GÜNDEM - 26 Nisan 2025 Cumartesi 22:38

EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Açılış Töreni renkli görüntülere sahne oldu

A
A
A
EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Açılış Töreni renkli görüntülere sahne oldu

EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Açılış Töreni renkli görüntülere sahne oldu. ‘Destanların Dansı’ gösterisi beğeni topladı.


Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) tarafından Erzurum’un "2025 Turizm Başkenti" ilan edildi. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Eski Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, EİT Genel Sekreteri Asad Majeed Khan, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi ve Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile milletvekilleri, yabancı misafirler katıldı. Erzurumlular’ın büyük ilgi gösterdiği törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir video mesaj gönderdi. Buz Hokeyi Salonunda düzenlenen programda saygı duruşu bulunuldu, İstiklal Marşı’nın okundu ardından Erzurum Tanıtım Filmi’nin gösterimi yapıldı.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ekonomik İşbirliği Teşkilatının, ortak tarihi, kültürü ve geleceği paylaşan ülkelerin, refah ve dayanışma temelinde bir araya geldiği kıymetli bir iş birliği platformu olduğunu ifade ederek, "Türkiye, İran, Pakistan, Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan olmak üzere on ülkeden oluşan güçlü bir bölgesel dayanışma yapısıdır. Kuruluşunda yer aldığımız bu teşkilat, bugün geniş bir coğrafyada; ulaşımdan enerjiye, ticaretten eğitime, turizmden kültüre kadar birçok alanda ortak kalkınma hedefiyle çalışmaktadır. Türkiye, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın kurucu üyesi olmanın ötesinde, bugün teşkilatın etkinliğini ve vizyonunu güçlendiren öncü ülkeler arasında yer almaktadır. Kardeşlik bağlarımızı büyütmek, bölgesel refahı artırmak, milletimizin birikimini bu ortak zemine taşımak için EİT çatısı altında kararlılıkla yol alıyoruz" dedi.



"Erzurum 2025 yılında, sadece Türkiye’nin değil, bütün EİT coğrafyasının kültürel ve turistik zenginliklerini buluşturan bir merkez olacaktır"


Özbekistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen 4. EİT Turizm Bakanları Toplantısı’nda Erzurum’un 2025 yılı için EİT Turizm Başkenti ilan edilmesinin bu çabaların doğrudan bir sonucu olduğunu anlatan Yılmaz, "Bu karar, Erzurum’un tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerini bölgesel ve küresel ölçekte daha görünür kılmanın yanı sıra, EİT ülkeleri arasındaki dostluk ve dayanışma ruhuna da önemli bir katkı sunacaktır. İnşallah Erzurum 2025 yılında, sadece Türkiye’nin değil, bütün EİT coğrafyasının kültürel ve turistik zenginliklerini buluşturan bir merkez olacaktır. Türkiye 2024 itibarıyla 62 milyonu aşan turist sayısı, 61 milyar dolar turizm geliri ile dünyanın önde gelen turizm ülkelerinden biridir. Amacımız bu potansiyeli 12 aya ve tüm ülkeye yaymaktır. 2025 yılında 64 milyar dolara ulaşmasını beklediğimiz turizm gelirimiz, 2028 perspektifinde 100 milyar dolara ulaşacaktır. Erzurum gibi illerimizin bu sürece daha fazla katılımı ve bu şekilde refahını artırması son derece kıymetlidir. Erzurum, binlerce yıllık tarihiyle, stratejik konumuyla ve taşıdığı manayla Anadolu’nun vicdanıdır, omurgasıdır. Asırlar boyunca doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan yolların kavşağı olmuş; ticaretin, kültürün ve irfanın merkezi hâline gelmiştir. İpek Yolu’nun kalbinde yer alan bu kadim şehir, yalnızca kervanlara değil; ilme, hikmete, medeniyete de ev sahipliği yapmıştır. Ama Erzurum’u Erzurum yapan sadece bu değildir. Bu şehir, aynı zamanda milli mücadele ruhunun mayalandığı yerdir. 1919’da toplanan Erzurum Kongresi’nde, ’Vatan bir bütündür, parçalanamaz’ diyerek millet iradesi tarihe yazılmış; Anadolu’nun işgale teslim olmayacağı buradan dünyaya ilan edilmiştir. Nene Hatun, bu toprağın nasıl bir yürek taşıdığını göstermiştir. Ve işte bu şehir, asırlardır ’Dadaş’ kimliğiyle anılan bir duruşun, bir vakarın temsilcisidir. Dadaşlık; Erzurumlu’nun mertliğini, vatan sevgisini, adalet karşısındaki net duruşunu tarif eden köklü bir sosyal karakter ifadesidir. Bugün Erzurum, geçmişinden güç alarak geleceğe yürümektedir. Yenilenen altyapısı, genişleyen ulaşım ağı, üniversite kenti kimliği, gelişen sanayi profili ve dört mevsime yayılan turizm vizyonu ile Erzurum; sürdürülebilir kalkınma hedeflerini benimseyen, bölgesel refaha katkı sunmaya hazırlıklı bir şehir konumundadır" dedi.



