DÜNYA - 31 Mart 2012 Cumartesi 23:07

GALATASARAY ORDUSPOR KARŞISINDA ZORLANMADI

A
A
A
GALATASARAY ORDUSPOR KARŞISINDA ZORLANMADI

Spor Toto Süper Lig`in 33. haftasında Galatasaray kendi sahasında Orduspor`u Necati ve Sabri`nin attığı gollerle 2-0 mağlup etti.
Maç sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, özellikle ikinci yarıya başlarken biraz sıkıntı yaşadıklarını aktarırken, "İkinci yarıya başlarken 1-0`ın verdiği avantajla oyuncular aceleci davranmadılar. Kontrol de birkaç dakika Orduspor`a geçti. İstediğimiz, daha fazla oyuncuyla ileride olabilmekti. 10 dakika sonra tekrar o işe dönülünce sorun kalmadı. Bir lig maçında olabildiğince pozisyona girip, pozisyon ise vermiyorsunuz. Bu önemli" dedi.
İkinci yarıya başlarken oyundan aldığı Milan Baros`un performansıyla ilgili olarak, bu oyuncudan beklentilerinin daha fazla olduğunu vurgulayan Terim, "Tecrübeli, iyi bir golcü, ama bazen olmuyor demek ki. Bunu bir şeye bağlamıyorum. Böyle oyuncular kendilerini saha içinde en iyi şekilde ifade ederler. Bazen iyi, bazen kötü oluyor" dedi.
Bugün attığı gol ve sergilediği futbolla takıma katkı sağlayan Sabri`ye de değinen tecrübeli teknik adam, "Sabri`den ben memnunum. Kazanmak için uğraşıyor. Her oyuncuya ihtiyacımız var, çünkü bitmiş ligi bir daha oynayacağız. Ayhan`a da hazır ol dedim. Sabri birkaç rolde oynatabileceğimiz önemli oyuncularımızdan biri. Gol attığına çok seviniyorum. Bazı oyuncularımızın top ayağındayken rahat etmesi Galatasaray adına çok önemli" ifadelerini kullandı.
Maçın ilk yarısına sekerek başlayan Eboue`nin 90 dakika neden sahada kaldığıyla ilgili yöneltilen bir soru üzerine Terim, "Eboue`nin bileğinde bir ağrı vardı. Bu ağrının play-off maçlarına kadar devam etmesi zor bir ihtimal. Dizinde veya adalesinde olsa, kasığında olsa belki o riske girmezdim. Eboue defansımızın da önemli bir ismi. `Mümkün mertebe idare et, sonra alacağım` dedim. Sonra Selçuk çok yoruldu. Alkışlansın da istedim. Uzun zamandır çıkarmıyordum. Hak etti çünkü. O yüzden Eboue`yi çıkarmadım.
Sekerek oynasa da idare ederdi. Oyuncularla aramda farklı şeyler olabiliyor. Dışardan anlaşılamayabilir, ama bazen bir şeyleri ifade etmemiz gerekmez. Gözünüzle de bir şeyler söyleyebilirsiniz. Oyuncularla aramızda bazen böyle anlaşmalar olabiliyor" cevabını verdi.
