ÇEVRE - 08 Kasım 2024 Cuma 13:59

Tepebaşı’nda tarım arazilerindeki kaçak yapılar yıkılıyor

A
A
A
Tepebaşı’nda tarım arazilerindeki kaçak yapılar yıkılıyor

Tepebaşı Belediyesi, Alınca Mahallesi’nde tarım arazisine kaçak olarak yapılan ve ‘Hobi Bahçesi’ adı altındaki imara aykırı yapıların yıkım işlemlerini gerçekleştiriyor.


Tepebaşı Belediyesi, ilçe sınırları içinde bulunan imara aykırı yapılaşmalara karşı çalışmalarını sürdürüyor.


Alınca Mahallesi 10892 ada 16 parselde yer alan tarım arazilerine izinsiz olarak olarak yapılan yapılara; 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa istinaden, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İl Toprak Koruma Kurulu tarafından alınan yıkım kararları doğrultusunda; belediye ekiplerince de gerekli tespitler yapılarak, 3194 Sayılı İmar Kanunu gereği kaçak yapıların yıkımına karar verildi. Yasal süreleri tamamlanan kaçak yapıların tahliye ve yıkımına, Tepebaşı Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü koordinasyonunda başlandı.


Yıkım işlemleri Tepebaşı İlçe jandarma Komutanlığı unsurları ve jandarma asayiş komando bölüğü tarafından alınan güvenlik tedbirleri eşliğine ve bakanlık tarafından belirlenen prosedürler çerçevesinde yürütülüyor.



“Yasal dayanağı olmayan hobi bahçelerine itibar etmeyin”


Tepebaşı Belediyesi yetkilileri, “Tarım Arazilerine ‘Hobi Bahçesi’ adı altında yapılan izinsiz, ruhsatsız, kontrolsüz yapılaşmalar pandemi sürecinde artmış olup, yeni bir İmar Barışı ile affa uğrayabilir beklentisi ile de hız kazanmıştır. İhtiyaçlar ve beklentiler kanunlara aykırı davranmaya gerekçe olmamalıdır. Vatandaşlarımızı hak kaybına uğrayarak mağduriyet yaşamamaları için, bu yasal dayanağı olmayan hobi bahçelerine itibar etmemeleri, yasalara uygun davranmaları konusunda yeniden uyarıyoruz” denildi.



