YEREL HABERLER - 28 Nisan 2012 Cumartesi 10:58

ŞİRKETLEŞME VERİLERİ AÇIKLANDI

A
A
A
ŞİRKETLEŞME VERİLERİ AÇIKLANDI

TOBB 2012 Ocak-Mart dönemi kurulan ve kapanan şirket verilerini açıkladı. Erzurum Türkiye iller sıralamasında dönemde kurulan şirket sayısı bakımından 34, gerçek kişi ticari işletmesi sayısı bakımından 54`üncü, kapanan şirket sayısında 55`inci, kapanan küçük işletme sayısı bakımından ise 56`ıncı sırada yer aldı.
DÖNEMSEL DEĞžİŞİM
Erzurum`da bu yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre açılan şirket sayısı yüzde 35.2, açılan kooperatif sayısı yüzde 60, açılan gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 13.6 oranında geriledi, tasfiyeye giren şirket sayısı yüzde 62.5 oranında arttı, kapanan şirket sayısı yüzde 61 oranında düşüş gösterdi.
ÜÇ AYLIK VERİLER
Verilere göre dönemde Erzurum`da 46 şirket, 2 kooperatif, 38 gerçek kişi ticari işletmesi kuruldu, 13 şirket, 18 kooperatif tasfiyeye girdi, 5 şirket, 8 kooperatif ve 22 gerçek kişi ticari işletmesi kapandı. Geçen yıl aynı dönemde 71 şirket,5 kooperatif, 44 küçük işletme kurulmuş, 8 şirket, 19 kooperatif tasfiye edilmiş, 13 şirket, 7 kooperatif, 56 gerçek kişi ticari işletmesi ise kapanmıştı.
ERZURUM`UN AÇILAN ŞİRKET PAYI
2012 yılı Ocak mart döneminde Erzurum`da kurulan şirket sayısı KUDAKA`da yüzde 69.6, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 42.5, Doğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 11.6, 5`inci Teşvik Bölgesi`nde yüzde 11.1, Türkiye toplamında yüzde 0.36; açılan gerçek kişi ticari işletmesi sayısı ise KUDAKA`da yüzde 35.8, Kuzeydoğu Anadolu`da yüzde 18, Doğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 5.5, 5`inci Teşvik Bölgesi`nde yüzde 4.3, Türkiye toplamında da yüzde 0.2`lik oran gösterdi.
ERZURUM`UN KAPANAN ŞİRKET PAYI
Bu yılın ilk çeyreğinde Erzurum`da kapanan şirket sayısı KUDAKA`da yüzde 71, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 45, Doğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 6.8, 5`inci Teşvik Bölgesinde yüzde 4.2, Türkiye`de yüzde 0.12; kapanan küçük işletme sayısı ise KUDAKA`da yüzde 35, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 6.3,Doğu Anadolu Bölgesi`nde yüzde 4.1, 5`inci Teşvik Bölgesi`nde yüzde 2.3, Türkiye`de ise yüzde 0.18`lik pay edindi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Sur Belediyesi, tasarruf tedbirlerine aykırı olarak lüks araç kiraladı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM’li) Diyarbakır’ın Sur ilçe belediye başkanı ve eşbaşkan olarak adlandırılan belediye meclis üyesi için mevzuata uygun olmayan 2 adet lüks araç kiralandığı ortaya çıktı. Borçlar nedeniyle işçi maaşlarını ödemekte zorluk yaşayan Sur Belediyesi mevzuata uygun olmadığı halde Skoda Süper B marka 2 makam aracı kiralarken, kiralamanın da yine yasal olmadığı için belediye bütçesinden değil, farklı bir yolla araç kiralama firmasına yapıldığı ileri sürüldü. 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinin ardından Sur İlçe Belediyesi DEM Partili yönetime geçti. Belediye başkanı Adnan Örhan ve meclis üyesi olan Fatma Önkol seçimin ardından son model makam araçları kiraladı. 21 AFH 829 ve 21 AFH 825 plakalı 2024 trafiğe çıkışlı, 2023 model araçların yakıtlarının ise belediye tarafından farklı plakalar üzerinden karşılandığı ileri sürüldü. Mevzuata uygun olmadığı için kiralanan araçların ödemesinin nereden yapıldığı ise merak konusu oldu. Resmi olarak belediye bütçesinden yapılmadığı belirtilen bu kiralama, halk arasında "Belediye ödemeleri yapamazken lüks harcamalar nasıl finanse ediliyor" sorusunu gündeme getirdi. Belediye maaşları ödeyemiyor Sur Belediyesi DEM Parti tarafından görevi devraldıktan sonra işçi maaşlarını ödemekte zorlanıyor. Seçim sonrasında ilk iki ayda maaşlar gecikmeli ödenirken, daha sonra maaşların yalnızca yüzde 80’i yatırılabildi. İşçilere ikramiye ödemeleri yapılmazken, belediye esnaf borçlarını da kapatamıyor. Bu mali zorluklara rağmen başkan ve meclis üyesine lüks araç kiralama kararı, halk arasında tepkiye neden oldu.
