YEREL HABERLER - 14 Mart 2012 Çarşamba 17:04

GÜVENLİK TEDBİRLERİNE UYMAYAN İNŞAATLAR SÜRESİZ KAPATILACAK

A
A
A
GÜVENLİK TEDBİRLERİNE UYMAYAN İNŞAATLAR SÜRESİZ KAPATILACAK

Eskişehir’de iş güvenliği tedbirlerine uymayan inşaatların süresiz kapatılacağı bildirildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı İş Müfettişleri Vali Dr. Kadir Koçdemir ile görüşerek “Yapı İşyerlerinde Yüksekte Güvenli Çalışma Hedefine Yönelik Risk Esaslı Teftiş Projesi” hakkında bilgi vererek iş birliği çağrısında bulundu.
Ülkemizde her 3 ölümlü iş kazasından birinin inşaatlarda gerçekleştiğini ve bu kazaların da yoğun olarak yüksekte çalışmalarda meydana geldiğini belirten müfettişler, İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca 2009 yılında pilot illerde yapı işyerlerinde uygulanmaya başlanan “Yapı İşlerinde Yüksekte Güvenli Çalışma Projesi” kapsamında son iki yıldır inşaatlarda gözlemlenen olumlu gelişmelerin, bu konudaki kararlılığın ve istikrarın sürdürülmesiyle devam edeceğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Proje kapsamında yetkililer ve sosyal taraflarla bilgilendirme ve eğitim etkinlikleri ile inşaat işyerlerinde denetim faaliyetlerinde bulunduklarını belirten iş müfettişleri iş güvenliği kültürünün sosyal tarafların işbirliği ile birlikte oluşturulmasının önemini vurguladı.
Proje kapsamında Mart ayı boyunca Eskişehir ilinde başta konu ile ilgili yetkililer ile yapı müteahhitleri, yapı denetim firması çalışanları, şantiye şefleri, inşaat mühendisleri ve mimarlar olmak üzere ilgili gruplar panellerle bilgilendirilecek. Yıl boyunca devam edecek olan denetim faaliyetlerine Mart ayında başlanarak çalışanların yaşamı için ciddi tehlike arz eden inşaat işyerlerine, kurallara uymayanlar için kapatma kararına kadar giden cezai işlemler uygulanacak.
Vali Dr. Kadir Koçdemir de kurum olarak projeye gereken desteği vereceklerini belirterek, "İhtiyaç duyulan her tür desteği vermeye hazırız. Personelimizi de bu konuda bilgilenmeleri için proje kapsamındaki eğitimlere göndereceğiz. Biz de Eskişehir ilindeki inşaat çalışmalarının güvenli şekilde yürütülmesi için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’nın yanı başındaki susuz köyün sakini: "Taşıma suyla değirmen dönmez" Ankara’nın yanı başında 20 yıldır susuz olan köyde vatandaşlar, 20-25 kilometre uzaklıktaki köylerden taşıdıkları su ile ihtiyaçlarını karşılıyor. Köy sakinleri, "Taşıma suyla değirmen dönmez" atasözüne atıfta bulunarak sorunlarının çözülmesini istedi. Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Boğazkaya Mahallesi’nde 20 yıldır süren su sorunu köyün boşalmasına neden oldu. Civar köylerde ve mahallelerde su sorunu yaşanmazken, bu köyde su sorunu olması köylülerden tepki topluyor. Çiftçilik ve hayvancılık faaliyetlerini yerine getiremeyen köylüler, 20-25 kilometre uzaklıktaki köylerden su taşıyarak evlerindeki tankerleri doldurduklarını aktardı. Traktörü ya da şahsi aracı olmayan köylüler ise komşularından aldıkları sur ile ihtiyaçlarını karşılıyor. Taşıma suyla değirmenin dönmediğini belirten köylüler, belediye ekiplerinin seçim zamanı geldiklerini ancak bir daha uğramadıklarını dile getirdiler. "Eski zamanlardaki gibi atla, eşekle su taşıyoruz" Yıllardır su sorunu çektiklerini söyleyen Ali Şeker, "15-20 senedir suyumuz kesik. Tankerlerle ve akarsularla içme suyumuzu temin etmekteyiz. Her seçimde muhtarlar ve belediye başkanları ‘Biz suyunuzu getireceğiz’ diyor. ‘Bu size olan bir borcumuz, mutlaka getireceğiz’ diyorlar ama seçim bittikten sonra maalesef isteklerimiz yerine getirilmiyor. Şu an tankerlerle başka köylerden su getirmekteyiz. Bazı komşularımız traktörle su çekiyorlar, traktörü olmayanlar ne yapacak? Ben şahsi aracımla başka köylerden getiriyorum. Kaç sefer gidebilirim? Hiç olmayanlar var. Eski zamanlardaki gibi atla, eşekle su taşıyoruz. Bu duruma düştük. Civarda su bulundu ama suyu köye getiremediler. Kış gelsin, yağmur ve kar yağsın derken biz hala bekliyoruz" diye konuştu. "Su olmadığı için 1 hafta işimizi yapıp kaçıp gidiyoruz" Önceden köye biraz olsun