EKONOMİ - 13 Kasım 2024 Çarşamba 14:46

Kuru meyve ihracatçıları yaşadıkları sıkıntılar için ortak mutabakat arıyor

A
A
A
Kuru meyve ihracatçıları yaşadıkları sıkıntılar için ortak mutabakat arıyor

Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, kuru meyve ihracatçılarının yaşadıkları sıkıntılar ile ilgili Gaziantep Valisi Kemal Çeber ile bir araya geldi.


Son dönemde Antep fıstığı fiyatlarının uluslararası fiyatların çok üzerinde seyretmesi ve yaygın stokçuluk faaliyetleri ile birlikte Avrupa pazarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan kuru meyve ve mamulleri ihracatçıları, sorunların çözümü için ilgili kurumları ziyaret ederek çözüm önerilerini dile getirmeye ve mevcut pazarları korumaya çabalıyor. Bu kapsamda, Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu son olarak Gaziantep Valisi Kemal Çeber’i ziyaret etti.



“Antep fıstığının ekonomiye olan katkısı, tüm bölgenin potansiyel gelişimi için de önem arz ediyor”


Yaşanan süreç ve Antep fıstığının öneminden bahseden Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çıkmaz, “Antep fıstığı bölge ekonomisine yıllık yaklaşık 5,5 milyar dolar katkı sağlayan, bölgemizin en önemli tarım ürünlerindendir. 2014 yılında 53 bin ton olan Antep fıstığı rekoltemiz 2024 yılında 500 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Diğer tarım ürünlerine göre çiftçisine de daha istikrarlı şekilde kazandıran Antep fıstığında özellikle 20 yıldır fide dikimi her sene artarak devam edilmektedir. Bu yılki rekoltemiz 500 bin ton olarak geçekleşmekte olup yeni ağaçların verimliliği ile 5 yıl sonraki öngörülen rekolte rakamı 1 milyon ton civarında olacaktır. Üretimin artışına paralel olarak gerek birliğimizin, firmaların ve odaların reklam, fuar ve ürün tanıtım gibi pazarlama çalışmalarıyla tüketimde de artış sağlanmıştır. Yılların bilgi ve emeğiyle üretilen, işlenilen ve satılan Antep fıstığı, son yıllarda büyük ve küçük ölçekli spekülatör stokçuların ilgi odağı olmuştur. Dolayısıyla hammadde olarak 2-3 yıl bekletilebilen Antep fıstığı, sosyal medyanın da etkisiyle sosyal medya platformunda herkes birbirinden etkilenerek, pazarda kimi zaman bollaşarak ani ve şiddetli fiyat düşüşüne, kimi zaman arz edilmemesinden ani ve şiddetli fiyat yükselmesine neden olmaktadır” dedi.



Antep fıstığındaki fiyat istikrarsızlığı ile ilgili de konuşan Mehmet Çıkmaz, “Fiyat istikrarsızlığı ihracatı baltalıyor, Kuru Meyve ve Mamulleri ihracatçısının Antep fıstığına olan güvenini azaltıyor, dolayısıyla yeni istihdam, yatırım ve tanıtım faaliyetleri askıya alınıyor. Bu fiyat istikrarsızlığının neticesinde Antep fıstığı ihracat oranı artamamakta, yıllardır ihracatın payı yüzde 10’u geçememektedir. Rekoltenin her sene arttığı Antep fıstığında ihracat payı da aynı oranda artmazsa önümüzdeki aylarda ve yıllarda, yılların emeğiyle üretilen Antep fıstığı hak ettiği değeri elde edememektedir” ifadelerini kullandı.


Kuru meyve ihracatında yaşanan en önemli sorunlara da dikkat çeken Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Çıkmaz, “Antep fıstığında, mahsulün geçen yıla oranla yüzde 400 fazla olmasına binaen, ihracatçılarımız yeni ve hali hazırdaki ürünlerin tanıtım ve talep oluşturma çalışmalarına ağustos ayından itibaren ağırlık vermişlerdir. Bu talepleri oluşturmak için büyük masraflar yapılmış, yeni yatırımlar ve istihdam artışı sağlanmıştır. Böylelikle hasat sezonu olarak kabul edilen 1 Ağustos ile 31 Ekim 2024 arasındaki dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 94 oranında ihracat artışı sağlanmıştır. Ancak, ürünlerin uygunsuz amaç ve şartlarla aracılar tarafından depolarda bekletilmesi fiyatların çok aşırı yükselmesine neden olmuştur” dedi.


