EKONOMİ - 12 Ağustos 2024 Pazartesi 16:26

ESO Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sertifikası aldı

A
A
A
ESO Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sertifikası aldı

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımıyla YEK-G (Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti) Sertifikası aldı. ESO, 2024 yılı ocak-haziran döneminde 46MWh’lik elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından ürettiğini YEK-G sertifikasını alarak teyit etti.


ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine dikkat çekti. Kesikbaş, YEK-G sistemin elektrik üretim ve tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmayı amaçladıklarını vurgulayarak, “ESO olarak güzel bir başarıya daha imza attık. İklim değişikliğiyle mücadele sürecinin en önemli unsuru olan durağan enerji tüketimi kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak ise kaçınılmaz hale geldi. Bu çerçevede, 2053 sıfır karbon hedefine ulaşmak için temiz ve yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: "Sokak röportajlarına yönelik denetimlerimiz daha da sıkılaştırılarak kararlılıkla sürdürülecektir" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Toplumu kin ve düşmanlığa sevk eden, ayrımcılığı körükleyen bu tür içeriklere asla müsamaha gösterilmeyecek, sokak röportajlarına yönelik denetimlerimiz daha da sıkılaştırılarak kararlılıkla sürdürülecektir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak, vatandaşlarımızın onuruna, itibarına ve kişilik haklarına yönelik her türlü ihlale karşı hassasiyetle yaklaşmaya ve görsel-işitsel medya alanında hukukun ve etik ilkelerin korunması için gereken adımları atmaya devam edeceğiz" dedi. Şahin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Daha önce yaptığımız açıklamalarda çeşitli mecralarda yayınlanan ’sokak röportajları’ adı altında yapılan içeriklerin toplumda ayrışmaya, manipülasyona ve yanlış bilgilendirmeye yol açtığını belirtmiş ve bu tür yayınların takipçisi olacağımızı ifade etmiştik. Ancak üzülerek görüyoruz ki, bazı çevreler toplumumuzun hassasiyetlerini hiçe saymakta, insan onurunu ayaklar altına alan, belirli kesimleri hedef gösteren ve nefret söylemini körükleyen yayınlarına ısrarla devam etmektedir. Son olarak, bir vatandaşımıza yönelik gerçekleştirilen, ahlaki ve hukuki sınırları aşan, ağır hakaret ve saygısızlık içeren sokak röportajı, basın meslek ilkeleri ve ifade özgürlüğü kapsamı dışında kalan açık bir hak ihlali niteliği taşımaktadır. Sokak röportajı adı altında vatandaşımızın eğitimini, kültürünü, kişiliğini bilmeden, tahkir ve aşağılamalarda bulunarak hakaret eden bu kişi hakkında gerekli hukuki süreç başlatılmış olup, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. Ayrıca, toplumu kin ve düşmanlığa sevk eden, ayrımcılığı körükleyen bu tür içeriklere asla müsamaha gösterilmeyecek, sokak röportajlarına yönelik denetimlerimiz daha da sıkılaştırılarak kararlılıkla sürdürülecektir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak, vatandaşlarımızın onuruna, itibarına ve kişilik haklarına yönelik her türlü ihlale karşı hassasiyetle yaklaşmaya ve görsel-işitsel medya alanında hukukun ve etik ilkelerin korunması için gereken adımları atmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara İletişim Başkanı Altun: "Türkiye, darbe yapılacak, vesayet odaklarının istediği gibi at koşturabileceği bir ülke değildir" İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "27 Nisan’ın planlayıcı ve tatbik edicilerinin hayalleri suya düşmüş, Türkiye, 9 yıl sonra 15 Temmuz 2016’da meydana gelen bir başka darbe girişimine karşı gösterdiği çelik iradeyle darbecilere bir kez daha haddini bildirmiştir. Artık Türkiye, darbe yapılacak, vesayet odaklarının istediği gibi at koşturabileceği bir ülke değildir" dedi. Altun, sosyal medya hesabından 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin yaptığı paylaşımda, "27 Nisan 2007, askeri darbeci zihniyetin yansıması olan ’e-muhtıra’ ile demokrasimize ve milletimizin iradesine yapılan büyük bir saldırının gerçekleştiği tarihtir. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin seçilmiş hükümeti ve meşru siyasetin en büyük temsilcisi AK Parti olmak üzere demokrasiye, milli iradeye ve sivil siyasete inanan yürekli insanların dik duruşu ve milletin bu duruşun ardında kenetlenmesi sonucu bu saldırı akamete uğratılmış, bu tarih Türk demokrasi tarihinde benzersiz bir dönüm noktası olmuştur. 27 Nisan’ın planlayıcı ve tatbik edicilerinin hayalleri suya düşmüş, Türkiye, 9 yıl sonra 15 Temmuz 2016’da meydana gelen bir başka darbe girişimine karşı gösterdiği çelik iradeyle darbecilere bir kez daha haddini bildirmiştir. Artık Türkiye, darbe yapılacak, vesayet odaklarının istediği gibi at koşturabileceği bir ülke değildir. Türkiye, milli iradenin korunduğu, içeride ya da dışarıda başka herhangi bir odağın tahakkümü altına girmediği, güçlü bir demokrasidir. Türkiye, 27 Nisan’da olduğu gibi her türlü tehdit karşısında, halkın iradesini üstün ve güçlü kılarak inşallah yoluna devam edecektir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde gelecek nesillere daha güçlü, daha bağımsız ve daha demokratik bir Türkiye bırakmak için verdiğimiz bu mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.