Fatih Terim, spor gündeminde tartışılan, olası Avrupa kupalarına gidilememesi konusuyla ilgili olarak, şu ifadeleri kullandı:
"Çok uzun zamandır verilmeyen kararlar, alınmayan kararlarla ilgili herkes her türlü fikrini söylüyor. İdari teknik, hukuksal her türlü kararı herkes ifade ediyor. Ama ben futbolun içinde biri olarak şöyle düşünüyorum, Futbol Federasyonu tarafından, milli takımlar bazında Türk futboluna en az zarar gelecek şekilde, ya da hiç zarar gelmeyecek şekilde, kulüplere de aynı oranda, sağlam bir karar, gerçekçi bir karar alınacaktır. Kimse ülkesine zarar vermek istemez. Kulübüne zarar vermek istemez. Bunun
ortasını ya da en az zararla atlatılanını Türkiye alacaktır. Bu konuda artık bir şey söylemem gerektiğini de düşünmüyorum. Çünkü alınmayan, alınmamış bir karar üzerine devamlı konuşuyoruz. Artık alınan karardan sonra konuşmayı yeğliyorum. Avrupa`da 3-5 sene yok, puan silelim veya silmeyelim, düşürelim veya düşürmeyelim, durmadan konuşuluyor. Bunların hepsi spekülasyon. Bunların üzerine konuşmak gerçekçi insanların işi değil. Ben artık 9 ay sonra bir şampiyonayı birinci bitirmiş, bir şampiyona tekrar
oynayacak bir takımın hocası olarak konuşuyorum. En fazla puanı biz alıyoruz, en fazla puan bizden kesiliyor. Böyle bir uygulama hiçbir yerde yok. Bundan sonraki konuşmalar hadisenin yönünü başka yerlere çekebilir. Artık kimse de itibar etmemeye başladı. Bu davanın en iyi şekilde çözülmesini beklemek ve dilemekten başka yapacağımız bir şey yok. Hiç kimse futbolumuzun, ülkemizin zarar görmesi için çalışmaz. Ben buna güveniyorum."
Galatasaray`da sözleşmesinin 2 yıl daha uzatıldığının açıklanması hakkında, pazartesi günü başkan Ünal Aysal`la bir araya gelip kararı aldıklarını anlatan Terim, "Kalemsiz, mukavelesiz bir konuşma geçti aramızda. Bu çok doğaldır. Gönül bağım bunları gerektirmez. Başkan ne kadar isterse yazabilir, ne kadar isterse uzatabilir. Benim yerime de karar verebilir" dedi.
Ünal Aysal ile yaklaşık 9 aydır tanıştıklarını aktaran tecrübeli teknik adam, "Yeni tanışmıştık, birbirimizi tanımak için önemli bir süreç oldu. İnanıyorum ki Galatasaray`ın sadece bugününün değil, bundan sonraki yıllarının da vizyonunu, planını çizmek için el ele verdik, uğraşıyoruz. Süreç tamamen başkanımıza aittir" diye konuştu.
Ayrıca Fatih Terim sözleşmesi sezon sonu bitecek olan Necati Ateş`in de takımda kalacağını aktardı.
Maç içinde hakemin lehlerine verdiği bir kararı değiştirtmesinin hatırlatılması üzerine Terim, kendi önünde olan pozisyonda topun Necati`den çıktığını ve bu nedenle hakemi uyardığını aktardı.
Fatih Terim, Florya Metin Oktay Tesisleri`nden taşınma planına değinirken, başkan Ünal Aysal`ın böyle bir projeyi kısa zamanda hayata geçirmek istediğini anlattı.
Yeni bir arazi alıp, tüm şubeleri içinde barındıran bir merkez yapılmasının planlandığını dile getiren Terim, "Türk Telekom Arena`ya yakın, en modern şekilde yapabileceğimiz bir mekan olmasını istiyoruz. Buna çalışıyoruz. Balre ederdi. Oyuncularla aramda farklşkan bana bir iki adres önerdi, gidip bakacağım" şeklinde konuştu.
Galatasaraylı golcü oyuncu Necati Ateş, önemli bir maçı kazandıklarını dile getirerek, "Güzel bir akşamdı. Kazandığımız için çok mutluyuz. Artık ligin bitimine çok az kaldı ve puan farkını arttırmak için her maçı kazanmak istiyoruz. Bundan sonra bir maçımız kaldı. İnşallah onu da kayıpsız geçeriz" dedi.
