POLİTİKA - 07 Aralık 2024 Cumartesi 18:13

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye’nin 910 km uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye’nin 910 km uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. İl Kongresine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam rejiminin uzatılan eli idrak edemediğini söyledi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. İl Kongresine katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Erdoğan, Şam rejiminin uzatılan eli idrak edemediğini söyledi. Hiçbir ülkenin toprağında gözleri olmadığını vurgulayan Erdoğan, Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçekliğin olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin milli güvenliğini ve çıkarlarını tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceklerini belirtti. Erdoğan, "AK Parti Gaziantep İl Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum. AK Parti erdemliler hareketi olarak yola çıktığında dava erleridir. AK Parti’nin temelinde kardeşlik, muhabbet, dayanışma vardır. Partimizin sevda ve hizmet bayrağını dalgalandıran tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bize destek ve sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Yol ve dava arkadaşlığımız devam edecek. Gaziantep’te ilk olarak Güneyşehir’e gittik deprem ve sosyal konutun anahtar ve tapu teslim törenini gerçekleştirdik. 6 Şubat depremlerinden sonra ’Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyenleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. En son hak sahibi kardeşimiz yuvasına kavuşana kadar durmadan çalışacağız. Asrın felaketinde vefat edenlere rahmet diliyorum. Gaziantep gazanın, istiklal, istikbal, vatanın ne manaya geldiğini en iyi bilen şehirlerden bir tanesidir. Gaziantep’te analar er doğurur. Gazianteplinin sevdası Türkiye’nin sevdasıdır. Buradan 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat gelen ensarlar çıkar" dedi.


"Bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını çakıl taşında dahi gözümüz yoktur"


"Sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeler İdlib’teki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor" diyen Erdoğan, "Türkiye’nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu Suriye’de yaşanan gelişmelere gözlerini kapaması mümkün değildir. Perşembe günü Milli Güvenlik Toplantımızda Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışır ciddiyetle sahadaki durumu değerlendirdik. Bir defa şunu çok açık ve net söylemek isterim; bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını, çakıl taşında dahi gözümüz yoktur. Türkiye olarak bizim temennimiz komşumuz Suriye’nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz gerçekten çok zor günler geçirdi. Ağır bedeller ödedi. Büyük zulümler gördü. Yaklaşık 1 milyon Suriyeli rejimin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla siviller canice katledildi. 12 milyona yakın Suriyeli evini, yurdunu, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. 10 binlerce bebek, kadın, çocuk, yaşlı başka ülkelere göç etmek isterken yollarda can verdi. Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl unutabiliriz. Kuşatma altında bir dilim ekmek, bir lokma su bulamadığı için ölen sivilleri nasıl unutabiliriz. Bunun gibi hepimizin yüreğini dağlayan pek çok trajediye, katliama, insanlık ayıbına komşumuz Suriye’de şahit olduk. DEAŞ’ından PKK’sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında hem de çok vahşi bir şekilde icra etti. Türkiye kendisi için istediğini komşuları için de isteyen bir devlettir. Ekonomik kalkınması toplumsal huzuru, barışı ve güvenliğiyle nasıl bir Antep görmek istiyorsak Halep için de aynı temennide bulunuyoruz. Hatay’ın esenliğine nasıl önem veriyorsak Hama’nın, Humus’un, Şam’ın, Rakka’nın, Aynel Arab’ın da güven içinde olmasını arzu ediyoruz. Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bin yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz. İnşallah daha nice asırlar boyunca birlik ve dirlik içinde bir arada olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


"Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır"


Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu hakikati artık herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor. Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Ve Suriye tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz" dedi.


"Milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizin bilinmesini isterim"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceklerini belirterek, "Özellikle bölücü terör örgütünün selden kütük kapma hevesiyle hareket ettiğinin farkındayız. Türkiye olarak milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizi bilinmesini isterim. Sorumluluk sahibi tüm aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına destek vermesi tüm bölgemiz için en hayırlı yol olacaktır. Kan dökerek, can alarak, sivillerin üzerine bomba yağdırarak hiçbir yere varılmayacağını son 13 yılda yaşananlar herkese göstermiştir" ifadelerine yer verdi.


