GENEL - 18 Mart 2012 Pazar 11:59

ATİLLA KAVDIR 60 GÜN SONRA HASTANE BAHÇESİNDE

A
A
A
ATİLLA KAVDIR 60 GÜN SONRA HASTANE BAHÇESİNDE

Antalya’daki Akdeniz Üniversite Hastanesi’nde Türkiye’de ikinci kez çift kol nakli olan Atilla Kavdır 60 gün sonra ilk kez hastanedeki odasından bahçeye çıktı.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi’nde 21 Ocak’ta gerçekleştirilen ameliyatın üzerinden iki aya yakın süre geçerken, yüz nakli yapılan 19 yaşındaki Uğur Acar ve çift kol nakli yapılan 34 yaşındaki Atilla Kavdır’ın fizik tedavi süreçleri devam ediyor. Her iki hasta da AÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi fizyoterapistleri tarafından haftanın 5 günü sabah ve öğleden sonra iki seansta uygulanan fizik tedaviye olumlu yanıt veriyor.
Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından, Cihan Topal’ın ardından Türkiye’de ikinci çift kol nakli gerçekleştirilen Atilla Kavdır, 60 gün sonra ailesi tarafından hastane odasından hastane bahçesine çıkartıldı. Eşi Ayşe Kavdır, oğlu İbrahim Kavdır, kızı Esra Kavdır, annesi Ayşe Kavdır ve Babası İbrahim Kavdır tarafından tekerlekli sandalye ile hastane bahçesine çıkartılan Atilla Kavdır güvenlik görevlilerinin eşliğinde bahçede
dolaştırıldı. Kısa süre hastane bahçesinde dolaştırılan Atilla Kavdır ise 60 gün sonra dışarıya çıkmaktan çok mutlu olduğunu söyledi.
Eşi Ayşe Kavdır da ailece hep birlikte olmaktan sevinçli olduklarını kaydetti. Atilla Kavdır’ın kızı Esra da "Çok mutluyum. İyileştiğinde babamın ellerini tutmak istiyorum" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Bayraktar: ’’Türkiye’deki tüm hanelerin elektrik ihtiyacını rüzgar ve güneş enerjisi ile karşılar hale geldik’’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ’’Türkiye’deki tüm hanelerin elektrik ihtiyacını rüzgar ve güneş enerjisi ile karşılar hale geldik. 2035 yılına kadar bugünkü rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkarmayı hedefliyoruz’’ dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İstanbul Energy Forum’una katıldı. Toplantının açılışında konuşan Bakan Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içindeki payını her geçen gün artırıldığını belirterek, Türkiye’deki tüm hanelerin elektrik ihtiyacının rüzgar ve güneş enerjisi ile karşılandığının altını çizdi. Bayraktar, ’’Türkiye olarak yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içindeki payını her geçen gün arttırıyoruz. 2024 yılı bu anlamda toplam kurulu güç artışında rekor bir yıl olacak. Bugün itibariyle Türkiye’deki tüm hanelerin elektrik ihtiyacını rüzgar ve güneş enerjisi ile karşılar hale geldik. 2035 yılına kadar bugünkü rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Enerji sektörü için çok kısa sayılabilecek şu son bir kaç yıl içinde bir çok krizi bir arada yaşadıklarını belirten Bakan Bayraktar, “Türkiye olarak yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içindeki payını her geçen gün arttırıyoruz. 2024 yılı bu anlamda toplam kurulu güç artışında rekor bir yıl olacak. Bugün itibariyle Türkiye’deki tüm hanelerin elektrik ihtiyacını rüzgar ve güneş enerjisi ile karşılar hale geldik. 2035 yılına kadar bugünkü rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Her yıl en az 2 bin megavat güneş ve rüzgar ihalesi yapacak, yatırım ve izin süreçlerini hızlandıracak, yaklaşık 15 bin kilometre HVDC iletim hattı inşa ederek adeta ülkemizi enerji otoyolları ile doğudan batıya güneyden kuzeye bağlayacağız. Tüm bu projeler için önümüzdeki 11 yılda toplam 108 milyar dolarlık bir yatırım fırsatı sunduğumuzun da altını çizmek istiyorum” şeklinde konuştu. “Türkiye olarak 2050 yılına kadar güçlü bir nükleer enerji sektörüne sahip olmayı hedefliyoruz” Bakan Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde şu anda inşa halinde olan 4 reaktörle toplam kapasitesi 4 bin 800 MW olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk ünitesini en kısa zamanda devreye almayı, 4 ünitenin tamamını da 2028 yılı sonuna kadar faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda son olarak Bakü’de düzenlenen COP29’da ‘Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu’na da imza attık. Türkiye olarak 2050 yılına kadar güçlü bir nükleer enerji sektörüne sahip olmayı hedefliyoruz. Doğal gaz enerji dönüşüm sürecinde geçiş yakıtı olarak çok önemli bir kaynak. Türkiye olarak 50 milyar metreküpü aşan bir tüketimle Avrupa’nın 4’üncü büyük doğal gaz ülkesiyiz. Cumhurbaşkanımızın 2002 yılında ortaya koyduğu Türkiye’de tüm hane halkına doğalgaz götürmek hedefi doğrultusunda, 5,8 milyar metreküplük depolama kapasitesi, 20 bin kilometre iletim, 208 bin kilometre dağıtım hattı uzunluğu ile bugün 81 il, 887 yerleşim yeri ve 222 Organize Sanayi Bölgesine yani nüfusumuzun yüzde 84’üne doğal gazı ulaştırıyoruz. Özellikle LNG alanında yaptığımız yatırımlar hem ülkemizin hem de Avrupa’nın arz güvenliğine büyük katkı sunuyor. Son 8 yılda gazlaştırma kapasitemizi 5 katına çıkararak günlük 161 milyon metreküpe ulaştık.” “Son 7 yılda özellikle Gabar’daki keşifle birlikte petrol üretimimizi de 3 katına çıkardık” Güçlü alt yapı ile İstanbul Finans Merkezi’nde kurulmasını planlanan Gaz Ticaret Merkezi ile enerji alanında merkez ülke olmak için çalıştıklarını vurgulayan Bakan Bayraktar, “2016 yılından itibaren ortaya koyduğumuz milli enerji ve maden politikamız çerçevesinde bugün itibariyle hane halkımızın yüzde 20’sinin gaz ihtiyacını yerli üretimle karşılıyoruz, Son 7 yılda özellikle Gabar’daki keşifle birlikte petrol üretimimizi de 3 katına çıkardık. Bugün burada Orta Asya’dan, Rusya’ya, Kafkaslardan Balkanlara, Orta Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya kadar birçok ülkeden bakan arkadaşımla, şirket temsilcileri ile bu ikili ve çok taraflı enerji iş birliği projelerini görüştük, görüşmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Bolu Köroğlu Dağları’ndan sofralara doğal şifa: Kozalak şurubu Bolu’nun Köroğlu Dağları’ndan toplanan çam kozalaklarından yapılan şuruplar, soğuk havalarda astım, bronşit ve öksürük hastaları başta olmak üzere birçok hastalığa şifa oluyor. Bolu’da yaşayan 68 yaşındaki Firdevs Kabakcıoğlu, 2400 rakımda bulunan Köroğlu Dağları’ndan bahar ayında topladığı taze kozalakları şifa deposuna çeviriyor. Kabakcıoğlu, topladığı kozalakları eski usul yöntemlerden biri olan kara kazanlarda şurup haline getiriyor. Çam ağacının kozaklarından yapılan kozalak şurubu ve kozalak suyu, soğuk havalarda sık yaşanan grip, nezle, geçmeyen öksürük gibi hastalıklara şifa oluyor. Firdevs Kabakcıoğlu, hazırladığı kozalak şurubunu Bolu pazarında, kavanozu 150-200 liradan satıyor. Ekmekçi kadın kozalak şurubuna çevre illerden de yoğun talep olduğunu söyledi. "Hapın kesmediği öksürüğü bu şurup keser" Haplardan daha etkili olduğunu ifade eden Firdevs Kabakcıoğlu, "35 senedir bu pazarcılığı yapıyorum. Öksürüğe, astım, bronşite, ciğerde duman olursa onu alır. Ciğer hastalıklarına çok iyi geliyor. Biz denedik. Biz kozalağı kendimiz toplayıp, meşe odunuyla kazanda suyunu kaynatıyoruz. Bir gece bekletiyoruz, o suyu süzgeçten, hiçbir şey geçmeyecek şekilde. Ondan sonra kaynatırız. Pekmezle, balla tatlandırırız, müşteri nasıl isterse. Şeker hastalığına sadece suyunu veririz. Şurubu biraz sıvı olur. O az kaynar, onu öyle içerler. Reçeline varana kadar yaparız. Öksürüğü hemen keser. Hapın kesmediği öksürüğü bu şurup keser" dedi. "Gaziantep’e ürün gönderdim" Fiyatlara değinen Kabakcıoğlu, "Küçük kavanozlar 100, büyük kavanozlar 150 liradan satılıyor. Misafire de aynı fiyat, ayrımcılığım yok. Bu sefer Gaziantep’e ürün gönderdim. Devamında 6 şişe daha istediler. Bolu’dan İstanbul’a giden toptancılar geliyor, onlar alıyor. Bu hafta yine sözüm var yapamadım. İnşallah yaparım" diye konuştu.
