EKONOMİ - 27 Eylül 2024 Cuma 13:06

Bakan Yumaklı: “Bitkisel üretim 2023 yılında 139 milyon tona yükseldi”

A
A
A
Bakan Yumaklı: “Bitkisel üretim 2023 yılında 139 milyon tona yükseldi”

Çiftçilere yönelik desteğini sürdüren Şahinbey Belediyesi, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla çiftçilere 4 bin ton sertifikalı buğday, arpa tohumu ve gübre dağıttı. Bakan Yumaklı, 22 yılda Gaziantepli üreticilere 89 milyar liralık gübre desteği verdiklerini, tohumda yerlilik oranının yüzde 97 olduğunu ve 117 ülkeye tohum ihraç ettiklerini söyledi.


Gaziantep’te ziyaretlerini sürdüren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, hayvancılık tesisinin ardından Şahinbey Belediyesinin Zeytinli Kırsal Mahallesi’nde düzenlenen çiftçilere tohum ve gübre desteği programına katıldı. Çiftçilerin ve kent protokolünün katıldığı programda konuşan Tarım ve Orman Bakan İbrahim Yumaklı, tohumda yerlilik oranının yüzde 97 olduğunu ve 117 ülkeye tohum ihraç ettiklerini söyledi. Diğer yandan konuşmasında Gaziantepli üreticilere 22 yılda 89 milyar liralık gübre desteği verdiklerini aktaran Bakan Yumaklı, 2022 yılı sonundaki bitkisel üretimin 129 milyon ton olduğunu ve 2023 yılında 139 milyon tona yükseldiğini de açıkladı.


Gıda konusunun ülkeler için milli güvenlik meselesi olduğunu ifade eden Bakan Yumaklı, iklim değişikliği başta olmak üzere su ve sulama ile ilgili planlamalarını yaptığını aktardı.



“Gaziantep’in su ve sulama projelerini en kısa zamanda bitirmek boynumuzun borcu”


Gaziantep’in su ve sulama projelerinin bir an önce bitirilmesi için gerekeni yapacaklarını belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Gıda arz güvenliği dediğimiz konu bütün dünyada devletlerin bir numaralı gündem maddesi oldu. Eğer siz gıda konusunda, gıda arz güvenliği konusunda problem yaşayan bir ülkeyseniz bu sizin için bir milli güvenlik meselesidir. Sizin özgürlüğünüze, bağımsızlığınıza kasteden bir husus olur. Dolayısıyla bu noktada bizler bunun bilinciyle hem bu zamana kadarki çalışmalarımızda hem de bundan sonraki üretim planlaması başta olmak üzere 40 yıldır konuşulan birçok konuyu inşallah önümüzdeki dönemde uygulayarak üreticisinden tüketicisine kadar o süreç içerisinde kimler varsa en ufak bir sorun yaşamasınlar. Pandemi gibi bütün ülkeleri etkileyen herhangi bir konudan çok ciddi bir şekilde etkilenebilirsiniz. Biz bunlara yeni normal dedik. Bundan sonra alışacağız dedik. İklim değişiklikleri başta olmak üzere bütün planımızı, bütün programımızı bundan sonra yapacağımız ne varsa bunlara göre planladık. Sulama, su ve sulama projeleri de bunların başında geliyor. Başta Gaziantep gibi çok önemli bir tarım şehri. Elbette ki su ve sulama projelerini en kısa zamanda bitirmek bizlerin de boynunun borcu. Zaten bu konuda neler yaptığımızı, neler yapacağımızı kendileriyle de paylaştık. Bizler sürdürülebilir, kaliteli bir üretim için hangi unsuru gerçekleştirmemiz gerekiyorsa bunu yapacağız” dedi.



