ASAYİŞ - 28 Nisan 2012 Cumartesi 17:56

GAZİANTEP`TE 2. KATTAN DÜŞEN ÇOCUK ÖLDÜ

A
A
A
GAZİANTEP`TE 2. KATTAN DÜŞEN ÇOCUK ÖLDÜ

Mardin`den Gaziantep`e düğün için gelen ailenin 4 yaşındaki çocuğu, düğünün olacağı evin 2. katından düşerek hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, önceki gün Mardin`den bir yakınının düğünü için Gaziantep`in Şahinbey ilçesi Yeşilevler Mahallesi`ne gelen Pekince ailesinin 4 yaşındaki çocuğu Halil Pekince, düğünün yapılacağı evin terasına çıktı. İddiaya göre, burada duvar kenarında duran Halil Pekince, dengesini kaybederek yolun ortasına düştü. Kafa üstü düşen ve aşırı kan kaybeden çocuk, olay yerinde hayatını kaybetti. Çocuklarının düştüğünü gören aile ise sokağa çıkınca korkunç manzarayla karşılaştı. Sokak ortasında çocuğunun
cansız bedenini gören anne Zeynep Pekince gözyaşlarına boğulurken, sinir krizleri geçirdi. Çaresiz olan baba İbrahim Pekince ise oğlunun cesedi başında bir süre bekledi. Şoka giren baba, yakınları tarafından güçlükle olay yerinden uzaklaştırıldı. Bu sırada olay yerine gelen polis ekipleri ise cenazeye kimseyi yaklaştırmadı. Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından cenaze otopsi için morga kaldırıldı.
Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin ’Portfolyo Seçki Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, paydaşlarının destekleri ile düzenlediği ’Portfolyo Seçki Yarışması’nın Mersin bölümünde ödüller sahiplerini buldu. Adana, Mersin ve Hatay’daki üniversitelerin güzel sanatlar fakültesinde lisans, yüksek lisans ve sanatta yeterlilik öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen yarışmada, hikayelerini en iyi şekilde anlatmayı başaran 36 öğrenciye ödülleri verildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Adana Büyükşehir Belediyesi, Yenişehir Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi iş birliğinde, Kun Art Space ve D5 Sanat Ortamı koordinatörlüğünde, Kültürhane ve İstanbul Karşı Sanat’ın destekleriyle gerçekleştirdiği Portfolyo Seçki Yarışması’nın ödül töreni düzenlendi. Törende hikayelerini en iyi şekilde anlatmayı başaran 36 öğrenciye ödülleri verildi. Geçtiğimiz aylarda Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde açılışı yapılan, 2.’si Ahmet Yeşil Sanat Galerisi’nde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen sergi, 30 Kasım’a kadar sanatseverlere açık olacak. Serginin 3.’sü ise aralık ayında Beylikdüzü Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek. Ödüller sahiplerini buldu 10 seçici kurulun yer aldığı yarışmada; Mersin’de Lisans Başarı Ödülü’nü Sezen Karabulut, Yüksek Lisans Başarı Ödülü’nü Gülten Nur Gündoğdu, Doktora-Sanatta Yeterlilik Başarı Ödülü’nü ise Yüsra Dirik kazandı. Mersin Üretim Desteği Ödüllerini ise; Yüsra Dirik, Gülten Nur Gündoğdu, Sezen Karabulut, Pelin Yaşar, Fatih Sağlam, Kader Göçen, Simla Alara Savan, Dönay Öniş, Abdulmusa Yönyol, Gizem Teberik, Almina Aydemir ve Yasir Aktoprak kazandı. Hatay Lisans Başarı Ödüllerini ise; Ahmet Uçar, Zehra Dinç, Arzu Yıldız kazanırken; Üretim Desteği Ödüllerini; Ahmet Uçar, Zehra Dinç, Arzu Yıldız, Mutlu Can, Aynur Güder, Sinem Topaloğlu, Mahmut Esat Arvas, Sevda Avcu, Ayşe Özbek, Ece Sipahi, Samet Sadetaş ile Gizem Coşkun kazandı. "Sanatın her zaman takipçisi ve destekçisiyiz" Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin her zaman kent katılımını önemseyen, kültür ve sanatı kentin her bölgesinde yaygınlaştırmayı amaçlayan, sanata, sanatçıya ve sanat kurumlarına destek olmayı ilke edinmiş bir belediye olduğunu söyledi. Sanatın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması vizyonu ile çalışmalar ürettiklerini belirten Özdülger, "Biz her şekilde sanatın