GÜNDEM - 17 Eylül 2024 Salı 16:52

İHA Gaziantep Bölge Müdürlüğü toplantısı yapıldı

A
A
A
İHA Gaziantep Bölge Müdürlüğü toplantısı yapıldı

İhlas Haber Ajansı (İHA) Gaziantep Bölge Müdürlüğü’nün 2024 yılı ilk 8 aylık çalışmalarının değerlendirildiği toplantı Gaziantep’te gerçekleştirildi.


İhlas Haber Ajansı (İHA) Gaziantep Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa ve Kilis illerinde görev yapan muhabirlerin katılımıyla Gaziantep’te 2024 yılı ilk 8 aylık çalışmaları değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya Gaziantep Bölge Müdürü Ahmet Orhan Akın, Adıyaman İl Temsilcisi Cihan Kizir, Malatya İl Temsilcisi Cahit Özçelik ile muhabir Hasan Eryılmaz, Kilis İl Temsilcisi Okan Genç ve Şanlıurfa İl Temsilcisi Şinasi İnan ile muhabir Bekir Şeyhanlı katıldı. Bölge Müdürü Ahmet Orhan Akın, toplantıda 2024 yılının ilk 8 ayının değerlendirmesini yaparak ajans çalışmalarını muhabirlerle paylaştı.