“Yüzde 97 oranında yerli olan tohumlarımızı dünyanın 117 ülkesine tohum ihraç eden bir ülkeyiz”


Türkiye’deki tohumların yüzde 97’sinin yerli olduğunu ve dünyanın 117 ülkesine ihraç edildiğini söyleyen Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Tohum konusunu konuşuyoruz. Çok speküle edilen bir konu. Tohumda yerlilik oranımızın yüzde 97 olduğunu bir kez daha buradan söyleyelim. Dünyanın 117 ülkesine tohum ihraç eden bir ülkeyiz. O doğru bilinen yanlışlar ya da yanlış bilinenler. Doğrulardan artık hepimizin uzaklaşması gerekir. Bu konu nedense temcit pilavı gibi pişirilip pişirilip önümüze geliyor. Türkiye’nin tohum anlamında, tohumculuk anlamında hiçbir problemi yoktur. Bundan sonraki dönemde de millilik oranımızı çok daha ilerilere götürerek bu konudaki dünyada pozisyonumuzu, yerimizi kuvvetlendirmiş olacağız” ifadelerini kullandı.


22 yılda Gaziantepli çiftçilere 89 milyar liralık gübre desteği verdiklerini vurgulayan Bakan Yumaklı, fıstık alımı konusunda ellerini taşın altına koydukları için belediyelere teşekkür etti. Bakan Yumaklı, “Gübre konusunda son 22 yılda Gaziantepli üreticilerimize 89 milyar liralık gübre desteği verdik. Şahinbey Belediye’miz, Büyükşehir Belediye’mizle birlikte özellikle tarımsal üretim konusunda çok ciddi desteklerde bulunuyorlar. Bizim desteklerimizin yanında her türlü tarımsal faaliyette onların da bizlerle beraber senkronize hareket etmesi, ortak hareket etmesi bizim açımızdan çok önemli çünkü birlikten kuvvet doğar. Belediyelerimizin fıstık alımı konusundaki destekleri, gayretleri ve özellikle de bu dönemde ihtiyaç olunan durumda ellerini taşın altına koymaları sebebiyle ben kendilerine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.



“2022 yılı sonundaki bitkisel üretim 129 milyon ton iken 2023 yılında 139 milyon tona yükseldi”


Bitkisel üretimin 1 yılda 10 milyon ton yükseldiğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Türkiye’nin tarımsal üretimiyle alakalı 2022 yılı sonundaki üretimi 129 milyon tondu. Bitkisel üretiminde 2023 yılında 139 milyon tona yükseldi. Bunu çok daha ilerilere taşımak bütün amacımız, bütün gayemiz. Sorun yaşamamak için üretim planlaması çok önemli. Sözleşmeli üretim çok önemli. Bizlerin, sizlerle beraber gerçekleştireceği bundan sonraki dönemin planlaması hem Gaziantep için hem de ülkemiz için son derece kıymetli. Bu değeri, elimizde olan bu avantajı mutlak surette kullanmamız gerekir. Bu vesileyle ben bugün itibariyle başta buzağı destekleri ve bitkisel ürün sigorta destekleri konusunda 2,9 milyar, yani 2 milyar 900 milyon liranın üreticilerimizin hesaplarına bugün itibariyle yatırılacağının da haberini buradan vermek istiyorum” diye konuştu.



