EKONOMİ - 28 Ekim 2024 Pazartesi 10:00

Anagold: "Madeni güvenli bir şekilde açmak için hazırız"

A
A
A
Anagold: "Madeni güvenli bir şekilde açmak için hazırız"

Erzincan İliç’teki Çöpler Madeni, mevcut ulusal ve uluslararası standartlara uygun tedbirler ile iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini daha da güçlendirerek üretim faaliyetlerine yeniden başlamak için hazır hale geldi. Yaşanan toprak kaymasının ardından 8 aydır yoğun bir şekilde yürütülen rehabilitasyon çalışmalarının basın mensuplarına yerinde gösterildiği Çöpler Madeni’nde, üretim metodunda da farklılığa gidileceği açıklandı. SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci, “Eskiden sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Yeni dönemde üretime sadece sülfit tesisi ile devam etmeyi planlıyoruz” dedi.


Türkiye’nin en büyük altın madeni olan Çöpler’de faaliyet gösteren Anagold Madencilik, Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden sahasında rehabilitasyon çalışmalarının sonuna geldi. Şubat ayında meydana gelen toprak kaymasının ardından, madende iş ve çevre güvenliği için mevcut tüm önlemler güçlendirilerek, yeni teknolojik yatırımlar gerçekleştirildi. Çöpler Madeni, mevcut ulusal ve uluslararası standartlara uygun aldığı tedbirleri daha da güçlendirerek üretim faaliyetlerine yeniden başlamak için hazır hale geldi. Anagold Madencilik, sahada yürütülen çalışmaları ve alınan önlemleri İliç’teki maden bölgesinde basın mensuplarıyla paylaştı.


“Ailelerle dayanışma içinde olduk”


Maden sahasında olaydan sonra yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci “İliç’te 13 Şubat 2024 tarihinde çok üzücü bir olay yaşadık ve 9 çalışma arkadaşımızı ne yazık ki kaybettik. Öncelikle, her biri ekibimizin değerli bir üyesi olan arkadaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet, yakınlarına ve biz mesai arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Olayın hemen ardından bizim tek önceliğimiz, çalışma arkadaşlarımızın cenazelerine ulaşmak oldu. Bu amaçla 2 bin kişilik bir ekiple, aralıksız olarak arama faaliyetlerine odaklandık. Son çalışma arkadaşımıza 116’ncı günde ulaştık. Yaşanan üzücü ve hepimizi derinden yaralayan olaydan sonra, mevcut çalışanlarımızın güvenliğini sağlamak da en önemli önceliğimiz oldu. İş sağlığı ve güvenliği süreçlerimizi yeniden gözden geçirdik ve güçlendirdik. Bu süreçte, kayıp çalışanlarımızın aileleri ile dayanışma içinde olduk ve onların acısını paylaştık” dedi.


Yaşanan olayın ardından sahadaki iyileştirme çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Demirci, iş sağlığı ve güvenliği süreçlerinde alınan üst düzey önlemlerin yanı sıra, riskleri minimize etmek için yeni teknolojik yatırımlar yapıldığını ve eğitimlerin sıklaştırıldığını anlattı. Demirci, “Rehabilitasyon çalışmaları kapsamında yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda, 315 milimetre çaplı derivasyon hattı projesi tamamlandı. Tüm rehabilitasyon, yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda, bin 600 milimetre çapında son aşamasına gelinen boru hattının da tamamlanmasıyla sona erecek. Geçici depolama sahaları İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenlerinin gözetiminde, çevresel açıdan her türlü riske karşı doğal kil ve gerekli alanlarda yüksek yoğunluklu polietilen jeomembran katmanları ile geçirimsizliği sağlanarak güvenli hale getirildi. Şu an geçici depolama sahasında bulunan malzeme, yeni inşa edilecek kalıcı depolama sahasına taşınarak bertaraf edilecek” şeklinde konuştu.


“Türkiye’de ilk ve tek sülfit tesisinde üretime devam edilecek”


Üretim metodunda da değişikliğe gidildiğini belirten Demirci, “Çöpler’de sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Operasyonlar yeniden başladığında, üretime sadece sülfit tesisi ile devam edilecek, yığın liçi yapılmayacak. Cevherleşme şeklinden ve cevher içindeki tenörden dolayı, yüksek teknolojili ve kapalı bir sistem olan sülfit tesisi ile devam edilecek. Çöpler, Türkiye’nin en yüksek altın üretimi gerçekleştiren madenlerinden biri olmasının yanı sıra, yüksek teknolojiye sahip sülfitli cevher işleme tesisleriyle de sektörde Türkiye’de ilk” diye belirtti.


