EKONOMİ - 18 Aralık 2024 Çarşamba 15:31

Hepsiburada, Gaziantep Ticaret Odası iş birliğiyle deprem bölgesindeki iş ortaklarıyla buluştu

A
A
A
Hepsiburada, Gaziantep Ticaret Odası iş birliğiyle deprem bölgesindeki iş ortaklarıyla buluştu

E-ticaret ile işini büyütmek isteyenler KOBİ’lere ve girişimcilere sunduğu uygulamaları ve fırsatları “Hepsiburada İş Ortağım Buluşmaları” ile duyuran Hepsiburada, bu kez deprem bölgesindeki iş ortaklarıyla Gaziantep’te bir araya geldi.


Gaziantep Ticaret Odası iş birliği ile gerçekleşen buluşmada, deprem bölgesinden yeni iş ortaklarına tanınan faydalar tanıtılırken ayrıca Gaziantep Ticaret Odası ile girişimci kadınları ve kadın kooperatiflerini desteklemek amacıyla bir protokol imzalandı.


Hepsiburada, “İş Ortağım Buluşmaları” etkinliklerinden bir diğerini deprem bölgesindeki iş ortaklarıyla bir araya gelmek üzere Gaziantep’te gerçekleştirdi. 6 Şubat depremlerinin ardından, afetten etkilenen 11 ilde e-ticaret ile kalıcı refahı tesis etmek için iki yıl sürecek Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü programını başlatan Hepsiburada, bu kez de Gaziantep’te çevre illerden gelen KOBİ, esnaf, girişimci kadın ve kadın kooperatiflerine işlerini e-ticarette büyütmelerini sağlayacak çözüm ve fırsatları tanıttı.


Etkinlik sırasında ayrıca Hepsiburada ve Gaziantep Ticaret Odası arasında bir iş birliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında Gaziantep Ticaret Odası’nın UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) ile hayata geçirdiği “Gaziantep’te Kadın Kooperatifleri ve Kadın Girişimcileri Güçlendirme” projesi kapsamında üretime başlayan kadınların ürünleri Hepsiburada ile e-ticarete kazandırılarak tüm Türkiye’ye ulaştırılıyor. Hepsiburada Gaziantepli girişimci kadınları desteklemek için Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programı kapsamında 1 milyon TL’ye kadar yüzde 50 komisyon indirimi, 500 ad. ücretsiz ürün fotoğrafı çekimi, 6 ay ücretsiz kargo, hediye HepsiAd reklam bakiyesi destekleri ve daha pek çok avantaj sunuyor. 25’e yakın Gaziantepli girişimci kadın ve kadın kooperatifinin 150’ye yakın ürününe Hepsiburada’da açılan Gaga Store mağazasından ulaşılabiliyor.



“Hepsiburada ile projemizin başarısına yeni bir boyut kazandırdık”


Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, GTO’nun ödüllü projesini Hepsiburada’nın Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü Programı desteğiyle e-ticarete taşıdıklarına vurgu yaparak, “Gaziantep Ticaret Odası olarak, kadınların ekonomik hayatta daha güçlü bir şekilde yer almasını sağlayacak her projeyi destekliyoruz. İşte bu anlayışla hayata geçirdiğimiz ’Kadın Kooperatifleri ve Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi Projesi’ bizim için yalnızca bir proje değil, aynı zamanda bir umut ve değişim yolculuğudur. UNHCR iş birliğinde 2022 yılında başlattığımız bu proje ile 200’den fazla kadına kapasite geliştirme eğitimleri, girişimcilik ve iş geliştirme destekleri sağladık. 15 yeni ürün geliştirdik, 7 patent başvurusunda bulunduk ve depremden etkilenen kadın kooperatiflerine 1 milyon 100 bin TL değerinde destek sunduk. Bu projenin en gurur verici başarılarından biri ise Dünya Odalar Federasyonu tarafından düzenlenen 13. Dünya Odalar Yarışması’nda, cinsiyet eşitliği kategorisinde dünya birincisi olmamızdır. Proje başarılarımızın en somut örneklerinden biri de GAGA Store’dur. Odamızın kurduğu Gaziantep Gastronomi Akademisi bünyesinde, kadınlarımızın ürettikleri ürünleri tüketiciyle buluşturan bir mağaza açtık. Bugün ise projemizin bu başarı hikâyesine yeni bir boyut kazandırıyoruz. Hepsiburada’nın Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü Programı desteğiyle GAGA Store’u e-ticarete taşıyoruz" dedi.