Bakan Yumaklı: “Bitkisel üretim 2023 yılında 139 milyon tona yükseldi”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Eşini uçurumdan iterek öldürdüğü iddia edilen sanığın yargılanmasına başlandı Yalova’nın Altınova ilçesinde eşi Semiha Sözer’i uçurumdan iterek öldürdüğü iddia edilen tutuklu sanık Erdal Necip Sözer’in yargılanmasına başlandı. Öte yandan, Semiha Sözer’in ölmeden önce çekildiği fotoğraflar ortaya çıktı. 24 Ocak 2023 tarihinde Altınova ilçesi Soğuksu köyü Ballıkaya mevkiinde, Semiha Sözer (34), yanında eşi Erdal Necip Sözer (41) varken yaklaşık 20 metre yükseklikten düşmesi sonucunda olay yerinde hayatını kaybetmişti. Eşi ifadesinde, fotoğraf çektirmek için kayalıklara çıktıklarını söylemişti. Şüphe üzerine kurulan bilirkişi heyeti olayın intihar ya da kaza sonucu olmadığını, maktulün itilmek suretiyle ölümüne sebebiyet verildiği kanaatine varmış, sonrasında ise sanık olaydan 15 ay sonra tutuklanmıştı. Tutuklu sanığın Yalova 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Duruşmada hazır bulunan ve "Eşe Karşı Kasten Öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanık Erdal Necip Sözer, eşiyle bir düğünde tanıştıktan sonraki süreçte evlendiklerini söyledi. Evlilik nedeniyle Almanya’dan Türkiye’ye taşındığını kaydeden Sözer, eşinin gelgitler yaşadığını ileri sürerek, "Çabuk sevinir, çabuk sinirlenirdi. Hep pozitif düşünüyordum, iyi olur diyordum. Hemen çocuk yapmamak için ortak karar aldık. Geziyorduk, dolaşıyorduk, doğada, AVM’lerde, morali düzelsin diye. Suç kaydım yok. Kavga bile etmedim. Aldatma yok, kavga yok. Ufak tefek şeyler vardı" dedi. "Ben medeni bir insanım. Avukat tutup boşanabilirdim" Olay gününü anlatan Sözer, eşinin Yalova - Kocaeli sınırları yakınlarında bulunan bir bungalov restoran işletmesine eşi merak ettiği için gittiklerini söyledi. Çay, kahve içtikten sonra da fotoğraf çektirmek için Soğuksu köyü Ballıkaya mevkiindeki kayalıklara geldiklerini ifade eden Sözer, daha önce de kayınbiraderi ile bölgede fotoğraf çekildiğini ve eşinin burayı bu nedenle merak ettiğini ifade etti. Sözer, "Biz de fotoğraf çekilelim dedik. Dönüşte de talihsiz olay oldu. Ben öndeydim arkadan geliyordu. Eşimin sadece düşünü gördüm. Sevdiğim eşimi kaybettim. Çalılar arasında yol buldum eşime ulaştım. O panikle yola çıktım ambulansı aradım. Ben medeni bir insanım. Avukat tutup boşanabilirdim. Aramızda hiçbir şey yoktu" ifadesini kullandı. "Haber tesadüf önüme düşmüştür" Mahkeme heyeti başkanının sorularını yanıtlayan Sözer, aile whatsapp grubuna eşinin telefonunda olaydan hemen önce atılan mesajları kendisinin atıp atmadığına yönelik soruya, "Elleri soğuktan titriyordu. Mesaja o başlamıştı, telefonu bana verdi tamamlamam için. Ne yazdığımı hatırlamıyorum. Sonra da gönderdim. Babacığım, selamlar demiş olabilirim" dedi. Laptopundan çıkan çıplak resimlerle ilgili de konuşan Sözer, "2017-2018 yılında sevgilime gönderdiğim resimler. Eşime tarihlerine bak dedim. Bizden 3-4 yıl evveldi. Konuştum anlattım bir sıkıntı olmadı" diye konuştu. Eşinin uçurumdan düşmesinden bir gün önce yüksekten düşme olayı haberini cep telefonundan okumasıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Sözer, "Kendim haber araştırmadım. Haberler cep telefonuma düşüyor. 