TEKNOLOJİ - 09 Aralık 2023 Cumartesi 11:01

Uzmanına göre TikTok’a sınırlama getirilmeli

A
A
A
Uzmanına göre TikTok’a sınırlama getirilmeli

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dijital Mecralar Komisyonu’nun gündeminde yer alan TikTok’a sınırlama getirilme konusunu değerlendiren Bilgisayar Yüksek Mühendisi ve Avukat Murat Osman Kandır, söz konusu sınırlamanın aile mahremiyeti ve oluşabilecek istismarların önüne geçilmesi için faydalı olacağını belirtti.


Dünyada milyonlarca kullanıcının kısa süreli çeşitli türde videolar paylaştığı veya canlı yayın yaptığı TikTok isimli dijital platformun günden güne kullanıcısı artıyor. Günümüzün en popüler sosyal medya mecralarından olarak öne çıkan TikTok’ta 3 dakika ila başlayan yayınlanan videoların uzunluğu önce 10 dakikaya ardından da 15 dakikaya kadar yükseliyor. Yaklaşık 32 milyon kullanıcısının olduğu tahmin edilen Türkiye’de bu dijital platformda profil oluşturma yaş sınırı 13 olarak biliniyor. Son günlerde ise TikTok’ta kullanıcılar arasında bin adet takipçiye ulaşan ve canlı yayın yapan kişilere 37 kuruştan başlayıp 6 bin liraya kadar ulaşan hediyeler de gönderilebiliyor.


Türk aile yapısına uygun olmayan içeriklerin yer alması, yaş kontrolünün olmaması, küfür, argo gibi söylemlerin çoğalması, şiddet ve siber zorbalığı özendiren birçok etkenden dolayı Türkiye’de TikTok uygulamasının yasaklanması gündeme geldi. Toplumun ahlak yapısını bozduğu iddia edilen bu içeriklerin üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dijital Mecralar Komisyonu, tartışmaların odağında olan TikTok’a bir takım cezai yaptırımlar uygulayabilir. Eskişehirli Avukat Murat Osman Kandır, son zamanlarda bağımlılık haline gelen bu uygulamaya gelecek her türlü yaptırımın yerinde olacağını ifade etti.



“Özellikle 18 yaşa kadar olan çocuklar için aile mahremiyetini sarsan bir uygulama”


Söz konusu uygulamanın aile yapısını tehdit eden bir yapısının olduğunu belirten Avukat Kandır, profil oluştururken yaş sınırlamanın olmamasının burada bir dezavantaj oluşturduğuna işaret etti. Türkiye’de bu uygulamada profil oluşturma yaş sınırının 13 olması sebebiyle herkesin video çekip, canlı yayın yapabildiğini dile getiren Kandır, “TikTok, sosyal medya uygulamalarının çoğunda olan ve bizim anayasamızda özel bir kanunla korunan aile yapısını bozmaya yönelik bazı eksikliklere sahip. Aile yapısını tehdit eden bir yapısının olduğunu görüyoruz. Sosyal ağ uygulamalarında profil oluştururken bir yaş sorgulaması yok. Sadece görünürde olan bir yaş sorgulaması var. Profil açarken yaşın beyan edilmesi istenir. Kendi yaşınızı beyan edersiniz ve o beyanı doğru kabul eder. Bunu tüm sosyal medya uygulamalarının profil oluşturma şartlarında görüyoruz. Bizim ülkemizde de TikTok için 13 yaş sınırı var. 13 yaşında üzerinde herkes bir profil oluşturabiliyor. Video paylaşabiliyor ve aynı zamanda canlı yayın yapabiliyor. Bu oldukça tehlikeli bir paylaşım türü. Çünkü burada kontrol edilemeyecek bir paylaşıma neden oluyor. Özellikle 18 yaşa kadar olan çocuklar için aile mahremiyetini sarsan bir uygulamadır. 13 yaşından büyük herkesin paylaşım yapabilmesi ve paylaşılan içerikleri izleyebilmesi oldukça sıkıntı oluşturuyor” diye konuştu.



