EKONOMİ - 26 Nisan 2025 Cumartesi 18:32

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Ticaret savaşlarının kazananı olmaz"

A
A
A
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Ticaret savaşlarının kazananı olmaz"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ticaret savaşlarının kazananı olmaz. Bunu sadece Türkiye Odalar ve Borsa Birliği Başkanı olarak değil, aynı zamanda 150 ülkenin iş dünyasının temsilcisi olan Dünya Odalar Federasyonu Başkanı olarak da söylüyoruz. Her ortamda dile getiriyoruz. Çünkü bu tür adımlar zincirleme tepkilere yol açar, karşılıklı sillemelere sebep olur" dedi.


Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Ülkeleri EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti etkinlikleri kapsamında "Ekonominin kalbi bu yıl Palandöken’de atıyor" sloganıyla düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’nun ilk oturumu Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla başladı.


Moderatörlüğünü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı ilk oturumda Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, değerlendirmelerde bulundu. Forumda, iş dünyasının geleceğine yön verecek fikirler, sektörel oturumlar ve stratejik çözüm önerileri ele alındı.


TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ETSO Başkanı Saim Akalın ve Erzurum Ticaret Borsası Başkanı Hakan Oral’a katkılarından dolayı teşekkür etti. Hisarcıklıoğlu, "Bugün burada, farklı ülkelerden gelen saygın akademisyenler, girişimciler ve siyasetçilerle ekonomilerde ve toplumlarda yaşanan dönüşümler üzerine bir ufuk turu yapmak için bir araya geldik. Şu günlerde küresel ekonomi büyük bir türbülanstan geçiyor. Dünyanın pek çok bölgesinde yaşanan jeopolitik gerilimler ve çatışmalara ek olarak, bir de aniden beliren ticaret savaşları ihtimali, küresel ölçekte belirsizlikleri daha da artırdı. Artık her sabah uyandığımızda ilk baktığımız şey, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın hangi sürpriz kararı aldığı ya da bir önceki gün söylediğinden 180 derece nasıl döndüğü oluyor. Bugün yazılan senaryolar, ertesi gün gelen yeni açıklamalarla hiçbir anlam taşımıyor. Özetle, herkes işi gücü bırakmış, dünyada bulanık suda balık avlamaya çalışıyoruz. IMF geçtiğimiz Salı günü küresel ekonomik görünüm raporunu açıkladı. Rapor, küresel ekonomide yeni bir dönemin başladığını söylüyor. Bu yeni dönem, belirsizliklerin artacağı, enflasyonun yükseleceği, küresel ticaretin ivme kaybedeceği ve neticede dünya ekonomisinin daha yavaş büyüyeceği bir dönem olacak. Dünyada 200 ülkenin 127’sinde büyüme oranlarının önceki tahminlerden daha düşük olacağı ifade ediliyor. Bütün bu karmaşa içinde biz iş dünyası olarak diyoruz ki: Ticaret savaşlarının kazananı olmaz. Bunu sadece Türkiye Odalar ve Borsa Birliği Başkanı olarak değil, aynı zamanda 150 ülkenin iş dünyasının temsilcisi olan Dünya Odalar Federasyonu Başkanı olarak da söylüyoruz. Her ortamda dile getiriyoruz. Çünkü bu tür adımlar zincirleme tepkilere yol açar, karşılıklı sillemelere sebep olur. Artan maliyetler, bozulan tedarik zincirleri, ertelenen yatırım planları ve düşen refah seviyesi gibi sonuçlar doğurur. Bunu 1929 Amerika Buhranı’nda hep birlikte gördük. O dönemde aşırı uçların nasıl güçlendiğine de şahit olduk. Bu yüzden iş dünyası olarak diyoruz ki: Ticaret olmadan yatırım olmaz, yatırım olmadan istihdam olmaz, istihdam olmadan da refah olmaz. Onun için bütün dünyadaki karar alıcılara sesleniyoruz: Bizim önümüzü açın, biz başka bir şey istemiyoruz. Dünya ekonomisinin gelişmesi için yapmamız gereken başka bir şey de yok" dedi.



"Erzurum’da muhteşem buluşma"


Ticaret Bakanı Ömer Bolat yaptığı konuşmada, "Palandöken Ekonomi Forumu’nun hayırlı, verimli olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Yıllardır bu tür çalışmaların içinde olan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Muhteşem bir buluşma Erzurum’da gerçekleştirildi. Erzurum’da büyük bir coşku ve enerji var. Bu organizasyonun Erzurum gibi tarihi ve stratejik öneme sahip bir şehirde yapılması ayrıca anlamlı oldu. İnşallah önümüzdeki yıllarda çok daha güçlü bir şekilde ekonomide Türkiye’nin dünyada güçlü bir platformu olacak. Tıpkı Antalya Diplomasi Platformu’nun iki hafta önce çok başarıyla gerçekleştirilmesi gibi, Erzurum’da da bu tür büyük buluşmaların daha sık düzenlenmesiyle şehrimizin ekonomik ve sosyal hayatına çok büyük katkılar sağlanacak" şeklinde konuştu.



"Erzurum’da önemli kararlar aldık"


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Erzurum’da düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’nda bugün sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ve onuru dile getirerek sözlerime başlamak istiyorum. Artık akıllı ekonomiler bağlamında turizm yalnızca bir tatilfaaliyeti olmaktan çıktı. Turizm bir ekosistemdir; aynı zamanda kültürdür, diplomasidir, inovasyondur ve ticarettir. Yerel kalkınmayı destekler, hobileri büyütür, kadın ve genç istihdamını hızla artırır. Ayrıca toplumlar arasındaki sınırları kaldırarak, sınırlar ötesinde en etkili bağı kurar. Küresel trendlerle uyum içinde kalmak ve turizm potansiyelinden faydalanmak için gerekli adımları hızla atıyor, tüm şartları zorluyoruz. Başkanımın da belirttiği gibi, 2024’te 61.1 milyar dolar gelir ve 62.3 milyon ziyaretçiyle kapattık. 2023 yılında ziyaretçi sayısında dünyada 5. sıradaydık. Dünya Turizm Örgütü’nün açıklayacağı rakamlarla 2024’ü muhtemelen 4. sırada kapatmış olacağız. Böylece ilk 4 turizm ekonomisinden biri haline geliyoruz. Ancak hedefimiz ilk 3’e girmek. Bunun için özel sektör ve devlet iş birliğini artırarak çalışmaya devam edeceğiz. Bugün ayrıca turizm bakanlarımızla detaylı toplantılar yaparak önemli kararlar aldık. İnşallah bu kararları da bugün yayınladığımız Erzurum Deklarasyonu’nda ilan ettik" diye konuştu.



"Erzurum için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz"


Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise, "Programın organizasyonu için aylar öncesinden davet almıştık, Erzurum’a bugüne kadar verdiğiniz destekler için teşekkür ediyor, bundan sonra da daha yoğun bir destek beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Bakanımız, kış olimpiyatlarında tesisleri bize açarak büyük destek verdi, tüm Erzurumlular adına teşekkür ediyorum. Bendevi Bey’e laf söyletmem; bir Erzurumlu olarak onun da şehrimize katkı sağlamasını istiyorum. Burada, Palandöken’in eteklerinde konuşuyoruz; bu yüzden her desteğin çok kıymetli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. İşin esprisi bir yana, Erzurum için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz" dedi.



TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Ticaret savaşlarının kazananı olmaz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis’te ilk defa yüz germe ameliyatı başarıyla yapıldı Bitlis’te sağlık alanında önemli bir ilke imza atılarak ilk kez derin plan (deep plane) yüz germe ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi. İleri düzey estetik cerrahi teknikleri arasında yer alan bu operasyon, Bitlis’te de modern ve nitelikli sağlık hizmetlerinin verilebildiğini gözler önüne serdi. Alanında uzman hekimler tarafından yapılan ameliyat, klasik yüz germe yöntemlerinden farklı olarak yüzün yalnızca derisini değil, kas ve bağ dokularını da kapsayan derin plan üzerinden uygulandı. Yapılan bu ameliyatla daha doğal, uzun süre kalıcı ve yüz ifadesini bozmayan sonuçlar elde edilmesi hedeflendi. Bitlis’te ilk kez gerçekleştirilen bu ameliyat, hem kentteki sağlık altyapısının geldiği noktayı ortaya koydu hem de estetik cerrahi alanında bölge halkı için önemli bir avantaj sağladı. Yetkililer, bundan sonraki süreçte benzer nitelikteki ileri cerrahi işlemlerin Bitlis’te daha sık yapılmasının hedeflendiğini ifade etti. Ameliyatı gerçekleştiren Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Çağhan Benli, ameliyathane şartlarının bölgedeki birçok hastaneye göre daha iyi olduğunu belirterek, "Hastamıza ilimizde bir ilk olarak derin plan yüz germe ameliyatı uyguladık. Bu ameliyat sadece cildi değil, aynı zamanda cilt altı dokularının da ve boyun bölgesinin de hassas bir diseksiyonun kesilmesi, açılması uygun planların ve bu planların yine uygun cerrahi planlarda, uygun açılarda gerilerekten bir hastanın 10-15 sene önceki haline döndürülmesini amaçlayan bir ameliyat. Şimdi ilk kez gerçekleşen bir ameliyat. Hem hasta çok bilinçli, uyumlu bir hasta hem bu sayede süreçte çok iyi geçti. Hem de bu ilk kez yapıldığı için de oldukça mutluyuz. Artık hani bu tarz daha nitelikli ameliyatlar da şehrimizde yapılabiliyor. Bunun dışında her ne kadar daha önce yapılmamış olsa da artık hani o kadar kompleks olmayan uygulanabilen bir ameliyat. İyileşme süreci de oldukça hızlı. Hastalar günlük hayata hızlı dönebiliyor. Bu açıdan hani uygun hastada uygun endikasyonlar yapılabilecek güzel bir ameliyat. Bölge şartlarında yapılabilmesi için herhangi bir eksiğimiz yok" dedi. Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Çağhan Benli, hastane şartlarının bu tür ameliyatlar için yeterli olduğunu da ifade ederek, "Hastanenin ekipmanları olsun, ekibi olsun bu konuda oldukça yardımcılar, bilgililer, tecrübeliler hani her ne kadar ilk kez yapılmış bir ameliyat olsa da tüm ekip bu süreçte oldukça İyi bir şekilde süreci yönetti, yardımcı oldular. Yani o açıdan bölgenin hiçbir eksiği yok. Hatta bazı açılardan fazlası dahi var" diye konuştu Yüz gerdirme ameliyatı olan Fatih Sirek ise, "Uzun zamandır bu ameliyatı yaptırmayı düşünüyordum. Devlet hastanesinde olması aslında benim için de çok isabet oldu. Çağhan Bey’in yanına geldim. Sağ olsun çok ilgilendi. Birlikte ameliyat olmama karar verdik. Ameliyat oldum. Son derece de iyi geçti ameliyatım. Herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Tabii ki ameliyat sonrası çehremizde değişiklik oluyor. Sarkan yerler daha deli toplu hale geliyor. Dolayısıyla yüz daha gençleşiyor. Sosyal hayatımızda da değişiklik oluyor. Kendinizi daha iyi hissediyorsunuz. O anlamda da çok katkısı oldu bana. Hocamız da çok ilgili. Buradaki personeller de çok ilgili. Sağ olsun günde 3-4 defa servise kadar gelip bizi ziyaret etmiştir. Bakmıştır. Kontrol etmiştir. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi.
Erzurum YÖK, 2025 yılı üniversite izleme ve değerlendirme raporunu yayımladı Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu" açıklandı. Sonuçlara göre, Atatürk Üniversitesi pek çok temel göstergede Türkiye’nin en başarılı yükseköğretim kurumları arasındaki yerini güçlendirdi ve stratejik alanlarda yükselişini sürdürdü. Atatürk Üniversitesi, eğitim kalitesini belgeleyen "Akredite Lisans Programı Sayısı" göstergesinde 52 programla Türkiye genelinde 1. sırada yer alarak bu alandaki liderliğini tescilledi. Nitelikli akademik çıktıların bir göstergesi olan "Doktora Mezun Sayısı"nda 385 mezun ile 8. sıraya yerleşen Atatürk Üniversitesi, Türkiye’nin doktoralı insan kaynağı ihtiyacına en büyük katkıyı sunan kurumlardan biri oldu. Ayrıca, 238 aktif öğrenci topluluğu ile sosyal kampüs imkânları açısından da Türkiye’nin en zengin 4. üniversitesi olma başarısını gösterdi. Ar-Ge ve inovasyonda Türkiye’nin öncü gücü olan, araştırma ve yayın performansıyla göz dolduran üniversite, bilimsel dünyanın en saygın dergilerinde yayımlanan makaleler baz alındığında, "İlk yüzde 10’luk Dilimde Bulunan Dergilerdeki Yayın Sayısı" kriterinde Türkiye’nin en başarılı 4. üniversitesi oldu. Teknoloji ve inovasyon alanındaki verimliliğini de kanıtlayan Atatürk Üniversitesi, "Olumlu Sonuçlanan Patent, Faydalı Model veya Tasarım Sayısı" göstergesinde ise Türkiye genelinde 3. sıraya yerleşti. Atatürk Üniversitesi, Kapsayıcı Bir Eğitim Ortamı Sunma Kararlılığı İle Yoluna Devam Ediyor Üniversite, proje geliştirme süreçlerinde de hem ulusal hem de uluslararası arenada etkinliğini artırdı. Buna göre, Atatürk Üniversitesi, 2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporunda; Ulusal Destekli Ar-Ge Proje Sayısında Türkiye genelinde 4. sırada (189 proje), Uluslararası Destekli Ar-Ge Proje Sayısında Türkiye genelinde 8. sırada (63 proje), TÜBİTAK Proje Desteği Sayısında ise Türkiye genelinde 20. sırada (141 proje) yer aldı. Toplumsal Katkıda "Öğrenci Odaklı Başarı" sosyal sorumluluk projelerinde, öğrenci katılımını teşvik eden modelleriyle fark oluşturan üniversite; öğrenciler tarafından yürütülen 1.305 sosyal sorumluluk projesi ile Türkiye genelinde 2. sıraya yerleşti. Üniversite yönetiminin bizzat yürüttüğü 291 proje sayısı ile Türkiye 5’incisi oldu. Ayrıca, "Kampüs Erişilebilirliği" ve "Engelsiz Üniversite" çalışmaları kapsamında çıkarılan 239 erişilebilirlik envanteri ile Atatürk Üniversitesi, Türkiye’de 7. sırada yer alarak kapsayıcı bir eğitim ortamı sunma kararlılığı bir kez daha gösterildi. Rektör Hacımüftüoğlu: "Bu Başarı, Sürdürülebilir Gelişim Stratejimizin Bir Tecellisidir" Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, elde edilen verilerin üniversitenin sürdürülebilir gelişim stratejisinin bir sonucu olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Yükseköğretim Kurulumuzun 2025 yılı izleme raporunda, özellikle akredite program sayısındaki Türkiye birinciliğimiz ve patent verimliliğindeki üçüncülüğümüz, eğitimde kalite ve Ar-Ge’de katma değer odaklı yaklaşımımızın en somut göstergeleridir. "Bölgesel Güçten, Küresel Markana" vizyonumuzla sadece bilgi üreten değil, ürettiği bilgiyi teknolojiye ve toplumsal faydaya dönüştüren bir kurum olma yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Bilimsel yayınlarımızın niteliği ve öğrencilerimizin sosyal sorumluluk projelerindeki öncü rolü, üniversitemizin hem küresel rekabet gücünü hem de toplumsal aidiyetini pekiştirmektedir. Bu başarı grafiğinde emeği geçen tüm akademik ve idari personelimiz ile geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimize şükranlarımı sunuyorum. Atatürk Üniversitesi olarak, ülkemizin milli teknoloji hamlesine ve 2071 vizyonuna en üst düzeyde katkı sunmaya devam edeceğiz."
Eskişehir ’Antik Çağ’da Seramik Kaplar Işığında Yemek Kültürü’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü tarafından düzenlenen "Antik Çağ’da Seramik Kaplar Işığında Yemek Kültürü" başlıklı seminer gerçekleştirildi. Seminere Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rahşan Tamsü Polat, Doç. Dr. Bekir Sıtkı Alptekin Oransay ve öğrenciler katıldı. Antik dönem yemek kültürü seramikler üzerinden anlatıldı Seminerde konuşmacı olarak yer alan Doç. Dr. Bekir Sıtkı Alptekin Oransay, antik döneme ait seramik kapların boyutları ve üretim tekniklerinden hareketle dönemin yemek alışkanlıklarını, mutfak kültürünü, estetik anlayışını ve damak zevkini ele aldı. Oransay, seramik kapların yalnızca işlevsel değil; aynı zamanda dönemin sosyal, hiyerarşik, bireysel ve kültürel yapısını yansıtan önemli göstergeler olduğunu vurguladı. Kottabos oyunu ve içki kaplarının önemi Konuşmasında Antik Yunan’daki Kottabos oyununa da değinen Doç. Dr. Oransay, "Sempozyomlarda kullanılan kaplar arasında içki içme kaplarının fazla olmasının nedenlerinden biri Kottabos adı verilen oyundur. Bu oyun sırasında kapların kırılması nedeniyle sıklıkla yeni kapların üretilmesi gerekmiştir." ifadelerini kullanarak içki kaplarının sosyal pratikler ve statü göstergeleriyle olan ilişkisini katılımcılarla paylaştı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Doç. Dr. Bekir Sıtkı Alptekin Oransay’a katılım belgesinin takdim edilmesiyle sona erdi.