Antep fıstığında hatalı depolama koşullarına da dikkat çeken Başkan Çıkmaz “Yine rekolte fazlalığına rağmen, uygunsuz bir şekilde depolarda bekletilen ve piyasaya arz edilmeyen Antep fıstığından ötürü doğrudan bir enflasyonist etki oluşmakta, Antep fıstığının yoğun şekilde kullanıldığı baklava, çikolata ve benzeri ürünlerde de fiyat artışları yaşanmaktadır. Depolarda uygun olmayan şartlarda bekletilen ürünler, mikrobiyolojik bakteri üretimine yol açmaktadır. Bu yıl rekoltenin yüksek olması ve son dönemde köylerde sayısı hızlıca artan fıstık işletmelerinin, gerek altyapı eksikliğinden gerekse de bilinçsizce faaliyet yürütmesinden ötürü geçtiğimiz yıllara kıyasla son dönemde Antep fıstığında mikrobiyolojik bakteriler daha sık görülmeye başlanmıştır. Böylelikle bin bir emek ve uğraşla oluşturulan yurt dışı talepleri, hızlı şekilde aynı ürünleri üreten, istikrarı sağlamış ve fiyat avantajı olan diğer üretici ülkelere kaymaktadır” ifadelerini kullandı.



Yaşanan büyük sorunların kısa sürede çözüme kavuşturulmaması durumunda uzun yıllardır büyük emeklerle oluşturulan pazarların kaybedilmesi riskiyle karşı karşıya kaldıklarına da dikkat çeken Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çıkmaz, sorunların çözümü için de, “Antep fıstığında arzın belli düzenlemelerle sürekli hale getirilerek dengelenmesi lazımdır. Şu anda yaptığımız girişimle, yurt içi arzda oluşan ve yıllardır süregelen problemlerden dolayı sanayici/ihracatçılarımıza Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yurtdışından ham madde olarak Antep fıstığı tedariğinin müsaadesinin sağlanması ve bu yolla bölge ve ülke ihracatımızda katma değerin yanında ihracatın artırılması amaçlanmaktadır. Rekoltenin bu kadar fazla olduğu bir dönemde, gönlümüz ham maddenin yurt dışından temininden yana olmasa da, ülkemizdeki ham madde fiyatlarının küresel fiyatların çok üzerinde seyretmesi ve ham madde tedariğinde yaşanan problemler sebebiyle ticaretin ve ihracatın sürdürülebilirliği, istihdamın ve işleme kapasitesinin devamlılığı amacıyla alternatif çözümlere mecbur kalınmaktadır” şeklinde konuştu.



İhracatçıların sorunlarına hızlı çözüm için kurumlarla ortak çalışmalar yapılacak


Sorunların çözümü için de kurumlarla ortak çalışma yapılacağını belirten ve konu hakkında bilgi veren Çıkmaz, “Gaziantep Valisi Kemal Çeber ile ortak çalışmalar için mutabakata varan Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, istikrarın sağlanması, sektörde istihdamın ve ülkeye döviz girmesi açısından ihracatın önünü açılması gerektiğine, ivedi bir şekilde sınırlı sürede, sınırlı miktarda olmak üzere Dahilde İşleme Rejiminin aktifleştirilmesi için çalışma yapılacağına ve orta vadede sektöre istikrar sağlanması, kooperatif kurma çalışmalarına başlanılması gerekliliği kararı verildi. Ayrıca Vali Kemal Çeber şehrimizin önemli tarım ürünü olan Antep fıstığında kayıt dışı ürünlere göz açtırılmayacağına, uygunsuz ve kayıtsız depolamaya müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti” diye konuştu.



