- 07 Haziran 2021 Pazartesi 15:57

Yedi Başak’tan İdlib’e 500 briket ev

A
A
A
Yedi Başak’tan İdlib’e 500 briket ev

Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, Suriye’de insanlık krizinin yaşandığı ve özellikle sivil insanların mağdur olduğu İdlib’te başlattığı ‘Briket Ev’ projesini sürdürüyor.

Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, Suriye’de insanlık krizinin yaşandığı ve özellikle sivil insanların mağdur olduğu İdlib’te başlattığı ‘Briket Ev’ projesini sürdürüyor. Proje kapsamında bölgede yapılması planlanan 500 briket evin daha temeli atıldı.


Türkiye başta olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerinde insani yardım çalışmaları yürüten Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, Suriye’de insanlık krizinin yaşandığı ve özellikle sivil insanların mağdur olduğu İdlib’te ‘Briket Ev’ projesine devam ediyor. Bu kapsamda özellikle iç savaş nedeniyle evlerinden olan, çadırda yaşayan ve doğal afetlerden etkilenen sivil vatandaşlar için yapılacak İkinci etap 500 briket evin daha temeli atıldı.


Briket evlerin temel atma programı sonrası açıklamalarda bulunan Yedi Başak İnsani Yardım Derneği Başkanı Mustafa Bulut, “Yedi Başak İnsanı Yardım Derneği olarak İdlib’te briket ev projesini sürdürüyoruz. Bu kapsamda ikinci etap 500 briket evin daha temelini attık. Suriye‘de bombalardan kaçan mazlum insanlar daha güvenli gördükleri Türkiye sınırına yakın yerlere deldiler. Kışın soğukta yazın sıcakta yaşayan bu insanlar için briket evler çok önem arz ediyor. Bu proje ile İdlib’te mağdur olan sivil vatandaşların sıkıntılarını bir nebze de gidermiş olacağız. Amacımız bu evlerin sayısını daha da attırmaktır" dedi.


