ÇEVRE - 10 Nisan 2025 Perşembe 07:51

Bu çiçeği koparmanın cezası 577 bin lira... Yılda sadece 20 gün hayatta kalıyor

A
A
A
Bu çiçeği koparmanın cezası 577 bin lira... Yılda sadece 20 gün hayatta kalıyor

Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde bulunan Türkiye’nin tek ters lale koleksiyon bahçesinde yılın sadece 20 günü hayatta kalan ters laleler çiçek açtı. Doğada nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan endemik çiçeği koparanlara 2025 yılı itibariyle tam 577 bin lira ceza uygulanıyor.


Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde bulunan Türkiye’nin tek ters lale koleksiyon bahçesinde 34’ü ülkenin değişik bölgelerinden, 4’ü yurt dışından temin edilmek üzere 38 tür bulunuyor. Ters laleleri Türkiye’nin birçok ilinin doğasından özel izinle topladıklarını belirten Ziraat Mühendisi Meral Aslay, "Ters lalelerde kültüre alma ve ıslah çalışmaları 2006 yılından beri yapılıyor. Bu çalışmalar uzun soluklu olup bir melez birey elde etmek için 4-7 yıl gibi bir süreye ihtiyaç bulunuyor. Çalışmalarımız sonucunda 27 adet melez çeşit adayı elde edilmiştir" dedi.


Ters lale türlerinin birçoğunun endemik olup koruma altına alındığını bazı türler üzerinde farklı disiplinlerce çalışmalar yürütülerek hem gelecek nesillerin kullanımına sunulduğunu hem de muhafaza altına alındığını vurgulayan Aslay, "Doğadan soğanlı bitki toplamak için Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nden (BÜGEM) izin almak suretiyle çalışma yapılabiliyor.


Biz de araştırma izni aldıktan sonra 2006 yılından itibaren Erzincan, Erzurum, Bitlis, Ardahan, Kars, Van, Hakkari, Elazığ, Malatya, Ağrı, Siirt, Şırnak, Adıyaman, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Edirne, Antalya, Muğla, Bayburt, Tunceli, Gaziantep ve Hatay illerinden 34 türe ait materyal topladık. Enstitü Ters lale Koleksiyon Bahçesi’nde 34 tür ülkemize ait 4 tür ise yut dışından temin edilmiş olup toplamda 38 tür bulunuyor" ifadelerini kullandı.


"Gelecek nesiller için koruma altına alındı"


Erzincan’da Türkiye’nin tek ters lale genetik kaynakları bahçesi oluşturulduğunu söyleyen Ziraat Mühendisi Meral Aslay, "Türkiye ters lale bahçesinde bulunan 38 türe ait 82 popülasyonun muhafazası ve devamlılığının sağlanmış olması sebebiyle doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliği ve biyoçeşitliliğimizin korunması çalışmalarına önemli katkıda bulunuldu. Öncelikle doğada gittikçe popülasyon sayıları azalan ters lale türleri gelecek nesiller için koruma altına alındı. İleride yapılacak bilimsel çalışmalara kaynak olacak. Toplumun ters lale türlerini tanımasına hizmet edilirken, geliştirilen ters lale çeşitleri süs bitkisi olarak peyzaj alanında kullanılabilecek. Aynı zamanda bu bitkilerin kültür ortamlarında üretimleri teşvik edilerek doğadan izinsiz toplamanın önüne geçilecek. Ters lale (Fritillaria) cinsi ülkemizin önemli gen kaynakları içerisinde yer alıyor. Dünyada 170 tür mevcut olup bunun 52 türü ülkemiz doğasında yer alırken bunların 29 tür endemiktir. Bu durum bizim ne kadar zengin olduğumuzun bir göstergesidir" diye konuştu.


Ziraat Mühendisi Meral Aslay, Türkiye’ye ait türlerin izinsiz olarak yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunu belirterek, "Bu türlerin doğadan izinsiz toplanması ve doğanın tahrip edilmesinin cezası 2025 yılı itibariyle tam 577 bin liradır. Kuruluş tarihi 1986 yılı olan Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 49 araştırma enstitüsü içerisinde yer almaktadır. Enstitüde kurulmuş olan koleksiyon bahçesi 2 dönümlük bir alanda 38 türe ait 1526 adet saksı ve 22 adet yetiştirme tavası bulunmaktadır. Dünyada ters lale cinsinde çok fazla çalışma yapılmamıştır. Ülkemizde ise 2006 yılından itibaren kültüre alma ve ıslah çalışmaları Erzincan Bahçe kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde başlamıştır. Türkiye’de ters lale ıslah çalışmaları bir ilktir. Çalışmalar TAGEM tarafından desteklenmiş, seleksiyon ıslahı ve melezleme ıslahı yöntemi kullanılarak ülkemizin tamamen yerli menşeli ilk ters lale çeşitleri geliştirilerek ıslahçı hakları koruma altına alınmıştır." ifadelerini kullandı.