"Hedefimiz daha fazla Gaziantepli girişimci kadını e-ticaretle buluşturmak"


Yıldırım, Hepsiburada ile gerçekleştirilen işbirliğinin sadece sadece GAGA Store çatısı altındaki kadınları kapmadığını tüm Gaziantepli kadın girişimciler için olduğunu belirterek, “Gaziantep, kadınlarıyla var olan bir şehir. Bu şehir, 25 Aralık’ta 103’üncü yıl dönümünü kutlayacağımız Antep Savunması’ndaki Yirik Fatma’nın cesaretiyle yoğrulmuş, mücevherlerini satıp kutnu atölyesi kuran Gaziantep Ticaret Odası’na kayıtlı ilk kadın tüccar Fehime Ünver’in girişimci ruhuyla inşa edilmiş bir şehirdir. Bu köklü miras, bugün de üreten, cesur ve ilham veren kadınlarımızla geleceğe taşınıyor. Hedefimiz Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programından daha fazla kadının faydalanması, daha fazla Gaziantepli kadının e-ticaretle buluşması. Bunun için önümüzdeki süreçte Odamız ve Hepsiburada’nın özel çalışmalar yapacağının müjdesini vermek isterim” ifadelerini kullandı.



“Deprem bölgesinin kalıcı refahına e-ticaretle destek sağlıyoruz”


Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Ender Özgün ise “Hepsiburada olarak, kargodan ödeme ve vadelendirme çözümlerine, reklam ve pazarlama desteğine uçtan uca sunduğumuz çözümlerle ticareti dijitaleştiriyoruz. Ekosistemimizi oluşturan tedarikçilerimiz, iş ortaklarımız, çalışanlarımız ve müşterilerimizle birlikte, ekonomiye ve topluma katma değer sağlayan çözümler sunmaya odaklanıyoruz. Deprem bölgesindeki çalışmalarımız da bölgedeki ticaretin yeniden canlanmasına ve yerel ekonominin desteklenmesine yönelik bir yaklaşımı benimsiyor. Depremin hemen ardından başlattığımız “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü Programı” kapsamında, işletmelerimizin dijitalleşme sürecine katkıda bulunarak e-ticaret üzerinden ticaretlerini sürdürebilmelerini sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz. Depremden etkilenen çok sayıda işletme, programımız ve bölgede açtığımız E-ticaret İhtisas Merkezlerimiz aracılığıyla e-ticaret kabiliyetlerini artırdı, yeni müşterilere ulaştı ve satış hacimlerini artırma olanağı buldu” ifadelerine yer verdi.



“Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” ile 21 ayda 8,7 milyar TL’lik ticaret hacmi


Ender Özgün, “24 yıl önce Türkiye’de ticaretin dijitalleşmesine öncülük etme vizyonuyla yola çıktık” diyerek, sözlerinin devamında, “İş ortaklarımızla el ele işimizi büyütmek, teknolojik ve lojistik gücümüzle işlerine katkıda bulunmak ve Türkiye’yi birlikte güçlendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Bu hedef doğrultusunda, Hepsiburada İş Ortağım platformu ile iş ortaklarımıza anahtar teslim e-ticaret çözümleri sunuyoruz. Yeni iş ortaklarımıza özel olarak, işlerini büyütebilmeleri için ilk 3 ay boyunca komisyonlarda yüzde 50 indirim fırsatı tanıyoruz. Böylece daha avantajlı bir başlangıç yapmalarını sağlıyoruz. İş ortaklarımız ürünlerini yalnızca 2 saat içinde satışa açarak hızla satışa başlayabiliyor. Ayrıca, hem yeni hem de mevcut iş ortaklarımız geniş pazarlama ve reklam ağı desteğimizle satışlarını 4 kat artırma fırsatına sahip olurken, operasyonlarını haftada yalnızca bir fatura ile kolaylaştırabiliyorlar. Bunun yanı sıra, kredi ve erken ödeme seçenekleriyle finansman desteği sunarak nakit akışlarını daha verimli yönetmelerine destek oluyoruz.2023 yılının Mart ayında başlattığımız ‘Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü Programı’ ile KOBİ’lere ve esnaflara destek sağlamaya devam ediyoruz. Programın 21 aylık sonuçlarına göre, bölgede Hepsiburada ile e-ticaret yapan işletmelerin ticaret hacmi 8,7 milyar TL’ye ulaştı. Bu program sayesinde 115 bin kişiye istihdam sağlarken, 460 bin kişinin geçimini destekleyerek bölgedeki kalıcı refaha katkıda bulunmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.