geliştirilmesi, yaygınlaştırılması, toplumla buluşturulması ve yeni bir vizyonla sanat yaklaşımının oluşturulmasını önemsiyoruz. Bu noktada Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak da sanatın her zaman takipçisi ve destekçisi olmaktan da inanılmaz keyif alıyoruz. Bu işin içerisinde yer almak bizim için çok kıymetli. Türkiye’nin başlıca konularından biri olan sanattaki vizyonun geliştirilmesi, yaklaşılması, sanatla buluşturulmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bizim için her zaman ufuk açıcı olan sanatın ve bilimin, hep bizimle olmasını istiyoruz. Bu noktada da görevimizi ve yapmamız gerekenlerin bilincindeyiz" dedi. "Bir gelecek projeksiyonu içindeyiz" Küratör ve koordinatör Veli Mert de Portfolyo Seçki Yarışması ile bir ilki gerçekleştirmekten dolayı oldukça mutlu olduğunu dile getirerek, özellikle pandemi ve 6 Şubat depremleri sonrası hem sosyal hayatta hem de eğitimde büyük açıkların oluştuğunu kaydetti. Buna dikkat etmek için böyle bir yarışma düzenlediklerini ifade eden Mert, yarışmanın ilk Adana’da başladığını, ikinci olarak Mersin’de gerçekleştiğini, son olarak ise İstanbul’da final yapacaklarını kaydetti. Projede pek çok kurum desteğinin yer aldığını da sözlerine ekleyen Mert, "Birlikte, yan yana geldiğimizde çok güçlü olduk. Arkadaşlarımız portfolyolarını daha lisans seviyesinde yapmaya ve inşa etmeye başladılar. Bir gelecek projeksiyonu içindeyiz" diye konuştu. "Projemizin, öğrencilerimiz için bir umut olmasını diliyoruz" Kun Art Space Kurucu ve Yöneticisi Elif Sezer ise küçük bir proje ile başlayan serüvenin bugün geldiği noktada, pek çok kurum tarafından destek bulmasının önemine değinerek, "Bu yarışmada ilk adımımız Adana oldu. Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın projeyi duyarak bizi desteklemeleri ve başkanlarımıza iletmeleri ile küçük bir galeriden, belediyelerin mekanlarına, oradan da İstanbul’a kadar uzandı. Projemizin, öğrencilerimiz için bir umut olmasını diliyoruz" dedi. "Bu yarışma, deprem bölgesinde sanat adına yapılan en iyi şey oldu" Hatay Üretim Desteği Ödülü’nü kazanan Sinem Topaloğlu, 3 farklı eserinin sergide yer aldığını, bunun da kendisi için gurur verici olduğunu ifade etti. Eserlerinde, geçen sene yaşanan 6 Şubat depremlerinden izlerin yer aldığını belirten Topaloğlu, "Biri depremde yaşadığım yerden etkilenerek yaptığım bir eser. Bütün duygularımı yansıtarak yaptım. Diğeri de depremden sonraki yaşadığım yer. Orada da ışıktan etkilenerek resmimi yapmaya çalıştım" diye konuştu. Hatay Üretim Desteği Ödülü’nü kazanan bir başka isim Zehra Dinç de Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Resim Bölümü öğrencisi olduğunu ve henüz mezun olmadan bu ödülü kazanmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Ödül kazanmanın kendisine ileride güzel katkılar sağlayacağını da ifade eden Dinç, "Ben deprem bölgesinden geliyorum. Bu yarışma, deprem bölgesinde sanat adına yapılan en iyi şey oldu. Orada bir sanat açlığı ve insanların anlaşılmaya ihtiyacı var. İnsanlar bu açlığı sanatla ifade edebiliyor" dedi. Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi lisans mezunu Ahmet Uçar ise 6 Şubat depremleri sonrası çok zorlu bir süreç geçirdiklerini ve depremden sonra sanat çalışmalarına dönmesinin kendisi için kolay olmadığını söyledi. Böyle bir yarışmada yer almasının oldukça sevindirici olduğunu aktaran Uçar, "Yerel yönetimlerin bizlere bize böyle destek vermeleri hem sevindirici hem de güzel. Yarışmaya başvuru yaparken, ’ödül veya derece alır mıyım?’ gibi bir düşüncem yoktu. Biz o psikolojiden tekrar çıkabilmenin yollarını aradığımız için, kendimizi sanata tekrar adadık. Bizim için unutulmaz güzel bir deneyim oldu" diye konuştu.