"Şam rejimi Türkiye’nin uzattığı elin kıymetinin bir türlü idrak edemedi"


Şam rejiminin uzattıkları elin manasını anlayamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu artık herkes kabul etmelidir; Suriye toprakları savaşa doymuştur. Suriye toprakları kana ve gözyaşına doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz barışı herkesten fazla hak etmektedir. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü güvenli bir şekilde kendi vatanlarında yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir. Türkiye’nin yegane amacı da tüm kesimleriyle Suriye halkının refahı ve esenliğidir. Biz ilk günden beri hep bunu savunduk hep bunun için çalıştık. Ne yaptıysak sadece ve sadece bunun için yaptık. Katliam ve zulümden kaçan kardeşlerimize kapımızı açarken de Suriye krizine çözüm bulmak için de elimizi uzatırken gayemiz daima buydu. Ama Şam rejimi Türkiye’nin uzattığı elin kıymetini bir türlü idrak edemedi. Uzattığımız elin ne manaya geldiğini anlayamadı. Türkiye dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır. Huzurun, barışın hakim olduğu Arap, Türkmen, Kürt, Alevi, Sünni, Hıristiyan ayırt etmeksizin hiç kimsenin dışlanmadığı, kimsenin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmediği, zulme uğramadığı, farklı kimliklerin yan yana sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. İnşallah çok yakın gelecekte böyle bir Suriye’yi göreceğimizi ümit ediyoruz" diye konuştu.


"Siz Şam rejiminin değil, Türkiye’nin ana muhalefet partisisiniz"


CHP’ye yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin Gazze, Lübnan, Ukrayna ve Suriye’de barışın sağlanması için gösterdiği çabayı tüm dünya çok iyi biliyor ve takdir ediyor. Katıldığımız her uluslararası toplantıda ülkemizin dış politikada artan ağırlığına bizzat tanıklık ediyoruz. Ama bu gerçeği muhalefet bir türlü görmüyor, görmek istemiyor. Ülkemizin doğrudan güvenliğini ilgilendiren meselelerde dahi muhalefetin hemen istismar siyasetine sarıldığını görüyoruz. Kılıçdaroğlu idaresindeki eski CHP’nin Suriye krizine hangi mercekten baktığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Bu zatın Suriyeli muhacirlere yönelik nefret söylemlerinin gerisinde de aynı sebepler var. Sosyal medya paylaşımları bu şahsın karın ağrısının bugünlerde tekrar artmaya başladığını gösteriyor. Eski yönetimin marazlı yaklaşımının CHP’nin yeni yönetiminde devam etmesi CHP adına utanç vericidir. Sayın Özel’in grup toplantısında hükümetimizin Suriye politikasıyla ilgili sarf ettiği sözlerin elle tutar hiçbir yanı yoktur. Anlaşılan Sayın Özel, iyice kızışan parti içi iktidar kavgasından başını kaldırıp dünyada ne olup bittiğini takip dahi edemiyor. Tıpkı devrik genel başkan gibi birilerinin eline tutuşturduğu kağıtları okuyarak, saçma sapan iddiaları gündeme taşıyor. Kendisine tavsiyem, siz Şam rejiminin değil, Türkiye’nin ana muhalefet partisisiniz. Dolayısıyla gelişmelere Ankara merkezli bakmanız beklenir. Haleplilerin Türkiye’yi ve ay yıldızlı bayrağımıza muhabbet duyması CHP’yi niçin rahatsız oluyor. Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına dönme ihtimalinden CHP yönetimi niye rahatsız oluyor. Türkiye’nin bölücü terör belasını sınırlarından uzaklaştırma iradesinin size dokunan tarafı nedir. Eski yönetim döneminde CHP’yi enfekte eden etnik köken virüsünden ne zaman kurtulacaksınız. Ülkemize başkalarının penceresinden bakmayı bırakıp ne zaman Türkiye partisi olacaksınız. Sayın Özgür Özel CHP’yi normalleştireceksen Türkiye meselesinde eski yönetimin bıraktığı kötü mirasla da hesaplaşması gerekir" şeklinde konuştu.