Kuru meyve ihracatçıları yaşadıkları sıkıntılar için ortak mutabakat arıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Kolon kanserinde 40’lı yaşlara dikkat Toplumda oldukça sık görülen kalın bağırsak kanseri hakkında bilgilendirmelerde bulunan Denizli Özel Cerrahi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Nazmi Yaşar Sayım, kanserin belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu. Toplumda oldukça sık görülen halk arasında kalın bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri ile ilgili bilgiler veren Denizli Özel Cerrahi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Nazmi Yaşar Sayım, neleri dikkat edilmesi konusunda bilgiler verdi. Genellikle hastalar kabızlık, ishal, karın ağrısı, gizli kanamalar ve buna bağlı halsizlik ile kilo kaybı gibi şikayetlerle geldiğini dile getiren Uz. Dr. Sayım, hastaların özellikle 40 yaşından sonra en az 2 yılda bir kez doktora kontrole gidilmesi gerektiğini belirtti. “Kalın bağırsak kanserleri toplumda oldukça sık görülen bir sağlık problemidir” Kolon kanserinin hangi rahatsızlıklardan sonra oluşabileceğini anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Nazmi Yaşar Sayım, “Kolon kanserleri yani kalın bağırsak kanserleri toplumda oldukça sık görülen bir sağlık problemidir. Genellikle dışkılama alışıklıkların değişiklikler konusunda yani kabızlık, ishal, karın ağrısı, gizli kanamalar, buna bağlı halsizlik ve kilo kaybı gibi şikayetler ile hastalar bizlere başvuruyor. Kalın bağırsak kanserinde tanı konulduktan sonra ilk tedavisi cerrahi tedavi oluyor ama bazen cerrahi sınırlarına aşmamış olursa tedaviler değişebiliyor. Daha sonrasında ise çıkacak olan patoloji raporuna göre veya bunlara ek olarak kemoterapi ve radyoterapi raporları da eklenebiliyor” dedi. “Özellikle 40 yaşından sonra 2 yılda bir kez doktora gidilmesi gerekiyor” Normal dışkılama alışkınlıkların dışında bir şey fark edildiği ve bir kanama görüldüğü zaman muhakkak bir doktora başvurulması gerekildiğini ve özellikle 40 yaşından sonra en az 2 yılda bir kez doktora görülmesi gerekildiğini ve lifli gıdaların beslenme konusunda şart olunması gerektiğini belirten Uz. Dr. Sayım, “Hastalar kendilerine normal dışkılama alışkınlıkların dışında bir şey fark ettikleri zaman veya bir kanama gördükleri zaman muhakkak bir doktora başvurmaları gerekiyor. Özellikle 40 yaşından sonra en az 2 yılda bir kez kolonoskopi tetkikleri öneriyoruz. Vatandaşlarımız beslenmelerine dikkat etmeleri lazım. Alkol ve sigaradan uzak durmaları önemli. Lifli gıdalardan beslenmeleri en azından beslenme şartlarında da olsun dikkat etmeleri gerekiyor” diye konuştu.
İstanbul Şişli Belediyesi ve DİYAÇEV arasında anlamlı işbirliği: Diyabetli çocuklara sensör desteği verilecek Şişli Belediyesi, halk sağlığı alanında anlamlı bir projeye imza atarak, Diyabetli Çocuklar Vakfı (DİYAÇEV) işbirliğiyle, “Diyabetli Çocuklara Sensör Desteği” programını başlattı. Program kapsamında, Şişli’de yaşayan 18 yaş altındaki Tip 1 diyabet tanısı konmuş tüm çocuklara, 5 bin TL’lik Şeker Ölçüm Cihazı (Sensör) desteği verilecek. Projeyle ilgili konuşan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, “Bugünden sonra diyabet tedavisinin en önemli unsurlarından biri olan sensörlerle ilgili, 5 bin TL’lik maddi destek sunacağız” dedi. Şişli Belediyesi ve DİYAÇEV arasında imzalanan işbirliği protokolüyle Şişli’de, “Diyabetli Çocuklara Sensör Desteği Programı” hayata geçirildi. Protokol kapsamında Şişli Belediyesi, Tip 1 diyabet hastalığı tanısı almış Şişli’deki tüm diyabetli çocuklara, tedavi sürecinde hayatını kolaylaştıracak Şeker Ölçüm Cihazı (Sensör) desteği kapsamında her ay 5 bin TL’lik ödeme sağlanacak. Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ile DİYAÇEV Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun’un katılımıyla gerçekleşen etkinlikte protokol imzalandı. “Şişli’nin programı özgün bir program” Programda ilk olarak DİYAÇEV Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun konuştu. Hatun, diyabet sürecini yönetmenin önemine değinerek, “Bugün 14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Bundan tam yüzlerce yıl önce insülin keşfedildi. 104 yıl önce, insülin bulunmadan bütün Tip 1 diyabetliler, hayatlarını kaybediyordu. Kimse yaşamıyordu. Tip 1 diyabetli çocuklar için yıldızın parladığı bir diğer şey ise sensörlerin bulunması. Sevgili Emrah Başkanı tanıyorum. Çok iyi kalpli, akıllı olduğunu biliyorum. İstanbul ve insanları bildiğini biliyorum. Geçenlerde dedi ki; Şükrü Hoca, bununla uğraşalım, bir şey yapalım. Şişli’de bunu yapmak istiyoruz. Ben de dedim ki; yapalım. Ama farklı yapalım. Belirli miktarda maddi destekte bulunalım. Yani tek bir sensöre mahkum etmeyelim onları. Bu doğru değil. Sensörler çeşitli. O da sağ olsun kabul etti. Bu yüzden Şişli’nin programı, özgün bir program” ifadelerini kullandı. “Çocuklarımızın parmakları artık delinmeyecek” Şişli Belediye Başkanı Şahan ise konuşmasında, diyabetin bir kamu sorumluluğu olduğunu belirterek, “Tip 1 diyabet özellikle çocuklarımızı etkileyen, yaşam boyu süren ve yönetilmesi gereken bir hastalık. Erken yaşlarda başlayan diyabetle mücadele, sadece hastada olan yurttaşlarımızı değil, aileleri, bizleri, kamuyu, hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü diyabet, dikkatle yönetilmesi gereken bir süreç. Çocuklarımızı bu kentte eşitlemek mottosuyla yola çıkan bir sosyal demokrat belediye başkanı olarak da bu projeye adım atmak istedik. Tip 1 diyabetli çocuğun bir gününü anlatmak isterim. Dışarıdan enjeksiyonla insülin hormonunu düzenlemek zorunda. Bunları 24 saat boyunca takip etmek zorunda, hepimiz biliyoruz. Her gün kan şekerini ölçmek için defalarca kez parmağını delmek zorunda kalmasını biraz önce videodan da hep beraber izledik. Çocuklarımızın bu konusunu çözdük. Diyabetli çocuklarımızın parmaklarını günde 50-60 kez delinmesi yerine sensörle, günde 288 kez acısız şekilde şeker düzeyini ölçüyor. Çocuklarımızın korkmadan, acı çekmeden tedavilerini sürdürmek artık bu teknolojiyle mümkün. Ancak bu teknolojinin tabii ki bir maliyeti var. Bu sebeple sensörler, sadece belli ailelerin erişebildiği, birçok ailenin ne yazık ki mahrum kaldığı bir teknoloji. Sensörü, bir konfor ve bir lüks değil, diyabetli çocuklarımızın süreci için vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Onun için de bu projeyi başlatıyoruz. Şişli Belediyesi olarak bugünden sonra diyabet tedavisinin en önemli unsurlarından biri olan sensörlerle ilgili, 5 bin TL’lik maddi destek sunacağız. Şişli’de yaşayan 18 yaş altında tüm diyetli çocuklarımız bu destekten faydalanacak. Bu destekten sonra artık çocuklarımız acı çekmeyecek, parmakları delinmeyecek, aileler çocukları için uykusuz kalmayacak. Diyabet, korkulan bir rüya olmayacak” şeklinde konuştu. “Benim gibi çocukların da sensötü olsun isterim” 1 buçuk yıldır diyabet hastası olduğunu söyleyen Deniz Sansino, "6 buçuk yaşında diyabet Ti 1 oldum. Şu an 8 yaşındayım. Hastane sürecim kolay geçti fakat annemle babam için aynı şeyi söyleyemem çünkü sürekli şekerimi kontrol ediyorlar. Hastaneden çıkmadan