KÜLTÜR SANAT - 18 Eylül 2024 Çarşamba 13:18

GastroAntep Kültür Yolu Festivali’nde ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor

A
A
A
GastroAntep Kültür Yolu Festivali’nde ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor

Gastronomi alanında UNESCO’nun Şehirler Ağı’nda yer alan Gaziantep’te düzenlenen ve yoğun bir ilgi gören GastroAntep Kültür Yolu Festivali, ziyaretçi akınına uğruyor.


Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde bu yıl 6’ncısı düzenlenen GastroAntep Kültür Yolu Festivali büyük coşku ve heyecanla devam ediyor.


Gaziantep’in güneşten, topraktan ve tarihten gelen yerel lezzetlerini tüm dünyaya tanıtmak için 14-22 Eylül tarihleri arasında Festivaller Parkı’nda düzenlenen festival, yurt içinden ve yurt dışından kente gelen ziyaretçilerden yoğun bir ilgi görürken, ziyaretçiler festivalde kentin birbirinden lezzetli yemek ve tatlılarını yeme fırsatı buluyor.


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla 13 Eylül’de tarihi Hışva Han’da düzenlenen GastroAntep Kültür Yolu Festivali’nin tanıtım toplantısı ve 14 Eylül’de de tarihi Gaziantep Kalesi’nde şarkılar eşliğinde başlayan, otobüs, nostaljik araçlar ve motorların da yer aldığı kortej yürüyüşü ile Festivaller Parkı’nda startı verilen GastroAntep Kültür Yolu Festivali heyecanı sürüyor.


Gaziantep’in tescilli lezzetlerini tüm Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak amacıyla düzenlenen festivalde yiyecek ve içecek işletmeleri de kurdukları stantlarda ziyaretçilerini ağırlıyor.


Zengin içeriğe sahip dolu dolu etkinlikleriyle devam eden festivale gelen ziyaretçiler, Türkiye’nin en önemli lezzet duraklarından olan, baklavası, katmeri, beyranı, kebabı ve Antep fıstığı gibi birçok farklı lezzetiyle dünya çapında gastronomi merkezleri arasında yer alan Gaziantep’in lezzetlerini tadıyor.


Gaziantep’in tarihi ve kültürel zenginliklerinin tanıtılması, marka değerine katkı sağlanması ve yerel piyasanın canlandırılmasının hedeflendiği festivalde ziyaretçiler, düzenlenen etkinlerde de keyif dolu vakit geçiriyor.


Festival alanındaki onlarca stanttan gökyüzüne metrelerce kebap dumanı yükselirken, 9 günde rekor miktarda et tüketilmesi bekleniyor. Festivale katılan işletmeler hünerlerini sergilerken, mangallardan yükselen dumanlar festival alanını kapladı. Gaziantep’in lezzetlerini vatandaşla buluşturan yiyecek ve içecek işletmeleri festivale olan ilgiden dolayı memnun olduklarını dile getiriyorlar.


Kentin dünyaca ünlü baklavasından kebabına, beyranından katmerine, Antep fıstığından kurutmalık sebzeler gibi yüzlerce yöresel lezzetini ziyaretçilerle buluşturduklarını belirten işletme sahipleri, bu tarz festivallerin esnafa çok katkısının olduğuna dikkat çekiyor.


GastroAntep Kültür Yolu Festivali’ne yoğun bir ilginin olduğunu belirten kebapçı Enes Demir, festivale gelen ziyaretçilerin, Avrupa Birliği’nin (AB) tescil ettiği Antep baklavasından kebap çeşitlerine onlarca yöresel lezzeti tatma fırsatı bulduğunu belirterek, “Herkes festivale geliyor. Çünkü bu festivalde şenlik, heyecan, yiyecek ve içecek var. Gaziantep’in lezzetleri bu festivalde yer alıyor. Bu festival Antep sofrasıdır” dedi.