Bulut, "İdlib Kemmune bölgesinde yapımına başladığımız proje 60 dönüm bir araziye sahip. Tamamlandığında 500 adet evden oluşacak proje içerisinde okul, Camii, sağlık merkezi, çocuk parkı meslek edindirme kursları şefkat mağazası ve ticari dükkanların olduğu güzel bir yaşam alanı olacak. Bu projeyi yetim çocuklar ve çadırlarda yaşayan mağdurlar için hayata geçiriyoruz. Onların başlarını sokacak sıcak bir yuvaları, sırtlarını yaslayacak bir duvarları olacak. Bu anlamlı çalışmaya destek olan bağışçılarımıza, Aziz milletimize çok teşekkür ediyoruz, Allah hayırlarını kabul eylesin" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tekel bayii cinayetine ilişkin davanın görülmesine devam edildi Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Tarık Özer “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca koruma içgüdüsüyle Yunus Emre’nin bacaklarına sıktım. Ben öldürmek amacıyla ateş etmedim. Ben hayatım boyunca karıncayı bile öldürmedim. Bir insanı nasıl öldüreyim?” dedi. Esenyurt’ta 28 Temmuz 2023’te Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 10 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 4 tutuklu sanık SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada savunma yapan Tarık Özer, “Böyle bir olaya bulaştığım için çok pişmanım. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı. Oğlum ‘baba’ diye bağırınca koruma içgüdüsüyle Yunus Emre’nin bacaklarına sıktım. Ben öldürmek amacıyla ateş etmedim. Ben hayatım boyunca karıncayı bile öldürmedim. Bir insanı nasıl öldüreyim? Batuhan Bayındır’ı tanımıyorum. Onu ben öldürmedim” dedi. Sanık Servet Özer ise “Benim ofisim tekele çok yakın. Ben denildiği gibi bir şey tasarlamış olsaydım şortla gitmezdim. İnsan öldürmeye şortla mı gideceğim? Benim elimde sigara dışında bir şey yoktur. Ben aylardır boşu boşuna tutukluyum. Benim müdahale ettiğim tek şey ikisini ayırmak” şeklinde savunma yaptı. Sanık savunmalarının ardından taraf avukatları beyanda bulundu. Mahkeme açıkladığı ara kararında sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz 2023 günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen’in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır’ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi. İddianamede, şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet, ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 5 diğer şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi.
Malatya Telefonun şarjı bitince 400 bin TL dolandırılmaktan son anda kurtuldu Ankara’da yaşayan 70 yaşındaki Haki Gürbüz, telefonla kendisini arayan dolandırıcıların ağına düşerek otobüsle Malatya’ya geldi. Adının terör örgütü listesine girdiği yalanı karşısında panikleyen yaşlı adamın tüm birikimini dolandırıcılara kaptırmasına polis ekipleri son anda engel oldu. Ankara’da yaşayan 70 yaşındaki Haki Gürbüz’ü bir süre önce arayan dolandırıcılar kendilerini Malatya’dan Asayiş Şubede görevli polisler olarak tanıtım hazırladıkları senaryoyu oynadılar. Yaşlı adamın kimliğinin FETÖ terör örgütünün eline geçtiğini ve adının operasyona dahil edildiği yalanını söyleyen dolandırıcıların ağına düşen Haki Gürbüz, otobüse binerek Malatya’ya doğru yola çıktı. Yolculuk boyunca da dolandırıcılarla sürekli iletişimde olan yaşlı adam Malatya’ya geldiğinde kendisine verilen talimatla hesabındaki 300 bin TL nakit parayı iletilen hesaba yatırdı. Yanında getirdiği 30 yıllık birikimi olan 100 bin TL değerindeki altınları da bozdurup dolandırıcıların hesabına yatırmak için kuyumcu arayan yaşlı adamın bu sırada cep telefonunun şarjı bitti. Dolandırıcılarla irtibatı kesilen Gürbüz, kendisine verilen talimat gereği kuyumcuya girdi. Bu sırada kuyumcuların olduğu bölgede devriye gezen Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri yaşlı adamın altın bozdurmaya çalıştığını fark edince duruma müdahale etti. Yaşlı adamın dolandırıldığını anlayan ekiplerin girişimi sonrası Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen Gürbüz dolandırıldığının farkına vardı. Bir süre önce dolandırıcıların hesabına gönderilen 300 bin TL nakit paraya da bloke konularak gerekli yazışmaların ardından iade alınarak Gürbüz’ün hesabına geri aktarıldı. Başından geçen dolandırıcılık olayını anlatan Haki Gürbüz, 1,5 yıl önce kimliğini kaybettiğini ardından ise dün kendisini arayan dolandırıcıların kimliğinin terör örgütünün eline geçtiği yalanına bu nedenle kandığını söyledi. Telefondaki kendisini polis olarak tanıtan dolandırıcıların ağına düştükten sonra otobüse binerek 10 saat yolculuğun ardından memleketi olan Malatya’ya geldiğini ifade eden Haki Gürbüz, bu şekilde dolandırıcıların oyununa kimsenin gelmemesini istedi. Polislere teşekkür eden Gürbüz, “Polis arkadaşlar olmasaydı 400 bin liramı bugün dolandırıcılara kaptırmış olacaktım. Allah hepsinden razı olsun” dedi. Güvenlik güçleri ise bu tür dolandırıcılık olaylarına karşı vatandaşları uyararak polis ve savcı olarak kendilerini tanıtıp para isteyen dolandırıcılara inanılmaması gerektiğini ifade ettiler. 