Toplantıda bölgedeki illerin durumu da değerlendirildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Vali Çiftçi; “Şehit ve gâzî olmak büyük bir onur ve gurur kaynağıdır” Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi "19 Eylül Gaziler Günü" vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Vali Çiftçi, “Şanlı tarihimizin çeşitli safhalarında gösterdiği eşsiz fedakârlıklar ile bayrağını, vatanını ve istikbâlini koruyan, bizlere iftiharlarla dolu bir tarih emanet eden gâzîlerimizi, minnet ve şükranla anıyorum.” diyerek bu toprakları vatan kılmak için canını hiçe sayan kahramanların, asırlardan beri milletimizin gönlünde ayrı bir yer edindiğini ifade etti. “Gâzîlerimiz emsalsiz cesaret ve fedakârlıklarıyla doludur” "Gazâ eden, ordunun başına geçip savaşan, savaştan sağ olarak zaferle dönen" anlamına gelen gâzîliğin, tarih boyu milletimiz tarafından evlatlarına "Ya gâzî ol, ya şehi" milli ideali ile aşılandığını vurgulayan Vali Mustafa Çiftçi, “Asırlardır istiklâlini canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz; şehit ve gâzî olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymıştır. Milletimiz; 1071’de Malazgirt’ten, İstiklâl Mücadelemize, terörle mücadeleden 15 Temmuz’a hâinlere karşı istikbâlimizi korurken gazâ anlayışı ile bu toprakları "Gaziler Yurdu" yapmıştır. Bu bereketli toprakları vatan kılarak bizleri bir bayrak altında hür yaşatmak için Anadolu’nun her karış toprağı, gâzîlerimizin emsalsiz cesaret ve fedakârlıklarıyla doludur.” şeklinde konuştu. “Gâzilik ruhu, bu topraklarda yetişen nesiller arasında bir ruh birliğidir” Türk askerinin bu hasletleriyle, kendi ülkesini ve halkını korumanın yanında bölgesindeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, soydaşların da umudu haline geldiğini ifade eden Vali Çiftçi, sözlerine şöyle devam etti, “Gâzîlerimiz; yurt içinde olduğu kadar yurt dışında gösterdikleri mücadeleleriyle de tarih sayfalarında yer almıştır. Gâzilik ruhu, bu topraklarda yetişen nesiller arasında bir ruh birliği oluşturarak, bağımsızlığımızın ve hürriyetimizin teminatı olmuştur. Ecdadımızın bıraktığı mirası devralarak, her geçen gün daha da ileriye taşıma sorumluluğunu gönülden hissediyoruz. Onlardan aldığımız güç ve ilhamla bu mübarek emanete kararlılıkla sahip çıkarak, birlik ve beraberliğimizi korumak, çocuk ve gençlerimize daha güzel bir hayat, daha müreffeh bir ülke bırakmak için milletçe sarsılmaz bir irade ile çalışmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle, bu toprakları bizlere vatan yapan aziz şehitlerimizi, ebediyete irtihâl eden kahraman gâzîlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından, 19 Eylül 1921 tarihinde TBMM tarafından Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" ünvanının verilişi vesilesiyle milletimizin gâzîlere olan derin saygısını ve minnetini dile getirmek amacıyla kutlanan "Gaziler Günü"nü tebrik ediyor, tüm gâzîlerimize şükranlarımı sunuyorum.”
İstanbul Prof. Dr. Ajlouni açıkladı: Cep telefonları, siber saldırıların hedefinde mi İsrail’in Hizbullah’a çağrı cihazları üzerinden yaptığı saldırılar sonrası, teknolojik cihazların güvenilirliği tartışma konusu oldu. İsrail’in siber saldırısını değerlendiren Prof. Dr. Naim Mahmood Musleh Ajlouni, ancak IP ve MAC adresleri gibi cihaza dair detaylı bilgilerin bilinmesiyle böyle bir saldırının mümkün olabileceğini ifade etti. İsrail’in Lübnan’da Hizbullah üyelerine ait çağrı cihazlarını eş zamanlı olarak patlatarak siber saldırı düzenlemesi tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. Cep telefonları gibi akıllı cihazlar üzerinden bu tür saldırıların mümkün olup olmadığı merak edilirken, İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Mahmood Musleh Ajlouni, konuya dair detaylı bilgiler verdi. “Böyle bir saldırı için üç şey gerekli” 2020 yılında Lübnan’a yönelik siber saldırı sonucu telekomünikasyon altyapısının kesintiye uğradığını hatırlatan Prof. Dr. Ajlouni, “Son saldırının gerçekleştirilebilmesi için teknik açıdan gerekenler şunlar: Tüm mesajlaşmayı ve kritik alarmı kontrol eden ve izleyen yazılım sistemi, ağdaki bir veya daha fazla çağrı cihazının IP veya MAC adresine erişim, kasıtlı veya kasıtsız olarak güvenliği tehlikeye atan bir kullanıcı veya saldırganların güvendigi içeriden bir kişi olması” dedi. Saldırının siber yolla ya da çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirilerek gerçekleştirilme ihtimalini değerlendiren Prof. Dr. Naim Mahmood Musleh Ajlouni, “Bence her ikisinin bir kombinasyonu olmalı, bu patlayıcı ileride kullanılmak üzere cihazlara zaten yerleştirilmiş. Bu durumda, saldırgan sadece patlayıcılara sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda tüm cihazların MAC ve IP adresi de dahil olmak üzere cihazların tüm teknik detaylarına da sahiptir” şeklinde konuştu. “Siber saldırı ile askeri sistemler manipüle edilebilir” “Bir ‘dijital savaş’ veya siber savaş sadece bugün mümkün olarak kalmayıp, aynı zamanda modern çatışmaların kritik bir bileşeni haline gelmiştir” diyen Prof. Dr. Naim Mahmood Musleh Ajlouni, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknolojik gelişmeler ve dijital