“Kişisel veriler kapsamında çok tehlikeli paylaşımlar hem de kişinin mahremiyetine de bir saldırı”


Çin kökenli bir uygulama olmasına rağmen oradaki halkın başka bir uygulama kullandığından söz eden Kandır, bahse konu olan uygulamada Türkiye’de kadın kullanıcı sayısının çok olduğunu ve bu yüzden boşanma hadiselerinin görüldüğünü söyledi. Kandır, konuya ilişkin şöyle devam etti:


“Dünyanın birçok ülkesinde bu tür tartışmalar devam ediyor. Çin’de yazılan bir uygulama olmasına rağmen orada TikTok yasak. Çin’de sadece halkın kullandığı başka bir kısa video paylaşımı uygulaması var. Bazı ülkelerde bu yaş sınırlamasının yükseltiliyor. Ülkemizdeki istatistiklere göre, kadın kullanıcılarının çok olduğu bir uygulama. Boşanma davalarında da karı kocanın aldatma tabanlı istekleri olduğu görülüyor. Bunun altında da aile mahremiyeti olgusunun TikTok ve benzeri uygulamalarda sarsıldığını görüyoruz. Ev, iş mahremiyeti gerçekten sarsılmış vaziyette. Videoları izlediğimizde evden ve çeşitli iş yerlerinden yayın yapılıyor. Asker ve polis gibi üniforma giyen meslek gruplarına yönelik kişilerin video çekip canlı yayınla paylaştığı görülüyor. Özellikle askerlik mesleğini icra ederken görev başında yapılan bu paylaşımlar istihbarat açısından da sıkıntı oluşturuyor. Kişisel veriler kapsamında çok tehlikeli paylaşımlar hem de kişinin mahremiyetine de bir saldırı.”



“Sınırlamanın gelme konusu olumlu bir gelişme”


Son olarak TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nun gündeminde olan TikTok’a sınırlama gelmesi gelişmesine de değinen Kandır, alınacak olası bir kararın faydalı olduğu görüşünü aktardı. Türkiye’de TikTok uygulamasına gelmesi muhtemel bir sınırlamanın hem toplum mahremiyetinin yeniden kazandıracağını hem de istismarların yok edileceğine dikkat çeken Kandır, “Eğer bir uygulamayı sınırlayamıyorsanız, net bir yaş grubunun kontrolünü yapamıyorsanız mutlaka sınırlama yoluna gidilmesi gerekiyor. Aksi halde aile yapısı derinden sarsılacak. Çocuklar kontrolsüz bu uygulamadaki paylaşımları izleyebiliyor ve kendileri de buradan paylaşım yapıyor. Gözümüz gibi baktığımız çocuklarımızı dijital alanda koruma olasılığımız kalmıyor. Bu nedenle oldukça olumlu bir gelişme. En kısa zamanda böyle bir sınırlamanın gelmesi hem toplumun mahremiyet duygusunun yeniden kazanılması hem de bu alandaki istismarların da engellemesine neden olacak” şeklinde konuştu.



