EĞİTİM - 04 Nisan 2022 Pazartesi 16:10

Atatürk Üniversitesi dev projeye ev sahipliği yapacak

A
A
A
Atatürk Üniversitesi dev projeye ev sahipliği yapacak

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyelerinden Doç.

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Selda Örs tarafından hazırlanarak Ufuk Avrupa, MSCA, Citizens çağrısına sunulan proje, tam puan alarak bu yıl Türkiye’den ilgili çağrı başlığı altında hibe alan tek proje oldu.


Avrupa Birliği ve ortak ülkelerin tamamında araştırmacılarla toplumdaki diğer bireyleri bir araya getirmek ve gençleri bilime teşvik etmek amacıyla düzenlenen Ufuk Avrupa, MSCA ve Vatandaşlar (Araştırmacı Gecesi Etkinliği) çağrısı çerçevesinde Türkiye’den hibe almaya hak kazanan tek proje “Science from Nature to your Table” isimli proje oldu.


146 bin Euro’luk katkı alan proje Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın katılımıyla tanıtıldı. Ufuk Avrupa Projeleri çerçevesinde MSCA ve Vatandaşlar Program çerçevesinde, Avrupa Birliği ve Asosiye ülkelerin tamamında her yıl Eylül ayının son cuma günü araştırmacılarla toplumdaki diğer bireyleri bir araya getirebilecek ve gençleri bilime teşvik edecek etkinlikler düzenlenecek.


Araştırmacılar Gecesi olarak adlandırılan bu etkinlikte gençlerin araştırmacılık mesleğine özendirilmesi, araştırmacılara karşı önyargının kırılması ve araştırmacıların “içimizden biri” olarak tanıtılması hedefiyle oluşturulacak etkinlikler, uygulamalı deneyler, bilimsel gösteriler, tartışma oturumları, yarışmalar, konserler gibi çeşitli biçimlerde olabilecek.


MSCA ve Vatandaşlar 2022 Çağrısı çerçevesinde Türkiye’den 10 projede toplamda 42 kuruluş başvuru yaparken bu başvurular arasından sadece Atatürk Üniversitesi’nin koordinatör ve tek yürütücü olarak başvurduğu Sci-NURTURE akronimli ‘Science from Nature to your Table/ Doğadan Sofraya Bilim’ başlıklı proje fonlanmaya hak kazandı. Daha önce İstanbul’da, Mersin’de, üç kez İzmir’de, üç kez de Ankara ODTÜ ve Yaşar Üniversitesi gibi farklı üniversiteler tarafından yürütülen Araştırmacılar Gecesi projeleri, bu yıl ilk defa farklı bir şehirde yürütülecek.


Atatürk Üniversitesi Proje Geliştire ve Koordinasyon Ofisi tarafından yürütülen, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selda Örs’ün koordinatörü olduğu bu projenin iki ana uygulama basamağı bulunuyor. Bu basamaklardan ilkinde okullar bilim insanları tarafından ziyaret edilecek. Ziyaretler esnasında, söyleşi düzenlenecek, sunum ve çeşitli deneyler yapılacak. Ziyaretlerin amacı; araştırmacıların toplum tarafından tanınması, araştırmanın günlük hayatın etkisini göstermek ve genç insanları araştırma kariyeri için cesaretlendirmek. Bu çerçevede 2022 ve 2023 yıllarında toplam 240 okulun ziyaret edilmesi hedefleniyor.