153 bin TL’lik vurgun son anda engellendi Öte yandan, kentte yaşanan bir başka benzer dolandırıcılık olayında da bir şahıs yine aynı yöntemle 153 bin TL dolandırılmak üzereyken son anda polis ekiplerinin durumu fark etmesi ile kurtuldu. Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, dolandırıcıların ağına düşen müşteki M.K.’nin toplamda 153 bin 240 TL değerinde altın ve dövizini kuyumcuda bozdurmak üzere olduğu esnada durumu fark ederek dolandırıcılığı son anda engelledi. Polis ekipleri her iki dolandırıcılık olayında da şüphelilerin yakalanması için soruşturmasını sürdürüyor.
Ankara Bakan Yumaklı: “Tarımsal ihracat rakamımızı 31 milyar dolara çıkardık” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımsal ihracatın 22 yılda 3,8 milyar dolardan 31 milyar dolara çıktığını belirterek, "186 ülkeye 2 bin 200 çeşit tarımsal ürünü ülkemizden gönderiyoruz. Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa finanse edilen IPARD programını Avrupa’da en iyi uygulayan ülkelerden biri olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi. IPARD III programının tanıtımı, Ankara’da bir otelde düzenlenen programla yapıldı. ‘IPARD III Projeleri Hayata Geçiriliyor’ başlıklı programda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Son 10 yılda iklim değişikliği, salgın hastalıklar, savaşlar, nüfus artışı gibi birçok faktör, tüm sektörleri etkilediği gibi tarım sektörünü de etkiledi. 2050 yılına kadar dünya ve ülke nüfusumuzun yaklaşık yüzde 25 artacağının simülasyonları yapılıyor. Bu nüfusun ihtiyacını karşılamak için yüzde 70 daha fazla gıdaya ve bu gıdayı üretmek için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyaç olacağı bazı otoriteler tarafından belirtiliyor. Bu ihtiyacı karşılamak; sürdürülebilir tarım tekniklerinin geliştirilmesi ve kırsal kalkınmanın tam manasıyla sağlanmasıyla gerçekleşmiş olabilecek. Kırsak kalkınma destekleri de bu süreçte kullanılabilecek en önemli argüman. Türkiye olarak gıda arz güvenliğini sağlamak için kırsal kalkınma bizim öncelikli hedeflerimizdendir. Özellikle de tarımsal üretim planlamasıyla entegre ederek, kırsal bölgelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlıyoruz” dedi. “Tarımsal ihracat rakamımızı 31 milyar dolara çıkardık” IPARD destekleri, ‘Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi’ gibi programlarla kır ve kent ayrımını ortadan kaldırmak için çalıştıklarını dile getiren Yumaklı, üreticilerin teknoloji ve makine kullanımının artırılmasının da son derece önemli olduğunu kaydetti. Son 18 yılda 95 binden fazla projeye 117 milyar liralık hibe desteği sağladıklarını ifade eden Bakan Yumaklı, “Bu desteklerin oluşturmuş olduğu istihdam yaklaşık 277 bin kişi. Tarımsal hasılada Avrupa’da 1, dünyada 9. sırada. Bu noktada tarımsal ihracat rakamımız 22 yıl önce 3,8 milyar dolardı, bugün 31 milyar dolara çıkardık. Bu yılın sonunda bu rakam daha da ileriye ulaşmış olacak. 186 ülkeye 2 bin 200 çeşit tarımsal ürünü ülkemizden gönderiyoruz. Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa finanse edilen IPARD programını Avrupa’da en iyi uygulayan ülkelerden biri olduğumuzu ifade etmek isterim. 2011 yılından itibaren IPARD I ve II programı kapsamında 28 başvuru çağrı ilanına çıktık. IPARD I ve II programları kapsamında bugüne kadar hayvansal üretimden bitkisel üretime, el sanatlarından kırsal turizme, yenilenebilir enerjiden makine parklarına kadar birçok sektörde 25 bin 585 tesis ve proje hayata geçirildi. Bu kapsamda girişimcilere toplam 46 milyar liralık hibe desteği sağlanmış oldu. Bu destekler toplamda 98 milyar liraya ulaştı ve yaklaşık 104 bin kişiye de istihdam sağlanmış oldu. Bu destekler sayesinde binlerce gencimizin, kadınımızın, çiftçimizin, sanayicimizin yüzü güldü. Hibelerin yüzde 66’sının genç, yüzde 30’unun kadın girişimcilerimize ödendiğini ayrıca belirtmek istiyorum” diye konuştu. Bu yılın başına kadar yalnızca 42 ilin yararlandığı IPARD programının bu yılın başından itibaren 81 ile genişletildiği bilgisini veren Yumaklı, IPARD III programının bütçesinin de 555 milyon avrodan 785 milyon avroya yükseltildiğini bildirdi. Bakan Yumaklı, 7 yıl uygulanacak olan programın 1. başvuru çağrısı kapsamında gıda işleme ve pazarlama sektörlerine yönelik 249 projenin toplam 2,3 milyar lira hibe desteği almaya hak kazandığını kaydetti. Program, IPARD kapsamında projesi kabul edilen üreticilere temsili hibe çeki verilmesinin ardından fotoğraf çekimi ile sona erdi. Programa Bakan Yumaklı’nın yanı sıra, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski, üreticiler ve davetliler katıldı.