birkaç gün önce bana sensör takıldı. Sensörle süreci çok daha kolay yönetebiliyorum. Parmaklarım delik deşik olmuyor. Ben benim gibi başka çocukların da sensör olmasını çok isterim” diye konuştu. Deniz’in annesi Tülay Sansino ise, “Diyabet zorlayıcı bir süreç. Özellikle anne babalar için. 24 saat çocuklarının şekerlerini kontrol ediyorlar. Şişli Belediyesi’nin desteği ile artık bu bölgedeki çocuklar sensör kullanarak üçüncü bir göze sahip olacaklar, şekerlerini daha kolay kontrol edecekler hem de anne babalar daha kolay bir süreç yönetecekler” dedi. Başvurular internet sitesinden yapılabilecek Şişli Belediyesi ve DİYAÇEV arasında imzalanan protokol ile hayata geçirilen “Diyabetli Çocuklara Sensör Desteği Programı”na, Şişli’de yaşayan 18 yaş altındaki bütün diyabetli çocuk aileleri başvurabilecek. Başvurular, Şişli Belediyesi web sayfasından (www.sisli.bel.tr) yapılabilecek. Sensörlerin kullanılması için eğitim verilecek Protokol kapsamında, DİYAÇEV tarafından Şeker Ölçüm Cihazı kullanmaya yeni başlayan her aileye, sensörlerin kullanımı ve verilerin değerlendirilmesi konusunda eğitim verilecek. Başvurular tamamlandıktan sonra TİP1 diyabetli çocuklara ve ailelerine yönelik tedavide güncel öneriler ve karbonhidrat sayımı konularını içeren 1 gün süreli eğitim verilecek. Ayrıca programdan yararlanan bütün ailelere, Ragnar Hanas’ın geçen yıl Türkçe’ye çevrilen “Çocuklarda, Ergenlerde ve Genç Erişkinlerde Tip 1 Diyabet: Nasıl Kendi Diyabetinizin Uzmanı Olursunuz?” isimli kitabı hediye edilecek.
Samsun SBB’den 8 ayda 850 milyon liralık altyapı yatırımı Samsun Büyükşehir Belediye (SBB) Başkanı Halit Doğan, görevi devraldığı 31 Mart 2024’ten bu yana il genelinde 850 milyon liralık altyapı yatırımı yapılarak 337 bin 935 metrelik hat döşendiğini söyledi. SBB, tüm ilçelerin güçlü bir altyapıya kavuşması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Altyapı yatırımlarına büyük önem verdiklerini ifade eden Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, göreve geldiği 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi’nden bu yana geçen 8 aylık sürede altyapıya 850 milyon lira yatırım yapılarak 337 bin 935 metrelik hat döşendiğini belirtti. Su ve kanalizasyon hizmetleri faaliyet tablosu verilerine göre en çok yatırım, içme suyuna yapıldı. İçme suyuna 325 bin 546 metrelik şebeke hattı Belediyenin Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilen toplam 325 bin 546 metrelik içme suyu isale ve şebeke hattının 44 bin 107 metresi Atakum’da, 14 bin 461 metresi Alaçam’da, 11 bin 114 metresi Asarcık’ta, 57 bin 292 metresi Bafra’da, 19 bin 27 metresi Canik’te, 25 bin metresi Çarşamba’da, 14 bin 285 metresi Havza’da, 3 bin 281 metresi İlkadım’da, 26 bin 396 metresi Kavak’ta, 33 bin 825 metresi Salıpazarı’nda, 28 bin 841 metresi Tekkeköy’de, 20 bin 476 metresi Terme’de, 8 bin 114 metresi Yakakent’te, 9 bin 210 metresi Vezirköprü’de, 2 bin 550 metresi 19 Mayıs’ta, 5 bin 300 metresi Ayvacık’ta ve 2 bin 267 metresi Ladik’te yapıldı. 80 metresi Alaçam’da, 20 metresi Asarcık’ta, 474 metresi Bafra’da ve 34 metresi de Çarşamba’da olmak üzere toplam 608 metre uzunluğunda yağmursuyu hattını bitiren SASKİ Kanalizasyon Dairesi Başkanlığı tarafından; Alaçam’da 887, Asarcık’ta 200, Ayvacık’ta 21, Bafra’da bin 944, Çarşamba’da 596, Havza’da 279, Kavak’ta 326, Ladik’te 512, Ondokuzmayıs’ta 95, Salıpazarı’nda 519, Terme’de 2 bin 243, Vezirköprü’de 4 bin 28 ve Yakakent’te 131 olmak üzere toplam 11 bin 781 metre kanalizasyon hattı imal edildi. “Samsun’umuz için özveriyle