ÇEVRE - 14 Aralık 2024 Cumartesi 23:03

Erzincan’da drone yaban hayatını tehdit ediyor

A
A
A
Erzincan’da drone yaban hayatını tehdit ediyor

Erzincan’da ehil olmayan kişiler tarafından drone kullanımı artarken yaban hayatını da tehdit ediyor.


Erzincan’da Munzur Dağlarındaki yaban hayatı ve yaban hayvanları birçok doğa fotoğrafçısının, gazetecinin yanı sıra sosyal medya paylaşımları için de yetkisiz kişilerinde ilgi alanına girdi. Bunun üzerine hayvan severler drone kullanımında yaban hayata ve hayvanların doğal ortamlarına zarar vermeyecek şekilde hareket ediliyor mu? sorusunu yöneltiyor.


Dronelerin kolay ulaşım imkânıyla birlikte yetkisiz birçok insanın merak ve eğlence sebebiyle, bilimsel ve koruma amaçlı olmadan sadece görsel ve sosyal medya kullanımı için tercih etmesi de doğadaki canlıları ayrıca tehdit ettiğini kaydeden hayvan severler, dronelerin yaban hayatına etkileri üzerine bilimsel çalışmaların artırılması gerektiğini belirttiler.


Yaban Hayatı Uzmanı Ahmet Emre Kütükçü, “Çekilen ve yüklenen bazı videolarda gördüğümüz olumsuzluklar var. Dronenin rahatsız edici etkisi türden türe göre değişir. Kimisi çok tepki verir kimisi hiç tepki vermez. Şu gerçek ki özellikle yaban keçisi gibi türler yavrulama dönemlerinde yavrusu ya da sürüsüyle bir anda paniğe kapılıp girmeyecekleri bir alana giriyor ve yavru sürüden kopabiliyor. Yine bu ayı için de geçerli. Yavrular dronenin neden olduğu panikle annesinden ayrılabilir. Dediğim gibi bunu hayvanlar nasıl algılıyor, hayvanlar için ne kadar olumsuz bir tarafı var bunun için daha çok bilimsel çalışmaya ihtiyaç var ama görünen o ki ısrarcı takiplerde bazı türler için rahatsız edici etkisi var.” dedi.


Uzman biyolog ve kuş gözlemcisi Lider Sinav drone kullanımının özellikle dronenin hayvanları rahatsız ettiği koşullarda sorun olabildiğini söyleyerek, bu gibi durumlarla da sık sık karşılaşıldığını vurguladı.


Sinav, “Yuvalama alanlarına çok yakın yerlerde yüksek sesli dronelerin uçurulması hem dronenin özellikle sesinden dolayı hem de kendi varlığından dolayı türleri rahatsız ediyor, çünkü tehdit olarak algılanabiliyor. Bazı durumlarda kullanıcılar türleri dron ile takip etmeyi tercih edebiliyorlar. Bu durumda hayvan çok fazla yorulabiliyor bu da bir tehdit unsuru olabilir.” diye konuştu.


Özellikle türlerin üreme döneminde ya da üreme davranışlarının görüldüğü alanlarda dronenin kullanılmaması gereken bir ekipman olduğunu vurgulayan Sinav, “Ancak üreme dönemi dışında da türleri takip ediyorsanız dron ile takip mesafesini korumanız gerekiyor ve hayvanların rahatsız olup olmadığını dikkate almanız gerekiyor aksi halde hayvanların yorulmasına ya da başka sorunlu durumlara sebebiyet verebilirsiniz. Bu gibi durumlar ne yazık ki Türkiye’de de karşımıza çıkıyor o yüzden dron kullanımının etik kodlarının belirlenmesi gerekiyor.” diyerek özen çağrısında bulunarak dron teknolojisinin canlı türlerinin araştırılmasında umut vadettiğini ve gelecek yıllarda olumsuz sonuçlar doğurmadan yaban hayatın araştırılmasında kullanılma ihtimalinin de olduğunu ekledi.


Doğasever Samet Aydın ise, “Yaban hayatını izlemede yapmamız gereken mümkün mertebe yaban hayatını rahatsız etmeden, mümkünse uzaktan fotoğraf makinesi ile çekim yapmaktır. Dron yaban hayatını rahatsız ediyor bunu kendim de gözlemledim. Bütün hayvanlar dronu tanımadılar ve mutlak surette rahatsız oldular. Sahada mümkünse uzaktan izleme yapılabilir. İzleme yapılırken de kesinlikle yer ve koordinat yani hayvanın yerinin tahmin edileceği şekilde fotoğraflarının çekilmemesi ise ayrıca çok önemli. İyi bir görüntü hayvanın psikolojisinden kıymetli değil” dedi.


Erzincan’da gazetecilik yapan Ahmet Akbuğa ise doğanın insanlar için stres atacakları bir yer olarak görünmesine karşın aslında yaban hayatının ve endemik türlerin evi olduğunu belirterek, “Ben de uzun yıllar dron kullanan bir operatör ve gazeteci olmama rağmen ilk süreçlerimde yaban hayatını drone ile çekmek için hevesliydim. Bir yaban keçisini görüntülemek harika bir görsellik sunuyordu ama düşündükçe o iyi görüntüyü yakalamanın canlıların psikolojisinden önemli olmadığını anlayabiliyorsun. Ya da onu görüntülemek için yakından uçuş yapmana gerek kalmıyor. Droneler özellikle kuşlara çok ciddi zarar veriyor. Sesi kuşları korkutarak, yuvalarını terk etmelerine neden oluyor. Kuşları strese sokuyor. Ayrıca kendi yaşadığımız şehirden örnek verecek olursam, bahar aylarında Munzur Dağlarında yaban keçileri ve ayıların yavruları dünyaya geliyor. Anneleri o yavruları doğaya adapte etmeye çalışıyor. Onlar kendi yaşam alanlarında beslenme alışkanlığı kazanırken keyif için bir drone tepesinde yüksek sesle uçuyor ve o canlılar stres içerisinde dengesini kaybediyor. Bu davranışın birilerinin kendi evimizde bize karşı yaptığını düşünürsek aslında sorunu daha iyi anlayabiliriz. Ülkemizde dronelerin gelişi güzel bir şekilde satışı yapılmamalı, yapılıyorsa da ‘yasaklı bölge’ dediğimiz uçuş yapamadığımız alanlara yaban hayatını da eklemeliyiz.” şeklinde konuştu.