"Enerji koridorlarının kavşak noktasında yer alması, şehrin jeopolitik önemini ve ekonomik potansiyelini artırmaktadır"


"Zengin doğal kaynakları ve genç, dinamik insan kaynağıyla Erzurum; yalnızca Türkiye için değil, aynı zamanda bölge ülkeleri açısından da dikkatle izlenen stratejik bir kalkınma odağı haline gelmektedir" ifadelerini kullanan Yılmaz, "Havalimanı, bölünmüş yol ağları ve devam eden hızlı tren yatırımları sayesinde erişilebilirlik kapasitesini önemli ölçüde artıran Erzurum, yatırımcılar ve girişimciler için güvenilir ve üretken bir ekosistem sunmaktadır. Erzurum, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) gibi uluslararası enerji projelerinin kritik geçiş noktalarından biri olarak stratejik bir konuma sahiptir. Enerji koridorlarının kavşak noktasında yer alması, şehrin jeopolitik önemini ve ekonomik potansiyelini artırmaktadır. Bu altyapılar sayesinde Erzurum, hem Türkiye’nin enerji arz güvenliğine hem de bölgesel iş birliğine güçlü katkılar vermektedir" diye konuştu.


Türkiye’de kış turizmi denildiğinde öne çıkan şehirlerden biri olan Erzurum’un Palandöken ve Konaklı gibi uluslararası standartlara sahip kayak merkezleriyle Dünya Kupası düzeyinde organizasyonlara ev sahipliği yapmaktığını belirten Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bu yönüyle yalnızca fiziksel koşullarıyla değil, kurumsal kapasite ve organizasyonel yetkinliğiyle de öne çıkmaktadır. Öte yandan Erzurum’un turizm potansiyeli yalnızca kış aylarıyla sınırlı değildir. Tortum Şelalesi, Narman Peribacaları, Uzundere Vadisi ve Oltu çevresi gibi eşsiz doğal zenginlikler, yıl boyunca doğa turizmi, açık hava sporları ve alternatif etkinliklere elverişli altyapısıyla çok yönlü bir çekim merkezi oluşturmaktadır. 2024 yılında Erzurum’da geceleme sayısı 700 bin’e yaklaşmıştır, Yabancı turist sayısındaki artış oranı ise gözle görünür düzeydedir, Özellikle İran, Azerbaycan, Rusya, Almanya ve Körfez ülkelerinden gelen turist sayıları dikkat çekicidir. Eğitim ve gençlik alanında da Erzurum önemli bir konumda yer almaktadır. Türkiye’nin köklü yükseköğretim kurumlarından biri olan Atatürk Üniversitesi, yalnızca şehrin değil, aynı zamanda bölgenin bilimsel üretim ve düşünsel gelişim merkezi işlevini üstlenmektedir. Bu yetkinlikler Erzurum Teknik Üniversitesi ile pekiştirilmiştir. Bu potansiyeli destekleyen kurumsal yapılardan biri olan Erzurum ATA Teknokent; yenilikçiliği teşvik eden, AR-GE faaliyetlerini destekleyen ve üniversite-sanayi iş birliğini güçlendiren yapısıyla dikkat çekmektedir. Genç dostu yaşam alanları, spor ve kültür altyapısı, dijital olanakları ve girişimcilik destek mekanizmaları ile Erzurum; yalnızca tarihsel kimliğiyle değil, aynı zamanda vizyoner yaklaşımıyla da büyüyen, gelişen ve dönüşen bir şehrimiz. Gastronomi ise Erzurum’un imajında giderek büyüyen bir rol oynamaktadır. Cağ kebabı, kadayıf dolması ve ayran aşı gibi geleneksel tatların yanı sıra bu lezzetlerin modern sunumlarla farklı kitlelere ulaştırılması yönündeki girişimler de dikkat çekmektedir. Bu çok yönlü gelişim perspektifi, Erzurum’un "Türkiye Yüzyılı" vizyonu doğrultusunda; kalkınmada bütüncül, rekabette güçlü, kültürde özgün ve geleceğe yön veren bir şehir olma hedefini kararlılıkla sürdürdüğünü göstermektedir."