çalışıyoruz” Kentin tüm ilçelerinde altyapı iyileştirme çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Başkan Halit Doğan, “Samsun’umuzun 17 ilçesindeki tüm mahallelerimizde çalışmalarımızı özenle sürdürüyor; insanı merkeze alan yaklaşımımızla hemşehrilerimizin yaşam koşullarını daha da iyi hale getirmek için çalışıyoruz. İlçe bölge ayrımı yapmadan Samsun’umuzun her noktasına hizmet götürüyor, kentimizin altyapısını ilmek ilmek işliyoruz. Samsun Büyükşehir Belediyesi olarak tüm birimlerimizde olduğu gibi SASKİ ekiplerimizle birlikte de şehrimizi daha ileri taşımak için çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz. Altyapı çalışmaları noktasında SASKİ Genel Müdürlüğümüz, tüm birimleri ve ekipleriyle büyük özveri örneği sergiliyor. SASKİ ekiplerimizle birlikte 8 aylık süreçte 337 bin 935 metre uzunluğunda içme suyu, kanalizasyon ve yağmursuyu hattı imalatı gerçekleştirdik. Yatırım bedeli 850 milyon lira olan bir hizmeti de şehrimize sunmuş olduk. Sağlıklı kent, temiz su ve sağlam altyapı hedefiyle başlattığımız daha pek çok çalışmamız var. Bu işlerin yanında ilçelerimizde de içme suyu projelerimiz devam ediyor. Bunlardan bir tanesini yakın zamanda Kavak’ta hayata geçirdik. Divanbaşı Göleti’nden Güven Göleti’ne 12 km uzunluğunda yeni içme suyu iletim hattı yaparak Kavak ilçe merkezimiz, cezaevi ve 54 kırsal mahallemizi susuz kalmaktan kurtardık. Bunun gibi çok sayıda projemizi aynı azim ve kararlılıkla şehrimize kazandırmaya devam ediyoruz. Samsun’umuz için çalışmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Mersin Mersin Yenişehir’de sessiz çöp toplama dönemi başladı Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi, kent sakinlerinin yaşam kalitesini artırmak ve gürültü kirliliğini azaltmak amacıyla yeni nesil konteynerler ve sessiz çöp toplama araçlarını devreye soktu. Yenişehir Belediyesi, çöp toplama işlemlerinde gürültü oluşumunu engellemeyi hedeflediği yenilikçi uygulama ile yeni sistemde ’Çok Amaçlı Çevre Temizleme Aracı’ (ÇAÇA) olarak bilinen sessiz çöp toplama araçlarını kullanarak çöpleri kent sakinlerinin huzurunu bozmadan topluyor. ÇAÇA araçları, çöpleri bom sistemiyle alarak yeni nesil konteynerlerden boşaltıyor, böylece daha sessiz ve çevre dostu bir çöp toplama işlemi sağlanıyor. Yeni nesil konteynerler kullanılıyor Pedallı mekanizmaya sahip ve kapalı tasarımları sayesinde kötü kokuları engelleyen yeni nesil konteynerler, ana arterler ve yoğun kullanım alanları başta olmak üzere Yenişehir’in birçok noktasına yerleştirildi. Bu konteynerlerin 3 bin 750 litre kapasitesi sayesinde çöp toplama işlemleri daha az sıklıkla yapılarak hem zaman hem de kaynak tasarrufu sağlanıyor. “Yenilikçi çözümler üretmeye devam edeceğiz” Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Yenişehir’in temiz, düzenli ve yaşanabilir bir kent olması için çalışmaya, yenilikçi çözümler üretmeye devam edeceklerini ifade ederek şunları dile getirdi: “Yenişehir Belediyesi olarak hemşehrilerimizin huzurunu ve sağlığını her zaman ön planda tutuyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz sessiz çöp toplama sistemi ile özellikle gece saatlerinde oluşan gürültüyü en aza indiriyor, böylece vatandaşlarımızın rahatsız olmadan dinlenebilmesini sağlıyoruz. ÇAÇA araçları, yeni nesil konteynerlerle entegre olarak sessizce çalışıyor ve çöpleri bom sistemiyle topluyor. Bu sistemi daha fazla bölgeye yaymak ve kentimizin tamamında uygulamak istiyoruz. Ayrıca, sessiz toplama araçlarımızın sayısını artırarak sistemin kapsamını genişletmeyi hedefliyoruz.”