombalama oldu. Başkent’te ciddi yıkım var. İnsanlar çok korkuyor. Ülkemiz için uluslararası yardıma ve duaya ihtiyacımız var" dedi. Bölgenin çok riskli olduğunu söyleyen bir yolcu ise, "Bu yüzden biraz dinlenmeye ihtiyacımız var. Daha sonra Lübnan’a geri döneceğiz. Emekliyim ve İstanbul’da yaşayan kardeşimi görmeye geldim. Beyrut’taki ailem güvende değil. Durum problemli. Orada yaşamayız" diye konuştu. "Beyrut’u da hedef almaya başladılar" Çok korkuttuklarını ve bu yüzden Beyrut’tan ayrıldıklarını söyleyen başka bir yolcu ise "Sadece Bekaa gibi ülkenin güneyini değil Beyrut’u da hedef almaya başladılar. Oldukça korkucu ve ayrılmak zorunda kaldık. Dönüp dönmeyeceğimizi bilmiyorum duruma göre karar vereceğiz. Birkaç hafta ya da bir ay sonra duruma göre karar vereceğiz. Karar vermek için çok erken. Durum oldukça kötü" dedi. Lübnan’da gazeteci olduğunu söyleyen başka bir kişi ise, Lübnan’daki durum yüzünden İstanbul’a geldin. son günlerde herkesin bildiği gibi durum iyi değil. Stres altında yaşamak istemiyoruz. Ne olacağını bilmiyoruz. Tüm bunlardan sonra İstanbul’a gelip bir süre kalmayı tercih ettim. Neler olacağını göreceğiz. Yakın zamanda Lübnan’a dönmeyi umuyorum. Neler olacağını bilmiyoruz ama iyi olmasını dileyebiliriz. Umarım durum yeniden istikrara kavuşur Lübnan’ın her yerindeki Lübnan ordusu güvende olur. Umarım eskisi gibi yaşamımıza devam ederiz" diye konuştu.
Gaziantep Doç. Dr. Barış: "Covid-19 aşıları kalp krizlerini önlemekte" Gaziantep Şehir Hastanesi Doç. Dr. Kardiyoloji Uzmanı Veysel Özgür Barış, Covid-19 aşılarının kalp krizini önlediğini söyledi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, 29 Eylül Dünya Kalp Günü kapsamında kalp sağlığına dikkat çekmek ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla özel bir etkinlik düzenledi. Her yıl dünya genelinde kutlanan bu önemli gün, kalp hastalıklarının küresel sağlık üzerindeki etkilerine vurgu yaparak, bu hastalıkların önlenmesi konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği etkinlik, hem yetişkinler hem de çocuklara yönelik kapsamlı bilgilendirme çalışmalarıyla kalp sağlığına dair önemli mesajlar verdi. Etkinlik kapsamında Gaziantep Şehir Hastanesi Doç. Dr. Kardiyoloji Uzmanı Veysel Özgür Barış, kalp hastalıklarının önlenmesi için sağlıklı yaşam önerileri sunarken, katılımcılara kalp sağlığını korumanın yolları hakkında eğitimler verdi. Doç. Dr. Kardiyoloji Uzmanı Veysel Özgür Barış, Covid-19 aşılarının kalp krizini önlediğini söyledi. “Kalp krizini önlemek bizim elimizde” Kalp krizini önüne geçmek için neler yapılması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Barış, “Hepimizin bildiği gibi hepimizin bir kalbi var. Bir tane hayatımız var. Kalbimize iyi bakmamız gerekiyor. Şu anda bütün dünyada erken ölümlerin en büyük sebebi kalp hastalıkları oluşturmakta. Çalıştığımız merkezde ortalama 20 hastaya kalp krizi nedeniyle hastalar geliyor. Yıllık olarak her gün 7 bin kişi gelmekte. Kalp krizini önlemek bizim elimizde. Kalp krizinin önüne geçebilmek için iyi beslenmemiz gerekiyor. Sigaradan uzak durulması gerekiyor. Hareketli ve spor yapmamız gerekiyor” dedi. "Kalp krizi 30’lu yaşlara indi” Doç. Dr. Barış, “Önceden kalp krizleri geç yaşlarda olurdu. Şu an bu sayı 30’lu yaşlara kadar düştü. Gelişen teknolojinin getirmiş olduğu hareketsizlik nedeniyle çok daha küçük yaş gruplarında da görmekteyiz. Aşı değil Covid-19 kalp krizine neden olmakta. Aşı ise kalp krizlerini önlemektedir” diye konuştu.