"Hedefimiz, şehirde toplam turist gecelemesini 1 milyonun üzerine çıkarmak ve yabancı turist oranını yüzde 25’in üzerine taşımaktır"


"EİT Turizm Başkenti unvanı kapsamında yürütülecek faaliyetler, Erzurum’un küresel ölçekteki görünürlüğünü ve kalkınma ivmesini destekleyecektir" diyen Yılmaz, "2025 yılı boyunca Erzurum, Turizm Başkenti unvanı kapsamında çok sayıda kültürel, sanatsal ve sportif etkinliğe ev sahipliği yapacak. Erzurum’un bu yıl aynı zamanda OECD tarafından Turizm Başkenti ve ACES EUROPE tarafından Avrupa Kış Sporları Başkenti ilan edilmesi de şehrimizin küresel ölçekte dikkat çeken bir merkez haline geldiğini teyit etmektedir. Kış oyunları, Dünya Snowboard Kupası, EİT Afet Tatbikatı, Erzurum Gastronomi Festivali, Uluslararası Bisiklet Turnuvası, Yaz Oyunları ve Kar Film Festivali gibi yıl boyunca çok sayıda organizasyon gerçekleşecek. Ata sporumuz ciritten geleneksel oyunlara, yerel mutfağımızı tanıtan gastronomi festivallerinden açık hava konserlerine, doğa yürüyüşlerinden sergilere kadar uzanan geniş bir yelpazede etkinlikler düzenlenecek olmasını takdirle karşılıyorum. Bu organizasyonlar, hem şehrimizde yaşayanları hem de Erzurum’u ziyaret eden misafirlerimizi, kadim kültürümüzle, coğrafyamızla ve sosyal hayatla buluşturacak. Her etkinlik, Erzurum’un sahip olduğu değerleri görünür kılarken, aynı zamanda şehir ekonomisine ve istihdamına da katkı sağlayacak. ’2025 EİT Turizm Başkenti’ unvanının kazandırdığı ivmeyle Erzurum için turizm hedeflerimizi daha da ileriye taşıdığımızı ifade etmek isterim. Hedefimiz, şehirde toplam turist gecelemesini 1 milyonun üzerine çıkarmak ve yabancı turist oranını yüzde 25’in üzerine taşımaktır. Yeni otel ve konaklama yatırımlarıyla hem istihdamı artırmayı hem de yatak kapasitesini genişletmeyi planlıyoruz. Kültür ve doğa turizmini destekleyen projelerle, yılın 12 ayına yayılan sürdürülebilir bir turizm anlayışını da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu sürecin yıl boyunca devam edecek olması, Erzurum’un tanıtımına ivme kazandıracak ve uluslararası alanda bilinirliğini kalıcı hâle getirecektir. Elbette bunun geçici bir hareketlilikle sınırlı kalmaması, kalıcı projeler ve sürdürülebilir iş birlikleriyle desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu anlayışla, Erzurum’un sahip olduğu zenginlikleri geleceğe taşıyacak her adımı destekliyor; şehrimizin Türkiye Yüzyılı vizyonuna yaraşır bir şekilde, kalıcı başarılar ve güçlü izler bırakacağına yürekten inanıyorum. Erzurum’un Turizm Başkenti unvanına hazırlanmasında önemli katkılar sunan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Erzurum Valiliğimize, milletvekillerimize ve Erzurum Büyükşehir Belediyemize şükranlarımı sunuyorum. Sürece katkı sunan başta EİT üyesi ülkelerin değerli temsilcilerine teşekkür ediyor; 2025 Turizm Başkentliği unvanının Erzurum’a, bölgemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.



