EKONOMİ - 02 Kasım 2024 Cumartesi 14:04

ADER Başkan Yardımcısı Kadooğlu Çifçi: "Akaryakıt sektörünün sorunları ortak akılla çözülmeli"

A
A
A
ADER Başkan Yardımcısı Kadooğlu Çifçi: "Akaryakıt sektörünün sorunları ortak akılla çözülmeli"

Akaryakıt Ana Dağıtım Şirketleri Derneği (ADER) Başkan Yardımcısı Nergiz Kadooğlu Çifçi, Gaziantep’te düzenlenen Enerji Zirvesi’nde sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi.


Gaziantep Ticaret Odası, Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Akaryakıt Bayileri Derneği (GABDER) tarafından düzenlenen Enerji Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen, "Akaryakıt Sektörüne Bakış" konulu panelde konuşan ADER Başkan Yardımcısı Nergiz Kadooğlu Çifçi, zor bir iş yaptıklarını belirterek, "Akaryakıt işi zor bir sektör. Bizler dünyanın dört bir yanından ülkemize kesintisiz akaryakıt tedarik etmeye çalışıyoruz. Bunun yanında istasyonlarımızda 7/24 kesintisiz en iyi hizmeti vermeye, en iyi perakendeciliği yapmaya çalışan çok kıymetli bir sektörüz. Ancak ne yazık ki, çok düşük karlılıklarla ve rekabetin bu kadar kızıştığı bir ortamda bu işi yapıyoruz" dedi.


Akaryakıt sektörünün sorunlarına dikkat çeken ADER Başkan Yardımcısı Nergiz Kadooğlu Çifçi, sorunların çözümünde kamu ve özel sektör işbirliğinin çok kıymetli olduğunu söyledi. Her zaman ortak aklın yanında olduklarını vurgulayan Kadooğlu Çifçi, "Her zaman kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak paydada buluşarak, birbirimizi desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Düzenleyicilerimizin kararı çok önemli. Bizler her zaman alınan kararlarda etki analizi yapılması gerektiğini savunuyoruz. Her kararda etki analizi yapılsın ki, sektör oyuncularına bu iş yansıdığında olumsuzluklar minimuma indirilsin" ifadelerini kullandı.



“Gemi tedarikinde gecikme yaşanıyor”


2023 yılının başında sektörü olumsuz etkileyen bazı problemler yaşadıklarını hatırlatan Kadooğlu Çifçi, sorunun ortak akıl ile oluşturulan sinerjiyle çözüldüğünü ifade etti. Son dönemlerde akaryakıt sevkiyatında gemi tedariki ile ilgili gecikmeler yaşandığını söyleyen Kadooğlu Çifçi, "Yaşadığımız bu sorunu bayilerimize hissettirmemeye, en iyi hizmeti vermeye çalışsak da bazı problemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Biz bu problemleri yaşarken, şu desteği de isteriz, acaba böyle zorlu bir dönemde, ulusal stok tutma konusunda geçmişte sağlanan destek gibi bir destek verilebilir mi? Çünkü bugün sektör olarak sıkıntılı bir dönem geçiriyoruz. Sektör olarak bir başka konumuz ise, kanayan yaramız olan masraflarımız. Hem dağıtım şirketleri hem de bayilerimizin maliyetleri her gün artıyor. Sektörde beyin göçü yaşıyoruz. Ne yazık ki, sektör olarak iyi eğitilmiş gençleri sektöre çekemiyoruz ve sektördeki yetişmiş deneyimli yöneticileri başka sektörlere kaptırıyoruz. Durum böyle olunca ne benzindeki yüzde 21 büyümeye sevinebiliyoruz ne de stabil giden motorinle ilgili iş geliştirebiliyoruz. Tamamen operasyon işleri ile boğulmuş, yıpranmış bir sektör haline geldik" ifadelerine yer verdi.



“Ulusal taşıt tanıma sistemi bizler için yeni bir süreç başlatıyor”