“Kadınların üretkenliği teknolojiyle buluşuyor"


Türkiye’de kadın girişimcileri destekleyen ilk e-ticaret platformu olduklarına dikkat çeken Özgün, “2017 yılında başlattığımız ve aralıksız devam ettiğimiz ‘Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü’ programıyla bugüne kadar 60 bin girişimci kadını ve 280 kadın kooperatifini e-ticarete kazandırdık. Hepsiburada’da e-ticaret yapan kadınların 4 binden fazlası deprem bölgesinden. Bugün Hepsiburada’daki her 4 aktif satıcıdan 1’i kadın. Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programıyla kadınların üretkenliğini teknolojiyle buluşturuyor, sürdürülebilir kalkınmayı destekliyoruz. Yakın zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile imzaladığımız ‘Türkiye’nin Girişimci Kadınları Protokolü’ ile de bu alandaki çalışmalarımıza bir yenisini ekledik. Bu protokolle, kamu-özel sektör iş birliği konusunda da sektöre örnek bir uygulamayı hayata geçirmiş olduk. Girişimci kadınların azminin eseri olan 60 milyona yakın ürünü Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırıyoruz” diye konuştu.



“Girişimci Kadınlar E-ticaretle Sınırları Aşıyor” panelinde ilham veren hikayeler paylaşıldı.


“Girişimci Kadınlar E-ticaretle Sınırları Aşıyor” panelinde The Good Wild Kurucu Ortağı Dilara Koçak, Bone Sante Kurucusu Nezihe Filiz Toker ve Tinytrek Kurucusu Duygu Karaca Gaziantepli girişimci kadınlar ve kadın kooperatifleriyle ilham verici hikayelerini ve tecrübelerini paylaştı. Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programıyla Hepsiburada’da e-ticarete başlayan üç başarılı girişimci kadın, karşılaştıkları zorlukları ve e-ticaretin kadınlara girişimlerini büyütmek için sunduğu avantajları anlattı.


İkinci oturumda ise “Hepsiburada ile Deprem Bölgesinde Uçtan Uca E-ticaret” konuşuldu.