Gaziantep’in yanı sıra çevre illerden de festivale gelen ziyaretçilerin olduğunu bildiren Nuri Demir ise, “Festival çok yoğun ve dolu dolu geçiyor. Biz de bundan dolayı çok mutluyuz. Akşamları festival alanı kebaptan dolayı duman altında kalıyor. Her türlü kebap çeşidimiz var. Herkesi festivale bekleriz” ifadelerini kullandı.


Dondurma ve tatlı çeşitleri satışı yapan Harun Adam, “Festivala olan ilginin heyecanı bizi de sardı. İnanın günlerdir durmadan çalışıyoruz ama hiç yorgun değiliz. Festival dolu dolu geçiyor. Yurt içinden ve yurt dışından misafirlerimiz Gaziantep’in orijinal lezzetlerini tatmaya geliyor. Biz de kaliteli ürünlerimizi misafirlerinizle paylaşıyoruz. Festival beklentimizi yüksek bir şekilde karşılıyor” şeklinde konuştu.


Festivale gelen ziyaretçilerin Gaziantep’in birbirinden güzel lezzetlerinin tadına bakma fırsatı bulduğunu belirten Burcu Erzene, “Evet, Gaziantep’te kebap zamanı ve festival zamanı. Gaziantep deyince zaten akla gelen kebaptır, lahmacundur ve baklavadır. Şehir içinden ve şehir dışından gelen misafirlerimizi festivalde ağlıyoruz. Festivalimiz 9 gün boyunca devam edecek, herkesi festivale bekleriz” diye konuştu.