"Erzurum, tarihi ve kültürel mirasını dünyaya tanıtma fırsatı buldu"


Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi de konuşmasında, "Doğu Anadolu’nun incisi, mülk-i İslam’ın kilidi, kadim şehir Erzurum’a hoş geldiniz. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 yılı Turizm Başkenti ilan edilen şehrimizde, sizleri ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyor; her birinizi en kalbî duygularımla, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Erzurum; sayısız kahramanlığın otağı, istiklâl ve hürriyet uğruna verilen mücadelenin sarsılmaz sancağıdır. Türk tarihinin dönüm noktalarında her daim ön safta yer almış olan bu kutlu şehir, aziz milletimizin cesaretini, imanını ve diriliş ruhunu bağrında taşımaktadır. Bugün, Muhterem Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 Turizm Başkenti ünvanına layık görülen bu kutlu şehir; tarihi, kültürü, doğası ve vatansever Dadaşlarıyla, Türk milletinin kahramanlıkla yoğrulmuş ruhunu yaşatan müstesna bir diyardır. Nice zaferin ve bağımsızlık yürüyüşünün şahidi olan bu topraklar, bu vesileyle dünyaya tanıtılma imkânı bulmuştur. Cumhurbaşkanlığımızın Yüksek himayelerinde gerçekleşen bu anlamlı açılışın ilimiz ve ülkemiz adına hayırlara vesile olmasını diliyorum. Turizm artık sadece ekonomik bir faaliyet değil; aynı zamanda medeniyetlerin buluştuğu, kültürlerin kaynaştığı bir stratejik kalkınma alanıdır. Turizm; sağladığı ekonomik katkı, istihdam ve kültürel etkileşim ile ülkelerin kalkınmasında anahtar bir rol üstlenmektedir. Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde, bu alanda küresel ölçekte örnek alınan bir başarı hikâyesi yazmaktadır. Erzurum da bu büyük kalkınma hamlesine Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 2025 Turizm Başkentliği ve Avrupa Kış Sporları Başkentliği ile güçlü bir katkı sunmaktadır. Bugün Erzurum’un, tarihi ve kültürel mirasını dünyaya tanıtma fırsatı bulduğu bu anlamlı ünvânın arkasında, şehrimize kazandırılan tüm yatırımların, projelerin ve eserlerin altında kararlı bir irade ve güçlü bir vizyon yer almaktadır. Bu vesileyle; şehrimize kazandırılan her eserin, her hizmetin altında yüksek iradeleri ve imzası bulunan, Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. Bu duygularla, Turizm Başkentliği açılış etkinliklerinin ilimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyor; programımıza katılarak bizleri onurlandıran başta Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız olmak üzere değerli Bakanlarımıza ve tüm misafirlerimize şükranlarımı sunuyor, hepinizi en kalbi duygularımla, saygı ve muhabbetle selamlıyorum" dedi.



"Biz bu şehirde yeni bir turizm vizyonu geliştiriyoruz"


Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, "Bugün burada, dağların maviye çalan sisleriyle sarılmış, tarih boyunca ilimle, irfanla, kahramanlıkla anılmış bir şehirde; Erzurum’da, hep birlikte tarihi bir ana tanıklık ediyoruz. Bugün, sadece bir açılış töreni yapmıyoruz. Bugün, kadim bir şehrin sesini; doğunun kadirşinas selâmını; bir medeniyetin yeniden uyanışını EİT coğrafyasına duyuruyoruz" dedi.