Ulusal Taşıt Tanıma Sistemini sektörü etkileyecek bir uygulama olarak gördüklerini dile getiren Kadooğlu Nergiz, bu konuda henüz kamu, STK’lar ve özel sektörün ortak bir noktada buluşmadığını belirterek, “Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi ile ilgili bilgilerimiz hala çok eksik ve bu işin olabilirliğine inancımız çok düşük düzeyde. Maliyet artışlarının nihai tüketicinin fiyatına da yansıma ihtimalini yüksek görüyoruz. Son 15 yılda benzin satışları yüzde 50, motorin ve LPG yüzde 125 artış gösterdi. Üstelik alternatif yakıtların desteklenmesine rağmen bu artış sağlandı. Bu talep artışları, uygulanan programlar ve sektör kaynakları ile gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda sağlandı. Bunca emeğin üzerine Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi bizler için yeni bir süreç başlatıyor. Başlatıyor diyoruz ama henüz bir istasyonda kurulumuna şahitlik etmedik, LPG için çözümü var mı, bilmiyoruz. Yani tam olarak fikir sahibi değiliz. Bu uygulama ile istasyon başına 20 bin dolar gibi bir ek maliyetten bahsediliyor. Araç başına 2 bin, 2 bin 300 lira bir yatırımdan bahsediyoruz. 12 bin 500 istasyon için yaklaşık 10 milyar, 8 milyon ticari araç için 16 milyar TL maliyetten bahsediyoruz. Üstelik de yeni yılda bu maliyetler enflasyon oranında artacak. Açıklanan fiyatların üzerinden üç ay geçmeden bunun yıllık enflasyon oranında artacak olmasını hakkaniyetli bir durum olmadığını düşünüyoruz. Sektörümüz bunu kaldırabilir mi, çok emin değiliz. Açıkçası bu işi kim yaparsa yapsın, ne zaman yapılırsa yapılsın çok büyük bir yatırım. Et tırnaktan ayrılmaz. Bizler dağıtım şirketi ve bayiler olarak bir bütünüz. Çünkü hangi tarafa eklenen bir maliyet varsa, diğer taraf da bundan etkilenecektir. Bu nedenle böyle bir uygulama için sektördeki tüm paydaşların ortak akılla hareket etmesini çok önemsiyor, sektörümüz yararına olumlu olması yönünde gerekli çabayı gösteriyoruz" şeklinde konuştu.



ADER olarak her zaman kayıt dışı ile mücadeleyi sonuna kadar desteklediklerini açıklayan Kadooğlu Çifçi, sektördeki kredi kartı kullanım oranlarının sürekli artmasından kaynaklanan sorunlar ve nakliye maliyetleri ile ilgili yaşanan sıkıntılara da dikkat çekerek, ADER’in çözüm önerileri hakkında bilgi verdi.



GABDER Başkanı Mehmet Ergün Demir’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ayrıca, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkan Yardımcısı Yılmaz Tamer, TOBB Türkiye Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı Ahmet Erdem, Petrol Ürünleri İşveren Sendikası Genel Başkanı İmran Okumuş ve Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası Başkanı Murat Bilgin de sektörle ilgili sorunlarla ilgili görüş ve önerilerini dile getirdiler.