Hepsiburada, Gaziantep Ticaret Odası iş birliğiyle deprem bölgesindeki iş ortaklarıyla buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yapay zeka temelli bölümler yüksek sıralamalı öğrenciler tarafından tercih edildi 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla üniversitelerde faaliyete geçen yapay zeka temelli bölümler, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre yüksek sıralamalardaki öğrenciler tarafından tercih edildi. Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) yapılan açıklamaya göre, 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla üniversitelerde faaliyete geçen yapay zeka temelli teknoloji ve bilişim alanlarındaki yeni bölümler, YKS sonuçlarına göre yüksek sıralamadaki öğrencilerden büyük ilgi gördü. Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği, Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi, Veri Bilimi ve Analitiği, Robotik ve Yapay Zeka ve Yapay Zeka Operatörlüğü gibi yeni lisans ve önlisans bölümleri, yüksek başarı sırasına sahip öğrenciler tarafından ilk sıralarda tercih edildi. Yapay Zeka ve Veri Bilimi ilk 3 binden öğrenci aldı Yıldız Teknik Üniversitesi Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği bölümüne 3 bin 51, Özyeğin Üniversitesi Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği bölümüne 3 bin 793, İstanbul Teknik Üniversitesi Veri Bilimi ve Analitiği bölümüne 4 bin 963’üncü sıradan öğrenci yerleşti. Öğrenciler, geçmişte daha popüler olan tıp fakültelerine ve diğer mühendislik fakültelerine girebilecek puanı elde etmelerine rağmen tercihlerini yapay zeka temelli programlardan yana kullandı. Açıklamada, bu verilerin yeni teknolojiler alanında yapılan yatırımların ve YÖK’ün bu yönde açtığı yeni programların öğrenciler tarafından büyük ilgiyle karşılandığını ifade edildi. "Müfredat üzerinde çok ciddi ve titiz bir çalışma yapıldı" İTÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Güray Güler, "Veri Bilimi ve Analitiği bölümü açılırken müfredat üzerinde kapsamlı bir çalışma gerçekleştirildi. Yükseköğretim Kurulu, farklı üniversitelerden uzmanların yer aldığı bir komisyon kurarak ders programını titizlikle hazırladı. İTÜ olarak bu çalışmalara hocalarımızla katkı sunduk ve 2024-2025 akademik yılında bölümümüzü ilk kez açtık. Toplamda 30 kontenjanımız bulunuyor ve yeni bir bölüm olmasına rağmen öğrenci profilimiz oldukça başarılı" dedi. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Yasin Ulukuş da veri bilimi ve analitiğinin disiplinler arası bir yapıya sahip olduğunu belirterek, "Veri bilimciler, finans, tıp ve enerji gibi farklı sektörlerdeki sorunları çözmek için diğer alan uzmanlarıyla birlikte çalışır. Yapay zeka ile benzer temellere dayanan veri bilimi, daha çok insana dokunan problemlerin çözümünde ön plana çıkar" diye konuştu.
Kocaeli Seda Öğretir: "Meraklı olmak, soru sormak ve bu yetenekleri kaybetmemek işimizin olmazsa olmazlarından" Kocaeli’de katıldığı imza etkinliği ve söyleşide öğrencilerle bir araya gelen spiker ve yazar Seda Öğretir, gazetecilik mesleğini yapmak isteyenlere tavsiyelerde bulundu. Ünlü spiker, "Meraklı olmak, soru sormak ve bu yetenekleri kaybetmemek işimizin olmazsa olmazlarından" dedi. Özel bir okulun kütüphane açılışı için Kocaeli’nin İzmit ilçesine gelen spiker ve yazar Seda Öğretir, öğrencilerle bir araya geldi. Açılış öncesinde imza ve söyleşi programı düzenleyen ünlü spiker, söyleşi sırasında minikler ve velileriyle interaktif oyunlar oynadı. Oyunu kazanan velilere ve öğrencilere hediyeler veren Öğretir, söyleşi sonrasında miniklerin kitaplarını imzaladı. İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Süleyman Özdemir’in de katıldığı etkinlikte öğrenciler ve veliler keyifli anlar yaşadı. "Gerçekten samimi bir ilgiden söz ediyorum" Gazeteciliğe başlamak isteyenlere tavsiyelerde bulunan Seda Öğretir, "Öncelikle dünyanın meselelerine ilgi duymaları gerekiyor ama gerçekten samimi bir ilgiden söz ediyorum. Sadece Ortadoğu, Avrupa coğrafyasında, komşularımızda olan bitenler değil. Uzak mesafelerde ülkelerde olan bitenlerle de ilgilenmeleri gerekiyor. Dünya meselelerinin hepsiyle