Erzurum’un yalnızca Doğu’nun Başkenti değil, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ülkeleri’nin de turizm başkenti olduğunu söyleyen Başkan Sekmen, "Bu şehir, sarkıtlar gibi inen taş duvarlı evleri, üç mevsimi aynı anda yaşatan iklimi ve asırlık camileriyle sadece bir mekan değil bir medeniyet katmanıdır. Erzurum, bir müzeye değil; yaşayan bir tarihe benzer. Sadece taşında değil, toprağında, havasında, insanının bakışında bir hikaye taşır. Ve biz bugün o hikâyeyi sınırlarımızın ötesine, kardeş ülkelerimize açıyoruz. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Açılış Töreni; birlikteliğin, kardeşliğin, kültürel bağların ve ekonomik kalkınmanın simgesidir. Bu yalnızca Erzurum’un değil, Pakistan’dan Tacikistan’a, Azerbaycan’dan İran’a, tüm kardeş ülkelerin bir araya gelerek attığı ortak bir adımdır. Bugün burada, Aras’ın serin sularından Fergana Vadisi’ne, Hazar’ın ötesinden Mezopotamya’ya uzanan gönül köprüsüne bir tuğla daha koyuyoruz" diye konuştu.


Erzurum’u turizmin başkenti yapan yalnızca dağları, ovaları, yaylaları olmadığını belirten Sekmen, "Erzurum’u eşsiz kılan, onun ruhudur. O ruh, Yakutiye Medresesi’nin sessizliğinde gezinir; Üç Kümbetler’in gölgesinde serinler; Palandöken’in yamaçlarında özgürce kanat çırpar. O ruh, misafire kahve ikram ederken gösterilen özenle, bir kış günü yoldan geçenin üzerine atılan paltoyla yaşar. Ve işte şimdi, bu ruhu EİT çatısı altındaki tüm ülkelerle paylaşma zamanı. Bu bir davettir: Sadece Erzurum’a değil; Anadolu’nun derinliklerine, yüzyılların geleneklerine, sofraların bereketine, halıların desenine, türkülerin tınısına yapılan bir çağrıdır. Bugün Erzurum artık sadece kayakla anılan bir kış şehri değil; sağlık turizminin, doğa turizminin, ekonomik ve sportif kalkınmanın, kültür rotalarının yeni cazibe merkezidir. Binlerce yıllık şifalı sularımız modern tesislerle buluşurken, yaylalarımız ekoturizmle nefes alıyor. Atlı sporlar, geleneksel oyunlar, yayla festivalleri, yöresel mutfağımız ve el sanatlarımız; yerel olanı evrenselleştiren bir bakışla sunuluyor artık. Bu unvan bizim için sadece bir onur değil, bir sorumluluktur. EİT çatısı altında turizmi kalkınmanın lokomotifi haline getirecek yeni modeller geliştirmek, bölgemizin kültürel zenginliğini ortak bir dilde anlatmak zorundayız. Bu şehir, yalnızca kendini değil, bütün kardeş ülkelerin turizm mirasını da taşıyabilecek güçte bir vitrindir. Erzurum’un tarihi sokaklarında yürüyen bir turist, aynı zamanda İpek Yolu’nun gölgesinde geçmişin izini sürecek; Cağ kebabının dumanı, tüm bölge mutfağının lezzetini ruhunda taşıyacak" dedi.


"Biz bu şehirde yeni bir turizm vizyonu geliştiriyoruz, kültürü merkeze alan, doğayı koruyan, yerel kalkınmayı önceleyen, dijitalleşmeden faydalanan; ama insani dokunuşu kaybetmeyen bir anlayışla" diyen Başkan Sekmen, "Akıllı şehir uygulamalarından tarihi kent dokusuna kadar her adımı bu vizyonla atıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki turizm, sadece ekonomik değil; toplumsal barışı, kültürel diyaloğu, gönül birliğini de besleyen bir damardır. Bu anlamda EİT ülkeleriyle kurulacak her ortaklık, yalnızca turist akışını değil; ortak tarih bilincimizi, kültürel dayanışmamızı, kardeşliğimizi de artıracaktır. Turizmi sadece gelir değil; medeniyet paylaşımı olarak görüyoruz. Bu şehirde gezilen her han, anlatılan her menkıbe, tadılan her lezzet; aramızdaki gönül bağını daha da kuvvetlendirecek. Ve şunu da belirtmeliyim ki: Bu unvanın bize kazandırdığı ivmeyi geçici değil; kalıcı bir kalkınma sürecine dönüştürmek için çalışacağız. Uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapacağız, dijital tanıtım kampanyaları yürüteceğiz, EİT ülkeleriyle ortak turizm rotaları oluşturacağız. Her yıl on binlerce misafiri Erzurum’un kalbine davet edecek projelerle, bu açılışı kalıcı bir marka değerine dönüştüreceğiz. Bugün bu açılışla birlikte yalnızca bir unvanın değil, bir niyetin de altını çiziyoruz. Bu niyet: barış, kardeşlik, refah ve kültürel paylaşım niyetidir. Bu duygularla, Erzurum’un artık yalnızca Türkiye’nin değil; bölgesel bir kültür ve turizm merkezi olduğunu gururla ifade ediyorum" dedi.