Karşılaşmanın ikinci yarısında tek forvet olarak oynamasının sorulması üzerine Necati, "Tek forvet sonuçta hocamızın kararı. Ben iki sistemde de oynadım. Önemli olan hocanın verdiğini sahada uygulayabilmek. Bu olduğu zaman Galatasaray takımı üretkenliği sağlıyor. İkinci yarının başında bir pozisyonum vardı, kötü vurdum. O pozisyon gol olsaydı maç bizim için daha rahat olurdu" diye konuştu.
Attığı golle ilgili olarak Necati, "Stadımızda attığım ilk gol, artık deplasman golcüsü demezler. Güzel bir gol olmuş, ama önemli olan galibiyetti" yorumunu yaptı.
Teknik direktör Fatih Terim`in sözleşmesinin 2 yıl uzattığının belirtilerek, kendisi için herhangi bir girişimin olup, olmadığının sorulması üzerine Necati, "Hocamızın adına çok mutluyum. İnşallah daha uzun yıllar kalır. Gerçek bir Galatasaraylı ve Türkiye`nin en büyük teknik direktörü. Benim için ise gelen bir teklif yok. Sezon bitince oturulup konuşulur" şeklinde konuştu.
Sarı-kırmızılı kaleci Fernando Muslera, Orduspor karşısında önemli bir galibiyet aldıklarını ifade ederek, "Galatasaray gibi büyük bir kulübün tarihine adımı yazdırdığım için çok mutluyum. Mondragon ve Taffarel gibi çok başarılı kalecilerle anılmak benim için gurur. Bir maçım daha var. Onların üzerine çıkma şansım devam ediyor. O maçta da gol yemeyerek, umarım Galatasaray tarihine geçerim" şeklinde konuştu.
Galatasaray`da forma giymenin kariyeri için ilerleme olduğunu dile getiren Muslera, "İtalya`dan buraya gelmem kariyerimde geri değil, ileri bir adımdı. Bunun için seçtim. Hayalim, bu performansımı devam ettirip, bu formayla Şampiyonlar Ligi`nde oynamak. Dünyanın önde gelen takımlarında oynamak herkesin hayalidir. Ama ilk etapta hedefim Galatasaray formasıyla başarılı olmak ve Avrupa`da bu başarılı performansımı sürdürmek" açıklamasında bulundu.
ORDUSPOR CEPHESİ
Orduspor Teknik Direktörü Hector Cuper, Galatasaray`a karşı çok fazla kişisel hata yaptıklarını dile getirerek, "Başımıza bunları geleceğini biliyorduk. Hafta içi oyuncularımı uyarmıştım. Galatasaray gibi bir takıma karşı deplasmanda oynuyorsunuz ve peş peşe kontra ataklar verdik. Bu çok şaşırtıcıydı. Çok fazla kişisel hatalar yaptık ve bu sonuç kaçınılmaz oldu. Direncimiz bir yere kadar. Sonucu değiştirmeye çalıştık, ama ikinci golü de yedik ve direncimiz kırıldı. Kendimiz hediye ettik diyebiliriz"
ifadelerini kullandı.
Takımda eksik oyuncuların olmasıyla ilgili olarak Cuper, "Ben tüm kariyerim boyunca bir ya da iki oyuncuya bağlı takım oluşturmadım. Hep takım oyununu ön plana çıkarmışımdır. Bu nedenle eksiklerle ilgili çok şey söylemeyeceğim" dedi.
Cuper, iki oyuncusu Yalçın ile Dalmat`ın saha içindeki tartışmalarının da kendisini şaşırttığını ve bu konuda gerekli uyarıları yapacağını vurguladı.
Cuper ayrlre ederdi. Oyuncularla aramda farklıca, Culio`nun sözleşmesinin feshedilmesi konusunda da, "Çok söylenecek bir şey yok. Yönetimimizi üzen bir demeci var. Yönetim bu konuda bir karar aldı. Bana saygı duymak düşer" yorumunda bulundu.