ADER Başkan Yardımcısı Kadooğlu Çifçi: "Akaryakıt sektörünün sorunları ortak akılla çözülmeli"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ali Turan: "Bu yıl İstanbul Maratonu’nda 30. kez koşacağım" Yıllardır İstanbul Maratonu’na katılan 78 yaşındaki koşucu Ali Turan, bu sene organizasyonda 30. kez yer alacağını söyledi. Çocukluğundan itibaren sporu yaşam tarzı olarak benimseyen Bursalı koşucu Ali Turan, Türkiye İş Bankası İstanbul Maratonu’nda 30. kez boy gösterecek. Amacının Bursa’nın tarihi kültürünün korunması olarak belirten Turan, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Farklı ülkelerde birçok maratona katılan Ali Turan, "Ben Bursa’da yaşıyorum. 78 yaşındayım. Sporla çocukluğumdan itibaren ilgileniyorum. Bu yaşıma kadar her türlü sporu yaptım. 1990 yılında geçirdiğim bir kaza sebebiyle vücudumun sağ tarafımda bir felç oluştu. Bunun akabinde koşu sporuna yönelerek ilk olarak o zamanki ismiyle Yeşil Bursa Yeni Maratonu’na katıldım ve bu yarışmayı 2 saat 7 dakikada bitirerek maraton hayatıma başlamış oldum. 5 yıllık bir aradan sonra 1995 yılında Bursa’da Atatürk Stadyumu’nda gerçekleşen Türkiye Şampiyonası’nda 4.’lük elde ettim. Yine aynı yıl içerisinde İstanbul’da Burhan Felek’te düzenlenen 5. Balkan Şampiyonası Yarı Maratonu’nda 3. oldum" dedi. "Bu yıl 30. İstanbul Maratonu koşum olacak" İstanbul Maratonu’nda 30. kez koşacağını dile getiren Turan, "İlk olarak 1995 yılında düzenlenen 17. İstanbul Maratonu’nda koştum. Bu yıl 46. kez koşulacak. Yarın benim 30. maraton koşum olacak. İnşallah tamamlarım. Belki de bu maratonu benim kadar koşan ve bitirebilen bir koşucu yoktur. Bu maratonun arşivlerine bakıldığında 1996 yılına kadar geriye dönük bilgiye sahip olunduğunu duydum ama ben 1995 yılında da bu koşuda bulunan kişilerden biriyim" diye konuştu. Farklı ülkelerde maratonlara katıldığını da dile getiren Ali Turan, "Zaman zaman Almanya, Romanya, İtalya ve o zamanki ismiyle Yugoslavya’da Avrupa ve dünya maratonlarında koşarak Bursa’yı ve Türkiye’yi temsil ettim" şeklinde konuştu. "Amacım Bursa’nın tarihi kültürünün korunması" Emekli olduktan sonra Bursa’nın tarihi dokusunun korunmasıyla ilgili birçok çalışmaya destek olduğunun altını çizen Turan, "Gönüllü olarak Bursa Kent Konseyi Tarihi Kültürel Miras Çalışma Grubu’na üyeyim. Amacım Bursa’nın tarihi kültürünün korunması. Bunu her zaman medya aracılığıyla da dile getirdim. Emekli olduktan sonra bu çalışmaların vermiş olduğu güç ile aynı zamanda spor hayatıma da başlamış oldum. Zaman buldukça da nerede önemli bir eser varsa bizden sonraki nesillere bozulmadan aktarılması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı. Bazı organizasyonların Türkiye’de düzenlenmesi için ön ayak olduğunu dile getiren Ali Turan, "Dünyada iki tane olan tarihi kent koşusundan bir tanesi Bursa Osmangazi’de yapılmakta. Bunun olmasına ön ayak olan kişi benim. Yine Türkiye’de dünya maratonu organizasyonu yapılmazken biz 2006 yılının eylül ayında zamanın Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi’nin iştirakleriyle Uludağ’da 22. Dünya Dağ Koşusu’nu düzenledik" açıklamasında bulundu. "Çocukluğumdan itibaren egzersiz yaparım" Gençlerin sporla barışık bir hayat yaşaması gerektiğini aktaran Ali Turan, "Düzenli bir hayat için düzenli spora ihtiyaç var. En azından egzersiz yapılması gerekiyor. Ben çocukluğumdan itibaren egzersiz yapan bir insanım. Bazı arkadaşlarım benim için ’Ali Turan, müsabakadan müsabakaya gelir ve kupasını, madalyasını alır gider’ derler. Fakat ben gündelik olarak da sporumu ve egzersizimi her zaman yaparım. Her sabah ve her akşam egzersiz yapmadan uyumam. Bunun yanında istirahat da çok önemli. Tabii kötü alışkanlıklardan da uzak durulması gerekiyor. Herkesin bunların bilincinde olmasını isterim" diyerek sözlerini tamamladı.
Sakarya Müşterilerinin vesikalık fotoğraflarını 38 yıldır dükkanında sergiliyor Sakarya’nın Karapürçek ilçesinde fotoğrafçılık yapan 71 yaşındaki emekli öğretmen İsmail Kumbuzoğlu, 38 yıldır müşterilerinin vesikalık fotoğraflarını dükkanında asarak sergiliyor. Rize’de 1975 yılında öğretmenlik yaptıktan 2 sene sonra memleketi Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı Karaçam köyündeki okula müdür olarak atanan İsmail Kumbuzoğlu, bir yandan da fotoğrafçılık kursuna katılarak eğitim aldı. Edindiği fotoğraf makinesiyle 1985’te arkadaşlarının ve esnafın fotoğraflarını çekmeye başlayan Kumbuzoğlu, daha sonra açtığı küçük işletmede bir yandan ek gelir elde etti, bir yandan da mesleğin inceliklerini öğrendi. Müşterilerinin vesikalık fotoğraflarını biriktirip iş yerinin duvarına asmaya başlayan Kumbuzoğlu, bu merakını 1988’de geldiği Karapürçek’te açtığı dükkanda da sürdürdü. Kumbuzoğlu’nun çektiği vesikalık fotoğraflar arasında zaman içinde hayatını kaybeden müşterileri de yer alıyor. “Bu kadar güzel şeylerle karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim” Kumbuzoğlu, “1986 yılında ilçesinde bir dükkan açtım ve 40 yıla yakındır burada fotoğrafçılık yapıyorum. Aklıma nereden düştü bilmiyorum ama her çektiğim fotoğraflardan, müşterilerden birer tane rica ediyordum istek üzere. Kendileri de bunu memnuniyetle kabul ediyorlardı, birer tane fotoğraf kenara koydum ve albümü düzenlemeye karar verdim. Fakat bu albümü düzenlerken de bu kadar ilgi ya da ileride bu kadar güzel şeylerle karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim. Biraz meraktan başladı. Yakınlarını kaybedenleri de fotoğrafları var bu albümlerde onların sayesinde bu albümün ne kadar değerli olduğunu da anladım. Fotoğraf çekilmeye geldikleri esnada fotoğraflara bakıyorlar ve hayatını kaybeden yakınlarını gördükleri zaman cep telefonları ile o fotoğrafları çekiyorlar. Hatta bazı çocuklar geliyor, ‘amca fotoğraflara bakabilir miyiz, izleyebilir miyiz diye soruyorlar’ ve ben de memnuniyetle karşılıyorum. Ve 40 yılın sonunda oluşturduğum bu manzarayı izlemek bana haz veriyor” diye konuştu.