"Destanların Dansı" gösterisine izleyenlerden tam not


Konuşmaların ardından Alagöz Kültür Sanat Merkezince hazırlanan ‘Destanların Dansı’ gösterisi sahnelendi, Tüm Türk halklarının Orta Asya’dan Çanakkale’ye uzanan geçmişini, kahramanlarını ve destanlarını dans, müzik ve tiyatro olarak sanatseverlerle buluşturan proje izleyenlerden tam not aldı.



EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Açılış Töreni renkli görüntülere sahne oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.
Bitlis Vali Karakaya, 2025 yılında Bitlis’te yaşanan asayiş olaylarını değerlendirildi Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, 2025 yılında il genelinde meydana gelen asayiş olaylarını değerlendirdi. Valilik toplantı salonundaki toplantıda konuşan Vali Karakaya, rakamlarla gerçekleştirilen operasyonları ve yakalamaları açıkladı. "Bizler göreve başladığımız ilk günden itibaren Bitlisli hemşerilerimize en iyi şekilde hizmet etmek için arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diyen Vali Karakaya Türkiye’nin ve Bitlis’in huzuru ve güveni için 7 gün 24 saat hesabıyla çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi. İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı emrinde olmak üzere yaklaşık 9 bin personelle Bitlislilerin ve şehre gelen misafirlerin huzur ve güvenliği için çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Vali Ahmet Karakaya, açıklamasında şunları söyledi. "Güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla bitme noktasına gelen terör örgütleri ile mücadele ilimizde de devam etmektedir. 1 Ocak’tan bugüne kadar Jandarma ve Emniyet birimlerimizin terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği 3 bin 294 kırsal, 34 şehir operasyonunda 67 şahıs gözaltına alınmış, gözaltına alınan bu şahıslardan 14’ü tutuklanmış, 24 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Organize suçlarla ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde yürütülen kararlı ve titiz çalışmalar neticesinde 6 Operasyon başarıyla gerçekleştirilmiş, 4 organize suç örgütü çökertilerek, 134 şahıs gözaltına alınarak, 45 şahıs tutuklanmış ve 36 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Asayiş olaylarında kişilere karşı işlenen suçlarda, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişilerin huzur ve sükununu bozma, cinsel taciz, hakaret, çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama, cinsel saldırı ve tehdit olaylarında 2024 yılına göre yüzde 6 oranında düşüş gerçekleşmiştir" dedi. Vali Karakaya, motosiklet hırsızlığı, evden hırsızlık, işyerinden ve kurumdan hırsızlık, yağma (gasp) ve dolandırıcılık olaylarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 düşüş sağlandığını ifade ederek açıklamasına şöyle devam etti. "Son 1 yıl içerisinde kesinleşmiş hapis cezası ile aranan 620 şahıs yakalanarak Ceza İnfaz Kurumlarına teslim edilmiş, ifade için aranan 2 bin 611 şahıs yakalanarak gerekli adli işlemler yapılmıştır. Ruhsatsız silah ve silah kaçakçılığı kapsamında 134 tabanca, 29 kurusıkı tabanca, 10 uzun namlulu tüfek ve 130 av tüfeği ele geçirilmiş, 370 şüpheli şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında ise geride bıraktığımız son 1 yılda uyuşturucu imal ve ticareti suçundan 121 operasyon icra edilmiş, 278 şahıs gözaltına alınmış, 137 şahıs tutuklanmış ve 15 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Uyuşturucu