GENEL - 23 Mart 2012 Cuma 12:18

MARBLE, İŞ BAОLANTILARINA KÖPRÜ OLDU

A
A
A
MARBLE, İŞ BAОLANTILARINA KÖPRÜ OLDU

Dünyada alanında önde gelen üç büyük fuar arasında yer alan MARBLE, Türkiye`nin en büyük ihracat fuarı olmayı bu yıl da sürdürüyor.
Fuar katılımcıları ile görüşen İzmir Fuarcılık (İZFAŞ) Genel Müdür V. Mehmet Şakir Örs, MARBLE Fuarı`nın ilk iki gününde sektör temsilcilerinin önemli iş bağlantıları yaptığını belirterek, "Henüz ilk gününde yabancı ziyaretçi rekoru kıran MARBLE, kentimize bayram şenliği yaşatıyor. Organizasyonumuz katılımcılarımıza can suyu oldu. Fuarımıza çok farklı ülkelerden farklı pazarlardan ziyaretçiler geldi. Önemli iş bağlantıları kuruldu" dedi. Ağır tonajlı iş makineleri ve mermer işleme makinelerine, ilk
gününden itibaren `satıldı` levhaları asıldığını ifade eden Örs, "Bunu görmek bizi çok mutlu etti. MARBLE her zaman olduğu gibi bu yıl da sektöre güç verdi. İZFAŞ`a da gurur veriyor" diye konuştu.
Alanında diğer fuarlardan farklı olarak, Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri arasında bir köprü olma görevini üstlenen ve doğaltaş sektörünün bayramı olarak gösterilen 18. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, mermer ve doğaltaş sektörünü İzmir`de buluşturdu. 21-24 Mart tarihleri arasında İzmir Kültürpark`ta gerçekleştirilen MARBLE fuarına, 265`i yabancı 1163 firma katılıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Down sendromlu Emre Lök’ün Kur’an-ı Kerim ve cami aşkı Gaziantep’te yaşayan down sendromlu 28 yaşındaki Emre Lök, 5 vakit namazını eda ettiği mahallelerindeki Osmanlı Camii’nden gün boyu ayrılmıyor. Şahinbey ilçesi Yeşilevler Mahallesi’nde ikamet eden 28 yaşındaki down sendromlu Emre Lök, mahallelerindeki Osmanlı Camii’nde vakit namazlarını eda ettikten sonra gününü camide dua ederek ve zikir çekerek geçiriyor. Cami cemaatiyle sohbet edip etrafına neşe saçan Emre Lök, çevresi tarafından “cami aşığı” ve “mescit kuşu” olarak tanınıyor. Sabah namazı başta olmak üzere 5 vakit namazını camide eda eden Emre Lök, camide Kur’an-ı Kerim okuyor, namaz kılıyor ve bol bol dua ediyor. İmamdan cübbe ve sarık hediyesi Emre Lök’ün cami aşkını gören Osmanlı Camii imam hatibi Ökkeş Bahri Doğan, Lök’e cübbe ve sarık hediye etti. Cuma namazı için minbere çıkan Emre Lök, cami cemaatine kendi lisanıyla hutbe veriyor. Ezan okunur okunmaz caminin yolunu tutan Emre Lök, namaz vakitleri arasında da camiden bir an olsun ayrılmıyor. Cami cemaati tarafından da çok sevilen Lök, namazlardan önce camide toplanmaya başlayan cemaat ile bir araya gelerek sohbet ediyor. Osmanlı Camii imam hatibi Ökkeş Bahri Doğan, her gün camiye geldiğinde Emre Lök kendisini güler yüzle ve kendisine sarılarak karşılıyor. Cemaatle şakalaşan Emre Lök, çocuklar gibi cami içerisinde de eğleniyor. Çoğu zaman camiye tek başına gelen Emre Lök’ü bazen de camiye annesi getiriyor. Namaz vakitlerinde cemaatle birlikte safa duran Emre Lök, namazın tamamlanmasının ardından da camide Kur’an-ı Kerim okuyarak ve dua ederek vakit geçiriyor. “Emre camiyi ve namaz kılmayı çok seviyor” Oğlu Emre’nin camiyi ve namaz kılmayı çok sevdiğini belirten anne Ülger Lök, “Emre benim ilk çocuğum olduğu için benim yanımda ayrı bir sevgisi var. Bizde evde namaz kıldığımız için Emre’nin de namaz kıldığını görmek bizi mutlu etti. Emre namaz kılmayı çok seviyor. Emre, evde de bizimle birlikte namaz kılıyor. Biz bu mahalleye sonradan taşındık. Bu mahalleye taşındığımızda Emre, Osmanlı Camii İmam Hatibi Ökkeş hoca ile tanıştı. Ökkeş hocayı çok sevdi. Camiyi, namaz kılmayı ve cami cemaatini çok seviyor” dedi. “Emre camimizin gülüdür, neşesidir ve muhabbetidir” Osmanlı Camii imam hatibi Ökkeş Bahri