"Amacımız yerli ve milli ters lale çeşitlerimizi artırmak"


Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Samet Karataş ise Türkiye’de ters laleler konusunda ilk ve geniş kapsamlı çalışmaların, Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünde 2006 yılında başladığını söyledi.


Enstitü Müdürü Karataş, "Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü olarak Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak çalışıyoruz. Çok çeşitli çalışma başlıklarımız var. Bunlardan bir tanesi de sebzecilik ve süs bitkileri. Burada da süs bitkileri özellikle ters lalelerin çalışması yapıldı. Türkiye’de de tek olan ters lale koleksiyon bahçesindeyiz. Burada 2006 yılında başlatıp yürüttüğümüz ters lale çalışmaları var. Bu proje hala devam ediyor. Buradaki asıl amacımız yerli ve milli ters lale çeşitlerimizi artırmak ve süs bitkileri sektörüne yeni kaynak sağlamak. Onun haricinde yine genetik erozyona uğrayacak çeşitlerin buraya toplanıp muhafaza edilmesi yapılıyor." dedi.


İdari para cezası miktarı ise 577 bin lira


Adeta güzelliğiyle dillere destan olan ters laleler yılda sadece 20 gün boyunca görülebiliyor. Doğal yetişme alanı geniş olsa da güzelliği nedeniyle en fazla zarar gören doğal türlerin başında gelen ters lalelerin korunması amacıyla bir taraftan projeler yürütülürken diğer taraftan da zarar verenlere hatırı sayılır oranda cezai müeyyideler uygulanıyor. Ters lalelere zarar verenlere uygulanacak idari para cezası miktarı ise 577 bin lira.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.
Bitlis Vali Karakaya, 2025 yılında Bitlis’te yaşanan asayiş olaylarını değerlendirildi Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, 2025 yılında il genelinde meydana gelen asayiş olaylarını değerlendirdi. Valilik toplantı salonundaki toplantıda konuşan Vali Karakaya, rakamlarla gerçekleştirilen operasyonları ve yakalamaları açıkladı. "Bizler göreve başladığımız ilk günden itibaren Bitlisli hemşerilerimize en iyi şekilde hizmet etmek için arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diyen Vali Karakaya Türkiye’nin ve Bitlis’in huzuru ve güveni için 7 gün 24 saat hesabıyla çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi. İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı emrinde olmak üzere yaklaşık 9 bin personelle Bitlislilerin ve şehre gelen misafirlerin huzur ve güvenliği için çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Vali Ahmet Karakaya, açıklamasında şunları söyledi. "Güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla bitme noktasına gelen terör örgütleri ile mücadele ilimizde de devam etmektedir. 1 Ocak’tan bugüne kadar Jandarma ve Emniyet birimlerimizin terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği 3 bin 294 kırsal, 34 şehir operasyonunda 67 şahıs gözaltına alınmış, gözaltına alınan bu şahıslardan 14’ü tutuklanmış, 24 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Organize suçlarla ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde yürütülen kararlı ve titiz çalışmalar neticesinde 6 Operasyon başarıyla gerçekleştirilmiş, 4 organize suç örgütü çökertilerek, 134 şahıs gözaltına alınarak, 45 şahıs tutuklanmış ve 36 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Asayiş olaylarında kişilere karşı işlenen suçlarda, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişilerin huzur ve sükununu bozma, cinsel taciz, hakaret, çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama, cinsel saldırı ve tehdit olaylarında 2024 yılına göre yüzde 6 oranında düşüş gerçekleşmiştir" dedi. Vali Karakaya, motosiklet hırsızlığı, evden hırsızlık, işyerinden ve kurumdan hırsızlık, yağma (gasp) ve dolandırıcılık olaylarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 düşüş