ilgilenmeleri gerekiyor. Ayrıca ülkemizin yakın tarihini de bence iyi bilmeleri gerekiyor. Özellikle cumhuriyet kurulduktan sonraki siyasi tarihi çok iyi bilmeleri gerekiyor. Çünkü hepsi üst üste gelen ve hepsi birbirinin parçası geriye dönük referansları anlayamadığınız zaman, referansları doğru yerlerde veremediğiniz zaman gazeteci açısından iyi olmuyor. Meraklı olmak, soru sormak ve bu yetenekleri kaybetmemek işimizin olmazsa olmazlarından" dedi. Eşi Cem Öğretir ile aynı meslekte olmanın zorluktan ziyade kolaylık sağladığını da dile getiren Seda Öğretir, "Arada bir rekabet yok, anlayış ve iş birliği var” ifadelerini kullandı.
Mersin Mersin’de denizi kirleten gemiye 20,5 milyon TL ceza Mersin Büyükşehir Belediyesi, Elektronik Gemi Denetleme Sistemi (EGDS) ile liman içerisinde denizi kirlettiği tespit edilen gemiye 20,5 milyon TL ceza uyguladı. Başkan Vahap Seçer, "Artık denizimizi ’Elektronik Gemi Denetim Sistemi’ ile denetliyoruz. Bundan sonra denizimizi kirletenlere göz açtırmayacağız" dedi. Türkiye’de deniz denetiminde yetkisi olan 2 büyükşehir belediyesinden biri olan Mersin Büyükşehir Belediyesi, deniz denetim tekneleri, insansız hava araçları ve sualtı drone sistemiyle 24 saat kesintisiz denetim yaparak var gücü ile çalışmalarını sürdürüyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığına bağlı Denizcilik Hizmetleri ve Denetimi Şube Müdürlüğü ekipleri, en son hayata geçirilen EGDS ile denizi kirleten gemilere anında müdahale ederek kirliliğe geçit vermiyor. EGDS ile sorumluluk sahasında bulunan her noktayı kontrol altında tutan ekipler, son olarak şikayet üzerine Mersin Limanı içerisine kirli, paslı, yağlı su bırakan bir gemiye 20,5 milyon TL idari para cezası uyguladı. Seçer: "Denizimizi kirletenlere göz açtırmayacağız" Başkan Seçer de konuyla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Mersin’de kimsenin denizi kirletmesine müsaade etmeyeceklerine dikkat çeken Seçer, "Denize paslı, yağlı su bırakarak kirleten bu gemiye 20.5 milyon TL ceza yazdık. Artık denizimizi ’Elektronik Gemi Denetim Sistemi’ ile denetliyoruz. Bundan sonra da denizimizi kirletenlere göz açtırmayacağız" ifadelerini kullandı.
Ankara TMO çeltik alım fiyatlarını açıkladı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda çeltik hasadının başlamasıyla çeltik alım fiyatının belirlendiğini açıkladı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda çeltik hasadının başlamasıyla birlikte 13 Eylül 2024’te çeltik alım fiyatlarını açıklandı. TMO, 2024 yılında Türkiye’nin çeltik üretiminin önceki yıla göre yüzde 11,2 artışla 1 milyon ton (pirinç karşılığı yaklaşık 600 bin ton) seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edildiğini belirttiği paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Hasat başlangıcından bugüne kadar piyasa fiyatları; orta tane gruplarda TMO fiyatlarının bir miktar altında, iri tane gruplarda ise TMO fiyatları seviyesinde veya bir miktar üzerinde oluşmuştur. Son günlerde çeltik piyasa fiyatlarında yukarı yönlü ani hareketlenmelerin yaşandığı, piyasaya olan ürün arzının kesildiği ve sonuç olarak sektörün ürün tedarik etmekte zorlandığı haberleri gelmektedir. Ülkemiz çeltik hasadının henüz tamamlanmış olması, rekoltenin geçen yılın üzerinde gerçekleşmesi, devir stoku miktarı, Kurumumuzun güçlü stokları, üretici elinde bulunan stoklar ile piyasada dolaşımda olan stoklar dikkate alındığında piyasa fiyatlarında dalgalanmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Kuruluşumuz, piyasaları anlık takip etmekte olup spekülatif hareketlerin devam etmesi halinde elindeki güçlü stoklar ve piyasa düzenlemesi kapsamındaki yetkilerini kullanarak piyasa fiyatlarının kabul edilebilir seviyelerde devam etmesine yönelik gerekli her türlü tedbiri alacaktır”.