kullanmak suçundan 600 olay meydana gelmiş, 611 şüpheli şahsa gerekli adli işlemler yapılmıştır. Gerçekleşen bu olaylar neticesinde 72 kilogram metamfetamin, 65 kilogram esrar, 3 kilogram eroin, 2 kilogram afyon sakızı, 171 gram kokain, 3 kilogram bonzai, 402 adet sentetik ecza hapı, 42 adet captagon hap, 180 adet ecstasy hap ve bin 529 kök hint keneviri ele geçirilmiştir. Uyuşturucu ile mücadelede en büyük önceliğimiz gençlerimizi ve toplumumuzu korumaktır. Bu doğrultuda güvenlik birimlerimizce yürütülen çalışmalar azim, kararlılık ve koordinasyon içinde devam edecektir. Siber suçlar ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde siber, güvenlik, terör, kaçakçılık, narkotik ve asayiş suçları olmak üzere toplam 1.030 suç unsuru şahıs ve hesap tespit edilmiş, terörle iltisaklı 74 şahıs, ödeme yasadışı bahis ve bilişim suçlarından 61 şahıs ve çevrimiçi çocuk istismarı suçu kapsamında ise 17 şahıs gözaltına alınmış, 54 şahıs tutuklanmıştır. Trafik denetimlerimizde 2024 yılında 389 bin 832 araç denetlenmiş, 86 bin 84 araca işlem yapılmış, 2025 yılında ise 582 bin 451 araç denetlenmiş 134 bin 598 araca işlem yapılmış, 2024 yılında 4 bin 149 ticari taksi denetlenmiş, 354 ticari taksiye işlem yapılmış, 2025 yılında ise 5 bin 725 ticari taksi denetlenmiş, 480 ticari taksiye işlem yapılmıştır" diye konuştu. "2025 yılı içerisinde Van Gölü’nde 2520 saat seyir icra edilmiş, icra edilen görev süresince 138 adet tekne kontrol edilerek toplam 32 tekneye yasal işlem uygulanmıştır" diyen Vali Karakaya, "3725 şahsın sorgulaması yapılarak aranma kaydı bulunan 3 şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığımız mavi vatanımızın dört bir yanında olduğu gibi Van Gölü’nde de huzuru ve güveni tesis etmek için canla başla çalışmalarını sürdürmektedir. İlimizde uluslararası koruma altında 80, ikamet izni bulunan 246 yabancı uyruklu şahıs ve geçici koruma altında 997 Suriyeli bulunmaktadır. 1 Ocak 2025 tarihinden bugüne kadar; düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik 211 operasyon gerçekleştirilmiş, 152 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 578 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Yakalanan organizatörlerden 88 şahıs tutuklanmış, 64 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Yakalanan düzensiz göçmenler İl Göç İdaresi Müdürlüğümüzce sınır dışı edilmek üzere Geri Gönderme Merkezlerine sevk edilmişlerdir. Ayrıca 3 mobil göç noktası aracında 9.242 kişinin kimlik denetimi yapılmıştır. Düzensiz göçle ve göçmen kaçakçılığıyla olan mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. 2026 yılını karşıladığımız bugünlerde vatandaşlarımızın yeni yıla huzurlu ve güvenli girebilmeleri için Emniyet ve Jandarma birimlerimiz 31 Aralık 2025 Çarşamba günü 150 ekip ve 760 personel ile gerekli güvenlik önlemlerini alacaklardır. Kadim Şehir Bitlis’imizin huzur ve güvenliği; görevlerini büyük bir fedakârlık, cesaret ve yüksek bir sorumluluk bilinciyle yerine getiren kahraman güvenlik güçlerimizin üstün gayretleri sayesinde teminat altındadır. Güvenlik güçlerimizle omuz omuza verilen bu kararlı mücadele, ilimizde kamu düzeninin ve toplumsal huzurun güçlenerek devam etmesini sağlamaktadır. Bu vesileyle şehrimizin güvenliğini tesis etmek için gece gündüz demeden fedakârca çalışan emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatımızın kıymetli mensuplarına teşekkür ediyorum. Kıymetli Bitlisli hemşerilerimin yeni yılını kutluyor, saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum" şeklinde konuştu.
