KÜLTÜR SANAT - 19 Ocak 2025 Pazar 09:28

Gaziantep’te son 20 yılın turist rekoru kırıldı

A
A
A
Gaziantep’te son 20 yılın turist rekoru kırıldı

Türkiye’nin en önemli turizm merkezleri arasında yer alan Gaziantep’te 2024 yılında turist rekoru kırıldı. 2024 yılında bir buçuk milyonu konaklamalı 2 milyonu aşkın kişi Gaziantep’i ziyaret etti.


Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin son yıllarda inanç, kültür ve gastronomi merkezi haline gelen, tarihi dokusu ve yapıların yanı sıra müzeleriyle turistlerin uğrak mekanı haline gelen Gaziantep’te son 20 yılın turist rekoru kırıldı. Dünyanın en eski 10 şehri arasında bulunan ve Osmanlı döneminden kalma tarihi cami, han, hamam, bedesten ve çarşıların yanı sıra geleneksel konakların bulunduğu Gaziantep’i 2024 yılında bir milyonu konaklamalı 2 milyonu aşkın kişi ziyaret etti.



Gaziantep, tarihi ve gastronomisi ile turistleri çekiyor


Gaziantep, sanayi ve ticaretinin yanı sıra kültürü, tarihi ve gastronomisi ile de göz dolduruyor. Her yıl milyonlarca turistin geldiği kent, doğal güzellikleri, tarihi alanları ve zengin mutfağı ile dikkat çekiyor. Önceki yıllarda turistlerin daha çok günübirlik uğrayıp gittiği Gaziantep, geçtiğimiz yıl yatılı olarak konaklanan şehir oldu.



Gaziantep’te konaklayan turist sayısı bir buçuk milyonu aştı


Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre, 2024 yılında 2023 yılına göre Gaziantep’te konaklayan turist sayısında yüzde 9,46 artış oldu. 2024 yılında Gaziantep’te konaklayan turist sayısı bir buçuk milyonu aştı. 2024 yılında Gaziantep’te bulunan turizm işletmesi belgeli otel sayısı 15 adet artarak 56‘dan 71’e çıktı. Müzeleriyle de öne çıkan Gaziantep’te Zeugma Mozaik Müzesi başta olmak üzere Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı müzeler, 2024 yılında 952 bin 298 yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı.



Zeugma Mozaik Müzesi, 2024 yılında 466 bin 102 ziyaretçi ağırladı


Zeugma Mozaik Müzesi, 2022 yılındaki 424 bin 989 olan rekor ziyaretçi sayısını geçerek 2024 yılında 466 bin 102 ziyaretçi ağırlayarak açıldığından beri en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştı. Tarihi, doğal güzellikleri, gastronomideki ünü, inanç ve kültür turizmi sayesinde ziyaretçilerin gözde merkezlerinden biri olan Gaziantep’teki turist yoğunluğu en çok esnafı mutlu etti.



Turist yoğunluğu Gaziantep esnafının yüzünü güldürdü


Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Gaziantep’te turizm alanında ciddi bir canlanmanın yaşandığını belirten esnaflar, sanayisi ve ticaretinin yanı sıra gastronomisiyle, turizmiyle ön plana çıkan ve son yılların cazibe merkezi haline gelen Gaziantep’e turistlerin ilgisinin her geçen gün arttığına dikkat çekti. Gaziantep’e gelen ziyaretçilerin en çok ziyaret ettiği çarşılar arasında yer alan ve kentin en eski çarşısı olan tarihi Almacı Pazarı’na gelen yerli ve yabancı turistlerin, yaptıkları alış verişle esnafın yüzünü güldürmenin yanı sıra kent ekonomisine büyük katkı sağladığını dile getirdi.



Yöresel lezzetlere ilgi yoğun oldu


Turistlerin ziyaretlerinde baklava, Antep fıstığı, kurutmalık, salça, baharat ve şire ürünleri gibi yöresel ürünleri tercih ettiğini belirten esnaf, 2024 yılının umduklarından çok daha güzel geçtiğini ve 2025’te de herkesi Gaziantep’e beklediklerini ifade ettiler.



“Bu sene de herkesi Gaziantep’e davet ediyoruz”


Tarihi Almacı Pazarı esnaflarından Beşir Tanrıkulu, “Gaziantep gerçekten turistik bir bölgedir. Turistik bir bölge olduğu için yerli ve yabancı turistlerin ilgisini bayağı çekiyor. Baklava ve Antep fıstığı başta olmak üzere lezzetleriyle de öne çıkan bir şehir olduğu için Gaziantep’te geçen yılaşırı bir turist yoğunluğu vardı. Yurt içinden ve yurt dışından ciddi bir ziyaretçi şehrimize geldi. İnşallah bu sene de aynı yoğunluğu bekliyoruz. Bu sene de herkesi Gaziantep’e davet ediyoruz. Antep Kalesi, Peynir Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi’nin yanı sıra Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesi Gaziantep’te bulunmaktadır. Turistik çarşı olarak Almacı Pazarı, Bakırcılar Çarşısı ve Gaziantep’in diğer tarihi, turistik yerlerini gezebilirler. Zaten Gaziantep’e gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği yerlerde bu yerlerdir” dedi.



“Turist yoğunluğu esnafa da yarıyor”


2024 yılının Gaziantep turizmi için çok güzel geçtiğini belirten Zübeyir Şenci ise, “Gaziantep geçen yıl turist konusunda çok iyiydi. Geçtiğimiz yıl Gaziantep’e gelen ziyaretçiler çok oldu. Gaziantep’in yemekleri, tarihi yerleri, müzeleri, kültürü, Antep fıstığı, baklava ve diğer lezzetli ürünleri yoğun talep görüyor. Gaziantep’in yemekleri çok lezzetli ve mutfağı da çok geniş olduğu için Gaziantep’e gelenler çok fazla oluyor. Gaziantep’in tarihi yerleri hiç tartışılmaz. Zeugma Mozaik Müzesi, Antep Kalesi, Savaş Müzesi ve diğer müzeler gibi gezilecek çok yerimiz var. Esnaf olarak Gaziantep’e 2025 yılında daha fazla turist bekliyoruz. Gaziantep’e gelen ziyaretçiler genelde alışveriş için Almacı Pazarı başta olmak üzere diğer çarşılara geldiği için bu durum bize de olumlu yansıyor. Turist yoğunluğu esnafa da yarıyor” diye konuştu.



Gaziantep’te son 20 yılın turist rekoru kırıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."