"Kongre takvimimiz tüm siyasi partilere örnek olacak şekilde ilerliyor"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "12 Ekim’de başlattığımız 8. olağan kongre sürecimizi kardeşlik şöleni havasında devam ettiriyoruz. İlçe kongrelerimiz neredeyse tamamlandı. Geçen haftadan itibaren il kongrelerimizin startını verdik. Kongre takvimimiz tüm siyasi partilere örnek olacak şekilde ilerliyor. Gençlerimizin heyecanını önemli kazanım olarak görüyoruz. Birileri bu parti içinde yıllarca kardeş kavgası çıkmasını bekledi. Bunları her defasında hüsrana uğrattık. AK Parti kadroları arasında ayrılık görmeyi murat edenler 22 yıl boşuna beklediler. İnşallah 10 yıllar boyunca da boşuna bekleyecekler. Aramıza fitne çıkarmak istediler başaramadılar bundan sonra da başaramayacaklar. Her kongremizi bir bayrak yarışı, bir nöbet değişimi olarak gördük. Devreden ve devir alan arkadaşlarımız oldu. Bu süreçlerin tamamını partimize, dava arkadaşlarımıza yakışır bir şekilde icra ettik. Bizim görevimiz aziz milletimize aşkla hizmettir. Bizim görevimiz Türkiye’yi her alanda yüceltmektir. Bizim görevimiz milletimizin dertlerine çare bulmaktır. Millete hizmet yolunda yorgunluk, dargınlık, küskünlük yoktur. Yerine göre bedel ödeyip canımızı ortaya koyacağız. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz. Birlikte yürüyeceğimiz daha çok çetin yol var" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Turan: “Suriye’de 13 bin briket ev inşa ettik” Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, Suriye’de 13 bin briket ev ve 540 sosyal konut inşa ettiklerini ve bu yıl 3 milyon 370 bin 124 Filistinliye yardım ulaştırdıklarını belirterek, "Dünyada fakir devletlerin en çok sevdiği ülke Türkiye’dir” dedi. TDV Genel Müdürü İzani Turan, vakfın genel merkezinde 2024 yılını değerlendirerek, Suriye ile Filistin’deki yardım faaliyetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Turan, “Türkiye Diyanet Vakfı neden Türkiye dışındaki birçok coğrafyalarda da faaliyet gösteriyor” eleştirilerine ilişkin şunları söyledi: “Biz emanetçiyiz. Diyorsunuz ki ‘Benim şu emanetimi şuraya ulaştır. Filistin’e, Gazze’ye, Suriye’ye ulaştırın’ dendiği anda vakıf mesuliyeti içerisinde bunu emanete alıp, bize milletimiz neyi emrettiyse biz gereğini yaparız. Gazze’ye denilen şey Suriye’ye, Suriye’ye denilen şey Gazze’ye asla ve asla verilemez. O adrese gitmek mecburiyetinde. Bu hem Allah’a karşı mesuliyetimiz hem de bizi denetleyen kurumlara karşı mesuliyetimiz.” “Dünyada fakir devletlerin en çok sevdiği ülke Türkiye’dir” Yurt dışında hangi din ve dilden olursa olsun insanların Türkiye’ye müthiş bir teveccühü olduğunu söyleyen Turan, “Dünyada fakir devletlerin en çok sevdiği ülke Türkiye’dir. Bunun belki bizim için değil geleceğimiz için çok büyük bir güç olduğuna inanıyorum. Bu ülkeler hazineleri ile çok güçlü ülkeler ama ne yazık ki o hazineye sahip değiller. Türkiye Diyanet Vakfının oraya gitmesi, oradaki insanımıza o farkındalığı oluşturması bile insanlık adına çok önemli bir kazanımdır. Bizim mottomuz ‘yeryüzündeki iyilik hakim olsun, iyiler egemen olsun.’ Bütün gayretimiz bu” ifadelerini kullandı. “Açıkta kimsenin kalmayacağı bir anlayışla devam edeceğiz” Dünyada 149 ülkede yardıma muhtaç insanlara hizmet götürdüklerini dile getiren Turan, Türkiye’deki bin 3 şube ile de ihtiyaç sahiplerinin her zaman yanında olduklarını belirtti. Turan, “Bizim imamımızın olmadığı bir köy yok. Devletin bir muhtardan başka temsilcisinin olmadığı yerde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı var. Oradaki görevlimiz bizim bir mensubumuz. Bin 3 şubede oranın müftüleri bizim şube başkanımız. Dolayısıyla nerede bir aç ve susuz var biz onun farkındayız. Hepsine belki de yetişemiyoruz. Bir güç meselesi ama inşallah milletimizin güveni devam ettikçe inanıyorum ki aç ve açıkta kimsenin kalmayacağı bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Türkiye Diyanet Vakfının 55’inci kuruluş yıl dönümünün 2025’e denk geldiğini hatırlatan Turan, 2025’e özel birçok çalışma yapacaklarını dile getirdi. Turan, söz konusu çalışmaların tanıtımını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile duyuracaklarını söyledi. “2024 yılında 55 milyon 171 bin 42 kişiye ulaştık” Turan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gittiğimiz yerde ’Dilin, milletin ve mezhebin ne?’ sorusunu sormuyoruz. Çünkü hedefimiz insan ve insanın iyiliği. 2024 yılında 55 milyon 171 bin 42 kişiye ulaştık. Ramazan yardımlarımız başta olmak üzere 2 milyon 46 bin kişiye milletimizin emanetlerini ulaştırmış olduk. Vekalet yoluyla geçtiğimiz sene 747 bin 52 hisse kurbanı milletimiz bize emanet etti. Bu kurban hisselerini Türkiye’miz olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki ihtiyaç sahiplerine, 34 milyon 737 bin kişiye ulaşırmış olduk. Yılın 12 ayı boyunca vakfımıza emanet edilen adaklar var. Bunları da 1 milyon 260 bin kişiye ulaştırdık.” "Türkiye beklenen ülke" Turan, mazlum coğrafyalarda Türkiye için ‘beklenen’ ifadesinin kullanıldığını da aktardı. Osmanlı Cihan Devleti’ni özleyen mazlum coğrafyalardaki insanların Türkiye Diyanet Vakfının yaptığı yardımlar karşısında duygusallaştığını anlatan Turan, Türkiye’nin sadece mevcut sınırlardan ibaret olmadığını dile getirdi. Türkiye Diyanet Vakfı deprem bölgesinde 650 bin insana yardım eli uzattı 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin oluşturduğu yaraları sarmak için önemli bir mücadelenin de altına imza attıklarını anlatan Turan, deprem bölgesinde 650 bin insana yardım eli uzattıklarını ifade etti. “2024 yılında 3 milyon 370 bin 124 Filistinli kardeşimize yardım ulaştırdık” İzani Turan, Filistinli mazlum insanlara yönelik gerçekleştirilen yardımlara ilişkin ise şunları kaydetti: “İsrail tarafından soykırıma uğrayan Gazze’deki kardeşlerimize milletimiz büyük bir teveccüh gösterdi. Oraya fırsat bulduğumuz yerlerden yardımları üç kanaldan ulaştırdık. Birinci Mısır’dan, ikinci deniz yoluyla, üçüncü Kızılay ve AFAD’ın organizasyonuyla beraber bu emaneti ulaştırdık. Temini mümkün olduysa içerideki bizim hayır ortaklarımız ile beraber oradan satın aldık ve orada dağıtımını yaptık. Yoksa da Mısır’dan ve Türkiye’den temin ederek gönderdik. Bütün kapılar zalim İsrail’in uhdesinde. Ne kadar müsaade ediyorsa o kadar girebildik. Onun için Avrupa Birliği’nden akredite olan bir kuruluş ile anlaşarak bu emanetleri içeriye gönderdik. 