Ankara TSE, Yeşil OSB ve Su Verimliliği Yönetim Sistemi süreçlerini başarıyla tamamlayan OSB’leri belgelendirdi Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Yeşil OSB ve Su Verimliliği Yönetim Sistemi süreçlerini başarıyla tamamlayan OSB’leri belgelendirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türk Standartları Enstitüsü’nün ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar sonucunda, Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), toprak kirliliği kontrolü ve su verimliliği alanlarında önemli bir adım atıyor. Adana’da düzenlenen Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Akdeniz toplantısında, TSE tarafından Yeşil OSB ve Su Verimliliği Yönetim Sistemi süreçlerini başarıyla tamamlayan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) belgelendirildi. Toplantıya Adana Vali Yardımcısı İbrahim Küçük, TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, Organize Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Abdurrahman Aydın ve diğer yetkililer katıldı. Denetimlerini başarıyla tamamlayan Adana Hacı Sabancı OSB, Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB), Gaziantep OSB ve Mersin Anamur OSB’ye Yeşil OSB Belgeleri takdim edildi. Ayrıca, Adana Hacı Sabancı OSB, TS ISO 46001 Su Verimliliği Yönetim Sistemi Belgesini alarak, bu belgeyi alan Türkiye’deki üçüncü OSB oldu. OSB’lere belgelerini TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin takdim etti. Böylece Enstitü, Türkiye’de toplam 14 OSB’yi Yeşil OSB belgesi ile, 3 OSB’yi ise Su Verimliliği Yönetim Sistemi belgesi ile belgelendirdi. TSE, Yeşil OSB Belgelendirmesi ile sanayicilere destek oluyor TSE, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında sunduğu somut planlarla, işletmelere çeşitli hizmetler sunuyor. Bunlar arasında Sürdürülebilir Dönüşüm Programı, Yeşil OSB Sertifikasyonu, Çevre Etiketi ve Atık Yönetimi yer alıyor. TSE, OSB’lerin çevresel, ekonomik, sosyal ve yönetim performanslarının iyileştirilmesi için önemli katkılar sağlıyor ve yeşil rekabetçiliği artırmayı hedefliyor. Yeşil OSB Belgelendirme Programı, Türkiye’deki sanayi bölgelerinin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda gelişmesini sağlamak için uluslararası standartlara ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Sürdürülebilir su kullanımının teşvik edilmesi planlanıyor TSE, 2023 yılında başlattığı "Su Verimliliği Yönetim Sistemi Belgelendirilmesi" hizmeti ile önemli bir projeyi hayata geçirdi. Bu sistem, sanayi kuruluşlarının suyu daha verimli kullanmasını, geri dönüşüm yapmasını ve israfı önlemesini hedefliyor. Belgelendirme ile atık su kayıplarının önlenmesi, su tüketiminin optimize edilmesi ve sürdürülebilir su kullanımı teşvik edilmesi planlanıyor. Bu sayede işletme maliyetlerinin düşürülmesi ve su verimliliğinin artırılması sağlanacak. TSE, daha önce Ankara Sanayi Odası 2. ve 3. OSB, Konya OSB, Makine İhtisas OSB, Gebze Güzeller OSB, Demirtaş OSB, Başkent OSB ve Nilüfer OSB Yeşil OSB Belgesi ile belgelendirmiştir. Ayrıca, Konya Büyükşehir Belediyesi Koski Genel Müdürlüğü ve Antalya OSB, TS ISO 46001 Su Verimliliği Yönetim Sistemi belgesi ile belgelendirmişti.