Ordusporlu oyuncu Hasan Kabze, maç sonrası yaptığı açıklamada, "Galatasaray`ın şu anda çok iyi bir performansı var ve bu lig tablosunda da belli. Ancak biz buraya zor maç olacağını bilmemize karşın kazanmak için geldik. Elimizden geleni de yaptık" şeklinde görüş belirtti.
Ordusporlu oyuncu Bruno Ferreira ise, "Galatasaray zaten çok iyi bir takım. İki golü ilk yarı ve ikinci yarının başlarında buldular ve sonuç böyle oldu" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Gülsoy: “Öğretmenler, bir toplumun en önemli yapı taşlarıdır” Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Gülsoy mesajında, ”Geleceğimizin mimarları olan öğretmenlerimiz, milli ve manevi değerlerimizin yılmaz bekçileridir. Özveri ve sevgiyle görev yapan değerli öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarım” dedi. Öğretmenlik mesleğinin bedeli hiçbir karşılıkla ölçülmeyecek kutsal bir görev olduğunu hatırlatan Başkan Gülsoy, şunları kaydetti: “Şüphesiz hayatta her meslek kıymetli ve saygıdeğerdir. Ancak pek az meslek öğretmenlik kadar insanda derin izler bırakır. Öğretmenlik bir sevdanın, fedakârlığın, özverinin ve kutsal bir mesleğin adıdır. Öğretmenler, bir toplumun en önemli yapı taşlarıdır. Onlar, geleceğin liderlerini, bilim insanlarını, sanatçılarını ve düşünürlerini yetiştiren değerli rehberlerdir. Bugün, öğretmenlerimizin verdikleri emeğin, gösterdikleri çabanın ve ortaya koydukları fedakârlıkların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Öğretmenler, sınıf içinde sadece bilgiyi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda öğrencilerin karakterlerini şekillendirir, onlara hayatın en önemli değerlerini öğretir ve topluma faydalı bireyler olmaları için ilham verirler. Onlar sadece mesleki bilgileriyle değil, aynı zamanda insanlık sevgisiyle de bizlere örnek olurlar. Çocuklarımıza sevgiyle yaklaşan, her şartda onların yanında olan, onları daha iyiye, daha güzele ulaşmaları için yönlendiren öğretmenlerimiz, bu yönüyle öğrencilerinin hayatında kalıcı izler bırakmaktadır. Eğitim, yalnızca belirli bir alanda değil, toplumumuzun, sosyo-ekonomik yaşantımızın her alanında ciddi bir öneme sahiptir. Eğitim alanına yapılacak her türlü katkı, ülkemizin geleceği adına yapılan en büyük yatırımdır. Çünkü eğitim ve öğretime gerekli önemi vermeyen toplumlar, hiç bir kazanımlarını ellerinde tutamazlar. Dolaysıyla daha güzel yarınlar için her bakımdan güçlü yeni nesillere ihtiyacımız var. Bu kapsamda fikri hür, vicdanı hür nesillerin yetişmesinde emeklerini esirgemeyen kıymetli öğretmenlerimize şükran borçluyuz. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Başöğretmenlik’ unvanının verildiği bu anlamlı günde, istikbalimizi imar eden tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü içtenlikle kutluyorum. Ebediyete irtihal etmiş öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyor; görevini özveriyle sürdüren öğretmenlerimize ise sağlık ve afiyetler dileyerek şükranlarımı sunuyorum.”