Hatay Depremle birlikte yerle bir olan Antakya kent merkezi yeniden inşa edildi Hatay’da depremin ardından inşa edilen Antakya kent merkezini gören vatandaşlar asrın felaketinin izlerinin silindiği şehirdeki çalışmalara hayran kaldı. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaşanan asrın felaketinde Hatay’da yaklaşık 25 bin insan ölmüş ve kent merkezi yerle bir olmuştu. Hayalet şehre dönen ve enkazların kaldırılmasıyla boş araziyi andıran kent merkezinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla adeta yeni bir şehir kuruldu ve Antakya kent merkezi eskisinden eser kalmayacak halde yeniden inşa edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 27 Aralık Cumartesi günü Antakya kent merkezi Atatürk Caddesi’nde "Asrın İnşası Türkiye’nin Başarısı: 455 Bin Konut Tamam" temalı program düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı program öncesi kent merkezinde son çalışmalar yürütülürken depremzede vatandaşlarda aylar sonra yeniden şehir edasına kavuşan memleketlerinde gezme fırsatı buldular. "Çok şükür şimdi çok güzel oldu şehrimiz, 1 saattir gezip bakıyorum ve eskiden eser yok" Antakya ilçesi kent merkezi Akevler Mahallesi’nde hak sahibi olduğu evinin kurasının çekildiğini ifade eden Hasan Ramazan, şehrin eski halinden eser kalmadığını belirterek "Depremde çok büyük bir felaket yaşadık, ben de Antakya’daydım. Depremi yaşadım ve ailemde 5 kaybım var. Şehrimiz çok berbat bir durumdaydı, felaketi yaşadık. Çok şükür şimdi çok güzel oldu şehrimiz, 1 saattir gezip bakıyorum ve eskiden eser yok. Valigöbeğinde bulunan Akevler Mahallesi’nde hak sahipliğim var, kuramız çekildi çok şükür. Şehir çok güzel olmuş, emeği geçen herkesten Allah razı olsun" dedi. "Cumhurbaşkanımızın emekleri inkar edilemez ama bazı nankör insanlarımız var, bunu başka şekilde konuşuyorlar ve inkar eden nankörlere yazıklar olsun" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür eden Ramazan, "Rabbim devletimizi eksik etmesin, gerçekten çok büyük bir emek var. Ben de inşaatçıyım ve bu şehri birebir çok iyi bilen biriyim, gezdiğim kadarıyla yoluyla kaldırımıyla binasıyla çok güzel olmuş. Eskiden çarpık yapılaşma vardı, gelişi güzel balkon yapmalar ve boyama vardı. Şimdi çok mükemmel olmuş. Cumhurbaşkanımıza binlerce kez teşekkür ederim, inşallah anahtar teslim törenine de geleceğim. Cumhurbaşkanımızın emekleri inkar edilemez ama bazı nankör insanlarımız var, bunu başka şekilde konuşuyorlar ve inkar eden nankörlere yazıklar olsun. Bu şehir kaynak aktarılarak ayağa kalkmış, bunu övmek lazım. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok" dedi. "Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar ilerlemenin olacağını kimse hayal etmiyordu" Kent merkezinde yapılan çalışmalardan övgüyle bahseden Mustafa Dönmez, "Hataylıyım ve 25 yıldır Antakya’da yaşıyorum. Depremde buradaydık, her şeyimiz yıkıldı ve şuan köyde yaşıyorum. Gerçekten devletimizden Allah razı olsun, yapılaşma olarak baya ilerleme var. İnşallah bir an önce herkes evine ve yuvasına kavuşur. Atatürk Caddesi, Gündüz Caddesi ve köprübaşı çok güzel olmuş. Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar ilerlemenin olacağını kimse hayal etmiyordu. Cumhurbaşkanımızdan ve devletimizden Allah razı olsun" dedi.