Sivas Sınıf öğretmeninin meslek aşkı: Emekli olmasına rağmen gönüllü olarak çalışmaya devam ediyor Sivas’ta emekli olmasına rağmen öğrencilerinden kopamayan sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, gönüllü her gün okula giderek okulun tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Sivas’ta 40 yıllık meslek hayatının ardından emekliye ayrılan 70 yaşındaki sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, öğretmenlik sevgisini emeklilikte de sürdürüyor. 17 yıl görev yaptığı Mimar Sinan İlkokulunda öğrencilerinden ve okulundan kopamayan Uzundağ, her gün okula giderek tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Uzun yıllar hizmet verdiği okulun çatısından duvarlarına, sınıf mobilyalarından bahçe düzenlemesine kadar birçok işi gönüllü olarak üstlenen Ömer Uzundağ, çalışmalarıyla hem okul yönetiminin hem de velilerin takdirini kazanıyor. Sadece öğrencilerine emek vermediğini vurgulayan Uzundağ, “Okulun ihtiyacı oldukça hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor” dedi. “Okul bana huzur veriyor” Torunlarının sesine tahammül edemeyip okuldaki çocukların cıvıltısıyla huzur bulduğunu belirten Uzundağ, “2 yıl önce Mimar Sinan İlkokulundan emekli oldum. Emekli olmama rağmen okulumdan ayrılamadım. Bu okulda yaklaşık 17 yıla yakın görev yaptım. Ben sadece öğrencilerime emek vermedim. Öğrencilerim dışında okulun her türlü tadilat ve tamirat işleriyle uğraştım. Burada görünen malzemelerin neredeyse tümü bana aittir. Tek çivi tanesini bile atmadım. Bulduğum çivileri getirdim burada bir malzeme dolabı oluşturdum. Okulun ihtiyacı oldukça da hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var benim. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor. Çoğu zaman okulu ben açarım. Öğretmen arkadaşlarım bana eksikleri söyler. Kapı kolları olsun, sıraların çıkan vidası olsun ne olursa gelir söylerler. Öğleden sonra çocukların dersi bitip gittiğinde benim mesaim o zaman başlar. Çocuklar gidince tamir görmesi gereken her şeyi yaparım. Gece 1’e kadar çalıştığımı bile biliyorum. Merdiven boşluğunu sınıf yaptım” ifadelerine yer verdi.