GastroAntep Kültür Yolu Festivali’nde ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Kıbrıs gazileri 50 önceki acıları gözyaşlarıyla anlattı Denizli’de Muharip Gaziler Derneği, 1974 Kıbrıs Savaşı’nın yıl dönümü ve 19 Eylül Gaziler Günü’nde gazilerin hatıralarını paylaştı. Savaşın zorluklarını ve kaybettiği arkadaşlarının acısını hatırlayan gaziler, genç nesillere vatan sevgisinin aşılanması gerektiğine vurgu yaptı. Denizli Muharip Gaziler Derneği, 1974 Kıbrıs Savaşı’nın yıl dönümü ve 19 Eylül Gaziler Günü’nde gazilerin hatıralarını tazeledi. Savaş sırasında karşılaştıkları zorlukları anlatan gaziler, vatan, millet ve bayrak sevgisiyle savaştıklarını ifade etti. Genç nesillere bu değerleri aşılamak için okullara giden gaziler, Atatürk’ün mirasını anlatmanın önemine dikkat çekti. “50 yıl geçmesine rağmen savaşın acısını hala yaşıyorum” Denizli Muharip Gaziler Dernek Başkanı ve Kıbrıs Gazisi olan Hamdi Helvacılar, savaşın 50 yıl geçmesine rağmen yaşadığı acıları hala unutamadığını vurguladı. Savaşın gerçekliğinin, filmlerdeki gibi olmadığını belirten Helvacılar, savaş hatıralarını ve kaybettiği arkadaşlarının acısını dile getirdi. 1974 Kıbrıs savaşında çıkarma gemileri ile çıkan ilk Türk askerlerinden birisi olduğu belirten Helvacılar, “20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs’a çıkarma gemileriyle çıkan ilk Türk askerinden birisiyim. Bu vesileyle tabii ki o dönemin ve o savaşın hatıralarını üzerinden 50 yıl geçti. 50 yıl sonra orada yaşadığımız acılar, savaş hatıralarını, yanımızda kaybettiğimiz arkadaşlarımız, şehit olanlar onların acıları hiçbir zaman yüreğimizden eksilmiyor. Tabii ki savaş diyoruz, ne yazık ki karşıdan göründüğü gibi ve anlatıldığı gibi bir sinema filmi gibi hiçbir zaman değil. Onu yaşayan başına gelen bilir. Savaş çok acımasız bir şey. Yaradan Yüce Allah bu ülkeye hiç bir zaman savaş göstermesin. Bir gazi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin bir muharip gazi olarak onur ve gurur duyuyorum. Denizli Şubesinin Türkiye Muharip Gaziler Derneği 25 yıldır onurla gururla şerefle şube başkanlığını yapıyorum. Elimizdeki tek mutluluk, şehitlik gazilik kavramını vatan millet sevgisini ayakta tutmak. Özellikle geleceğimizin teminatı öğrencilerimize gençlerimize vatan sevgisini, bayrak sevgisini, ülke sevgisini yani özgürce esaretten uzak yaşamanın ne olduğunu öğretmek için zaman zaman okulla gidiyoruz. Aldığımız görevlerde onlara bire bir Türk milletinin özünün ne olduğunu, temelin ne olduğunu, Atamızın ne olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk’ün neler başardığını anlatıyoruz. Bizler de birer muharip gazi olarak Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün canlı temsilcileriyiz. Bu nedenle böyle bir günde 19 Eylül arifesinde böyle bir günleri ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum” şeklinde konuştu. “Türk doktorun son anda fark etmesi sonucunda hayata tutundum” Savaşta düşman saldırısına uğradığı esnada yaralan Helvacılar, o dönemin şartları neticesinde sağlık ekiplerinin kendisine metal dikişler attığını hatırlattı. Metal dikişler nedeniyle kötüleşince çadırına sevk edilen Helvacılar, hayatta kalma hikayesini şöyle anlattı: “Savaşta belli bir zaman sonrasında yaralandım. Kendim ben patlayıcı madde uzmanıydım. Yaralanma sonucunda taarruza giderken bir saldırıya uğradık. Bizim cipimiz devrildi. Devrilme anında karşıda Rum ve Yunan askerlerinin saldırısına uğradık. Sağ baldırımdan ve bazı yerlerimden yaralandım. Sonrasında arkadaki Türk birlikleri bize yardıma geldi. Ardından sağlık ekipleri gelip bizlere ayağa kaldırdılar. Sonrasında sağlık ekipleri bizlere metal dikişler attılar. Vücudumuzda metal dikişler atıldıktan sonra bizim yaralarımızı daha da kötüleşmemize vesile oldu. Orada Barış Gücü çadırına götürdüler. Çadırın önüne geldiğimizde benimle birlikte üç tane ağır hasta vardı. Sonrasında yakın arkadaşım son nefesine verdi. Ben baygın vasiyetteydim ama duyuyordum. Oradan bir tane doktor geldi, yanılmıyorsam Türk doktoruydu. Doktor yanıma geldi, iki gözüme açıp kapatıp ‘Bu askerde hayat belirtisi var, çok kan kaybetmiş, bu askere gerekli ilaçları verin, bu askeri kurtaralım’ sözleri 50 yıl geçmesine rağmen bir türlü aklımdan çıkmıyor. Çünkü yok olmak ve var olmak an meselesiydi. Belki de o doktorun beni müdahalesi olmasaydı benim de şu anda sizlerin karşısında olmam mümkün değildi.” “Savaşta vatan, millet ve bayraktan başka bir şey düşünmeden savaştık” Savaş anında vatan, millet ve bayraktan başka bir şey düşünmediğini, tek hedeflerinin düşman askerlerini topraklardan def etmek olduğunu belirten Kıbrıs gazisi İbrahim Ali ise, “Savaş anında, girdiğin zaman başka bir şey düşünemiyorsun. Türkiye’de anneni, babanı veya çoluğun çocuğun varsa onları düşünemiyorsun. Orada önce vatan ve millet için ve bayrak için savaşıyorsun. Biz de vatan için savaşa girdik. Oradaki Yunanları ve düşmanları topraklardan def etmek için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bizim üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalıştık” şeklinde konuştu.