POLİTİKA - 18 Aralık 2024 Çarşamba 14:14

Başkan Küçükoğlu mazbatasını aldı

A
A
A
Başkan Küçükoğlu mazbatasını aldı

Erzurum AK Parti İl Başkanlığı’na seçilen İbrahim Küçükoğlu, mazbatasını alarak ikinci dönemine başladı.


Erzurum Adliyesi’nde yapılan ve parti yöneticileri ve teşkilat mensuplarının da katıldığı törende, hafta sonu yapılan ve tek adayın olduğu il kongresinde seçilen İbrahim Küçükoğlu mazbatasını aldı. Törene Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, AK Parti MKYK Üyesi Fevzi Polat, teşkilat yöneticileri ve partililer katıldı.


AK Parti Erzurum 8. Olağan İl Kongresini Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle büyük bir coşkuyla gerçekleştirdiklerini ifade eden AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, “Daha önce Genel Başkanımızın takdirleri ile bu göreve geldik. Şimdi de kıymetli partililerimizin verdiği destekle hizmet edeceğiz. Kongremizde bizleri yalnız bırakmayan ve katılan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bu anlamlı kongreyle göreve başlayan yeni yönetimimize başarılar diliyor, görevlerinin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Birlikte güzel işler başaracağımıza olan inancım tamdır. Bayrak yarışında görevlerini devreden ve bugüne kadar hizmet eden tüm dava arkadaşlarıma emeklerinden dolayı minnettarım. Hep birlikte durmadan, yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz“dedi.



Başkan Küçükoğlu mazbatasını aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Büyükşehirden yangından etkilenen çiftçilere destek Muğla Büyükşehir Belediyesi, 2024 yılında meydana gelen yangınların ardından vatandaşların zararlarını gidermek amacıyla destek paketlerini hayata geçiriyor. Yangınlarda ormanların yanı sıra tarım arazileri, ormanlık alanlardaki arı kovanları ve tarımsal sulama ekipmanları büyük zarar gördü. Yangınların başladığı ilk andan itibaren sahada aktif olarak yer alan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, yangın sonrası harekete geçerek vatandaşlara destek sağladı. Bu kapsamda tarımsal sulamada kullanılmak üzere boru desteği, arıcılık malzemeleri ve meyve fidanları vatandaşlara ulaştırılmaya başlandı. Büyükşehir Belediyesi ekipleri, yangından zarar gören üreticinin tarımsal sulama altyapısını yeniden inşa etmek amacıyla Dalaman’ın Elcik Mahallesi’ne boru desteği sağladı. Muhtarlıklara teslim edilen borular, ihtiyaç sahibi vatandaşlara ücretsiz olarak ulaştırılacak. Arıcılara ücretsiz ekipman desteği sağlanacak Muğla’da meydana gelen yangınlar tarımsal üretimin yanı sıra bölgenin önemli geçim kaynaklarından olan arıcılığı da olumsuz etkiledi. Büyükşehir, yangın sonrası mevcut zararları en aza indirmek amacıyla 2025 yılında arıcılıkla uğraşan vatandaşlara arıcılık malzemesi desteği sağlayacak. Bu kapsamda arıcılar; ahşap taban kovan, sır tarağı, sır bıçağı, süzme eleği, fırça, el demiri, pürmüz, çerçeve taşıma sandığı, bal hunisi, arıcı maskesi ve arıcı eldiveni gibi ekipmanlardan ücretsiz olarak temin edebilecek. Ücretsiz zeytin ve ceviz fidanı desteği Yangınlardan etkilenen ağaç varlığını yeniden canlandırmak amacıyla “Her Kapıda Bir Fidan” projesini hayata geçiren Büyükşehir, özellikle yangından zarar gören mahallelerde ücretsiz ceviz ve zeytin fidanı dağıtımı yapacak. Büyükşehir, bugüne kadar Muğla genelinde 258 bin adet zeytin, kestane, badem, ceviz ve keçiboynuzu fidanı dağıtarak yaklaşık 10 bin dekarlık alanın yeniden yeşermesine katkı sağladı. Kendilerine sahip çıktıkları için Muğla Büyükşehir Belediyesine teşekkür eden Elcik Mahalle sakini Berna Aşkın Ünlü, “Yangında çok fazla gelen inanlar oldu, yardım eden insanlar oldu. Devletimizin katkısı çok büyük. Hepsine teşekkür ederiz. Yapılan yardımların tarımsal olarak çok çok faydası olacaktır. Zeytin var, incir var, ekip biçtiğimiz bahçelerimiz var. Kendi mahsullerimizi yetiştiriyoruz. Yardımları için Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a çok teşekkür ederim” dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler görevlisi Aylin Duralı Dalaman’ın Elcik Mahallesi’nde son yangınlarda 370 dönümlük arazideki 500 metrelik su borularında hasar oluştuğunu söyledi ve Büyükşehir Belediyesi olarak oluşan hasarın yerinde tespit edilerek muhtarlığa yeni boruların teslim edildiğini belirtti. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Büyükşehir Belediyesi olarak yaraların sarılması adına tüm imkanları seferber ettiklerini, yangın sonrasında yaraların sarılması için çalışma başlattıklarını ve yangın sonrasında zarar gören borular için ücretsiz tarımsal sulama borusu desteği sağladıklarını açıkladı.
