YEREL HABERLER - 13 Mart 2012 Salı 11:31

NEÜ`DE İSTİKLAL MARŞINI GÜZEL OKUMA YARIŞMASI

A
A
A
NEÜ`DE İSTİKLAL MARŞINI GÜZEL OKUMA YARIŞMASI

Nevşehir Üniversitesi’nde (NEÜ) İstiklal Marşı’nın Kabulünün 91. Yıldönümü dolayısıyla ’İstiklal Marşı’nı Güzel Okuma’ konulu yarışma düzenlendi.
NEÜ Öğrenci Konseyi Başkanlığı tarafından Fen Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen, akademik ve idari personelin yanı sıra yoğun bir öğrenci katılımıyla gerçekleştirilen ’İstiklal Marşı’nı Güzel Okuma Yarışması’nda 26 öğrenci yarıştı.
Yarışmaya katılan öğrencilerin İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtasını okumalarının ardından NEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ethem Özkan, Çağdaş Türk Lehçeleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Adem Öger ve Öğrenci Konseyi Başkanı Ufuk Altuntaş’tan oluşan jüri ilk üçe giren yarışmacıları belirledi.
Yarışmada birinci olan Kübra Aslan’a çeyrek altın, ikinci olan Zehra Ünal’a kalem takımı, üçüncü olan Bekir Esmer’e NEÜ tişörtü ve başarı plaketleri verildi.
Öğrenci Konseyi Başkanı Ufuk Altuntaş, "Nevşehir Üniversitesi olarak İstiklal Marşımızın kabulünün 91. Yıldönümü dolayısıyla Öğrenci Konseyi Başkanlığı olarak öğrenci arkadaşlar arasında böyle anlamlı bir etkinlik düzenlemeye karar verdik. Çünkü İstiklal Marşı bizim şanlı ecdadımızın o dönemde vatanımızın bölünmez bütünlüğü için verdiği haklı ve şanlı mücadelesini en iyi şekilde bizlere anlatmakta. Biz de bize emanet edilen İstiklal Marşı ve bütün değerlerimize sahip çıkmakla yükümlü olduğumuzun bilinciyle bu ve buna benzer etkinlikler düzenliyoruz. İstiklal Marşımızı güzel okuma yarışmasını üniversitemizde bu sene ilk defa gerçekleştirdik. Bundan sonra bunu geleneksel hale getireceğiz. Tarih bu millete bir daha böyle bir marş yazdırmayı nasip etmesin. Türk Milleti ve gençliği olarak bunun için elimizden geleni yapacağız." dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: "Basında linç edildim" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olarak çalışan ve 4 bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz, verilen aranın ardından savunma yaptı. Eryılmaz savunmasında, bir bebeğin ölümü ile ilgili basın tarafından linç edildiğini söylerken, ölümünden sorumlu tutulduğu bir başka bebeği ise hatırlamadı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olan; ayrıca Melek Süleymanoğlu, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Ayaz Karaduman bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz savunma yaptı. “Basında linç edildim” Eryılmaz savunmasında, “Karakoç bebek Yalova’da doğdu. Bağırsaklarında çürüme olduğu söylendi. 112 tarafından bize sevk oldu ve yatışı yapıldı. Gerekli tetkik ve tedavileri alındı. Çocuk cerrahisi değerlendirdi. Hasta ameliyat edildi, entübe şekilde yatıyordu. Gözlemden sonra beslenmeye başlandı. Çocuk kilo almadı, kilo kaybetti. Bağırsaklarının emilimi bozuk çocuğun. Bu bebek de eks oldu. Bebeğin başında da ben vardım. Bebeği entübe ettim. Müdahale ettim, toparladım, döndü. Sonra genel durumu bozuldu. Canlandırma işlemi yaptık ama 2 saat sonra eks oldu. Akşam polis geldi. Ben sonradan geldiğimde polisi görmedim. Polis çıkıp gitmişti. Basında en çok Karakoç bebek tarafından linç edildim” dedi. Karaduman bebeğin ölümüne ilişkin ise sanık Eryılmaz, “KSS Eğitim Araştırma Hastanesi’nde doğuyor. Solunum sıkıntısı, kan şekeri düşüklüğü nedeniyle hastanemize 112 aracılığı ile sevk edildi. Hastaya damar yolu açıldı. Tedavisine başlanıyor. Bebek yatışı devam ederken eks oluyor. 45 dakika canlandırma işlemi sürüyor nöbetçi doktor var o saatte. Bana hiç haber verilmiyor. Bana olayı anlattılar. Bu bebek de bu şekilde eks oldu” diye konuştu. Ölümünde sorumluluğunun bulunduğu bebeği duruşmada hatırlamadı Dursun Eryılmaz, “Melek Süleymanoğlu bebek hatırlayamadığım bir bebek. Ama anladığım kadarıyla bebek solunum sıkıntısı ile başka bir hastaneden bize geliyor” dedi. Çalıştığı şirketin sahibini bilmediğini iddia etti Sanık Eryılmaz savunmasının devamında, “Benim maaşım şirketten yatıyordu. Şirketin kimin olduğunu bilmiyordum. Tutuklanmadan birkaç ay önce Fırat Sarı’yı gördüm. ‘Ben buranın işletmesini devraldım’ dedi. Ben o şekilde Fırat Sarı’dan maaş aldığımı anladım. Bizde günlük epikriz yazacağız diye bir kural yok. Notlar alıyorduk. Sonrasında da yazabilirdik” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı tarafından İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında geçen “Dursun ağabeyle ağzın bir olsun yani” konuşması Eryılmaz’a soruldu. Sanık bu konuşmaya ilişkin “Polis geldiği için o gün tedirgin olduklarından böyle söylemişlerdir” dedi.