Gazeteci Akbuğa, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) yetkililerine çağrıda bulunarak, “Son zamanlarda sosyal medya hesaplarda sıkça yaban hayatının drone ile çekilen ve hayvanların aşikâr rahatsız olduğu videolar dikkat çekmekte. Ve çekilen videoların, fotoğrafların bir ajansın Erzincan’daki telifli muhabirine DKMP çalışanı tarafından gönderilerek haber yapıldığı görülmekte. DKMP’nin asli görevi yaban hayatını korumak, kaçak avcılara kolluk kuvvetleriyle geçit vermemek, ağır kış şartlarında onların aç kalmamaları için çalışmalar yapmak olmalı. AFAD’ta yapılan toplantıda Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun DKMP İl Müdürüne talimat vermesi üzerine DKMP Erzincan sosyal medya hesabında bu kış sezonunda bir kez yemleme çalışması görebildim.” dedi.



Erzincan’da drone yaban hayatını tehdit ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya "Pes" dedirten hırsızlık: Parasını çaldığı teyzesine çiçek gönderdi Konya’da evinde kaldığı ve teyzesinin birikimini çalarak "Çalışmaya gideceğim" bahanesiyle gittiği Antalya’dan teyzesine çiçek gönderen şahıs polis ekiplerince kaldığı apart evde yakalanarak gözaltına alındı. Olay, geçtiğimiz salı günü akşam saatlerinde merkez Karatay ilçesi Fevziçakmak Mahallesi Başak Caddesi üzerinde bulunan bir apartmanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, apartmanda bulunan bir dairede çocukları ve yeğeniyle beraber yaşayan Şerife C., markete alışverişe gideceği sırada evde bulunan yeğeni Erkan A., "Antalya’ya çalışmaya gideceğim" diye evden ayrıldı. Bir süre sonra eve gelen Şerife C., birikim yaptığı paraları sakladığı odanın kapısını açık görmesi üzerine yaptığı kontrolde paralarının yerinde olmadığını fark etti. Şerife C., telefonla aradığı yeğeninden "Telefonum arızalı kapatmam lazım" cevabını alması üzerine durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine adrese Karatay İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri toplanan bilgiler sonrası şüpheli yeğen Erkan A.’yı yakalamak için çalışma başlattı. Parasını çaldığı teyzesine çiçek gönderdi Daha sonra parası çalınan Şerife C.’ye parasının bulunmasını beklerken yeğeninden "Çalışmaya gidiyorum" bahanesiyle gittiği Antalya’dan çiçek geldi. Bunun üzerine Karatay Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri şüphelinin gidebileceği adresleri tespit etmesi sonrası şahsın 2 gün önce Antalya’dan Konya’ya geldiği günlük apart bir evde kaldığını belirledi. Adrese yapılan baskında şüpheli yeğen yakalanarak gözaltına alındı. Konya Numune Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheli Erkan A., ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. “Bende panik atak var, korktum gidemedim” Şüpheli Erkan A., emniyetteki ilk ifadesinde, “Yaklaşık 2 aydır teyzemin evinde kalıyorum. Teyzemin odasında para ve altın biriktirdiğini biliyorum ancak ben teyzemin paralarını almadım. Olay günü ben dışarıya çıktım bir süre sonra beni aradı ve ‘Eve gel çabuk’ dedi. Bende panik atak var, bir an koktum ve gidemedim. Ben gitmeyince benden şüphelenmiş, olayla ilgili bilgim yok” diye kendini savunduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheli Erkan A., adliyeye sevk edildi.
Muğla Muğla’da feci kaza... Kavşakta 2 araç çarpıştı: 2 ölü, 2 yaralı Muğla’nın Yatağan ilçesinde iki aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 2 kişi hayatını kaybederken, 2 kişi de yaralandı. Kaza, Yatağan-Milas Karayolu üzerindeki Turgut Kavşağı’nda gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, 48 YZ 520 plakalı araçla Milas istikametine seyreden E.Ö. (18), karşı yönden gelen ve orta refüjü aşarak yoluna giren 65 AAB 068 plakalı araçla çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle her iki araçta da büyük hasar meydana gelirken, 65 AAB 068 plakalı aracın sürücüsü Mustafa Sercan Gürses (21) ve araçta yolcu olarak bulunan Metin Karakaya (44) hayatını kaybetti. Kazada, 48 YZ 520 plakalı aracın sürücüsü E.Ö. ve yanında bulunan yolcu V.K.Ö. (14) yaralandı. Yaralılar, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından Yatağan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye, jandarma ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, araçlarda sıkışan kişileri çıkararak sağlık ekiplerine teslim etti. Jandarma ekipleri ise bölgede güvenlik önlemleri alarak kazaya ilişkin soruşturma başlattı. Kazayla ilgili incelemeler devam ederken, hayatını kaybeden Mustafa Sercan Gürses ve Metin Karakaya’nın yakınlarına başsağlığı dilekleri iletildi. Yaralıların tedavisi sürüyor.