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı”nın kararlarını açıkladı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından vatandaşlara sunulan hizmetleri değerlendirmek, beklentiler ve ihtiyaçlar bağlamında yeni gelişme ve planlamaları müzakere etmek üzere düzenlenen "44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı" 16-18 Aralık 2024 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. “Değişen Dünyada Diyanet Hizmetlerinin Geleceği” temasıyla sunumların yapıldığı toplantının sonuç kararlarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Salonu’nda kamuoyu ile paylaştı. "Siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler, insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır. Kararları 14 maddede açıklayan Erbaş, şunları kaydetti: “Dünya, siyasî, hukukî, içtimaî ve ahlakî açıdan derin krizlerin yaşandığı kaotik bir süreçten geçmektedir. İnsanın hayat hakkını, onurunu, hukukunu hiçe sayan bir anlayış tarafından toplumlar, zulüm ve şiddet sarmalında karanlık bir girdaba sürüklenmektedir. Sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa edilen küresel sömürü düzeninin devam ettirilebilmesi adına bütün insani değerler ayaklar altına alınmaktadır. Bunun bir sonucu olarak pek çok diyar, tüm dünyanın gözleri önünde tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne olmaktadır. Özellikle işgalci siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım karşısındaki sessizlik, aslında insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır. Bu durum, yeryüzünde adalet ve merhametin egemenliği için çalışanların yüklendiği sorumluluğun önemini ve ağırlığını gözler önünde sermektedir.” "İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir" Dünyayı kuşatan savaş, işgal, açlık, yoksulluk, göç gibi sorunların insanlığı umutsuzluğa sevk ettiğini aktaran Prof. Dr. Erbaş, “Hatta en müreffeh toplumları bile dünyanın gidişatı hususunda endişelendirmektedir. Söz konusu egemen anlayışların, insanlık için güzel bir gelecek vadetmediği de ortadadır. Böyle bir vasatta çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek insanlığı İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir. İslam’ın adalet, merhamet, barış ve itidal değerleri zemininde inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır” ifadelerini kullandı. "Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve özgüvenle imkânlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur" Dünyanın hızlı bir değişim sürecinden geçtiğini söyleyen Erbaş, Müslümanların inisiyatif alması ve vahdet bilinciyle hareket ederek güçlü çalışmalara imza atması gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve özgüvenle imkânlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde, inanç ve medeniyet değerlerimiz ekseninde toplumun tüm katmanlarını kuşatıcı bir anlayışla hizmet üretmektedir. Nesillerimizi ve tüm insanlığı İslam’ın hayat veren hakikatleriyle buluşturmak ve aydınlık bir gelecek inşa etmek adına güncel ihtiyaç ve beklentileri de dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini daha sistemli, düzenli ve organize hale getirmeye çalışmaktadır. Başkanlığımız, bütün mensuplarıyla birlikte yüce dinimiz İslam’ın erdemli birey, faziletli toplum ve huzurlu dünya mefkûresini gerçekleştirmek için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.” Aile kavramına dikkati çeken Erbaş, “Bugün dünyada meydana gelen ferdî ve içtimaî bütün hadiselerin, bir yönüyle aile ile irtibatı vardır. Toplumsal değişimler ailede başladığı gibi, çözülmenin ve bozulmanın merkezinde de aile yer almaktadır. Bu bakımdan aile kurumunun zamanın risklerine ve tehditlerine karşı korunması, insanlığın bugünü ve geleceği açısından büyük bir önem arz etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, İslam’ın hedeflediği adalete, merhamete ve muhabbete dayalı aile yapısını tehdit eden anlayış ve faaliyetler karşısında ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalarına yurt içinde ve yurt dışında büyük bir özveriyle devam edecektir” diye konuştu. "Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başkanlığımızın eğitim faaliyetlerindeki en temel amaç, inancına, değerlerine, tarihine, medeniyetine ve kimliğine sahip çıkan nesiller yetiştirmektir. Her yaş ve seviyeden insanımıza hizmet eden Kur’an kurslarımız, bu ideali gerçekleştirebilmemiz açısından sahip olduğumuz büyük bir imkândır. Çeşitli programlarıyla milletimize ve nesillerimize başta Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebevî olmak üzere İslam’ın temel ilkelerini öğreten Kur’an kurslarımız, özellikle çocuklarımıza milli ve manevi değerleri aşılayan, bir arada yaşama bilincinin oluşmasına katkı sunan önemli merkezlerdir. Bu bağlamda milletimizin büyük bir teveccüh gösterdiği 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımızda verilen eğitimin kalıcılığını sağlamak amacıyla geliştirilen 7-10 yaş grubu Kur’an kurslarımızın da milletimiz tarafından sahiplenilmiş olması, memnuniyet vericidir. Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir.” Prof. Dr. Erbaş, “Kur’an kurslarımızda büyük bir emek ve özveriyle hafızlığını tamamlayan gençlerimizin, sonraki akademik eğitim süreçlerinde hafızlıklarını korumakta zorlandıkları bir vakıadır. Bu durum, mezunlarımızın örgün eğitimleriyle birlikte hafızlık tekrarı da yapabilecekleri bir kurumsal yapının ihdasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda Başkanlığımız, hafızlarımızın hem nitelikli bir akademik eğitim alabilecekleri hem de hafızlıklarını koruyup mesleki yeterliliklerini geliştirebilecekleri Kur’an Eğitim Merkezlerini hayata geçirmiştir. İlk defa bu yıl faaliyete başlayan söz konusu Kur’an Eğitim Merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilerek yaygınlaştırılması, bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracaktır” diye konuştu. "7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir" Zaman ve mekan gibi kısıtlayıcı kavramların etkisini azaltan dijitalleşmenin; aileden eğitime, kültürden sanata, ticaretten sosyal hayata kadar her alanda yerleşik yapıları büyük bir hızla dönüştürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Ali Erbaş, “Teknolojik gelişmelere paralel bir şekilde ortaya çıkan yeni tezahürler, adeta yeni standartlar hâline gelmektedir. Dolayısıyla bugün özellikle irşat, rehberlik, eğitim, yayın gibi diyanet hizmetlerinin icrası noktasında, yeni gerçekliklere uygun yeni yöntemler geliştirilmesi elzemdir. Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı, dinimizin mutlak sabitelerinden vazgeçmeden, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini her geçen gün daha ileri noktaya taşımanın mücadelesini vermekte; hizmet perspektifini çağın imkân ve risklerini dikkate alan bir yaklaşımla sürekli güncellemektedir. Bu anlayışla gerçekleştirilen 7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir” şeklinde konuştu. "Din İşleri Yüksek Kurulumuz; ilmî araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta" İnsanların doğru bilgiye ulaşabilmesi için İslam’ın hakikatlerinin ve evrensel mesajının daha görünür, erişebilir hale getirilmesinin elzem olduğunu ifade eden Erbaş, “Bu bağlamda Din İşleri Yüksek Kurulumuz; ilmî araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta, İslam’ın bir bütün olarak doğru anlaşılmasını sağlamak, üretilen sahih dini bilgiyi tüm insanlığa ulaştırmak amacıyla çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Milletimizin büyük ilgi gösterdiği söz konusu faaliyetler, daha da güçlendirilerek ve yaygınlaştırılarak devam edecektir” kaydetti. "Dijital mecralardaki irşat faaliyetleri; daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli" Dijitalleşmeyle birlikte sahih dini bilgiden yoksun anlayışların medyada gelişi güzel bir şekilde yer almasının meselelere hakim olmayan Müslümanların zihinlerini bulandırdığını anlatan Prof. Dr. Erbaş, “Bu durum, aynı zamanda dinin doğru anlaşılmasının önündeki önemli engellerden biridir. Bu noktada yaşanan sorunlar, küresel boyutta bir tehdit haline gelen İslam karşıtlığına da malzeme üretmektedir. Dolayısıyla dijital mecralardaki irşat faaliyetleri, daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli; din istismarcılarına ve din adına her türlü cehaleti ve tutarsızlığı ortaya koyanlara fırsat verilmemelidir” ifadesini kullandı. "Toplumu dinî konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplumu dinî konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir. İtidalden uzak, nezaket ve zarafetten yoksun bir üslupla din anlatmanın İslam’ın bilgi ve ahlak değerleriyle, Müslümanlığın vakar ve izzetiyle bağdaşmadığı