su geldiğini ancak diğer köyler tarafından o suyun da kesildiğini aktaran Ahmet Tamer ise, "Biz mağduruz. Tankerlerle çay suyu getiriyoruz. Diğer köylere gidip bidon doldurup getiriyoruz. Biz bu yüzden köye gelmek istemiyoruz. Birazcık eski köyün suyu akıyor. Hayvanları oradan suluyoruz ama köye bir faydası yok. Polatlı’da oturuyoruz. Suyumuz olsa kışa kadar burada yaşardık. Bütün işimiz gücümüz burada. Su olmadığı için 1 hafta işimizi yapıp kaçıp gidiyoruz. Ne bulaşık yıkayabiliyoruz ne çamaşır yıkayabiliyoruz. Tarlaya gidip geliyoruz, sonra kirli kirli Polatlı’ya dönüyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyesi seçim zamanı gelip 1-2 gün gösteriş yapıyor, sonra bırakıp gidiyorlar, bir daha arkasına bakmıyorlar. Mansur Yavaş köylere hizmet ettiğini söyleyerek yalan söylüyor. Yolumuz bile yok. Polatlı’da Konya tarafında sıcak asfalt var ama Haymana’da yol yok. Belediyeye sıfır puan veriyoruz, sınıfta kaldılar" ifadelerini kullandı. "Taşıma suyla değirmen dönmez" Su ihtiyacını karşılamak için her evde bir tankerin takılı olduğunu kaydeden Ahmet Aydın, "Her gün 20-25 kilometre uzaktan su getiriyoruz. Susuzluktan hem hayvanlar hem insanlar kırılıyor. Biz de Türkiye’nin insanıyız. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Haymana Belediyesi bize bakmıyor, ilgi göstermiyor. Vahim durumdayız, perişanız. Her kapıda takılı olan tankerler elektrikle su pompalıyor evlerimize. Taşıma suyla değirmen dönmez. 3-5 gün sürecek olsa idare edelim diyeceğiz ama öyle değil. Mansur Yavaş seçim zamanında bize söz verdi ama üç sondajdan da çıkan suyun olumsuz olduğunu söylüyorlar" dedi.
Yalova Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Herkesin özgür iradesi var. Kimseye baskı yapmıyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Herkesin özgür iradesi var. Kimseye baskı yapmıyoruz. Ancak normalde olması gerekenin 4-5 katı eğer bir ameliyatla doğum oluyorsa, bir ameliyat tercih ediliyorsa burada toplumsal farkındalığı artırmamız, aynı zamanda bunun sebeplerini, nedenleri çözmek için çalışmamız gerekir" dedi. Yalova’ya bir dizi programa katılmak için gelen Bakan Memişoğlu, ilk olarak Yalova Valiliği’ni ziyaret etti. Memişoğlu, burada Yalova Devlet Hastanesi- Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Afiliasyon İmza Töreni’ne katıldı. Törende Yalova Devlet Hastanesi’nde eğitim, araştırma ve uygulama hizmetlerinin yürütülebilmesi ve bölgede ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerinin daha etkin, kaliteli, verimli ve ulaşılabilir bir şekilde sunulabilmesi için, Yalova Üniversitesinin ilgili birimleri ile Yalova Devlet Hastanesinin birlikte kullanılmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla hazırlanan protokol imzalandı. Protokole Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Uz. Dr. Emrah Ceviz ile Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekaplı imza attı. Burada konuşan Bakan Memişoğlu, Sağlıklı Yüzyıl Projesi çerçevesinde Türkiye’deki kentleri dolaştıklarını ve 45’inci duraklarının ise Yalova olduğunu söyledi. Afiliasyon protokolü ile Yalova’daki hastaneni artık eğitimin, araştırmanın da merkezi haline geleceğini belirterek, "Öğrencilerimiz yetişecek, stajyerlerimiz hizmet sunacaklar. Aynı zamanda kendilerini geliştirecekler. Bizler Sağlık Bakanlığı olarak sadece bugünün sağlığını değil, gelecekte sağlık hizmetinin iyi olması için özellikle tıp, sağlık bilimleri, eczacılık, diş hekimliği fakültelerimizi, sağlıkla ilgili bütün üniversite, yükseköğrenimle ilgili alanların daha iyi olması için destekliyoruz. Sonuçta bugünün sağlığını biz yönetiyoruz ama gelecek sağlığımızı üniversitelerde eğitim alan, üniversitelere öğrenci olan çocuklarımız, gençlerimiz yönetecek. Onların iyi eğitim alması ve onların iyi ortamlarda en iyi hocalarla, en iyi şekilde öğrenmeleri, bizim gelecek sağlığımızın bugünkü sağlık gibi başarılı olmasını sağlayacaktır" ifadesini kullandı. Yalova’da doğurganlık oranlarının düşük olduğunu ve nüfusunun artmadığı ifade eden Memişoğlu, şöyle konuştu: "Biz her zaman ifade ediyoruz, ’Aile