Isparta Isparta’da mahalleliye gece dehşeti yaşattı Isparta’da, önce kendi aracıyla başka bir araca defalarca çarpan sürücü, ardından aracından inip elindeki demir cisimle hem araca hem de bir apartmanın kapısına zarar verdi. Olay, mahallede paniğe sebep olurken yaşananlar çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Olay, sabah 06.30 sıralarında Isparta’nın Yayla Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, R.B. isimli şahıs 32 KE 797 plakalı aracıyla, 32 AER 553 plakalı Volkswagen marka otomobile defalarca çarptı. Ardından aracından inen R.B., elindeki demir cisimle otomobilin farlarına, ön camına ve tavanına zarar verdi. Araç sahibi elinde sopa ile tepki gösterdi Aracına zarar verildiğini gören E.İ., elinde sopayla aşağı inerek R.B.’ye tepki gösterdiği sırada, R.B. elindeki demir cisimle E.İ.’ye saldırmaya çalıştı. Gürültüyü duyan çevredeki vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirerek yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Bölgeye gelen polis ekipleri, akli dengesi yerinde olmadığı iddia edilen R.B.’yi gözaltına aldı ve olayla ilgili soruşturma başlattı. Olay, çevredeki güvenlik kameralarına kaydedildi. Görüntülerde, R.B.’nin aracıyla park halindeki bir başka araca defalarca çarptığı, ardından elindeki demir cisimle araca ve bir apartmanın kapısına zarar verdiği, son olarak ise aracın sahibi E.İ.’ye saldırmaya çalıştığı anlar yer aldı. Mağdur araç sahibi şikayetçi oldu Araç sahibi E.İ., şahsı tanımadığını belirterek şikâyetçi oldu. Olayda, evin dış kapısında ve araçta büyük maddi hasar meydana geldiği bildirildi.
Gaziantep Gaziantep, Çinli turistleri bekliyor Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Çin’in başkenti Pekin’de turizm acentalarının buluştuğu programda Gaziantep’in yeşil şehir vizyonunu ve sürdürülebilir projelerini anlattı. Şehirde çevreci ulaşım, katılımcı yönetim ve tarım projeleriyle büyük dönüşüm sağladıklarını vurgulayan Şahin, “Ekonomiyi yeşil hale dönüştürmek için Çin’le iş birliğine devam ediyoruz” dedi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Pekin Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin düzenlediği etkinlikte 20’ye yakın seyahat acentesi temsilcisiyle bir araya geldi. Burada turizm destinasyonu olarak Gaziantep’i tanıtan sunum yapan Şahin, şehrin tarihi, doğal ve kültürel cazibe unsurlarına işaret ederek Çinli konukları Gaziantep’e davet etti. Gaziantep’te atılan çevreci adımlara da değinen Şahin, doğalgazlı otobüslerden elektrikli otobüslere, elektrikli otobüslerden de hidrojenli otobüslere geçiş sürecinde Çinli yatırımcılarla iş birliği yapmak istediklerini belirtti. Ayrıca, şehirde bisiklet yolları inşa ederek ve 100 binden fazla bisiklet dağıtarak çevre dostu ulaşımı teşvik ettiklerinin altını çizdi. Pekin’in yeşil şehir olma yolunda gösterdiği performansa övgüde bulunan Başkan Şahin, Gaziantep’in de benzer bir vizyonla hareket ettiğini belirtti. “Sanayi şehri Gaziantep’te havayı, suyu ve toprağı koruyarak üretmek zorundayız” diyen Şahin, ekonomiyi yeşil ekonomiye dönüştürmek için büyük bir çaba sarf ettiklerini söyledi. “Şehri katılımcı bir anlayışla yönetiyoruz” Gaziantep Modeli’ni tanıtan Şahin, yerel yönetim, sivil toplum ve akademik dünyanın iş birliğiyle şehri katılımcı bir anlayışla yönettiklerini söyledi. Kent konseyi gibi yapılarla halkın yönetime dahil edildiğini belirten Şahin, “Şehri mutlu etmek için halkla birlikte hareket etmek gerekiyor. Ancak halkla birlikte yönetirsek mutluluğu elde edebiliriz” dedi. Gaziantep’in, OECD ülkeleri arasında “şampiyon şehir” sıfatına