2024 yılında 3 milyon 370 bin 124 Filistinli kardeşimize yardım ulaştırdık.” Suriye’deki rejim değişikliği nedeniyle ülkelerine dönmek isteyen Suriyeli sığınmacılar için Kilis Öncüpınar ve Hatay Cilvegözü Sınır kapılarında mobil ikram araçları ile ikramda bulunduklarını belirten Turan, vakfın Suriye’de bulundurduğu iki ofisle de önemli yardımlara imza attığını aktardı. Turan, Suriye’de her ay 550 bin adet ekmek dağıtımı, 300 yetime aylık maddi destek yardımında bulunduklarını, 592 caminin inşaatı ve tadilatınında önemli rol üstlendiklerini belirterek, günde 500 kişilik de sıcak yemek çıkardıklarını vurguladı. “Suriye’de 13 bin briket ev inşa ettik” Suriye’deki eğitime de önem verdiklerini dile getiren Turan, 15 okul inşası ve 12 okulun işletiminde çeşitli yardımlar gerçekleştirdiklerini belirtti. 9 adet de su kuyusu projesinin Suriye’de hayata geçirildiğini aktaran Turan, çok köklü bir hizmet götürdüklerine dikkati çekerek, “Suriye’de 13 bin briket ev inşa ettik. İnsanlar ikamet ediyorlar. 540 da sosyal konutu inşa ettik” ifadesini kullandı. Turan, daha sonra basın mensupları ile hatıra fotoğrafı çekindi.
Sakarya Nöbete giden 112 personeline silahlı saldırı olayında yeni detaylar Sakarya’nın Kocaali ilçesinde 112 Acil personelinin silahlı saldırıya uğrayarak yaralandığı olaya ilişkin 3 şüpheli gözaltına alındı. 2’si İstanbul’da ve biride Kocaali’de polis ekiplerince yakalanan şüphelilerin, farklı bir kişiyi hedef aldıkları ve 112 Acil personelinin konuyla ilgisi olmadığı öğrenildi. Olay, 21 Aralık Cumartesi günü Kocaali ilçesi Yayla Mahallesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 112 Acil servis ambulans personeli olan Furkan K. (27) nöbete gitmek için evinden çıktı. Furkan K.’nin kullandığı otomobile, hastaneye yakın bir bölgede farklı bir araçtan silah ile ateş açıldı. Bacağından yaralanan sağlık personeli, kendi imkanlarıyla Kocaali Devlet Hastanesi’ne gitti. Furkan K. buradaki müdahalesinin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Şüpheliler yakayı ele verdi Yaşanan silahlı saldırının ardından Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince çalışma başlatıldı. Ekiplerce incelenen kamera görüntülerinde, saldırıyı gerçekleştiren şahısların beyaz bir otomobil ile kaçtıkları tespit edildi. İncelemeleri derinleştiren ekipler, saldırının gerçekleştirildiği aracın içerisinde bulunan O.S. (22) ve U.E. (29) isimli iki şahsı İstanbul’da, Z.C.T. (31) isimli şahsı ise Sakarya’da yakalayarak gözaltına aldı. 112 Acil personelinin vurulduğu silahta ele geçirilirken, olaya ilişkin şaşırtan detaylar ortaya çıktı. Yanlış hedefe ateş açmışlar Şüphelilerin, alacak-verecek meselesi iddiası ile aralarında husumet bulunan Y.S. isimli farklı bir kişiyi hedef aldıkları öğrenildi. 112 Acil personelinin konuyla ilgisi olmadığı ve yanlışlıkla vurulduğu ortaya çıktı. 3 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecek.