GÜNDEM - 06 Kasım 2024 Çarşamba 10:04

Erzurum’da Karabağ Zaferi anlatıldı

A
A
A
Erzurum’da Karabağ Zaferi anlatıldı

Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde; Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu, İletişim Fakültesi ve Erzurum Azerbaycanlı Öğrenciler Birliğinin ortak organizasyonu ile “Karabağ Zafer Günü” etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirildi.


Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde "Karabağ Zafer Günü" etkinliği düzenlendi. Günün anlam ve öneminin vurgulandığı programda ayrıca, etkinlikte yer alan protokol üyeleri ve öğrenciler, Karabağ Zaferi’nin anlamını ve önemini vurgulayan bir belgesel gösterimi izledi.



Rektör Hacımüftüoğlu: "Türk-Azerbaycan ilişkileri her geçen gün güçleniyor"


Programın açılışında konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Türk ve Azerbaycan halklarının kardeşliğinin tarihi ve kültürel derinliğine dikkat çekerek son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini ifade etti. Hacımüftüoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in liderliğinde, iki ülkenin dayanışma ve birlik ruhunun sadece resmi düzeyde değil, halklar arasında da hissedildiğini vurguladı. Rektör Hacımüftüoğlu, "Bu birlik ve beraberlik ruhu tüm dünyaya da güçlü bir mesaj vermektedir. Atatürk Üniversitesinde eğitim gören Azerbaycanlı öğrencilerimizin her zaman yanındayız. Başkonsolosluk nezdinde gerçekleştirilen ve planlanan tüm ortak programlara da destek vermekten gurur duyarız" dedi.



Başkonsolos Guliyev: "Karabağ Zaferi, kardeşliğimizin pekiştiği bir anıdır"


Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev ise konuşmasında, Azerbaycan’ın Karabağ’daki zaferinin sadece Azerbaycan için değil, tüm Türk dünyası için önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Guliyev, "Karabağ Zaferi, Türk dünyasının birlikte hareket etme kararlılığını, dayanışmasını ve güç birliğini simgeliyor. Bu zafer, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kardeşliğin daha da pekiştiği, ayrılmaz bir bağın temellerinin atıldığı bir andır. Erzurum’da, Azerbaycanlı öğrencilerimizin yanında olmak bizler için büyük bir gurur kaynağıdır" diye konuştu.



Dekan Taşçıoğlu: "Etkinliğin, iki ülke arasındaki güçlü bağa katkı sunmasını diliyoruz"


İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raci Taşçıoğlu ise bir millet iki devlet söyleminin vücut bulduğu Karabağ Zaferi’nin yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük bir onur duyduklarını belirterek, "Kardeş Azerbaycan’ımızdan gelen ve üniversitemizde eğitim gören öğrencilerimizin dün olduğu gibi bugün de yarın da yanlarında olmaya devam edeceğiz. İki ülke arasındaki güçlü bağa katkı sunmasını arzu ettiğimiz etkinliğimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum" ifadelerini kullandı.



Azerbaycanlı öğrenciler gururlu ve mutlu


Etkinliğe katılan Erzurum Azerbaycanlı Öğrenciler Birliği Başkanı Faig İsayev ise, Karabağ Zaferi’nin Azerbaycan için tarihi bir anı olduğunu belirterek, "Atatürk Üniversitesinde bu zaferi anmak ve kutlamak gerçekten büyük bir gurur. Burada Azerbaycanlı öğrenciler olarak kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Türk halkı ve Azerbaycan halkı arasında kopmaz bir bağ vardır ve bu bağ, her geçen gün daha da güçlenmektedir" şeklinde konuştu.



Program, belgesel gösterimiyle sona erdi


Program, Karabağ Zaferi’nin önemli anlarına dair hazırlanan belgeselin gösterimiyle sona erdi. Belgesel, Azerbaycan’ın zaferinin arkasındaki tarihi süreçleri ve bu zaferin Türk dünyası üzerindeki etkilerini derinlemesine ele aldı. Etkinlik, katılımcıların duygusal anlar yaşamasına neden olurken, Azerbaycan halkının Karabağ’daki zaferini bir kez daha hatırlatmış oldu.


Karabağ Zaferi’nin anıldığı anlamlı etkinlik, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarını pekiştiren önemli bir adım olarak hafızalarda kaldı.


Etkinliğe; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raci Taşçıoğlu, akademisyenler ve çok sayıda Azerbaycanlı öğrenci katıldı.



Erzurum’da Karabağ Zaferi anlatıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhiselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” dedi. Mübarek üç ayların habercisi olan Regaib Gecesi dolayısıyla yurdun tüm camilerinde programlar düzenlendi. Vatandaşların camilere akın ettiği gece, ibadet ve dualarla idrak edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki tarihi Ulu Camii’nde düzenlenen "Regaib Gecesi Özel Programı"na katıldı. Başkan Erbaş’ın kıldırdığı yatsı namazının ardından başlayan programda, Kur’an-ı Kerim tilavetleri yapıldı, salavatlar getirildi, ülkemiz ve İslam alemi için dualar edildi. Programda konuşan Başkan Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarının mukkaddes aylar olduğunu belirterek, “Bu üç ay içerisinde mübarek geceler vardır. İşte bu gece idrak ettiğimiz Regaib Gecesi, daha sonra Miraç Gecesi, yine Recep ayının 27’nci gecesine denk geliyor. Ardından Şaban ayının yarısında yani 15’inde idrak edeceğimiz Berat Gecesi. Sonra Ramazan ayı başlı başına bir mukaddes ay; Kur’an ayı, bereket ayı, zekat ayı, hayır hasenat ayı Ramazan ayını daha da mukaddes hale getiren Kadir Gecesi ve sonra Ramazan Bayramı. Görüyorsunuz üç ay içinde her günü neredeyse her gecesi mübarek olan bu ayları idrak etmemizi sağlayan yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun” dedi. “Yaratılış gayemiz imtihan olmak” Başkan Erbaş, dünyada daha iyi Müslüman ve insan olmak, iyiliği yeryüzünde yayarak ve sonucunda bunlarla imtihan olmak için yaratıldıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “Allah ölümü de hayatı da bakalım ‘Hanginiz daha güzel amel işliyorsunuz, hanginiz en iyi işi yapıyorsunuz? Allah’ın hoşuna gidecek, Resulünün çizmiş olduğu sınırlar içerisinde kalacak. En güzel işleri yapıyorsunuz?’ diye sizi imtihan etmek için yarattı. Yaratılış gayemiz demek ki imtihan olmak. Bütün peygamberler bu hakikati gönderildikleri topluma anlatmak için vazifelendirilmişlerdir. Onlar Cenab-ı Hakkın kendilerine vermiş olduğu İslam’ı tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhisselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir. İslam’ı kabul eden insana ‘Müslim’ deniliyor. Peygamber Efendimiz insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam’ı kabul eden Müslüman’ı şöyle tarif ediyor; ‘Müslüman, diğer Müslümanların, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’” “İbadetler, daha güzel bir Müslüman olabilmemize vesiledir” Peygamber Efendimizin tarif ettiği gibi bir Müslüman olabilmek için bazı vesilelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “İbadetler, hayır hasenat, Kur’an-ı Kerim’de bize emredilen o emirleri yerine getirmek, bizim daha güzel bir Müslüman olabilmemiz için bir vesiledir. Mübarek günler, geceler, Regaib, Miraç, Berat, Kadir ve Mevlid Gecesi, cuma ile bayram günleri bu mukaddes zamanlar bir vesiledir” diye konuştu. Başkan Erbaş, “Biz insanı en güzel bir surette yarattık, sonra aşağıların aşağısına çevirdik” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Esasında biz yaratılış olarak en güzel bir surette yaratılmışız. Bu şerefimizi inancımızla, ibadetlerimizle, iyiliklerimizle, hayır hasenatımızla vesilelere sarılarak muhafaza etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi peygamber ve Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” Gençlerin, çocukların peygamber ahlakıyla yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Ahlaki ilkeler dediğimiz konuları hem kendimiz üzerimizde taşıyacağız hem de çocuklarımıza öğreteceğiz. Gençlerimizi Peygamber ahlakı, Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu. İslam aleminin güçlerini birleştirerek özellikle Gazze’de, Filistin’de çocuk, bebek, kadın demeden masum insanların üzerine bombalar yağdıran zalimlerin birbirine düşmesi için dua eden Başkan Erbaş, “Zalimleri ve onlara yardım edenleri kahruperişan eylesin inşallah. Bütün Müslümanlara birlik, beraberlik, kardeşlik ve uyanıklık nasip eylesin. Bu şekilde Ramazan ayına ulaşmayı hepimize nasip eylesin” dedi. Program, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi’nin yaptığı dua ile sona erdi.
Kırıkkale Sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı Kırıkkale’de sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı. Kazada araçlar hurdaya döndü. Kamyon sürücüsü, "Telefon ışığıyla ikaz verdim ama fark etmedi, arkadan bodoslama girdi" diyerek kazayı anlattı. Kaza, gece saatlerinde Kırıkkale-Kayseri D765 karayolunun 35. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nazmi İnan, mazotu biten Isuzu marka 06 CUA 778 plakalı kamyonunu yolun banket kısmına park etti. O sırada, iş makinesi taşıyan Y.Ö. yönetimindeki 06 DST 778 plakalı MAN marka tır, park halindeki kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan tır, orta refüje devrildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan tır sürücüsü, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Trafik ekiplerince yapılan kontrollerde tır sürücüsü Y.Ö.’nün ehliyetinin olmadığı tespit edildi. Tır sürücüsüne ve araç sahibine toplamda 37 bin 412 lira para cezası uygulandı. Yapılan işlemlerin ardından araçlar vinç ve çekici yardımıyla otoparka kaldırıldı. "Bodoslama girdi" Kaza anını anlatan kamyon sürücüsü Nazmi İnan, "Keskin yolundaydım. O sırada aracımın mazotu bitti. Dörtlüleri yaktım, bekliyordum. Kendim de arkadaydım. Telefon ışığıyla araçlara ikaz veriyordum. Bu amca (tır sürücüsü) beni fark etmedi, aracı da fark etmedi. Telefonla uzun süre ikaz vermeme rağmen arkadan bodoslama girdi. Daha sonra bu şekilde kaza oluştu. Amcaya koştum, sağlık durumunu sordum" ifadelerini kullandı.
Antalya Ferdi Tayfur, şarkılarıyla uğurlandı Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sanatçı Ferdi Tayfur’un cenazesi hastaneden alındı. Hastane önünde toplanan yüzlerce kişi, usta sanatçıyı gözyaşları ve şarkılarıyla uğurladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşamını sürdüren arabesk müzik sanatçısı ve bestekar 79 yaşındaki Ferdi Tayfur, 15 Aralık’ta tansiyon rahatsızlığı sebebi ile ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Tayfur, 17 Aralık’ta ailesinin isteği ve uzman doktorların tavsiyesiyle ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edilmişti. Usta sanatçı, organ yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde hayatını kaybetti Ferdi Tayfur’un vefatının ardından sevenleri hastane önünde toplandı. Sık sık "Ferdi baba" sloganları atan sevenleri, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Klasik bir minibüsle hastaneye gelenler de, açtığı duygu yüklü şarkıları sevenlerine dinletti. Şarkılarıyla gözyaşları içinde uğurlandı Tayfur’un cenazesi 23.30 sıralarına hastanenin morgundan cenaze aracına koyulup kalabalığın bulunduğu alana getirildi. İzdihamın yaşandığı alanda Antalya Valisi Hulusi Şahin ve İlker Arslan da alana gelerek Tayfur’un ailesine baş sağlığı diledi. Bu sırada Tayfur’un yakınları ve sevenleri uzun süre gözyaşı döktü, helallik alınması ve duaların ardından Ferdi Tayfur’un cenazesi şarkıları eşliğinde hastane alanından götürüldü. Yine sevenlerine bir esnaf tarafından lokma ikramı yapıldı. Aile mezarlığına defnedilecek Öte yandan Tayfur’un cenazesinin, cumartesi günü saat 12.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek anma töreninin ardından Emirgan Çınaraltı Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası, ikindi namazını müteakiben Yeniköy’de aile mezarlığına defnedileceği belirtildi.