sağlandığını ifade ederek açıklamasına şöyle devam etti. "Son 1 yıl içerisinde kesinleşmiş hapis cezası ile aranan 620 şahıs yakalanarak Ceza İnfaz Kurumlarına teslim edilmiş, ifade için aranan 2 bin 611 şahıs yakalanarak gerekli adli işlemler yapılmıştır. Ruhsatsız silah ve silah kaçakçılığı kapsamında 134 tabanca, 29 kurusıkı tabanca, 10 uzun namlulu tüfek ve 130 av tüfeği ele geçirilmiş, 370 şüpheli şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında ise geride bıraktığımız son 1 yılda uyuşturucu imal ve ticareti suçundan 121 operasyon icra edilmiş, 278 şahıs gözaltına alınmış, 137 şahıs tutuklanmış ve 15 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Uyuşturucu kullanmak suçundan 600 olay meydana gelmiş, 611 şüpheli şahsa gerekli adli işlemler yapılmıştır. Gerçekleşen bu olaylar neticesinde 72 kilogram metamfetamin, 65 kilogram esrar, 3 kilogram eroin, 2 kilogram afyon sakızı, 171 gram kokain, 3 kilogram bonzai, 402 adet sentetik ecza hapı, 42 adet captagon hap, 180 adet ecstasy hap ve bin 529 kök hint keneviri ele geçirilmiştir. Uyuşturucu ile mücadelede en büyük önceliğimiz gençlerimizi ve toplumumuzu korumaktır. Bu doğrultuda güvenlik birimlerimizce yürütülen çalışmalar azim, kararlılık ve koordinasyon içinde devam edecektir. Siber suçlar ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde siber, güvenlik, terör, kaçakçılık, narkotik ve asayiş suçları olmak üzere toplam 1.030 suç unsuru şahıs ve hesap tespit edilmiş, terörle iltisaklı 74 şahıs, ödeme yasadışı bahis ve bilişim suçlarından 61 şahıs ve çevrimiçi çocuk istismarı suçu kapsamında ise 17 şahıs gözaltına alınmış, 54 şahıs tutuklanmıştır. Trafik denetimlerimizde 2024 yılında 389 bin 832 araç denetlenmiş, 86 bin 84 araca işlem yapılmış, 2025 yılında ise 582 bin 451 araç denetlenmiş 134 bin 598 araca işlem yapılmış, 2024 yılında 4 bin 149 ticari taksi denetlenmiş, 354 ticari taksiye işlem yapılmış, 2025 yılında ise 5 bin 725 ticari taksi denetlenmiş, 480 ticari taksiye işlem yapılmıştır" diye konuştu. "2025 yılı içerisinde Van Gölü’nde 2520 saat seyir icra edilmiş, icra edilen görev süresince 138 adet tekne kontrol edilerek toplam 32 tekneye yasal işlem uygulanmıştır" diyen Vali Karakaya, "3725 şahsın sorgulaması yapılarak aranma kaydı bulunan 3 şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığımız mavi vatanımızın dört bir yanında olduğu gibi Van Gölü’nde de huzuru ve güveni tesis etmek için canla başla çalışmalarını sürdürmektedir. İlimizde uluslararası koruma altında 80, ikamet izni bulunan 246 yabancı uyruklu şahıs ve geçici koruma altında 997 Suriyeli bulunmaktadır. 1 Ocak 2025 tarihinden bugüne kadar; düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik 211 operasyon gerçekleştirilmiş, 152 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 578 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Yakalanan organizatörlerden 88 şahıs tutuklanmış, 64 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Yakalanan düzensiz göçmenler İl Göç İdaresi Müdürlüğümüzce sınır dışı edilmek üzere Geri Gönderme Merkezlerine sevk edilmişlerdir. Ayrıca 3 mobil göç noktası aracında 9.242 kişinin kimlik denetimi yapılmıştır. Düzensiz göçle ve göçmen kaçakçılığıyla olan mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. 2026 yılını karşıladığımız bugünlerde vatandaşlarımızın yeni yıla huzurlu ve güvenli girebilmeleri için Emniyet ve Jandarma birimlerimiz 31 Aralık 2025 Çarşamba günü 150 ekip ve 760 personel ile gerekli güvenlik önlemlerini alacaklardır. Kadim Şehir Bitlis’imizin huzur ve güvenliği; görevlerini büyük bir fedakârlık, cesaret ve yüksek bir sorumluluk bilinciyle yerine getiren kahraman güvenlik güçlerimizin üstün gayretleri sayesinde teminat altındadır. Güvenlik güçlerimizle omuz omuza verilen bu kararlı mücadele, ilimizde kamu düzeninin ve toplumsal huzurun güçlenerek devam etmesini sağlamaktadır. Bu vesileyle şehrimizin güvenliğini tesis etmek için gece gündüz demeden fedakârca çalışan emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatımızın kıymetli mensuplarına teşekkür ediyorum. Kıymetli Bitlisli hemşerilerimin yeni yılını kutluyor, saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum" şeklinde konuştu.