Tepebaşı’nda tarım arazilerindeki kaçak yapılar yıkılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Vücut geliştirme sporcusu uyuşturucudan tutuklandı Aydın ve İzmir’de narkotik polisleri tarafından gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlar kapsamında aralarında vücut geliştirme sporcusunun da olduğu 5 şüpheli yakalanırken, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler 3’ü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretinin önlenmesine yönelik çalışmaları aralıksız sürüyor. Gerçekleştirilen operasyonlarla uyuşturucu tacirlerine nefes aldırmayan ekipler başarılı operasyonlarına yenilerini ekledi. Edinilen bilgiye göre, uyuşturucu madde ticareti ve kullanımını önlemeye yönelik olarak uzun süreli takip sonucunda 5 şüpheli şahsın birçok şahsa uyuşturucu madde sattığı belirlendi. Aydın ve İzmir illerinde yapılan eş zamanlı operasyonlarda C.İ. (22), M.Ç. (24), B.Ü. (25), Y.Ş. (20) ve B.T.Y. (24) isimli şüpheliler gözaltına alınırken, satış yaptıkları şahıslar hakkında uyuşturucu madde kullanmaktan adli işlem yapıldı. Operasyon kapsamında; 6 parça halinde toplam 3 kilo 150 gram skunk, 2 parça halinde toplam 1,7 gram metamfetamin maddesi ele geçirildi. Vücut geliştirme sporcusunun da aralarında bulunduğu 3 şüpheli tutuklandı Emniyetteki işlemlerinin ardından aralarında vücut geliştirme sporcusu B.Ü.’nün de bulunduğu C.İ. ve M.Ç. adliyeye sevk edildi. Adliyede hakim karşısına çıkartılan şüpheliler uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Y.Ş. ve B.T.Y. isimli şüpheliler hakkında ise adli tahkikatın sürdüğü öğrenildi.
Ankara ABB Başkanı Yavaş: "Sözü edilen rakamlar organizasyonların toplam maliyetini yansıtmaktadır ve bu miktarın tamamı sanatçılara ödenen ücretler değildir" Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Sözü edilen rakamlar, organizasyonların toplam maliyetini yansıtmaktadır ve bu miktarın tamamı sanatçılara ödenen ücretler değildir. Sanatçılara ödenen bedel, organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçasıdır" dedi. ABB Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’da ödendiği iddia edilen konser ücretleri ile ilgili açıklama yaptı. Basına yansıyan ücretlerin tamamının sanatçılara ödenen ücretler olmadığını belirten Yavaş, sanatçılara ödenen bedelin organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçası olduğunu kaydetti. Başkan Yavaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 101’inci yılına özel düzenlediğimiz konser etkinliğinin bütçesi ile ilgili bazı basın yayın organlarında yer alan haberler sonrası başlattığımız soruşturma ve inceleme tamamlanmak üzeredir. Buna ilave olarak 19 Mayıs’ta Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı özelinde düzenlediğimiz bir dizi konser etkinliğinin bütçesiyle ilgili dile getirilen iddialar da soruşturma ve inceleme kapsamına alınmıştır. Kalem kalem nereye ne kadar harcandığını tüm şeffaflığı ile ortaya koyacağımız etkinlik giderleriyle ilgili yakında kapsamlı bilgilendirmeyi kamuoyuyla paylaşacağız. Şurası bilinmelidir ki bahsedilen rakamların yürütülmeye çalışılan algı operasyonunda iddia edildiği gibi olmadığı açıktır. Gerek iktidar partisine mensup belediyelerin, bakanlıkların ve gerekse bizden önceki döneme ait etkinliklerin giderlerini karşılaştırmalı bir şekilde tek tek ortaya koyacağımızın bilinmesini isteriz." "Sanatçılara ödenen bedel, organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçasıdır" Ortaya çıkan ücretlerin sadece sanatçıya ödenen miktar olmadığını belirten Yavaş, "Öncelikle sözü edilen rakamlar, organizasyonların toplam maliyetini yansıtmaktadır ve bu miktarın tamamı sanatçılara ödenen ücretler değildir. Sanatçılara ödenen bedel, organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçasıdır. Kalan tutarlar ise etkinliklerin diğer masraflarını, örneğin ses düzeni, sahne kurulumu, teknik ekipman, ulaştırma ve diğer organizasyon giderlerini kapsamaktadır. Tüm harcama kalemleriyle birlikte detaylı açıklamayı önümüzdeki günlerde Belediye Meclisimizde paylaşacağız. Ankaralılar müsterih olsun. Teftiş sonucunda kim olursa olsun kusuru ve suçu olan varsa kimsenin arkasında olmayacağız, bizzat belediyemiz tarafından savcılığa şikâyette bulunulacaktır" ifadelerine yer verdi.
Kastamonu Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında Kastamonu Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, Avrupa’da organ bağışının yüzde 40-50 civarında iken bu oranın Türkiye’de yüzde 4-5’e kadar düştüğünü belirterek, bunun da sebebinin bilinçlendirmedeki eksikliklerden kaynaklandığını söyledi. Kastamonu Üniversitesi ile Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Organ Bağışı Haftası etkinlikleri çerçevesinde konferans düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Organ ve Doku Bağışı” ile ilgili düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Özgür Yılmaz, “Amacımız Türkiye ve dünyada olduğu gibi binlerce organ bekleyen diyaliz hastaları, böbrek yetmezliği hastaları, karaciğer nakli bekleyen hastalarımızın derdini