İzmir 35 yıllık komşu bunu yaptı: Duvarı kırdı, bütün eşyaları çaldı, sıvayıp gitti İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşanan ve duyan herkesi şaşırtan hırsızlık olayında bir komşu, hemen bitişikte bulunan 35 yıllık komşunun evine duvarları kırarak girdi. Yeni evlenmeye hazırlanan gencin evindeki; buzdolabı, çamaşır makinesi, mobilyalar, halılar ve avizeye kadar çalan komşu, eşyaları da açtığı duvardan kendi evine taşıdı, kırdığı duvarı sıvayıp kayıplara karıştı. Akıllara durgunluk veren hırsızlık olayı, Bayraklı ilçesi Postacılar Mahallesi’nde yaşandı. Evlenme hazırlıkları yapan ve ailesinin yanında yaşayan Ahmet Sağlam (29), gece-gündüz demeden çalışarak evine yeni eşyalar aldı. 2025 Şubat ayında dünya evine girmeye hazırlanan Sağlam’ın hiçbir eşya eksiği kalmadı. Bunu yapan 35 yıllık komşu: Duvarı kırdı, bütün eşyayı çaldı İddialara göre bunu bilen ve yeni eşyalar alınan evin hemen bitişiğinde oturan ailenin 35 yıllık komşusu F.C., şeytanın aklına gelmeyecek bir yönteme başvurdu. Balyozla önce kendi duvarını kıran şüpheli, daha sonrada evlenmeye hazırlanan Ahmet Sağlam’ın evinin duvarını kırarak içeri girdi. 35 yıllık komşu, evin içerisinde ne varsa açtığı duvardan kendi evine taşıdı. Duvarı örüp sıvadı, kayıplara karıştı Evdeki; iki televizyon, beyaz eşyalar, mobilyalar, halılar, küçük ev aletleri, avizelere kadar bir evde olabilecek her şey çalındı. İşini bitiren ve eşyaları kendi evine taşıyan komşu F.C., daha sonrada evin duvarını örüp sıvadı, mutfak kapısından çıkıp kayıplara karıştı. Eve gelen Ahmet Sağlam’ın kız kardeşi ise neye uğradığını şaşırdı. Önce aile bireyleri eve geldi, sonrada polis ekiplerine haber verildi. Polis ekipleri eve geldiğinde hemen parmak izi aldı. "Bizim 35 senelik komşumuz. Biz onun elinde büyüdük, yazıklar olsun" Ahmet Sağlam’ın kardeşi Ali Sağlam (25), sıvalı duvarı gördüklerinde komşularından şüphelendiklerini, polisle diğer eve girdiklerinde duvarın kırık olduğunu anlattı. 800-900 bin TL zararlarının olduğunu anlatan Ali Sağlam, “Olay tahmini olarak 15-16 gün önce oluyor. Kız kardeşim havalandırmak için eve geliyor. Daha sonra bize haber verdi. Yan binadan duvarı kırmış, zaten kendisi yan tarafta oturuyor. Eşyaları çalıyor, kırdığı duvarı daha sonra örüp sıvıyor ve arka balkondan kaçıyor. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, küçük ev aletleri, iki tane koltuk takımı, iki tane televizyonumuz gitti. Bizim 35 senelik komşumuz. Biz hiç beklemiyorduk böyle şeyler ondan. Biz onun elinde büyüdük, yazıklar olsun. Başka bir şey demiyorum. Sadece biz değil, bütün mahalle şok içerisinde. Hala inanamıyoruz onun yaptığından. Kendisi bana ulaştı, ben hiç cevap vermedim. Şikayetçi olduk. Parmak izleri falan hepsi alındı” diye konuştu. İzmir polisi, şimdi her yerde şüpheli konumdaki komşu F.C.’yi arıyor.