Antalya Dünyanın en iyi turizm köyü eşsiz güzellikleriyle misafirlerini bekliyor "Birleşmiş Milletler Turizm Teşkilatı tarafından düzenlenen En İyi Turizm Köyü Programı’nda, 2024 yılı değerlendirmelerinde Antalya’nın İbradı ilçesinde bulunan Ormana köyü ’en iyi turizm köyü’ unvanını kazandı. Tarihi dokusu, eşsiz doğal güzellikleri ile Ormana’nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınmaya yaptığı katkı uluslararası düzeyde tescillenmiş oldu. Antalya’nın İbradı ilçesine bağlı, Torosların zirvesinde bulunan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da köyü olan, Son yıllarda alternatif turizmde Antalya’nın önemli bir yer alan ve Ormana, tarihi düğmeli evleri ve 57 yıllık üzüm festivali geleneğiyle Dünya Turizm Örgütü tarafından ’2024 Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ seçildi Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) kültür ve gelenekleri koruyan, çeşitliliği kutlayan ve biyolojik çeşitliliği güvence altına alan dünya köylerini öne çıkarmak için 2021 yılında başlattığı Dünya Turizm Köyü Listesi’nin, 2024 sonuçları açıklandı. Dünyanın dört bir yanından 55 köyün yer aldığı listede Türkiye’den de bir köy seçildi. Listeye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da köyü olan Ormana girmeyi başardı. Antalya’nın İbradı ilçesindeki eski bir Yörük köyü olan Ormana, Torosların zirvesinde, Manavgat Çayı’nı besleyen derelerin arasında yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından başvurusu yapılan Ormana, tarihi düğmeli evleri ve 57 yıldır düzenlenen üzüm festivalinin yanı sıra doğal, kültürel ve kırsal turizm faaliyetleriyle dikkat çekiyor. "2024 yılında Türkiye’den seçilen tek köy" Ormana’da tarihi düğmeli evlerin restorasyonunu ve turizme açılmasını sağlayan Özgüven Vakfı başkanı turizmci Tolga Özgüven, Ormana için ilk olarak 2021’de muhtarlık olarak Dünya Turizm Örgütü’ne bulunduklarını fakat o yıl üçüncü seçildiklerini söyledi. Bu yıl Dünya Turizm Örgütü nezdinde Dünya Turizm köyü seçildiklerinden dolayı bölge halkı olarak çok sevinçli olduklarını anlatan Özgüven, “Bu aslında 2021 yılından itibaren süre gelen bir çalışmanın eseridir. 2021 yılında TGA aracılığı ile Muhtarlığımız üzerinden bu başvuruyu yapmıştık. 2021 yılından sonra da çalışmalarımızı bırakmadık. 3 senenin vermiş olduğu tecrübe ve form iyileştirmesiyle dosyamızı daha da iyi bir şekle getirip eksikliklerimizi tamamlayıp bu unvana sahip olmuş olduk ve TGA aracılığıyla bu yıl için yaptığımız başvuru neticesinde Ormana dünyada 55 köyle birlikte bu yıl Türkiye’den seçilen tek köy oldu. Bu kapsamda Başta TGA çalışanları olmak üzere Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde burada emeği geçen tüm STK’ları güzel bir başarı hikayesine imza atmış oldular. Bu ekibin içerisinde de yer almaktan mutlu olduğum gibi böyle bir başarıyı taçlandırmış olduk” diye konuştu. Düğmeli evler restore edilerek butik otele dönüştürüldü Köyde 80 oda ve 170 yatak kapasiteli düğmeli evlerden oluşan 7 butik otel ve ev pansiyonların bulunduğunu da anlatan Tolga Özgüven, Dünya Turizm Örgütü’nün Dünyanın En İyi Turizm Köyleri Listesi’ne girmekten dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Özgüven, bu kararın hem Antalya hem İbradı ve bölgedeki turizm için çok önemli ve değerli bir ünvan olduğunu dile getirdi. Özgüven, "Çok sevinçliyiz, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un destekleri ve tüm köylümüzle senelerdir verdiğimiz emeklerin bir neticesi" dedi. “En eski düğmeli ev 400 yıllık” Özgüven Vakfı olarak bu bölgeyi kalkındırmak için Son on yıldır bu bölgeyi turizm destinasyonu haline getirdiklerini ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiğini söyleyen Özgüven, “Bölgemiz düğmeli evleri ile meşhurdur. Baktığımız zaman düğmeli evler Yörük kültüründen gelen harçsız, tamamen yığma taştan yapılmış ve sedir ağacından oluşma bir iskelet yapısına, kitleme mekanizmasına sahip evlerdir. Bu kitleme mekanizmasından dolayı bunlara düğmeli evler denmiş. Köyümüzde bu evlerden 300 civarındadır. Bu kültür 850 yıllık bir tarihe sahiptir. Ormana’da en eski ev 400 yıllıktır. Ormanada ortalama evler ise 300 yıllıktır. Ayrıca kökleri Osmanlı Sipahi ocağına uzanan Eynif Ovasında yılkı atları, tarihi İpek Yolu güzergahında olmamız gibi tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerimiz ile doludur” diye konuştu.