10 tane haber okudum. Haber tesadüf önüme düşmüştür" dedi. Olay yerinde 1 saat 42 dakika kalmalarının nedeni sorulan Sözer, "Gün batımını bekledik. Su vardı, bisküvi vardı. Zaman nasıl geçti anlamadım. Resim çekme, gün batımını izlemekti amacımız" diye konuştu. "Bir kere hata yanlış olmuş, böyle eğilimlerim yok" Eşcinsellik iddiaları ve trans bireyle görüşmesine yönelik soruyu da yanıtlayan Sözer, böyle bir şey olsa saklamayacağını belirterek, "Avrupa’da büyümüş insanım. Eşimin vefatından 10 ay sonraki bir iddia. Bir hata yaptım. Görüştüğüm kişi kendisini farklı bir şekilde tanıttı" dedi. Trans bireye, "Güzelim ben Erol Almanya’dan, sana gelmiştim eskiden bayağı oldu, gelmek istiyorum İzmit’teyim, özledim seni" mesajı hatırlatılan Sözer, "3-4 yıl önce gittim. Bir kere hata yanlış olmuş. Böyle eğilimlerim yok" dedi. Semiha Sözer’in annesi Selma Dursun ise kızı ile damadı arasında yaşanan problemleri anlattı. Baba Sabri Dursun, damadının uzaktan akraba olduklarını söylese de teyzesinin oğlu olduğunu kaydetti. Duruşmada daha sonra olay yerine ilk gelen kişiler ve çiftin yakınları tanık olarak dinlendi. Ardından mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına ve yer tespiti yapılmasına karar verdi. Davaya Semiha Sözer’in anne ve babasının yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın katılması da kabul edildi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi. "Doğru bir tane olur" Dava sonrası Semiha Sözer’in annesi Selma Dursun, mahkemeden adalet talep ettiğini belirterek, "Bu kişi 3-4 kez farklı ifadeler veriyor. Kışın ortasında o kadar soğuk bir havada başı dönüyor, yükseklik korkusu vardı, kalp hastasıydı bunların hepsinin yalan olduğu çıktı bütün raporlarla beraber. Bunları söylediği halde o kadar soğuk bir havada benim kızımı almış geçirmiş kayanın başına 1 saat 40 dakika tutuyormuş kızımı orada. Parmaklarımız uyuştu diyor. Ondan sonra yok kertenkele gördü, yılan gördü düştü diyor. Fotoğraf çekilirken düştü diyor. Benim arkamdaydı, ben onu düşerken elim değdi ama tutamadı diyor. En son yapılan keşifte de ben onu hiç görmedim. Sadece sesini duydum diyor. Doğru bir tane olur. Bir insanın yanında eşi olabilir, çocuğu olabilir, arkadaşı olabilir. Eğer değer veriyorsanız bir insana zaten öyle bir yere götürmeniz mümkün değil. Ben onların evine gittim görüşmeye. Evlilikle 3-5 ayda boşanılıyor ya. Biz hiç öyle olsun istemedik. Ben kızımı çok konuşturmadım yani. Vicdan azabı çekiyorum. Kızım vefat edeli 613 gün oldu. Biz bunlarla bir de akrabayız. Bir kere bile insan aranmaz mı? Madem suçlu değilsiniz" dedi. "Farklı cinsel eğilimleri olduğu ortaya çıkıyor" Avukat Eyyüp Kaplan ise olayın bir kaza değil cinayet olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Şüphelinin ilk günden bugüne birden fazla ifadesi var. Hepsi de çelişkili. Söyledikleri doğruyu yansıtmamakta. Çok mutlu bir evliliği olduğunu göstermeye çalışmış. Ancak tanık anlatımları maktulün mesaj kayıtları arkadaşlarına anlattıkları ailenin anlattıkları bu durumu yalanladı. Şüpheli sonradan teknik takibe alınıyor. Farklı cinsel eğilimleri olduğu ortaya çıkıyor. Muhtemelen bunu ya rahmetli öğrendi ya da öğrenme riski vardı ya da bu ilişkileri rahat yaşayamıyordu. Tam olarak bilmiyoruz. Böyle bir şeyi planlayıp cinayeti işledi. Olayın yaşandığı günün bir gün öncesinde bir haber okunuyor. Siirt’te kayalıklardan düşme olayı haberini okuyor. Hemen sonrasında bu olay gerçekleşiyor. Bu da hayatın olağan akışına uygun değildir. Hadi planlamadın bir şey yapmadın. Bir gün öncesinde uçurumdan düşer bir haber görüyorsun. Hemen sonraki gün gidiyorsun. Ocak ayında, kış mevsiminde hava şartları uygun değil. Manzarası aynı olmasına rağmen, fotoğraf çekilebileceğin yer olmasına rağmen, uçurumun kenarına gidilip tehlike altına atılmış. İtilmiş yani bu çok bariz belli. Bilirkişi raporu var dosyada. Fizik uzmanı raporu hazırlamış. Adli tıp ve olay yeri inceleme uzmanı rapor hazırlamış. Bunun kaza ya da intihar olmadığını açıklamış. Sebepleriyle beraber. Dışarıdan bir itme, bir kuvvet olmadığı müddetçe, düştüğünü beyan ettiği yer ki birden fazla yer göstermiştir. Soruşturma aşamasında her defasında farklı bir yer göstermiş. En son göstermiş olduğu kesin burası dediği yer, bilirkişi rapor hazırlıyor. Düşmesi gereken yere düşmüyor. 