Eskişehir ESOGÜ’lü genç diş hekimi adayları beyaz önlüklerini giydi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 1’inci sınıf öğrencileri, ’2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Beyaz Önlük Giyme Töreni’ ile diş hekimliği mesleğine ilk adımlarını attılar. Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı tarafından ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü ve Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası’nın kutlandığını belirtti. Prof. Dr. Yaman, fakülte olarak bu önemli tarihte düzenledikleri Beyaz Önlük Töreni ile 12’nci dönem 1’nci sınıf öğrencilerinin tercihlerde tüm devlet üniversiteleri arasında ilk 10 içerisinde yer alan ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi ailesine katılmasının heyecan ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Genç diş hekimi adaylarına seslenen Prof. Dr. Yaman, 5 sene sürecek olan eğitim hayatlarında onları alanlarında tecrübeli, bilim ve teknolojiyi yakından takip ederek bilime ve topluma katkı sağlayan, sürekli kendilerini yenileyen, yaptıkları çalışmalarla ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılar elde eden ve her biri birer değer olan akademik kadrolarıyla çağın şartlarına uygun ve yetkin birer diş hekimi olarak yetiştirmeyi amaçladıklarını ifade etti. "Bu meslek yapılacağı son güne kadar devam eden bir öğrencilik süreci" Gençlere diş hekimliği eğitimi ve mesleğinin çağın gereklerine ve teknolojik gelişmelere göre kendini yenilemeyi, güncel ve dinamik bir bilgi birikimine sahip olmayı zorunlu kılan ve mesleğin yapılacağı son güne kadar devam eden bir öğrencilik süreci olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yaman, onlardan ilerideki hayatlarında da öğrenci kalmalarını ve her zaman yeniliklere açık olarak mesleki hayatlarını devam ettirmelerini istedi. Diş hekimlerinin görevinin, toplumu ağız ve diş sağlığının önemini bilen ve aynı zamanda sağlığını korumak noktasında gerçekten çaba harcayan bireylere dönüştürmek ve onlara yol gösterici olmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yaman, dünyada ilerleyen zaman dilimi içerisinde bugünlere göre her zamankinden daha çok cesur, kendisine güvenen, çağdaş ve kendisini yenileyen diş hekimlerine ihtiyaç duyulacağının öngörüldüğünü kaydetti. "Her anınızı dolu dolu yaşayacağınız yeni yuvanıza hoş geldiniz" Salonda bulunan öğrenci ailelerine de seslenen Prof. Dr. Yaman, çocuklarının bugün onların fedakarlıkları, gayretleri ve emekleri neticesinde hekimlik mesleğinin kutsal giysisi olan beyaz önlüklerini giyerek meslek eğitimlerine ilk adımlarını atmakta olduğunu aktardı. Prof. Dr. Yaman, ailelerden onur duymalarını ve gururlanmalarını istedi. Konuşmasının sonunda genç diş hekimi adaylarına ESOGÜ Diş hekimliği ailesi adına her anı dolu dolu yaşayacakları, birçok hatıralar biriktirecekleri yeni yaşantılarına ve yeni yuvalarına hoş geldiklerini söyleyen Prof. Dr. Yaman, öğrencilere eğitim hayatlarında başarılar diledi. Açılışın ardından genç diş hekimi adaylarına beyaz önlükleri protokol ve öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Törene ESOGÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici ile öğretim üyeleri ve aileler katıldı.