Sakarya Misk kedisinin midesinde fermante olan ve titizlikle hazırlanan kahvenin tozu bile ziyan edilmiyor Misk kedisinin midesinde fermante olan dünyanın en pahalı kahvesi ‘Kopi Luwak’ı Sakarya’ya getiren işletmeci, bu kahveyi 3 metrekarelik dükkanında fincanı 480 liradan satıyor. Kilosu bin dolara satılan ve titizlikle tüketime hazırlanan bu kahvenin bir toz taneciği bile ziyan edilmiyor. Endonezya’da kahve meyvesini yiyen misk kedisinin sindirim sisteminden geçen ve dışkı yoluyla çıkan Kopi Luwak (Luwak kahvesi) dünyanın en pahalı kahvesi haline geldi. Luwak kahvesi, daha az kafein içeriğiyle de geleneksel kahvelere göre zengin aroması ile daha yumuşak bir içim sunuyor. Kilosu bin Dolar’a satılan kahveyi Sakarya’ya getiren işletmeci Murat Bilgin, Adapazarı ilçesindeki 3 metrekarelik dükkanında bu kahvenin fincanını 480 liradan satışa sundu. Türkiye üzerinde nadir bulunan ve titizlikle tüketime hazırlanan kahvenin bir toz taneciği bile ziyan edilmiyor. “Kar gözetmeksizin fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz” Tarihi Uzun Çarşı’da bulunan Tarihi Orta Camii altında 3 metrekarelik dükkanda dünyanın en pahalı kahvesini müşterilere sunan Murat Bilgin, “Türkiye’de nadir bulunmasının sebeplerinden bir tanesi çok pahalı ve nadir üretilen kahve olması. Endonezya’nın Açe bölgesinde üretilen bir kahve. Misk kedisinin sindirim sisteminde fermante olan bir kahve türü. ‘Kopi Luwak’ olarak biliniyor, kopi Endonezya dilinde kahve demek. Türkiye’de çok az bulunuyor, kilosu bin Dolar’a kadar çıkan bir kahve. Vatandaşların bu kahveyi deneyimleyebilmesi için çok kar gözetmeden fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz. Kahveyi el değirmeninde çekiyoruz, masada demliyoruz hatta istedikleri zaman misafirlerimiz ile birlikte demliyoruz. Kültür alış-verişi ve tat deneyimi yaşatmak istiyoruz” dedi. “Tamamen doğal hayatın içerisinde üretileni tercih ediyoruz” Tamamen doğal hayatın içerisinde üretilen kahveyi tercih ederek sertifikasyon sürecine de dikkat ettiklerini aktaran Bilgin, “Kahvenin üretim aşaması çok meşakkatli. Biz kahveyi satın alırken doğal hayatta yaşayan kedilerden elde edileni aldık ve sertifikasyona bu konuda dikkat ediyoruz. Kafeste beslenen hayvanların değil tamamen doğal hayatın içerisinde üretileni tercih ediyoruz. Kahve, misk kedisinin beslenme unsurlarından birisi. En iyi kahve kirazlarını seçiyor ve yiyor. Bu yediği kirazlar kedinin midesindeki enzimler ile biraz daha yumuşuyor ve sindiremediği çekirdekler, dışkılama ile birlikte dışarıya çıkmış oluyor. Oranın halkı bunu topluyor, temizliyor ve sonrasında kahvenin dışındaki zardan içerisindeki çekirdekleri ayıklıyorlar. Bunun ardından tekrar yıkama işlemi gerçekleştiriliyor. Bu sebeplerden dolayı üretim de kısıtlı oluyor, çünkü ağaçtan toplanan bir ürün değil. Yeşil çekirdek olarak alıyoruz, özel olarak kavruluyor. Kavrulan kahveleri de burada el değirmeni ile öğütüyoruz. V60 denen bir demleme ekipmanı ile filtre kağıdı içerisinde süzerek demliyoruz. Diğer kahvelerden biraz asit oranı biraz daha yüksek olduğu için demlerken gramajını da biraz daha az kullanıyoruz. Aslında bu durum kahveyi deneyimlemek isteyen kişinin de maaliyetini aşağıya indirmiş oluyor” şeklinde konuştu. “Ulaşılması oldukça güç” Sakarya’nın tarihi çarşısına renk katıp, bir cazibe oluşturabilmek amacı ile kahveyi satışa sunduğunu söyleyen Bilgin, “Kahve bütün dünyada çok değerli ve yaygın tüketilen bir içecek türü. Diğer kahvelerin kilogram fiyatları 10-20 Dolar arasında değişirken bunun bin Dolarlık bir fiyatı var. Oldukça yüksek bir fiyat tabi bu kahveyi alıp evde deneyimlemek biraz zor. O yüzden biz işletme olarak çokta kar gözetmeksizin sırf kahve kültürüne bir katkımız olsun ve Sakarya’nın tarihi çarşısına renk katıp, cazibe oluşturalım diye uygun fiyatta sunuyoruz. Sakarya’ya gelen misafirlerimizi de bekleriz. 1750’lerde yapılmış tarihi bir caminin altında 3 metrekarelik bir dükkanımda bu hizmeti sunuyorum. Bildiğim kadarı ile Sakarya’da bu kahve başka bir yerde yok. Türkiye genelinde de iki elin parmak sayısını geçmeyecek kadar yerde bulunuyor bu kahve, ulaşılması oldukça güç” ifadelerini kullandı.