13 metre mesafe var düşmesi gereken yerle. Dışarıdan bir etkiyle oraya düştüğünü açıklamış. Sonuç olarak tutuklandı. Yargılaması devam ediyor. Mahkeme de tutuklu olarak yargılanmasına karar verdi. Eşcinsel ilişki yaşadığı erkeklerle olanları kabul etmiyor ama tape kayıtları dosyada mevcut. Konuşmaları, mesaj kayıtları. İlişki yaşadığı vatandaşın ifadesi alınmış. ’Evet geldi, biz ilişkiye girdik.’ Hem aktif hem pasif olduğunu beyan ediyor. Bütün bunlara rağmen kabul etmiyor. Biz adaletin tecelli edeceğini düşünüyoruz. Bu olayın takipçisi olacağız, son güne kadar da peşinde olacağız. İnşallah olayın gerçekliği ortaya çıkacaktır." Ailenin diğer avukatı Muhammed Şamil Koçoğlu ise, "Sürekli aralarında bir tartışma olmuş ancak aile üyeleri sürekli ’çiftlere sabredin, bu iş devam etsin’ vesaire diye telkinlerde bulunmuş. Hatta sanığın annesi ’eğer boşarsan benimle artık bir bağın kalmaz. Seni evlatlıktan reddederim’ tarzında konuşma olmuş. Bu sebepten hiç boşanmayı düşünmemişler. Sanık maktule çeşitli davranışlarda bulunmuş. Kendini uzak tutmuş, sürekli kendisinden ayrılmasını talep etmiş. Ancak maktul de ailesinin telkinleriyle evliliği sürdürme kararı almış. Sanık boşanmayacağını anladıktan sonra çeşitli haber arayışlarına girmiş. Ardından bu şekilde olay gerçekleşmiş. Bu şüpheli bir durum" dedi.
Manisa Başkan Durbay öğrencilerle buluştu Şehzadeler Belediyesi, Manisa’nın tarihi ve kültürel mirasını genç nesillere tanıtmak amacıyla hayata geçirdiği “Çocuklar ile Manisa Tarihine Yolculuk” projesi kapsamında Manisa’da bulunan tarihi mekânları ziyaret eden öğrenciler, bugün Başkan Durbay’ın misafiri oldu. Şehzadeler Belediyesi tarafından Manisa’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini çocuklarla buluşturmak amacıyla hayata geçirdiği “Çocuklar ile Manisa Tarihine Yolculuk” projesi kapsamında, Karaoğlanlı Ortaokulu’ndan gelen öğrenciler, Tarihi Kurşunlu Han’da Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile bir araya geldiler. 23 Eylül’de başlayıp 1 Ekim’e kadar devam edecek proje kapsamında, rehberler eşliğinde şehrin tarihi mekânlarını gezen öğrenciler, rehberlerden tarihi yapılar ile ilgili bilgiler aldılar. Manisa’nın geçmişine ışık tutan bu etkinlik, çocuklarda tarih bilincini artırmayı ve şehirlerine olan sevgiyi pekiştirmeyi hedefliyor. Tarihi ve kültürel mirasların anlatıldığı gezide, öğrenciler Sultan Camii, Muradiye Camii, Tarihi Kurşunlu Han gibi kentin önemli yapılarında Manisa’nın derin tarihine tanıklık etti. Ayrıca, şehrin geçmişten bugüne yaşadığı değişimler rehberler tarafından öğrencilere aktarıldı. Başkan Durbay da Manisa’nın tarihi hakkında öğrencilere bilgiler verdi. Tarihi Kurşunlu Han’da öğrenciler ile bir araya gelen Başkan Durbay, burada öğrencilere pilav ikramında bulundu. Başkan Durbay ikramın ardından öğrencilere Manisa’nın tarihi hakkında bilgiler verdi. Başkan Durbay, geleceğe yönelik bu tür projelerin artarak devam edeceğini ve daha fazla öğrencinin Manisa’nın tarihiyle tanışmasının sağlanacağını belirtti. “Çocuklar ile Manisa Tarihine Yolculuk” projesi, ilerleyen dönemlerde daha fazla okula ve öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. Projenin, çocuklarda tarih bilinci oluşturarak onların şehirlerine olan aidiyet duygusunu güçlendirmesi bekleniyor. Tarihi mekân ziyaretlerinin ardından, Şehzadeler Belediyesi tarafından hazırlanan hediyeler öğrencilere takdim edildi.