Hatay Depremle birlikte yerle bir olan Antakya kent merkezi yeniden inşa edildi Hatay’da depremin ardından inşa edilen Antakya kent merkezini gören vatandaşlar asrın felaketinin izlerinin silindiği şehirdeki çalışmalara hayran kaldı. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaşanan asrın felaketinde Hatay’da yaklaşık 25 bin insan ölmüş ve kent merkezi yerle bir olmuştu. Hayalet şehre dönen ve enkazların kaldırılmasıyla boş araziyi andıran kent merkezinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla adeta yeni bir şehir kuruldu ve Antakya kent merkezi eskisinden eser kalmayacak halde yeniden inşa edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 27 Aralık Cumartesi günü Antakya kent merkezi Atatürk Caddesi’nde "Asrın İnşası Türkiye’nin Başarısı: 455 Bin Konut Tamam" temalı program düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı program öncesi kent merkezinde son çalışmalar yürütülürken depremzede vatandaşlarda aylar sonra yeniden şehir edasına kavuşan memleketlerinde gezme fırsatı buldular. "Çok şükür şimdi çok güzel oldu şehrimiz, 1 saattir gezip bakıyorum ve eskiden eser yok" Antakya ilçesi kent merkezi Akevler Mahallesi’nde hak sahibi olduğu evinin kurasının çekildiğini ifade eden Hasan Ramazan, şehrin eski halinden eser kalmadığını belirterek "Depremde çok büyük bir felaket yaşadık, ben de Antakya’daydım. Depremi yaşadım ve ailemde 5 kaybım var. Şehrimiz çok berbat bir durumdaydı, felaketi yaşadık. Çok şükür şimdi çok güzel oldu şehrimiz, 1 saattir gezip bakıyorum ve eskiden eser yok. Valigöbeğinde bulunan Akevler Mahallesi’nde hak sahipliğim var, kuramız çekildi çok şükür. Şehir çok güzel olmuş, emeği geçen herkesten Allah razı olsun" dedi. "Cumhurbaşkanımızın emekleri inkar edilemez ama bazı nankör insanlarımız var, bunu başka şekilde konuşuyorlar ve inkar eden nankörlere yazıklar olsun" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür eden Ramazan, "Rabbim devletimizi eksik etmesin, gerçekten çok büyük bir emek var. Ben de inşaatçıyım ve bu şehri birebir çok iyi bilen biriyim, gezdiğim kadarıyla yoluyla kaldırımıyla binasıyla çok güzel olmuş. Eskiden çarpık yapılaşma vardı, gelişi güzel balkon yapmalar ve boyama vardı. Şimdi çok mükemmel olmuş. Cumhurbaşkanımıza binlerce kez teşekkür ederim, inşallah anahtar teslim törenine de geleceğim. Cumhurbaşkanımızın emekleri inkar edilemez ama bazı nankör insanlarımız var, bunu başka şekilde konuşuyorlar ve inkar eden nankörlere yazıklar olsun. Bu şehir kaynak aktarılarak ayağa kalkmış, bunu övmek lazım. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok" dedi. "Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar ilerlemenin olacağını kimse hayal etmiyordu" Kent merkezinde yapılan çalışmalardan övgüyle bahseden Mustafa Dönmez, "Hataylıyım ve 25 yıldır Antakya’da yaşıyorum. Depremde buradaydık, her şeyimiz yıkıldı ve şuan köyde yaşıyorum. Gerçekten devletimizden Allah razı olsun, yapılaşma olarak baya ilerleme var. İnşallah bir an önce herkes evine ve yuvasına kavuşur. Atatürk Caddesi, Gündüz Caddesi ve köprübaşı çok güzel olmuş. Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar ilerlemenin olacağını kimse hayal etmiyordu. Cumhurbaşkanımızdan ve devletimizden Allah razı olsun" dedi.