Uzmanına göre TikTok’a sınırlama getirilmeli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de "11. Şeb-i Yelda’da Şiir" programı düzenlendi Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla yılın en uzun gecesinde gerçekleştirildi. Gecede, Gazze ve Şam gibi şehirlere şiir aracılığıyla selam gönderildi. Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla Esenler Çifte Havuzlar Mahallesi’ndeki Otağ-ı Hümayun’da gerçekleştirildi. Düzenlenen gecede Abdülbaki Kömür, Emrullah Uzun, Huzeyfe Dalmaz, Nur Haktan, Nurettin Durman, Nurullah Genç, Recep Garip, Selahattin Kocaaslan, Şeref Akbaba, Tayfun Ayaz ve Yusuf Özkan Özburun gibi şairler ve yorumcular şiirler seslendirdi. Şairler tarafından şiir aracılığıyla Gazze ve Şam gibi tüm şehirlere selam gönderildi. Programa vatandaşların yoğun ilgisi olurken gecede tüm katılımcılara nar ve salep ikram edildi. “Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek” Programda konuşan ESEV Genel Sanat Yönetmeni, şair ve bestekar Abdülbaki Kömür, “Bir gelenek oldu. Her yıl bir konu belirlenip o konu çerçevesinde şairler ve şiir icra eden tiyatro sanatçıları ya da sunucu arkadaşlarla birlikte her yıl tertiplenen bir program. Malumunuz yılın en uzun gecesi. Osmanlı’da bir gelenek olarak icra edilen bir gece. Bu geleneği Esenler Belediyemiz de bir şekilde devam ettiriyor. Uzun gecelerde insanlar bir şeylerle meşgul olurlar. Geçmişte şiirle, sanatla insanları buluşturmuşlar. Belediyemiz o geleneğe istinaden şiirle kendi hemşerilerini buluşturuyor. Umarım güzel bir gece olur. Şiir, biliyorsunuz, sanatın damıtılmış halidir. Sözün damıtılmış halidir. Yüzlerce kelime ile anlatabileceğimiz bir mevzuyu şiirle çok kısa imgelerle insanlara iletebilirsiniz. Şiirle şuur aynı kökten gelme derler. Bu uzun gecenin uzunluğunun idrakine varmak. Gecenin uzun olmasının çok fazla bir ehemmiyeti yok. Çünkü ardından gündüzü beklersiniz. O gündüzlerin geleceğini tahayyül etmeyi ancak şiir ile yapabilirsiniz. Bugünkü tema ‘Şehir’. Ancak bizim kültürümüzde kadim şehirler vardır. Kudüs, Mekke, Medine, İstanbul, Kahire, Bağdat gibi şehirler. Muhtemelen şair arkadaşlar bir yandan şu anda İslam coğrafyasında, özellikle Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek. Mesela benim okuyacağım şiirin adı Kudüs. Hem bir şehri anlatacağım hem de Kudüs’ü anlatacağım. Orta Doğu’da yaşamış olduğumuz ya da idrak etmiş olduğumuz bu hadiseyi bir şekilde dile getirmiş olacağım. Muhtemelen diğer şair arkadaşlarımız da bu manzaraya dikkat çekecekler” dedi.
Hatay Ülkelerine dönüş hazırlığı yapan Suriyeliler yeni yaşamları için altınlarını bozduruyorlar Hatay’da yaşayan Suriyeliler ülkelerine döndüklerinde yeni bir yaşam kurabilmek için ziynet eşyalarını bozdurmaya başladılar. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, ülkelerine dönen Suriyelilerin kuracakları yeni hayatlarında nakit paraya ihtiyaç duyarak ziynet eşyalarını dönüş için satmaya başladıklarını söyledi. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeliler, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasının ardından ülkelerine dönmeye başladı. Ülkelerine dönen Suriyelilerin en çok ihtiyaç duydukları şeyse yeni yaşamları için gerekli olan nakit para olmuş durumda. Hatay’da yaşayan Suriyeliler, emek vererek biriktirdikleri altınlarını yeni yaşamlarını kurmak için bozdurmaya başladılar. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, Suriyelilerin yeni yaşamları için altınlarını bozdurduklarını ifade ederek altının fiyatının bir süre daha yükselmesini öngörmediklerini söyledi. Suriyelilerin nakit ihtiyacını karşılamak için emek vererek ziynet eşyalarını bozduklarını dile getiren Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, “Savaştan sığınarak Türkiye’ye gelen insanlar, Esad rejiminin devrilmesinin ardından ülkelerine dönmeye başladılar. Ülkemizde yaşayan ve emek vererek birikim yapan Suriyeliler, ülkelerine döndüklerinde hayatlarına devam ettirebilmek ve yeni bir yaşama başlamak için nakit paraya ihtiyaç duyacaklar. İnsanlar nakit para ihtiyaçlarını karşılamak için emek vererek biriktirdikleri altınlarını bozdurmaya başladılar. Bu bozdurulan altınlar tekrar piyasamızda geri dönüşüme geçip yeni modeller şeklinde vitrinlerimizde yerini alıyor. Bu olaylar öncesinde talep daha fazlaydı, üretim yaparken külçe altınları kullanıyorduk. Şimdi durum değişti ve bu sefer Suriyelilerden gelen yoğun altın bozdurmalarından kaynaklı talep azaldı, nakite olan ihtiyaç arttı. İnsanlar altın bozdurarak elde ettikleri paralarla Suriye’de gidip; evlerini, iş yerlerini ve tarlalarını işler hale getirmeye çalışacaklar” dedi. “Altın şuan durağan seviyede ve bir süre daha düşer ardından da tekrar toparlar diye düşünüyoruz” Altında bir süre daha yükseliş beklemediklerini dile getiren sarraf Güney, “Arz talep dengesinde Suriyelilerin yoğun altın bozdurmasından dolayı altının bir süre yükselmesini öngörmüyoruz. Bir süre daha stabil bir şekilde hareket eder. Suriyelilerin Esad’ı devirmesiyle altın gerileme süreci yaşadı. Altın şuan durağan seviyede ve bir süre daha düşer ardından da tekrar toparlar diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. “Suriye’ye dönen herkesin hasarı var ve insanlar yeniden yaşam kuracak, insanların elinde kağıt para olması gerekiyor” İnsanların dönüş için altınlarını kağıt paraya çevirmeye başladıklarını dile getiren Suriyeli kuyumcu Amir Kindavi, “Esad rejimi düştükten sonra burada yaşayan Suriyeliler ülkelerine dönmeye başladılar. Burada satın aldıkları altınları da kağıt paraya çevirmek için satmaya başladılar. Orada altını kullanması zor. Türkiye içinde güzel bir gelişme olacak. Suriye’ye dönen herkesin hasarı var ve insanlar yeniden yaşam kuracak, insanların elinde kağıt para olması gerekiyor. Daha ilk haftada çok yoğunluk olmadı ama ilerleyen zamanda yoğunluk olacak. Şuan altınlarını dolara dönüştürmek için gelenler oldu” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin’deki rüşvet operasyonu zanlıları adliyeye sevk edildi Mersin’de ’zincir’ adı verilen rüşvet operasyonunda gözaltına alınan ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 114 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce, Mersin Gümrük İdaresinde görevli memurlar, gümrük müşavirleri ve müşavirlik çalışanlarına yönelik menfaat sağlama şüphesiyle yürütülen ve yaklaşık 10 ay süren projeli soruşturma kapsamında düzenlenen rüşvet operasyonunda gözaltına alınan 114 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. İşlemleri tamamlanan 34’ü kamu görevlisi toplam 114 şüpheli, bu sabah erken saatlerde sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Zanlıların sevki sırasında adliye önünde toplanan yakınlarının alkışla tempo tutması dikkat çekti. Rüşvetin tarifeye bağlandığı iddia edildi İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince yaklaşık 10 aydır devam eden projeli çalışmada, gümrük müşavirlerinin ve müşavirlik çalışanlarının gümrük görevlilerine her işlem başına rüşvet verdikleri, rüşvet ilişkisinin belli bir tarifeye ve rutine bağlandığı belirlendi. Ayrıca herhangi bir usulsüzlük olmayan işlemlerden sabit bir ücretin alındığı, usulsüzlük olması halinde ise işin mahiyetine göre döviz olarak rüşvet alındığı ortaya çıkartıldı. 10 ay süren hassas ve titiz çalışmaların arından düzenlenen operasyonda, 34’ü kamu görevlisi 114 şüpheli gözaltına alındı. Yüklü miktarda para ve altın ele geçirildi Polisin gözaltına aldığı şüphelilerden bir kısmı dolar olmak üzere 1,5 milyon TL , 42 gram külçe altın, 18 bilezik, 1 altın kemer, 2 altın zincir kolye,1 reşat altını, 64 tam altın, 11 yarım altın, 63 çeyrek altın, 3 ruhsatsız tabanca, 9 adet lüks marka saat ve uyuşturucu hap ele geçirildi.