anlatabilmek. Burada tip fakültesi öğrencilerimiz ve hemşirelik öğrencilerimiz için bu sempozyum bir ders niteliğinde olmakla birlikte bu işin aslında ders kitaplarında yazmayan sizlere elinizde şuan için öğretilmemiş olan sosyal ve dini kısmını anlatabilmek” dedi. “Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı” Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı en büyük devrimin sağlık alnında olduğunu anlatan Vali Yardımcısı Hakan Kubalı ise, “23 Nisan 1921’de TBMM’de açıldı. Anadolu işgal altındaydı ve bu şartlarda 23 Mayıs 1920 aradan 12 gün geçmiş ve Sağlık Bakanlığı kuruldu. Atatürk’ün yaptığı ilk iş Sağlık Bakanlığını kurmak olmuş. Daha sonra yurdun dört bir yanında sağlık ocakları, İstanbul Üniversitesine bağlı Tıp Fakültesi açıldı. Sağlık kanunları çıkarıldı. Türkiye sağlık alanında büyük bir devrim yaptı. Belki Atatürk’ün yaptığı devrimler içerisinde çok yer verilmiyor ama yapmış olduğu en büyük devrimlerin başında Türkiye’de sağlık alanında yaptığı devrimler geliyor. Bugün görürüsünüz illerde, ilçelerde her yerde verem savaş dispanserleri var. Kanserle savaş için kurulmuş kurumlar, araştırma birimleri var. Bütün bunların önünü Atatürk açtı. 1960’lı yıllara geldiğimizde sağlık hizmetlerinde sosyalleştirilmesi hakkında kanun çıkarıldı. Bu kanunla birlikte Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı. Sağlık hizmetleri bütün vatandaşlarımıza ücretsiz ve eşit olarak verilmeye başladı” diye konuştu. Sağlık hizmetlerine büyük önem verdiklerini ifade eden Vali Yardımcısı Kubalı, “Anayasada da sağlık yaşama hakkı olarak geçmektedir. Türk vatandaşlarına bu hakkın teslim edilmesi gerektiğine bütün anayasalarımızda olduğu gibi yer almaktadır. Sizler bugünün gençleri, yarının sağlık personelisiniz. Vatandaşlarımıza en temel yaşam haklarını sunarak onlara yardımcı olacaksınız. Bu bilinçle görev yapmanızı diliyorum. Sayın Valimizin ve İl Sağlık Müdürümüz Çağdaş Derdiyok ile çok değerli yöneticileri, sağlık sektöründe ilimizde çok güzel işler yapıyoruz. Taşrada açılan böbrek hastaları için birimleri, bütün ilçe hastanelerinin İyileştirilmesi, il merkezindeki, Hastane’mizin teknolojik imkânlarının geliştirilmesi alanında çalışmalar yaptık. Sağlık hizmetlerini vatandaşlarımıza en iyi şekilde vermek için kadrolaşma hizmeti ile en iyi şekilde çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Avrupa’da yüzde 50 olan organ bağışı, Türkiye’de yüzde 4’tür, bu kabul edilebilecek bir oran değil” Organ nakilleri hakkında açıklamalarda bulunan Kubalı, şöyle konuştu: “Organ nakli 1902 yılında dünyada ilk organ nakli yapılması özellikle 1’nci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nda yapılmaya başlanmıştır. 2’nci Dünya Savaşı’ndaki askerlerin yaralanmalar karşısında organlarını yitiren askerlerin yerine sağlam olanlara organlarını bağışlamışlar. Dünyada 1952 yılında ilk kalp nakli yapılıyor. Türkiye’de de Prof. Dr. Mehmet Haberal, 1975 yılında ilk böbrek naklini gerçekleştiriyor. Yaklaşık 50 yıllık bir tecrübemiz var. Şu an Türkiye’de organ nakli yapan çok uzman sağlık personellerimiz var. Avrupa Birliği’nde organ nakli vatandaşların yüzde 50-60’ını buluyor. Maalesef Türkiye’de bu oran çok düşük. Yüzde 4-5 civarında. Bu kabul edilebilecek bir oran değil. Oysa Türk milleti ki bütün dünyada insancılığıyla dünya tarihine adını yazdırmış büyük bir millet. Biz organlarımızı bağışlayarak örnek olmalıyız. Organ nakli vatandaşlarımızın birçoğunun bildiği gibi organ nakli yapanların sağlığına zarar veren bir şey değil. Zaten büyük oranda organ nakli beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların daha önce verdikleri tanık ve doktor raporu ile gerçekleşen bir süreç. Organ nakli konusunda yapılan çalışmalar tıp etiği ve teorisinin bir gereğidir. Yaşam hakkının gereğidir. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu konuda millet olarak yeteri kadar bilinçlendirilmiş değiliz. Bu çalışmalarla bu bilinçlendirilmeler aşılanacak. Sizler sağlık alnında hepiniz birer lidersiniz. Özellikle organ nakli konusunda doğruları anlatacak liderlersiniz” ifadelerini kullandı. “Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla” Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Organ ve Doku Nakli İl Koordinatörü Prof. Dr. Zahide Doğanay da, “Organ bağışı konusunda ne yazık ki çok gerideyiz. Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla. Her gün 3 kişi, yılda 2 bin 500 kişi yeterli organ bağışı yapılmadığı için hayatını kaybediyor. 2023 yılında Sağlık Bakanlığının verilerine göre, böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449’dur. Karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı bin 422, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204 ve pankreas nakli bekleyen hasta sayısı da 277’dir. Bu sayılarda ne yazık ki gittikçe artmaktadır” dedi. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organ ve doku bağışı standı kuruldu. Stantta konferansa gelen davetlilere organ ve doku bağışı hakkında bilgilendirme yapılarak bağışta bulunmak isteyenlerin bilgileri alındı.