altyapıya artan bağımlılık göz önüne alındığında, siber savaş kavramı önemli ölçüde gelişti. Birçok ülke askeri cephaneliklerinin bir parçası olarak saldırı ve savunma amaçlı siber yetenekler geliştirdi. Bu siber güçler, bir düşmanın elektrik şebekeleri, finansal sistemler, iletişim ağları ve askeri sistemler gibi kritik altyapısına saldırılar başlatabilir. Dijital savaş alanı ile kritik altyapı hedefleniyor. Dijital bir savaş sırasında, sosyal medya veya diğer çevrimiçi platformlar aracılığıyla dezenformasyon ve sahte haberler yaymak kafa karışıklığına ve güvensizliğe neden olabilir. Yapay zeka, siber güvenlik savunmaları tarafından tespit edilmekten kaçınmak için güvenlik açıklarını tarayabilir, büyük ölçekli kimlik avı saldırıları başlatabilir veya kötü amaçlı yazılımları hızla mutasyona uğratabilir. Siber saldırılar, yapay zeka güdümlü askeri sistemleri manipüle edebilir veya stratejik başarısızlıklara neden olabilir.” “Tüm cep telefonlarına patlayıcı yerleştirmek mümkün değil” Akıllı cep telefonları ve bilgisayarlar gibi teknolojik cihazların, bu ve benzeri saldırıların hedefi olup olmayacağına açıklık getiren İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Mahmood Musleh Ajlouni, “Bu ölçekte bir saldırının gerçekleştirilmesi için, IP ve MAC adresleri gibi, mobil cihazlar hakkında ayrıntılı bilgi gerekir. Bu bilgilerle, elde edilebilecek en fazla şey, veri çıkarmak, belirli bir kullanıcıyı izlemek veya muhtemelen iletişimlerini ele geçirmektir. Bununla birlikte, Hizbullah’a yönelik saldırıda olduğu gibi bir cihazı silahlandırma fikri gerçekçi değildir. Uzaktan tetiklenebilen tüm cep telefonlarına patlayıcı cihazlar dahil etmek mümkün değildir. Ayrıca, telekomünikasyon şirketleri, kullanıcıları korumak amacıyla devlet kurumları da dahil olmak üzere hem iç hem de dış denetçiler tarafından sıkı bir şekilde izlenmektedir. Bu nedenle, nihai bir sonuç olarak, cep telefonu kullanımıyla ilişkili önemli bir risk yoktur” ifadelerini kullandı.
Hatay 5 bin TL ödüllü 1 buçuk metrelik döneri yemeyi başaran 160 kiloluk adam zor anlar yaşadı Hatay’da sosyal medya üzerinden başlatılan 1,5 metrelik döner yeme yarışmasını kazanan Sergen Cingöz, 5 bin TL para ödülünün sahibi oldu. Döner yediği esnada zor anlar yaşayan 160 kiloluk Cingöz, kazandığı ödülle tatlı yemeye gideceğini söyledi. Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan ve sosyal medyada binlerce takipçisi bulunan Abdullah Gencer, depremin yıktığı memleketinde çektiği görüntüler ve yaptığı paylaşımlarla hemşehrilerine moral oluyor. Gencer, sosyal medya üzerinden Hatay’ın meşhur dönerinin tanıtımı amacıyla 1 buçuk metrelik döner yeme yarışması başlattı. Gencer’in başlattığı yarışmaya Yusuf Emre Fidan ile 160 kilogramlık Sergen Cingöz katıldı. Yarışmayı, 1 buçuk metre döneri yemeyi başaran Sergen Cingöz kazandı ve 5 bin TL’lik ödülü aldı. Döner yediği esnada zor anlar yaşayan ve midesi bulanan Cingöz, kendisini zorlayarak yemeyi başardığı dönerden kazandığı ödülle 1 buçuk metrelik döneri yiyemeyen Fidan’ın dönerinin ücretini de ödedi. İlginç anlara sahne olan döner yeme yarışmasında ödülü kazanan Cingöz, 5 bin TL parayı aldıktan sonra bu parayla tatlı yemeye gideceğini söyledi. “1.5 metre döneri yiyene 5 bin TL ödül verilirken yiyemeyen 600 TL dönerin parasını ödeyecek” 1 buçuk metrelik yeme yarışması düzenleyen fenomen Gencer, “1,5 metre döner yiyene 5 bin TL ödül verilecek ama yiyemeyen dönerin parasını ödeyecek. Bu yarışmaya katılmak isteyenler için sayfamda paylaşım yaptım. Sosyal medyadan başvuru yaptılar. Başvurular çok oldu ama ben 2 kişi seçtim. Yusuf ve Sergen arkadaşları seçtim. Yusuf arkadaşımız 1,5 metre döneri yiyemediği için kaybetti. Sergen arkadaşımızda bazı aksiliklerde olsa da 1,5 metre döneri yiyerek kazandı. 1,5 metre döneri yiyene 5 bin TL ödül verilirken yiyemeyen 600 TL dönerin parasını ödeyecek. Biz şöyle yeriz, böyle yeriz gibi çok mesajlar geldi. Sergen arkadaşımız ilk yarışmasında kaybetmişti ama yine de katılmak istedi ve sonunda kazandı. Yarışmalarımız devam edecek” dedi. "Kazandığım parayla kaybeden kardeşimin parasını ben ödeyeceğim" Yarışmadan kazandığı parayla döneri yiyemeyen ve 600 TL döner parasını ödemek zorunda olan diğer yarışmacının parasını ödeyeceğini belirten Cingöz, “Midemin durumu iyi; 1,5 metre döneri yerken çok zorladım. Bir dahaki yarışmada yarışacak kişilere başarılar diliyorum. Katılacaklara deneyimlerimi aktarabilirim. Bu sefer yiyeceğime inanmıştım. İlk yarışmadan önce tatlı yemiştim. Bunun etkisi çok oldu ve şimdi olmadı. Kazandığım parayla kaybeden kardeşimin parasını ben ödeyeceğim. Kalan parayla kesinlikle tatlı yiyeceğim. Para ödülü olan 5 bin TL ödülü aldım” şeklinde konuştu. “Yarışmayı kaybettiğim için dönerin ücreti olan 600 TL’yi ödeyeceğim” Dönerin 1 metresini yiyerek yarışmayı kaybeden Yusuf Emre Fidan, “Yarışmayı sosyal medyada gördüm. Kendime güveniyordum ama zorlanacağımı tahmin edemiyordum. Yarışmaya bomba gibi başladım ama sonunda patlamış vaziyette çıktım. Bayağı zorladı. Yaklaşık 1 metresini yedim. Yarışmayı kaybettiğim için dönerin ücreti olan 600 TL’yi ödeyeceğim” ifadelerini kullandı.