açıktır. Sırf daha çok izlensin düşüncesiyle aykırı söylemlerde bulunmak, sıra dışı tavır ve davranışlar sergilemek, toplumun din algısında büyük yaralar açmakta; aynı zamanda dini kurum ve değerlerin yıpratılmasına sebebiyet vererek sapkın anlayış ve akımların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla bu tür tutum ve davranışlardan azami derecede kaçınılması, din hakkında konuşan herkesin bu hassasiyetleri gözetmesi, ihmal edilmez bir sorumluluktur.” "Doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir" Erbaş, teknolojinin gelişmesiyle birlikte devasa haline gelen bilgi yığınlarının doğru bilgiyi tespit etmede zorlaştırdığını belirterek, şunları kaydetti: “Teknolojinin gelişmesiyle bilginin dolaşımının alabildiğine hızlandığı bilişim çağının en önemli çıkmazlarından biri, devasa bilgi yığınları ve veri merkezleri içerisinden doğru bilgiyi tespit etme sürecinin oldukça zorlaşmasıdır. Dolayısıyla doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığımızın ’toplumu din konusunda aydınlatma’ görevinin bir gereği olarak ürettiği basılı, süreli, görsel, işitsel, dijital yayınları büyük bir imkândır. Doğru dini bilgiye kolay ulaşım açısından söz konusu yayınların tanıtılması, ulaşılabilirliğinin ve erişilebilirliğinin artırılması önem arz etmektedir.” "Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza hizmet götürmektedir" Erbaş, Müslüman ülke ve toplumlarda Diyanet İşleri Başkanlığına karşı önemli bir teveccüh olduğunu dile getirerek, “Söz konusu gerçekliğin farkında olarak Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza, cami ve kültür merkezleri inşasından kurumsal rehberliğe, eğitim faaliyetlerinden dinî yayınlara kadar pek çok alanda hizmet götürmektedir. İslam’ın sahih kaynaklardan öğrenilmesi ve hayata huzur getiren mesajlarının yeryüzündeki herkes tarafından bilinmesi için, özellikle yabancı dil ve lehçelerde yayın hizmetleri vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Başkanlığımız bugün 55 dil ve lehçede yapmış olduğu yayıncılık faaliyetlerini her geçen gün güçlendirmenin ve çağın tüm iletişim kanallarını en etkin şekilde kullanarak İslam’ın hakikatlerini insanlığın idrakine sunmanın azim ve gayreti içerisindedir” şeklinde konuştu. "Medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir" Erbaş, inancın ve kültürün muhafazası ve nesillere aktarımında sanatın önemli bir rol oynadığını söyleyerek, "İnancın, kültürün, medeniyet değerlerinin muhafazası ve nesillere aktarımında önemli alanlardan biri de sanattır. Sanatı olmayan düşüncenin medeniyet inşası da muhaldir. Diğer yandan, medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir. Türk İslam sanatları, ihtiva ettiği estetik, incelik, derinlik ve zarafet gibi özelliklerle tarih boyunca nadide eserlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bugün de yeni nesillerin ve çağın insanının İslam sanatlarının engin dünyasıyla tanışması, güzellik duygusunun hakikat zemininde neşvünema bulmasını temin edecektir. Bu bağlamda Başkanlığımız, kurduğu Türk İslam Sanatları Daire Başkanlığı ile sanatsal etkinliklere yönelik faaliyetlerini artırarak devam ettirecektir." "Gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Son yıllarda insanlığın gündemini işgal eden büyük tehlikelerden biri, insanın psikolojik ve fizyolojik dengesini bozarak hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesine engel olan bağımlılıklardır. İnternet ve sosyal mecralar vasıtasıyla iletişimin ve etkileşimin küresel ölçekte yaşandığı bir çağda gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir. Bu süreçte gençlerimizi, çocuklarımızı doğru olana yönlendirmek ve onların istikballerini ipotek altına alan bağımlılıklara karşı topyekûn mücadele etmek, milletimize, insanlığa ve gelecek nesillere karşı önemli bir sorumluluktur. Başkanlığımız, gençlerimizi korumak ve geleceğimizi teminat altına almak için başta cami merkezli rehberlik faaliyetleri olmak üzere, tüm imkân ve araçları kullanarak her türlü madde ve davranış bağımlılığına yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına büyük bir gayret ve titizlikle devam etmektedir."