“Saha 4 jeoradar ile 7/24 izleniyor”


Madende alınan çevresel ek önlemleri de anlatan Cengiz Demirci, ilgili bakanlıkların ve kamu kuruluşlarının denetiminde, bugüne kadar günlük ve haftalık olarak binlerce yüzey, yeraltı suyu ve toprak numuneleri alındığını, hava kalitesinin ise izleme istasyonları aracılığıyla takip edildiğini aktardı. Demirci, Anagold’un da kendi iç izleme süreçlerinde her gün numune alımı yapıldığını belirterek, “Anagold’un hem kendi laboratuvarında hem de akredite dış laboratuvarlarda numunelerin analizleri yapılmıştır. Ayrıca, yine Anagold’tan bağımsız olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da benzer numuneleri kendi anlaşmalı akredite laboratuvarlarında analiz ettirmiştir. Olay gününden bugüne kadar yapılan analizlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamıştır” diye konuştu.


Operasyonların güvenliğini sağlamak için sahayı dört adet jeoradar ile 7/24 izlediklerini bildiren Demirci, “Radarlarımızı acil anons sistemiyle desteklidir. Güvenliğin sağlanması için teknolojik altyapıyı en yüksek seviyede kullandık” dedi.


“Maden, bölgede sosyal kalkınmanın önemli bir parçası”


Anagold Madencilik’in inşaata başlanan 2009 yılından bu yana Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni’ni işlettiklerini belirten Cengiz Demirci, şu bilgileri verdi: “Çöpler Madeni’nde 2010 Aralık’tan beri altın üretimi yapılıyor. Anagold, maden arama faaliyetleri dahil olmak üzere, bölgede 25 yıldır faaliyet gösteriyor. Maden, İliç için sadece bir ekonomik aktör değil, aynı zamanda bölgedeki sosyal kalkınmanın da önemli bir parçası. Maden faaliyetteyken doğrudan 3 bin civarında çalışan istihdam ediliyor. Dolaylı olarak ise bölgedeki 50 bin kişiye önemli bir ekonomik kaynak oluşturuyor. Köy halkı ve ihtiyar heyetinin seçimiyle Yeni Çöpler Köyü’nün yeri belirlenerek 33 adet iki katlı konut, cami ve imam evi, okul ve lojmanı, ticarethane, muhtarlık binası inşaatı 2011 yılında tamamlandı ve 2012’de burada hayat başladı. Anagold çalışanlarının yüzde 60’ı bölgeden istihdam ediliyor. Sosyal Kalkınma Fonu ile yerli üreticilerin projelerine destek oluşturuldu. Bugüne kadar; 74 arıcılık, 69 hayvancılık, 17 tarım, 28 küçük işletme gelişimi ve altı sosyal kalkınma projesine destek sağlandı. Eğitim, sağlık, kültür, turizm, sosyal yaşam, kadın, spor odaklı sosyal sorumluluk faaliyetleri için bugüne kadar sayısız proje yürütüldü ve bu çalışmalara devam ediyoruz.”


Madenin kapalı kalmasının hem İliç hem de ülke ekonomisi için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Demirci, Anagold Madencilik olarak Türkiye’deki yatırımlarını sürdürmeyi ve İliç’teki faaliyetlerine devam etmeyi hedeflediklerini kaydetti.


Beş yılda 1,5 milyar dolarlık yatırım planı


Anagold’un büyük ortağı SSR Mining, Erzincan’da önümüzdeki 5 yıllık dönemde 5 projeye toplamda 1,5 milyar dolar yatırım gerçekleştirmeyi planlıyor. Orta vadede Türkiye genelinde 7 milyar dolarlık yatırım öngörülüyor. Faaliyetlerin yeniden başlamasına yönelik idari ve teknik tüm hazırlıklar neredeyse tamamlandı ve maden yeniden üretime hazır hale getirildi. İliç maden sahası tekrar açıldığında, ekonomi ve istihdama kaldığı yerden önemli katkı sunmaya devam edecek.


Kaymanın sebebi tasarım


Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenleri tarafından yaşanan olaya ilişkin detaylı bir inceleme gerçekleştirildi. Yapılan incelemeye göre, yaşanan olayın nedeni, operasyonel bir hata değil, tasarımdan kaynaklanan bir sorun olarak tespit edildi. Uzmanlar, operasyon sırasında su kullanımının kaymaya sebebiyet vermediğini de net bir şekilde ortaya koydu. Aynı zamanda ODTÜ tarafından gerçekleştirilen bir diğer çalışmada, maden sahasında yapılan patlatmaların kaymaya herhangi bir sebebiyet vermediği ortaya konuldu. Yine Ankara Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalarda ise madencilik faaliyetlerinin ve yaşanan kazanın çevresel kirliliğe sebebiyet vermediği açıkça belirlendi.



Anagold: "Madeni güvenli bir şekilde açmak için hazırız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.