Yılı’ bu sene. Tabii ki biraz geç evlenmeler, geç çocuk sahibi olmalar, aynı zamanda hem sosyoekonomik farklı nedenlerle maalesef Türkiye’de doğurganlık oranını çok düşürmüş durumdayız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu konuda büyük bir çalışma içinde. Gençlerimiz evleniyor, karı koca oluyor, aile kuruyor, aile oluyorlar ama ailenin ruhunu çocuk yansıtıyor biraz. Tabii ki kimseyi rencide etmek, zorlamak veya baskı yapmak istemeyiz ama aile, eşin, karı kocanın olduğu ama oraya çocuğun da olması durumunda ruhun da güzelleşeceği bir ortam. Toplumun temeli. Bu konuda biz açıkçası aile kurumunu önemsiyoruz. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde, talimatları doğrultusunda bu seneyi aile yılı ilan ettik" dedi. Normal doğumu teşvik edici bir program uyguladıklarını kaydeden Memişoğlu, şöyle konuştu: "Sağlık Bakanlığı olarak, insanların sağlığıyla ilgili önerilerimizi ve onlarla ilgili düşüncelerimizi aktarmakla mükellefiz. Bizim görevimiz, sağlıkla ilgili uyarılar yapmak, toplumun sağlıklı kalmasını temin etmektir. Nasıl ’Sigara sağlığa zararlı, insanlar kilo almasın, kilo sağlığımıza zararlı’ diyorsak doğal olanın normal doğum olduğunu da bu şekilde söylüyoruz. Herkesin özgür iradesi var. Kimseye baskı yapmıyoruz. Ancak normalde olması gerekenin 4-5 katı eğer bir ameliyatla doğum oluyorsa, bir ameliyat tercih ediliyorsa burada toplumsal farkındalığı artırmamız, aynı zamanda bunun sebeplerini, nedenleri çözmek için çalışmamız gerekir. Bunu hep beraber başaracağız. Bizim hedefimiz sağlıklı toplum olması. Hastalanmadan sağlığımızı korumak. O nedenle koruyan sağlık diyoruz. Herkes kendi bedenini, sağlığını korumakla mükellef. Hatta aynı zamanda da biz sağlık bakanlığı olarak onlara yön gösterici, onlara doğruyu gösterici bir politika geliştirmek durumundayız. O nedenle aile hekimliğini, sağlıklı hayat merkezlerini, temel sağlık hizmetlerini önemsiyoruz. Bizim amacımız sağlıklı bir toplum oluşması. Bizim ismimiz Sağlık Bakanlığı. Onun için sağlıkla ilgili topluma bütün uyarılarımızı yapıyoruz. Onların sağlıklı kalması için kampanyalar ve bilgilendirmeler yapıyoruz. Bunu yanlış yorumlayıp ’Baskı oluyor’, ‘Bizim hakkımızı veya düşüncelerimizi siz yönetmek durumdasınız’ diye yanlış algılara insanların kapılmamasını istiyoruz. Biz, sadece sağlıklı olanın ne olduğunu söyleriz. Herkesin kendi sorumluluğunu taşımasını bekleriz." Törene Vali Hülya Kaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Büyükgümüş, AK Parti Yalova Milletvekili Meliha Akyol, AK Parti İl Başkanı Umut Güçlü de katıldı.
Samsun Ayrı yaşadığı eşi tarafından öldürülen kadın defnedildi Samsun’un Alaçam ilçesinde, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından tabancayla vurularak hayatını kaybeden 32 yaşındaki Pınar Altınel, gözyaşları içinde toprağa verildi. Olay, Alaçam ilçesi Etyemez Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Cengiz Altınel (40), bir süredir ayrı yaşadığı ve boşanma davası açan eşi Pınar Altınel(32) ile konuşmak üzere, kadının çalıştığı akaryakıt istasyonunun restoran bölümüne gitti. Burada çift arasında çıkan tartışma, kısa sürede büyüyerek silahlı saldırıya dönüştü. Cengiz Altınel, yanında getirdiği tabancayla eşi Pınar Altınel’e ateş ettikten sonra aynı silahla intihar etti. Olayı gören çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede, çiftin olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Gözyaşları içinde defnedildi Pınar Altınel’in cenazesi, Fatih Mahallesi’ndeki baba evinin önünde alınan helalliğin ardından Fatih Camii’ne getirildi. Cuma namazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Altınel, Alaçam Aile Kabristanı’nda defnedildi. Cenazeye Alaçam Kaymakamı Fatih Kayabaşı, Belediye Başkanı Ramazan Özdemir, siyasi parti temsilcileri, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. 9 yıllık evlilik dramla sona erdi 9 yıllık evli olan Pınar Altınel’in bir süredir eşiyle ayrı yaşadığı, boşanma davası açtığı ve Cengiz Altınel’in bu boşanmayı istemediği öğrenildi. Çiftin çocuğunun olmadığı belirtildi.