Konya Konya’da, Gazze’deki basın şehitleri için hatıra ormanı kuruldu Konya’da, Gazze’de şehit düşen gazeteciler için Gazze Basın Şehitleri Hatıra Ormanı oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürlüğü, Konya Orman Bölge Müdürlüğü, Selçuklu Belediye Başkanlığı ve Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen proje ile Beyşehir Kara yolu Akkoyuş Mevkisi 5. kilometresinde oluşturulan Gazze Basın Şehitleri Hatıra Ormanı’nda fidan dikim töreni düzenlendi. Törende konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Oğuz Tunç, bir senedir dünyanın en büyük katliamının Gazze’de yaşandığını belirterek, "Orman Bölge Müdürlüğümüz, Selçuklu Belediyemiz ve Gazeteciler Cemiyetimiz ile beraber tarihin gördüğü en büyük katliamda hakikati ortaya çıkartmaya çalışırken, şehit edilen gazetecilerin aziz hatıralarını yaşatmak için bu projeyi başlattık. Şehadete ermiş gazetecilerimizin her birini temsilen birer fidan dikiyoruz" dedi. Konya Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Rasim Atalay ise, "Zalim İsrail’in insanlık katliamını buradan bir kez daha lanetliyor, başta gazeteci meslektaşlarım ve masum yavrular olmak üzere şehit düşmüş bütün Müslüman kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazze’deki meslektaşlarımızın görevini layıkıyla yerine getirmek için verdikleri mücadelenin aziz hatırasına bugün Konya’da fidanları toprakla buluşturuyoruz" şeklinde konuştu. Konya Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın, Gazze’de yaşanan acıları bitmesini dileyerek, "Bugün burada, tabiata hizmet edecek bir fidan dikim töreninin ötesinde bir anlam ifade eden Gazze Basın Şehitleri Hatıra Ormanı Tesisi için bir amacımız var. Keşke bu hadiseler yaşanmasaydı, böyle bir amaçla değil de tabiata hizmet edecek, doğaya hizmet edecek, ikim töreni için bir arada olmuş olabilirdik" diye konuştu.
Antalya 11’inci Uluslararası Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Sempozyumu Antalya’da düzenlendi Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölümü ev sahipliğinde bu yıl 11.’si düzenlenen Uluslararası Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Sempozyumu yoğun katılımla gerçekleşti. Sempozyum kapsamında verilen İbrahim Şencan Gerontoloji Ödülleri de sahibini buldu. Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölümü ev sahipliğinde, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliği ile 20-22 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen 11. Uluslararası Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Sempozyumu “Gerontolojik ve Geriatrik Perspektiften Yaşlanma” temasıyla alanında uzman birçok değerli ismi bir araya getirdi. Oturumlarda, inovasyon, yaşlı bireylerin sağlığı, yaşam şartları ve toplum içindeki yerleri gibi birçok konu derinlemesine tartışıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Yasin Akar, gerontoloji alanında yaptıkları çalışmalardan bahsederek, "Buradan sizlerle Genel Müdürlük olarak mezun arkadaşlarımızın devlet ya da özel sektör huzur ve bakımevlerinde görev alabilmelerine yönelik yönetmeliklerimizde düzenleme çalışmaları yaptığımızın müjdesini vermek isterim” dedi. “Gerontoloji Bölümü gururumuz” Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aygen Yılmaz, “Bundan büyük bir gurur duyuyoruz çünkü Gerontoloji Bölümümüz Türkiye’nin en iyisi. Diğer üniversitelere öncülük eden bir bölüm. Gerontolojinin eskiden kimse adını bilmezken bugün Sağlık Bilimleri Fakültemizin bir üyesi, gerontologlara devlet kurumlarımız ve yerel yönetimlerin kadrolar açtığını görüyoruz. Mezunlarımızın istihdam imkanları her geçen gün artıyor. Bunlar çok önemli gelişmeler” şeklinde konuştu. “Fark sağlamayı başardık Gerontoloji Bölüm Başkanı ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Korkmaz Yaylagül, “Bugün burada, Türkiye’de gerontolojinin gelişim yolculuğuna şahitlik eden değerli bilim insanlarımızla birlikteyiz. Bu yolculuk, 2006 yılında Prof. Dr. İsmail Tufan’ın öncülüğünde Akdeniz Üniversitesi’nde kurulan Gerontoloji Bölümü ile başladı. Yüksek lisans programıyla başlayan bu süreç, lisans eğitimi, 60+ Tazelenme Üniversitesi ve doktora programlarının açılmasıyla önemli bir ivme kazandı. Bu çabalar, Türkiye’de gerontoloji biliminin yaygınlaşması için yıllar süren özverili bir çalışmanın ürünüydü. Bu süreçte, öğrencilerimize yaşlanma ve yaşlılık konularında bilgi ve farkındalık kazandırmaya çalışırken, uluslararası iş birlikleriyle bilgi birikimimizi zenginleştirdik. Aynı zamanda, Türkiye’nin kendine özgü şartlarında yaşlanma süreçlerine dair bilimsel bilgi üreterek, bu alanda fark sağlamayı başardık” diye konuştu. Bugün, Türkiye’de pek çok üniversitede gerontoloji programlarının ve tazelenme üniversitelerinin açılmasının, bu programlara gösterilen yoğun ilginin haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden Yaylagül, “Bir diğer gurur kaynağımız ise politika yapıcı ve uygulayıcılara toplumsal yaşlanma olgusunu anlatabilmiş olmamızdır. Bu süreçte gerontologlar önce yerel yönetimler ve Aile ve Sosyal hizmetler Bakanlığı daha sonra büyük oranda Sağlık Bakanlığı’nda görev aldılar. Bu çabalarımız kararlılıkla devam ediyor” dedi. "Dünyanın değişmesine katkı sağladık" Gerontoloji Bölümü ve Tazelenme Üniversiteleri Kurucu Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan da Rus şair ve yazar Pasternak’ın bir sözünü hatırlatarak, “Bugün yaptıklarımız dünyanın yarın nasıl görüneceğini belirler. Bizim de kendi açımızdan bakınca dünyanın değişmesine bir parça katkı sağladığımızı düşünüyorum. İlk sempozyumu 2005’te yapmıştık ve gerontolojinin önemi konusu üzerinde yoğunlaşmıştık. Aradan geçen 20 yıla yakın sürede toplumumuz değişince soruların birçoğu aynı kalsa da cevaplarımız değişti” diye konuştu. Gerontolojinin disiplinler arası amacının, insanların aktif olarak yaşlanmasını sağlamak ve yaşlılığa uygun çevreler ve politikalar için temel oluşturmak olduğunu belirten Tufan, “2016 yılında yaşlılara eğitim imkanı sağlayarak ortaya koyduğumuz 60+Tazelenme Üniversitesi ülke çapında yaygınlaşan bir eğitim modeli olarak binlerce yaşlımıza aktif yaşlanma olanağı sağlıyor” ifadelerini kullandı. "Antalya için bir gurur vesilesi" Aile ve Sosyal Hizmetleri İl Müdürü Galip Sökmen, Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölümünün Antalya için bir gurur vesilesi olduğuna değinerek, Antalya’daki huzur evlerinde yaşlıların aktif yaşlanma süreçlerini takip ederek, onların spor ve egzersiz hareketleri başta olmak üzere hayatlarına kalite katacak çalışmalar yapmaya özen gösterdiklerini ifade etti. Sempozyumun çok faydalı olacağına inandığını belirten Sökmen, emeği geçenlere teşekkür etti. Sempozyum kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Yasin Akar öncü kampüslerine teşekkür belgesi takdim etti, İbrahim Şencan Ödülleri sahiplerini buldu. Dünyada gerontoloji bilimine yön veren ve Türkiye’ye bu alanda büyük destek sunan Dünya Gerontoloji ve Geriatri Cemiyeti Eski Başkanı Prof. Dr. Gloria Gutman’ın da konuşmacı olarak katıldığı sempozyumda üç gün boyunca, farklı ülkelerden ve ülkemizden bilim insanları yaşlılık alanındaki bilimsel çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. Yaşlı bireylerin topluma dahil edilmesi, toplumsal dışlanmanın önlenmesi, yaşlı yoksulluğunun giderilmesi, sağlık ve bakım hizmetleri ve sağlıklı, aktif, bağımsız bir yaşlanma gibi kritik konulara dair bilimsel bulgular birlikte değerlendirdi.