Ankara Bakan Göktaş: "Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "SODAM (Sosyal Dayanışma Merkezleri) ile başta Roman vatandaşlarımızın mesleki ve sanatsal gelişimlerine yönelik eğitimler veriyoruz. Bugün Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz" dedi. Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, 2023-2030 dönemini kapsayan Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve I. Aşama Eylem Planının değerlendirme toplantısına katıldı. Ankara düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Göktaş, Roman vatandaşların yoğun olarak yaşadığı şehirlerde 6 bin 603 konutun yapılmasını sağlayarak hak sahiplerine teslim edildiğini ve SODAM ile Roman vatandaşlara çeşitli konularda hizmet sağlandığını söyledi. "Roman vatandaşlarımızın hayat standartları iyileştirildi" Bakan Göktaş, 2009 yılında başlatılan Roman açılımının, bugün sosyal politikalar açısından çok anlamlı bir noktaya ulaştığını söyleyerek, "İlgili kamu kurumlarımızdan sivil toplum kuruluşlarımıza kadar tüm paydaşlarımızın katkılarıyla, bu ülkenin öz evladı olan Roman kardeşlerimiz için pek çok proje hayata geçirildi. Atılan güçlü ve kararlı adımlarla bugün Roman vatandaşlarımızın hayat standartları iyileştirildi. Eğitim, istihdam, barınma ve sağlık gibi temel haklara erişimlerinde önemli mesafeler kaydedildi. Toplumsal hayata tam katılımlarını sağlamak ve karşılaştıkları zorlukları aşmak amacıyla oluşturulan projelerle, Roman vatandaşlarımızın sosyal entegrasyon süreçleri hızlandırıldı. Sosyal hizmetlerden etkin şekilde faydalanmalarını sağlayacak özel hizmet modelleri geliştirildi. Bu bağlamda, Romanların kültürel zenginlikleri ve farklılıkları, ülkemizin bir parçası olarak daha fazla değer görmeye başladı" ifadelerini kullandı. "Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz" İzleme ve Değerlendirme Sistemi Bilişim Altyapısı kapsamında güncel verilere dayalı bir raporlama sistemiyle eylem planlarının hangi aşamada gerçekleştirildiğini takip edilebileceklerini söyleyen Göktaş, "Bunun yanı sıra Roman vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı 25 ilimizde oluşturduğumuz İl Çalışma Gruplarıyla değişen ihtiyaçlara özel hizmetler sunuyoruz. Yine Roman vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı şehirlerde 6 bin 603 konutun yapılmasını sağlayarak hak sahiplerine teslim edildi. Ayrıca, SODAM, yani Sosyal Dayanışma Merkezlerimiz ile başta Roman vatandaşlarımızın mesleki ve sanatsal gelişimlerine yönelik eğitimler veriyoruz. Bugün Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Sosyal Dayanışma Merkezlerimizdeki mesleki kurslarla ayrıca kadınların gelişimine ve hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oluyoruz. Merkezimizde kadınlara sosyal hayat tecrübesi sunmanın yanı sıra mesleki donanım kazandırmayı da amaçlıyoruz. Ekonominin içinde daha aktif şekilde yer almaları için eğitim içerikli kurslarımızla vatandaşlarımıza destek oluyoruz" dedi.
Kilis ‘Horoz karası üzümü’nün sofralara yolculuğu başladı Kilisin tescilli ürünleri arasında yer alan ‘Horoz karası üzümü’nün sofralara ulaşmak için zorlu yolculuğu başladı. Suriye’ye sınır kent olan Kilis’te, kentin tescilli ürünleri arasında yer alan ve çiftçilerin olmazsa olmazı olan ‘Horoz karası üzümü’nün zorlu yolculuğu başladı. Bağ makasıyla teveklerden kesilen üzümler, tanelerinken hem salkımından hem de çürüğünden ayrıldı. Sağlam olan üzümler, potasyum, soda ve zeytinyağı karışımıyla yağlanarak daha önce hazırlanan sergi alanlarında 7 ile 10 gün içerisinde güneş altında kurumaya bırakılıyor. Kilis karası, budama ve temizleme işlemlerinin ardından hasadından işlenmesine kadar her evresinde üreticisine katı sunuyor. Kilis’in verimli topraklarında yıllardır üretimi yapıldığı için şehrin adıyla anılan siyah üzüm, devlet desteğiyle 2020 yılında kurulan Üzüm Birliği sayesinde hem iç hem de dış piyasaya ihracat yapılarak, kış aylarının vazgeçilmezi oluyor. 7 ile 10 gün boyunca güneş altında bekliyor. Üzümün kurusu ve yaşı, bölge tarımına kattığı değer ile siyah inci olarak anılıyor. Sezon boyunca yaklaşık olarak 300 ton üzüm işlendiğini söyleyen Üzüm Üreticileri Birlik Başkanı Mehmet Yalçın, "Çiftçilerin geçim kaynağı olan birlik 2021 yılında faaliyete geçti ve GAP İdaresi, İpek Yolu Kalkınma Ajansı, Kilis Valiliği ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile ortaklaşa olarak 2020 yılında kuruldu. Yaklaşık olarak 4 yıla yakın bir süredir üzüm işleme tesisimizde üzümleri işleyip dünyanın dört bir tarafına göndererek mesaimize devam ediyoruz. Kilis’in adı ve coğrafyasıyla birleşen ve tescilli ürünü olan ‘Horoz Karası üzümü ‘nün sofralarımıza zahmetli yolculuğu devam ediyor. Bağlardan kesilen üzümler, ilk olarak güneş altında yaklaşık 7 ile 10 gün boyunca kurutuluyor ve daha sonra tüccarı olan ve olmayan üreticiler, ürünlerini birliğe getirerek piyasaya sunmak için hazır hale getiriyoruz. Sezonun başlamasıyla birlikte 2 vardiya şeklinde 44 kişi ile çalışarak günümüze kadar 300 ton üzüm işledik. Hedefimiz 500 ile 600 ton civarında. Tesiste işlenen üzümler, İstanbul, Ankara, Bursa ve Trabzon gibi illere gönderiyoruz. Hem iç piyasaya hem de dış piyasaya gönderimini sağlıyoruz’’ dedi.