sahip olduğunu ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından “yeşil şehir” unvanıyla tescillendiğini söyleyen Şahin, bu başarının stratejik planlamalar ve sürdürülebilir projelerle mümkün olduğunu belirtti. “Veriyi iyi kullanan geleceği belirler” 21. yüzyılın veri yüzyılı olduğunu vurgulayan Başkan Şahin, “Kim veriyi iyi kullanırsa, o dünyanın sözünü söyleyecek ve bilgi ekonomisini yönetecek” diyerek, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda öncü adımlar attığını belirtti. Çin ile daha güçlü bir iletişim ağı kurmanın önemine dikkat çeken Şahin, dönüşte Gaziantep’te bu doğrultuda yeni çalışmalar yapacaklarını dile getirdi. Ata tohumuyla sürdürülebilir tarım Toprağı korumanın önemine değinen Başkan Şahin, Gaziantep’te tarım okulu açarak çiftçileri eğittiklerini, ata tohumları kullanarak çevresel projelere ağırlık verdiklerini söyledi. “Hastalık ve göç birer sonuçtur. Bu sorunların üstesinden gelmek için önleyici tedbirler almalıyız” diyen Şahin, çevreyi korumanın insan hayatına olan etkilerini vurguladı. “Hep birlikte daha yapacak çok işimiz var” Çin ile iş birliğinin önemine dikkat çeken Başkan Şahin, Gaziantep’te yapılması planlanan metro projesi için Çin’den destek aldıklarını belirterek, “Ticaretimizi yerelden evrensele, gelenekten geleceğe taşımak için çalışıyoruz. Gaziantep’in İpek Yolu’nun merkezinde yer almasının, şehir için önemli bir avantaj” diye konuştu.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Önümüzdeki dönemde kuracağımız ’süper iletken çip üretim eviyle’ çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlarına giden yolu da aşacağız. Şu gerçeği Suriye başta olmak üzere son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise bizlere hatırlatmaktadır; Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri töreninde konuştu. Bu yıl TÜBA ve TÜBİTAK bilim ödülleriyle hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar yürüten 57 bilim adamına ödüllerini tevdi edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”TÜBA TESEP kapsamında dördü telif eser ödülü, biri Halil İl Özel Ödülü, biri Kemal Karpat Özel Ödülü ve biri Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 7 eser ödüle layık görüldü. Böylece bugüne kadar 246 Türkçe bilimsel telif eserimize TÜBA TESEP ödülü veriyoruz. TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerimiz dünyada genç akademi oluşumunun ilk ve en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu yıl 20 farklı üniversitede bilimsel çalışmalar yürüten 25 genç bilim insanımıza bu ödüllerini takdim ediyoruz” dedi. Erdoğan, böylece 2001’den bugüne kadar TÜBA-GEBİP ödülü kazanan genç bilim adamı sayısının 669’a yükseleceğini, TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri’nin ise 3 farklı kategoride uluslararası düzeyde özgün, öncü ve çığır açan çalışmalarıyla temayüz etmiş 4 bilim adamına verileceğini kaydetti. Son 4 isimle birlikte bugüne kadar toplam 32 bilim öncüsüne uluslararası akademi ödülleri tevdi edeceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar 947 bilim insanımız uluslararası bilim diplomasisi alanında önemli bir boşluğu dolduran TÜBA ödüllerini kazanmış oluyor. Yine bu sene 7’si birim, 13’ü teşvik ve biri hizmet ödülü olmak üzere 15 farklı üniversiteden 21 bilim insanımıza da TÜBİTAK Bilim Ödülleri’ni takdim ediyoruz. TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödüllerini kazanan akademisyenlerimizi, bilim insanlarımızı şahsım ve bilim, aynı zamanda milletim adına canı gönülden tebrik ediyorum. Ödül sahibi hocalarımızın her birine gelecekte yapacakları çalışmalarda şimdiden muvaffakiyetler diliyorum” açıklamasını yaptı. Ödül komisyonu ve hakem heyetini yıl boyunca harcadıkları yoğun emek ve yaptıkları değerlendirmeler için tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Tıp ilminin önde gelen isimlerinden Buharalı bilim ve düşünce insanı İbn-i Sina bin yıl önce şu sözü söylemişti: ’Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder.’ Ecdadımız da bu gerçeği bir başka vecih kelamla şöyle ifade ediyor: ’Marifet iltifata tabidir. İltifatsız mal zayidir.’ Takdir görmeyen, taltif edilmeyen, teveccühe mazhar olmayan her bir çalışma, her ne kadar asli değerinden hiçbir şey kaybetmese de geniş kitlelere ulaşmak bakımından istenilen etkiyi maalesef oluşturamıyor. Gerek kişisel hayatımıza gerekse toplumların serencamına baktığımızda teşvikin, taltifin, özellikle işlerin dönüm noktalarına gelindiğinde yapılan cesaretlendirmenin ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Çığır açma potansiyeli olan birçok proje ve fikir vaktinde destek bulmadığı için akamete uğramış, tarihin tozlu raflarına havale edilmiştir. Bu açıdan bilim tarihi aynı zamanda yarım kalmış, akim kalmış çalışmalar mezarlığıdır. Türkiye’de bilim ve teknoloji uzun yıllar merak ve iştiyak sahibi idealist bir avuç insanın kendi imkanlarıyla sınırlı bir uğraş alanı olarak görüldü” diye konuştu. Bilim adamlarının hak ettikleri desteği, ilgiyi ve takdiri bulamadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Burada şu hususu da vurgulamak durumundayım. Bilimsel birikim açısından dünyada istisnai bir konumda olsak da bunun kurumsallaşması noktasında da o derece geç kalmış bir ülkeyiz. Akademik üretkenlikte bugün bizden ileride olan toplumların çoğu devletin desteğini almış, kurumsallaşmış ve temel bilim dallarını aynı çatı altında toplamış bilim akademilerini bizden çok önce hayata geçirmişlerdir. Örneğin Avrupa’da bilim akademilerinin önemli bir kısmı 17. yüzyılda kurulmuştur. Elbette bilimler akademisi kurulmadan evvel de çeşitli alanlarda araştırma ve çalışmalar yapan bilim adamlarımız vardı. Hatta 18. yüzyıla kadar Avrupa uygarlığını etkileyen, yönlendiren ve besleyen Doğu medeniyeti, Türk İslam dünyasında yetişen bilim adamları, düşünce adamları olmuştur. Fakat yeni dönemin ruhunu doğru okuyamama sonucu sürecin devam ettirilememesi, gerilemeyi de beraberinde getirdi. Tabii bir de buna ülkemiz içinden yapılan sabotajları eklememiz gerekiyor” dedi. "Kuantum bilgisayar teknolojisinde attığımız bu kritik adımla Türkiye’yi küresel rekabette çok stratejik bir noktaya taşımayı hedefliyoruz" “Savunma sanayimizin sembolü olduğu bilim ve teknoloji hamlelerimizin daha emekleme aşamasındayken nasıl boğulduğu hepimizin malumudur” diyen Erdoğan, ”Aslında bu zihniyet bizim dönemimizde de sık sık karşımıza çıkmıştır. Türkiye’nin ilk elektrikli otomobil markası Togg projemizden 5’inci nesil savaş uçağımız Kaan’a, insansız hava araçlarımıza yönelik linç kampanyalarından ilk insanlı uzay misyonumuza kadar her alanda bu zihniyetle karşılaştık. Togg’a fabrikası yok dediler, Kaan’ı kalorifer peteğine benzettiler. ’Türk astronot ve bilim misyonu turistik gezi’ diyerek küçümsediler. İHA ve SİHA’ların her başarısında zaten sinir nöbeti geçirdiler. Başarıyı takdir etmek, desteklemek, milletin sevincini paylaşmak yerine bir kulp takarak engellemeye çalıştılar. Aynı bağnazlığa geçtiğimiz ay tanıtımı yapılan Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarının açılışında bir kez daha şahitlik ettik. Oysa süper bilgisayarların bile yıllarca uğraştığı karmaşık problemleri yalnızca birkaç dakikada çözebilen kuantum bilgisayarlar yalnızca 15 ülkede bulunuyor. Biz, kuantum bilgisayar teknolojisinde attığımız bu kritik adımla Türkiye’yi küresel rekabette çok stratejik bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde kuracağımız süper iletken çip üretim eviyle çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlarına giden yolu da aşacağız. Devrim niteliğindeki böyle bir üründen insanlar niye rahatsız olur? Ama bakıyorsunuz bunu bile eleştirenler, küçümseyenler çıkabiliyor“ ifadelerini kullandı. Göreve geldiklerinden itibaren ilk etapta zihinlere vurulan prangaları kırmaya çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yapamayız, başaramayız, bizden bir şey olmaz’ algısının yerine ’Yapabiliriz, başarabiliriz’ özgüvenini yerleştirmeye çalıştık. Bizim harcımız değil, daha çok ekmek yememiz lazım şeklindeki umutsuzluk aşılayan sözleri lügatimizden çıkardık. Zor da olsa, ciddi zaman da alsa hamdolsun on yıllardır milletimize empoze edilen öğrenilmiş çaresizlikleri ortadan kaldırmayı başardık. Türkiye kimsenin müstemlekesi olmadığı gibi yan sanayii fikirlerin, ikinci el düşüncelerin üretildiği bir ülke de değildir” şeklinde konuştu. "Kendi rotamızı çizmeye yalnız siyaset ve diplomaside değil, bilim ve teknoloji alanında da ihtiyacımız var" Özgür olmak için özgün olmak, orijinal fikirler ve projeler geliştirmek mecburiyetinde olunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kendi rotamızı çizmeye yalnız siyaset ve diplomaside değil, bilim ve teknoloji alanında da ihtiyacımız var. Siyasette, dış politikada, savunmada nasıl bize dayatılan kalıplara bağlı kalmıyor ve bize biçilen rollerin ötesine geçiyorsak, milli teknoloji hamlemizle bilim ve teknolojide kendi hikayemizi yazmanın mücadelesini veriyoruz. Teknolojide, bilimde, sanatta, düşüncede başkalarına muhtaç bir ülke olmaktan çıkıp, kendi imkanlarımızı, kendi kaynaklarımızı, kendi potansiyellerimizi en üst seviyede harekete geçirmek istiyoruz. Allah’ın izniyle her alanda bağımsız Türkiye vizyonumuzu mümkün olan en kısa sürede gerçeğe dönüştüreceğiz. Son 22 yılda bunun altyapısını hem de çok güçlü biçimde oluşturduk. Evvel emirde insan kaynağı ve altyapı eksiklerimizi gidermek için çalıştık“ dedi. Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerin sayısını 76’dan 208’e yükselttiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece belli şehirlerde değil, tüm coğrafi bölgelerimizde güçlü, dinamik, üretken bir araştırma, geliştirme ve girişimcilik ekosistemi inşa ettik. Sıfırdan aldığımız araştırma geliştirme merkezi sayımızı bin 329’a, yine sıfır olan tasarım merkezi sayımızı 331’e çıkardık. Teknopark sayımızı 2’den 104’e yükselttik. Teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak amacıyla ülkemizin her ilinde toplam 130 Deneyap teknoloji atölyesi kurduk. İlk ve orta öğrenim müfredatlarına bilgi teknolojilerine ilişkin ders koyarak, bu alanda öğrencilerimizin ufuklarını açtık. Teknoparklarımızda üniversite-sanayi iş birliği ile 11 bin 158 firma ve 116 bin 321 personel ortak üretim yapıyor. Toplam 61 bin 500 projeyi tamamladık. 