Doğan, Emre’yi çok sevdiklerini belirterek, Emre’nin caminin gülü, neşesi ve muhabbeti olduğunu ifade etti. Emre’nin camiye ayrı bir hava kattığına değinen Doğan, “Emre evde annesiyle birlikte namaz kılıyormuş. Ben de Emre’yi camiye davet ettim. Emre, camiyi çok sevdi. Camide cemaate katıldı. Emre hemen hemen her vakit namazını muhakkak camide kılar. Emre camimize neşe katar. Tesbihattan sonraki kapanış duasını biz Emre’ye yaptırırız. Cemaatimiz de Emre’nin duasına amin diyerek icabet eder. Emre için cübbe ve sarık diktirdik. Cuma günü Emre ile birlikte hutbe okuruz. Bu kardeşlerimizin saflarımızın arasında bulunması manevi yönden bize haz katıyor. Biz bu durumdan çok memnun oluyoruz. Emre camiye geldiği zaman biz mutlu oluyoruz ve huzur buluyoruz. Emre camimizin gülüdür, neşesidir ve muhabbetidir” diye konuştu. Cami cemaati de Emre’yi çok sevdiklerini belirterek, Emre’nin cami, namaz ve Kur’an-ı Kerim sevgisine imrendiklerini dile getirdi.
Rize Akın Birdal: "Ben Karadeniz denilince Topal Osman’ı hatırlıyorum" Rize’de CHP’li Fındıklı Belediyesi’nin şehit cenazesinin olduğu gün düzenlediği sempozyumda eski DTP’li Vekil Akın Birdal’in işgalci kuvvetlere karşı mücadeleyi ‘Ermeni soykırımı’ ve ‘Rum soykırımı’ olarak adlandırması üzerine Atatürkçü Düşünce Derneği, Birdal hakkında suç duyurusunda bulundu. Rize’nin Fındıklı ilçesinde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediye tarafından 7-10 Aralık tarihleri arasında ‘Haklar Sempozyumu’ düzenlendi. Düzenlenen program Isparta’da meydana gelen helikopter kazasında şehit olan Teğmen Ceyhun Kalyoncu’nun Çayeli ilçesindeki cenaze töreni ile aynı anda Fındıklı’da gerçekleştirilen şarkılı türkülü anıt açılışı ile gündeme gelmişti. ‘Haklar Sempozyumu’ ortaya yeni çıkan görüntülerle yeniden gündeme geldi. Programa katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) eski Genel Başkanı ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) eski Milletvekili Akın Birdal’ın etkinlikte Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla ilgili sözleri tepkilere neden oldu. CHP’li Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu’nun ‘Ağabey olabilen, dostumuz, yoldaşımız’ sözleriyle takdim ettiği Birdal, "Giresunlu Hacı Topal Osman Ağa" olarak bilinen Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Karadeniz’de faaliyet gösteren mahalli milis güçlerinin reisi ve muhafız taburu komutanı hakkında da konuşarak, verdiği gerçek dışı ve ispatlanması mümkün olmayan bilgilerle bir skandala imza attı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş mücadelesi yıllarındaki Giresunlulardan oluşan muhafız kıtasının komutanı olan Topal Osman’ın o yıllarda işgalci kuvvetlere karşı yaptığı mücadeleyi ‘Ermeni soykırımı’ ve ‘Rum soykırımı’ diye nitelendiren Birdal, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti hakkında da ‘Çek, senet, mafya devleti’ benzetmesi yaptı. Birdal programda yaptığı konuşmada, “Eğer Türkiye demokratikleşecekse, özgürleşecekse barış içinde eşit ve özgür bir yaşam savunulacaksa bu Cumhuriyetin 100 yılıyla, 101 oldu yüzleşmesi gerekir. Ben Karadeniz denilince Topal Osman’ı anımsıyorum. Biraz da güncelleştirelim. Çek, senet, mafya devleti diyorlar ya. Arkadaşlar Demirel’in sıkça kullandığı bir söz vardı. Militarist bir söz ama tam da denk düşüyor; ’Yığınakta yapılan hata savaşın sonuna kadar sürer.’ Türkiye Cumhuriyeti’nin yığınakta bir hatası var. Yığınakta bir hata yapıldı ve şimdi savaşın sonuna kadar sürüyor. Devlet mafya; biraz hatırladım ama şimdi Topal Osman Ermeni katliamında birinci rol oynamış, Rum katliamında birinci rol oynamış. Ondan sonra Ege’ye geliyor, yine Rumların orada katledilmesinde önemli rol alıyor. Şarapnel parçası geliyor baldırına, vurulunca topal kalıyor ve sonra adı Topal Osman kalıyor” ifadelerini kullandı. Topal Osman’ın Trabzon milletvekilini öldürmesi için Atatürk’ten talimat aldığını kaydeden Birdal, sonrasında Topal Osman’ın Atatürk’ü öldürmek için Çankaya Köşkü’ne gittiğini, Atatürk’ün ise kız kardeşi Zübeyde Hanım’ın kıyafetleri ile Çankaya Köşkü’nden faytonla kaçtığını iddia ederek, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretlerini sürdürdü. Cumhuriyet’in kuruluşunda ‘mafya, devlet, siyaset ilişkisi’ olduğunu iddia eden Birdal, “İnsan haklarının çok önemli bir maddesi var arkadaşlar; kişi güvenliği ve özgürlüğü. Bu ülkede kimsenin özgürlüğü ve güvenliği yoktur. O kurucuların bile. Atatürk nitekim kendi güvenliğini sağlamak için Topal Osman’ı Çankaya’ya çağırıyor, muhafız alayına. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü, mecliste çok itiraz edenlerden, Atatürk’ü çok rahatsız edenlerden biri. Trabzon milletvekili. Atatürk ‘Bunu susturun’ diyor. Gidiyorlar Topal Osman’ın adamları, Ankara Hamam Pazarı’nda bir kıraathaneden Ali Şükrü’yü alıp götürüyorlar. Topal Osman kendi eliyle boyuyor Ali Şükrü’yü. Bir süre sonra tabii bunun diyetini istiyor Topal Osman Atatürk’ten. Böyle bir katile ne verilir, ne yapılır? Sallıyor Atatürk. Bunun üzerine Çankaya’da Papazın Bağı var köşke yakın. Topal Osman mahiyeti ile Çankaya’yı basma kararı alıyor ve Atatürk’ü öldürecek. Ama bunu Atatürk haber alıyor ve Topal Osman Çankaya’ya gelmeden 15-20 dakika önce Latife Hanım’ın, kız kardeşinin giysileri ile faytonla kaçıyor. Bakın şimdi 15 dakika önce gelse Topal Osman, Atatürk’ü ve mahiyetini katledecek. O zaman tarih başka yazılacak. Kurtuluyor ama Atatürk tabii bunun altında elbette kalmıyor. Bir süre sonra Topal Osman ve ekibinin hepsinin kellesi kesiliyor. Bununla da kalmıyor meclisten yasa çıkarılıyor, idam kararı. Hepsinin cenazesi çıkarılıyor ve ayaklarından asılıyor Topal Osman ve arkadaşları. Bakın şimdi kurucu tarihi böyle başlıyor. Mafya, devlet, siyaset ilişkisi. Ama şimdi öyle bir konumlanmış ki mafya arasında bir iktidar yarışı var” şeklinde konuştu. Atatürkçü Düşünce Derneği’nden Birdal hakkında suç duyurusu Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Rize Şube Başkanı Ömer Toprak, CHP’li belediyenin gerçekleştirdiği sempozyumda konuşan Akın Birdal hakkında suç duyurusunda bulundu. Birdal’dan ‘şüpheli şahıs’ ve ‘malum zat’ diyerek bahseden Toprak yaptığı açıklamada, “Fındıklı’da bir sempozyumda Atatürk’e ve milli mücadele kahramanlarına yönelik kullanılan iftira ve itham edici sözlerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine laf söyleyen, Atatürk’e hakaret eden, cumhuriyeti ve milli mücadeleyi itibarsızlaştırmaya çalışan şüpheli şahıs hakkında suç duyurusunda bulunduk. Türk milletinin milli mücadelesini bir eşkıya hareketi olarak adeta nitelendiren malum zat hakkında şimdi hukuki bir süreç başlattık ve olayın takipçisi olacağız. Milli mücadele kahramanlarımıza, Topal Osman’a karşı da yakışıksız ifadeler kullanıyor. Bizim milli mücadelemizi Ermeni soykırımı, Rum soykırımı gibi veya katliamı gibi nitelendiriyor. Bu sözler için de suç duyurusunda bulunduk. Biz bağımsızlık mücadelesi verdik. Ülkemiz işgal edilmişti. İşgal orduları aynı zamanda çetelerle, suç örgütleriyle, kiralık katillerle halkımızın üzerine gelmişti. Bağımsızlığımızı ve namusumuzu kurtarmak için kahramanlarımızın verdiği mücadelenin arkasındayız. Mazlum milletler bu mücadeleyi örnek almıştır, bu mücadeleden esinlenmiştir. Bunu karalamaya çalışmak kimsenin haddi değildir. O hadsize bugün suç duyurusunda bulunduk. Kamuoyunun desteğiyle beraber olayın takipçisi olacağız” dedi.