İkinci basamak da ise projenin Erzurum Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezinde 23-24 Eylül 2022 29-30 Eylül 2023 tarihlerinde tüm Avrupa ile aynı anda gerçekleşecek olan Avrupa Araştırmacılar Gecesi etkinliği olacak. Bu basamakta, bitkisel ve hayvansal kaynaklı gıdaların, sofraya gelinceye kadar geçirdiği süreç deney vb. bilimsel aktivitelerle fuar-şenlik formatında öğrencilere aktarılacak ve bu etkinlik ile araştırmacılarla toplumu bir araya gelecek, araştırma ve inovasyonun günlük hayatta kazandırdıklarına dair farkındalık oluşturulacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Bakan Yardımcısı Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DEM Parti heyetinin görüşmesini değerlendirdi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile DEM Parti heyetinin görüşmeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile DEM Parti heyeti arasında yapılan son görüşmenin yalnızca siyasi bir temas değil, aynı zamanda toplumsal fay hatlarını onarma ve ortak geleceği inşa etme iradesinin bir yansıması olduğunu söyledi. Bakan Yardımcısı Aydın, "Türkiye, tarihinin en kritik eşiklerinden birini kararlılıkla aşmak üzere emin adımlarla ilerliyor. Bugün yalnızca bir güvenlik sorununun bertaraf edilmesinden değil, çok daha derin ve kapsayıcı bir dönüşümden, ’Terörsüz Türkiye’ idealinden söz ediyoruz. Bu ideal, demokrasimizin kökleşmesi, toplumsal barışımızın kalıcılaşması ve Türkiye’nin küresel düzlemde oyun kurucu bir özne haline gelmesi açısından tarihi bir eşiği temsil etmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği, milletimizin iradesi ve devlet aklının sahaya koyduğu stratejik vizyon sayesinde; bu zorlu ama umut dolu süreç, her geçen gün daha da olgunlaşmakta ve somut ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu durumda, Cumhurbaşkanımız ile DEM Parti heyeti arasında yapılan son görüşme, yalnızca siyasi bir temas değil; aynı zamanda toplumsal fay hatlarını onarma ve ortak geleceği inşa etme iradesinin bir yansımasıdır. Bugün dünya, dengelerin hızla değiştiği çok kutuplu bir yapıya evrilmekte, Türkiye ise bu yeni düzende tarihi hafızasından beslenerek yeniden yön belirleyici bir konuma yükselmektedir. Bu süreçte, geçmişin yüklerinden sıyrılıp, ortak değerler etrafında buluşan daha kapsayıcı ve yenilikçi bir anlayışla hareket etmek zorundayız. Yeni bir dönemin ruhunu yakalamalı, geçmişten ilham alarak geleceği birlikte inşa etmeliyiz. Süreçteki her gelişme, büyük bir umutla birlikte dikkatli bir özen de gerektiriyor. Tarihi hafızamız bize göstermektedir ki; dış müdahalelerle içeride körüklenen ayrışmalar, yalnızca huzurumuzu değil, ortak geleceğimizi de tehdit etmektedir. Ancak bugün elimizde, geçmişin tecrübeleriyle şekillenmiş bir devlet aklı, güçlü bir siyasi liderlik ve barış içinde bir arada yaşama iradesine sahip bir toplum vardır. Bu üç sütun üzerine inşa edilen süreç, dikkatle yürütülmeli, provokasyonlara kapalı tutulmalı ve her adımda ortak vicdanın sesi duyulmalıdır. Aksi takdirde sürecin akamete uğraması, verilen emeklerin heba olması ve milletin barışa olan inancının zedelenmesi anlamına gelecektir. ’Terörsüz Türkiye’ hedefi, yalnızca güvenlik eksenli bir politika değil; aynı zamanda demokratik kazanımların güçlenmesini, sivil siyasetin alanının genişlemesini ve toplumsal refahın artmasını sağlayacak stratejik bir adımdır. Bu yönde atılan her adım, kalkınmayı hızlandıracak ve toplumsal aidiyeti güçlendirecektir. Kuşkusuz ki bu ilerleyişten rahatsız olan çevreler, süreci sabote etmek için fırsat kollayacaktır. Fakat biz, bu yolda yapıcı yaklaşımları esas alarak kararlılıkla ilerlemeliyiz. Öte yandan, TBMM Başkanvekili ve hemşehrim Sırrı Süreyya Önder’in geçirdiği rahatsızlık, kamuoyunda büyük bir üzüntüye neden olmuş, siyasi kimliklerin ötesinde insani bir duyarlılıkla karşılanmıştır. Kendisine geçmiş olsun dileklerimi bir kez de burada tekrarlarken; sürece katkı sağlayan yapıcı ve pozitif dilinin sürecin sağlıklı ve hızlı ilerleyişinde özel bir rol oynadığını da vurgulamak gerekir. Bu noktada, sürecin başarıyla tamamlanabilmesi için siyasi partilerden kanaat önderlerine, sivil toplumdan medyaya kadar herkesin ayrıştıran, ötekileştiren söylemler ve eylemler yerine; birleştirici, kapsayıcı ve onarıcı bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesi elzemdir. Unutulmamalıdır ki, bu topraklar yüzyıllar boyunca nice krizleri aşmış, nice medeniyetleri bağrında yoğurmuş kadim bir yurt olmuştur. Bizler, bu büyük medeniyetin bugünkü temsilcileri olarak, barış içinde bir arada yaşamanın mümkün olduğunu göstermek zorundayız. Çünkü ’Türkiye Yüzyılı’ sadece teknolojik ve ekonomik adımların değil; aynı zamanda toplumsal barışın, kardeşliğin ve huzurun yüzyılı olacaktır. İnançla, azimle ve ortak bir vicdanla; kökleri derinlerde olan bir medeniyetin evlatları olarak, farklılıklarımızı zenginliğe, birliğimizi güce dönüştürecek; kardeşliğimizi büyütüp huzuru kalıcı kılacağız" diye konuştu.