15 bin 955 projemiz devam ediyor" dedi. TÜBİTAK akademik araştırma geliştirme programlarıyla 32 bin 940 projeye toplam 128 milyar lira tutarında destek sağladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”TÜBİTAK akademik araştırma geliştirme programlarıyla 32 bin 940 projeye toplam 128 milyar lira tutarında destek sağladık. Bilim insanı destekleri kapsamında 381 bin 730 bilim insanına 35 milyar liralık destek verdik. Özel sektöre yönelik yürütülen destek programları kapsamında ise 26 bin 447 projeyi 109 milyar lira kaynakla destekledik. Şurası da son derece önemli. TEKNOFEST yarışmalarıyla gençlerimizi büyük bir heyecanla icat peşinde koşmaya teşvik ediyoruz. Bu sene 9’uncusu düzenlenen TEKNOFEST’e 50 farklı kategoride 790 binden fazla takım başvurdu. Gençlerimize, bilim insanlarımıza imkan tanındığı, daha doğrusu önlerine engel konulmadığı takdirde neleri başarabileceğini ve başarabildiklerini çok iyi görüyoruz. Düzenlediğimiz araştırma projesi yarışmaları, ulusal ve uluslararası bilim olimpiyatlarıyla çocuklarımızı bilim insanı olma ve girişimcilik konusunda geleceğe hazırlıyoruz” ifadelerini kullandı. Çağın gerisinde kalan değil, çağa liderlik eden büyük ve güçlü bir Türkiye hedefine emin adımlarla ilerlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sabun köpüğü gibi gelip geçen mevzi başarılarla yetinmek istemiyoruz. Ülke ve millet olarak yere sağlam basıyor, adımları sağlam atıyoruz, planlarımızı orta ve uzun vadeli yapıyoruz. 2002’ye göre bugün çok iyi bir konumdayız. İnşallah gelecekte çok daha iyi seviyelerde olacağız. Sadece kendimiz için değil, umudunu bize bağlamış olanlar için de bunu başaracağız. Şu gerçeği Suriye başta olmak üzere son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise bizlere hatırlatmaktadır. Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür. Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız. İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz” diye konuştu. Türk milletinin tarihin yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetinde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kendi ülkelerine başkalarının gözünden bakanlar bunu fark edemeyebilir. Burunlarının dibini dahi görmekten aciz olanlar bunu anlamayabilir. ’Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Somali’de ne işi var?’ diye soranlar bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir. Türkiye’nin son 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler, olayların seyrini kavramakta zorlanabilir. Ama biz bunu görüyoruz, süreçleri okuyoruz, çağrılara kulak tıkamıyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinemeyenleri kendi haset dolu dünyalarında vehimleriyle, korkularıyla, komplo teorileriyle, safsata ve hezeyanlarıyla başbaşa bırakıyoruz. Milletiyle duygudaşlığını kaybetmiş olanlara ne söylesek boş, ne anlatsak faydasız. Biz onlarla vakit kaybetmeyeceğiz. Biz hep olduğu gibi önümüze bakacağız, hedeflerimize odaklanacağız. Bu kutlu yolculukta sizlerin de üzerinize düşen her türlü sorumluluğu en güzel şekilde yerine getireceğinize inanıyorum“ açıklamasını yaptı. Bilim adamlarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sizler uzmanlık alanlarınızda icra ettiğiniz bilimsel faaliyetlerle, verdiğiniz eserlerle, yaptığınız yeni araştırmalarla yalnızca akademi camiasına değil, ülkemize ve dünyaya da önemli değerler, yeni ufuklar kazandırıyorsunuz. Öyle inanıyorum ki, bu çalışmalara her gün bir yenisini ekleyerek sizi rehber kabul eden gençlerimizi teşvik edip, destekleyerek ülkemize ve insanlığa daha esaslı katkılar yaparak, 2053 ve 2071 vizyonumuzun da mimarları sizler olacaksınız. Rabbim hepinizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Bu düşüncelerle TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerini takdim ettiğimiz bilim insanlarımızı tekrar tebrik ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Ortaya koyduğunuz eserlerin Türkiye Yüzyılı vizyonuyla birlikte yeni ve daha güçlü çalışmalara giden yolu açmasını Rabbimden niyaz ediyorum” dedi.